Günümüzün pandemisi: Obezite! Dilara Koçak yazdı...
Geçtiğimiz günlerde İstanbul ve İzmir’de yaklaşık 250 hastada, mide botoksu kaynaklı zehirlenme saptandı. Günümüzün pandemisi olarak nitelendirilen obezite tedavisindeki gelişmeler hangi noktada? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Halit Eren Taşkın’a sordum.
Öncelikle etkilenen hastalara şifa diliyoruz. Botilinum toksini genel cerrahi alanında uzun yıllardır, makat çatlağı ve akalazya tedavisinde kullanılmaktadır. Son 5 yıldır obezite tedavisinde mide kas tabakasına endoskopik olarak uygulandığı takdirde mide hareketlerini azaltarak tokluk hissi sağlayacağı iddia edilmektedir. Literatürde bu konuyla ilgili faklı bakış açıları ve yapılan metanalizlerde çelişkili sonuçlar yer almaktadır. Ben kendi pratiğimde sınırlı hasta grubunda bu tedaviyi uygulamaktayım. Literatür bilgilerinde güvenli ve komplikasyon oranı düşük bir yöntem olduğu belirtilmiştir. Bu konuda özellikle teknik ve kullanılan botilinum toksin dozu ve cinsi, yasal ürün olup olmadığı güvenlik açısından önemlidir. Özellikle botilinum toksin dozunun 500 üniteyi geçmemesi ve mideye iyi dilue edilerek dengeli şekilde yapılması ve midenin diyafram kası ve kalp komşuluğu bölgelerinden uzak durmak gerekmektedir. Bu işlem sonuçta girişimsel bir işlemdir ve hastalarımız komplikasyonlar konusunda önceden bilgilendirilmelidir.
Uygulama aşamasında nelere dikkat edilmeli?
Özellikle ürüne alerjisi oluşmuş ve nörolojik hastalık öyküsü olan hastalarda uygulanmamalıdır. Özellikle mide botoksu uygulaması sonrası ilk hafta sıvı sonrasında sulu yumuşak ögeler içeren ve bir diyetisyen gözetiminde uygulanacak diyet programı tedavi başarısını artırmaktadır. Ben doğru ve ehil ellerde ve ciddi merkezlerde, cerrah-diyetisyen takibinde uygulandığında kilo vermeye yardımcı bir yöntem olabileceği düşüncesindeyim.
En sık uyguladığımız işlemler halk arasında bilinen ismiyle tüp mide (sleeve gastrektomi) ve gastrik bypass işlemidir. Ayrıca daha önce cerrahi geçirmiş ve tekrar kilo alan hastalarımızı da revizyonel işlemler olarak Roux-en-y ve tek anastomoz gastrik bypass işlemlerini tercih ediyoruz. Şu unutulmamalıdır; her hasta ve her metabolizma farklıdır, bu sebeple cerrahi işlemler de hastaya göre modifiye edilmelidir. Sonuç olarak ekip halinde karar vermek ve takip etmek, hastaların tekrar kilo almaması ve yandaş hastalıklarının geri dönmemesi için en önemli faktördür.
Kanser kadar önemli bir hastalık
Obezite multifaktöryal bir hastalık ve obez bireyler sık sık toplum tarafından damgalanıyor, günümüzde obezite ve yandaş hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiren hasta sayısı, maalesef mevcut kanser türlerinden hayatını kaybeden bireylerden fazla. Bu sebeple günümüzde artık obezite, kanser hastalığı kadar önemli bir hastalık ve aynı şekilde bireyin tüm organ sistemleri etkilenmeden tedavi edilmesi gerekiyor.