Vücuttaki Sessiz Tehlike! Zayıf Görünmeniz Sizi Aldatmasın! Depresyondan İnmeye Hatta Kansere Bile Yol Açabilir: Visseral Yağlanma...
Vücutta iltihaplanmayı arttırıyor, metabolik hastalıkların oluşumuna zemin hazırlıyor. "Visseral Yağlanma" tehlikesine karşı uzmanından uyarı geldi. "Visseral Yağlanma" nasıl oluşur, belirtileri nelerdir? Visseral Yağlanma hangi hastalıklara yol açabilir? İşte detaylar...
Haberin Devamı
/

İç organların çevresinde biriken visseral yağ; kalp hastalıkları, diyabet ve kanser riskini arttırarak ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Hormon dengesini bozan, vücutta iltihaplanmayı arttıran bu yağlanma türü, metabolik hastalıkların oluşumunda da kritik rol oynuyor. Prof. Dr. Berçem Ayçiçek’e visseral yağlanmayı sorduk.Vücudun derinlerinde, iç organların çevresinde biriken visseral yağ, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Metabolizmayı olumsuz etkileyen bu yağlanma çeşidi, kalp hastalıklarından diyabete hatta bazı kanser türlerine kadar birçok risk faktörünü beraberinde getiriyor. Uzmanlar visseral yağlanmayı kontrol altına almak için yaşam tarzı değişikliklerinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Peki, bu tehlikeli yağlanma nasıl oluşuyor? Hangi hastalıklara yol açıyor ve nasıl kontrol altına alınabilir? Hürriyet'ten Ece Altıkulaç, tüm bu soruları endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Berçem Ayçiçek'e sordu.
NEDİR?
/

‘Hareketsizlik ve stresle beslenir’“Visseral yağ, deri altındaki yağdan farklı olarak iç organların çevresinde biriken ve metabolik olarak aktif bir yağ türüdür. Karaciğer, bağırsaklar, pankreas ve böbrekler gibi hayati organları çevreleyen bu yağ dokusu, vücutta iltihaplanmayı arttırarak hormon dengesini ve insülin metabolizmasını olumsuz etkileyebiliyor. Yüksek kalorili beslenme, hareketsizlik, kronik stres ve hormonal değişimler visseral yağlanmayı arttıran başlıca faktörler arasında sayılabilir.”‘İnme, kanser riskini arttırır, depresyona sebep olabilir’“Visseral yağ, insülin sinyal yollarını bozarak, hücrelerin insüline yanıtını azaltarak insülin direnci ve dolayısıyla tip 2 diyabetin gelişmesi, kalp krizi ve inme riskini arttırır. Yağ dokusundan salınan bazı protein yapıdaki maddelerin, damar fonksiyonlarını bozarak kan basıncını yükselttiği biliniyor. Artan visseral yağ, kolon, meme ve pankreas kanseri riskini de yükseltebiliyor. Ayrıca visseral yağlanmanın karaciğer yağlanması, uyku apnesi ve depresyon gibi rahatsızlıklara neden olduğu da bilimsel olarak gösterilmiştir.”
Haberin Devamı
GENETİK MİDİR?
/

‘Doğuştan gelebilir, çocukluk beslenmesi etkileyebilir’“Bazı kişiler, genetik olarak karın bölgesinde yağlanmaya daha yatkındır. Ancak çevresel faktörler (beslenme ve fiziksel aktivite) bu süreci doğrudan etkileyen önemli bir diğer etkendir. Epigenetik etki (özellikle gebelik ve erken çocukluk döneminde edinilen sağlıksız beslenme alışkanlıklarının genler üzerindeki olumsuz değiştirici etkisi) visseral yağlanmayı arttırabilecek genetik mekanizmalardan bir diğeridir. Yüksek şekerli ve işlenmiş endüstriyel gıdalarla beslenen çocuklarda ileriki yaşlarda visseral yağlanma ve ergenlik dönemiyle birlikte metabolik hastalık riski artıyor. Ayrıca fiziksel aktivitenin düşük olduğu bir çocukluk dönemi, yağ hücre sayısının artmasına neden olarak yetişkinlikte visseral yağlanma eğilimini arttırabilir.”
İLACI, TEDAVİSİ VAR MI?
/

‘İşlenmiş gıdalardan kaçının’“Visseral yağ ölçümü ancak bir doktor tarafından yapılabilir, bunun için bir uzmana danışmalısınız. Günümüzde visseral yağlanmayı doğrudan hedef alan spesifik bir ilaç yok. En etkili mücadele şekliyse düşük glisemik indeksli beslenme dediğimiz rafine karbonhidratlardan, früktoz ve işlenmiş/endüstriyel gıdalardan kaçınmak ve yeterli lif alımıyla omega 3-6 yağ dengesini korumak. Ayrıca kronik stres kortizol seviyelerini arttırarak yağ depolamayı tetikleyebilir. Bu bakımdan, doğa yürüyüşleri, yoga, meditasyon gibi performanslar bu zararlı döngüyü kırabilir. Yeterli ve kaliteli uyku almak ve stres yönetimi tekniklerine başvurmak da etkin bir başka yaklaşımdır.”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Görünüşe aldanmamalı
/

“Genetik yatkınlık, stres, hormonal dengesizlikler ve düşük fiziksel aktivite gibi faktörler, düşük yağ oranına sahip bireylerde bile visseral yağın birikmesine yol açabilir, dolayısıyla diyabet ve kalp hastalıkları açısından risk altında olabilir. Bu nedenle sadece vücut ağırlığına bakarak sağlık durumu değerlendirilmemelidir.”