Korku, şok, kaygı, stres... Depremzedeler ne yaşıyor? Bölgedeki uzmanlar anlattı
Büyük bir yıkıma neden olan çifte deprem, ruhumuzda da derin yaralar açtı. Bölgedeki depremzedeler yas, korku, şok, kaygı, stres, öfke gibi çok sayıda duyguyla baş etmek zorunda. Sahaya inen psikologlar, depremzedelerin elini tutuyor, acılarını paylaşıyor, ruhsal yaralarını sarmaya çalışıyor... (Fevzi Kızılkoyun & Rıza Özel / Hürriyet)



Türk Kızılay Uzmanı Sait Ali Nur:
İnsanların çoğu korku içinde, yüksek seviyede kaygı duyuyor. Şok, duygusal tepkisizlik gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Kimi yakınını halen enkaz altında bekliyor. Gerçekliğe yabancılaşmış olduklarını da gözlemleyebiliyoruz. Etraflarında duydukları seslere karşı irkilme tepkileri veriyorlar, öfke nöbetleri geçirdiklerini görüyoruz. Bazen ne yaşadıklarını bile hatırlamıyorlar.

Depremzedelerin çoğunun uyku problemleri var. Ruh sağlığı çalışanlarına çok fazla iş düşüyor. Bu insanların çoğu hem travma sonrası stres bozukluğu hem de yas yaşıyorlar. Etkileri yıllarca sürebilir. Önemli olan onların psikolojik dayanıklılıklarının ve uyumlanmalarının desteklenmesi. Çocuklara bakım verenler, yani ebeveynlerin psikolojilerinin çocuklarda yansıması farklı olabiliyor.

Çocukların ihmal edildiklerini gözlemliyoruz. Duymamaları, görmemeleri gereken şeylere şahitlik ediyorlar. Çocukların bu süreci en sağlıklı şekilde geçirebilmeleri için destek şart. Depremi yaşamış kişiler için yapılabilecek ilk şey, temel gereksinimlerinin karşılanarak güvenli bir barınma ortamının hazırlanması. Her çocuğun deprem deneyimi farklı olabiliyor. Depremin bir doğa olayı olduğu ayrıntıya girilmeden anlatılmalı ama muhakkak her sorularına yanıt verilmeli. Korkma, ağlama gibi söylemler yerine depremin korkulacak bir şey olduğu aktarılmalı.

ŞU AN HERKES HAYATTA KALMA SAVAŞI VERİYOR
Psikyatri Uzmanı Cem Taylan Erdem:
Depremzedelerle görüşmelerimizde karşılaştığımız en büyük reaksiyon yas. Bu insanlara, ‘Biz sizi koruyacağız, biz sizin yanınızdayız, biz size destek oluyoruz. Evet siz yakınlarınızı kaybettiniz ama her şeyinizi kaybetmediniz, biz varız yanınızda’ diyebilmek gerekir. Şu an herkes survivor moduna geçmiş durumda, yaşamsal belirsizlik var. Büyük felaketler hiçbir şey belli değil, her şeyini kaybedebilirsin hissini yaratıyor. Yan yana durarak, el ele vererek ve dayanışmayla güçlü oluruz, onlara güç veririz. Yas tutanların acısını sadece güzel sözlerle telkin edemeyiz. Onların yanında olduğumuzu söylememiz, bu yönde güçlü mesajlar vermemiz gerekir. Travma insanları yaralar ama iyi tedavi edip uygun bir şekilde müdahalede bulunabilirsek o yarayı iyileştirebiliriz. İnsan malzemesini de unutmayalım. Şu an buradaki depremzedelerin psikolojik desteğe ihtiyacı var. Travmalarını atlatmaları için uzman kişilerin sahada olup destek vermeleri gerekiyor.
