İlişkilerde en çok söylenen 4 yalan!

İlişkiler dürüstlük üzerine kuruludur bu kesinlikle doğru ancak aynı zamanda büyüklü küçüklü sahtekarlıkların da ilişkilerin birçok aşamasında ilginç şekilde yüksek bir payı var. En sık söylenen yalanlar araştırmalara konu oluyor. Peki ilişkilerde en çok söylenen 4 yalan nedir?

Haberin Devamı

Yalan söylemek en çok inkar edilen ancak en yaygın karşılaşılan hareketlerden biridir. Yalan söylemeyi uzmanlar, kasıtlı olarak gerçek olmayan bilginin yayılması olarak tanımlıyorlar.

Peki ilişkilerde sık söylenen yalanlar var mı? Olmaz mı? İlişkilerde insanlar birbirlerine bazen çok masum nedenlerle de olsa bir şekilde yalan söyleyebiliyorlar.

Bir araştırma şirketi tarafından yakın tarihte yapılan 1100 kişilik bir anket, Türkiye'de en çok söylenen yalanlar araştırılmıştı.

Araştırma sonuçlarına göre en sık söylenen yalan yüzde 21 verdiği yanıtla "ben asla yalan söylemem" oldu.

Araştırmaya konu olan en yaygın yalanlar aşk ve ilişkiler söz konusu olduğunda da he kulağa tanıdık gelen bazı cümleleri içeriyor.

İlişkilerde en sık söylenen yalanlardan biri, sevgilinin çağrılarına yanıt vermedikten sonra söylenen duymamışım, telefonum sessizde kalmış yalanıdır.

Bu yalan bazen başka bir yalan örtmek için kullanılırken, bazen de kavga çıkmaması için söyleniyor.

Haberin Devamı

Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 16,5'sı en çok söylediği beyaz yalanın "telefonum sessizdeydi." olduğunu söylüyor.

Aklım hep sende, her daim seni düşünüyorum. İlişkilerde sıklıkla kullanılan yalanlardan biridir. Burada amaç bir şeylerden şüphelenmiş kıskanç partnerin nabzına şerbet vermek ve onu aslında şüphelerinin asılsız olduğuna inandırmak olabilir.

Ben sana asla yalan söylemem, sana karşı hep dürüsttüm.

Bu söz aslında “Sen de bana dürüst oldun mu?” sorusunun başka bir ifadesidir. Amaç karşı tarafın dürüstlüğünden emin olmaktır. Ancak gerçekten dürüst davranmayanların da arkasına saklandığı bir söz olarak da değerlendirilebilir.

Genellikle kadınların kullandığı bir sözdür. Çünkü kadınlar akıllarından geçenin erkekler tarafından anlaşılmasını beklerler ancak böyle bir şey söz konusu değildir. Burada geçekte olan “Kadınca” ve “Erkekçe” dillerinin karşılıklı olarak anlaşılamaması, yani iletişim sorunudur.