Obezite ameliyatları için dört hayati uyarı

Hastanede yaşam mücadelesi veren Azerbaycanlı milletvekili Ganire Paşayeva’nın, geçen yıl geçirdiği mide ameliyatı nedeniyle rahatsızlanmış olabileceği iddiaları akıllarda soru işareti yarattı. Konuyu Hürriyet için değerlendiren Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Osman Yıldırım 4 önemli uyarıda bulundu... Meltem Özgenç'in haberi..

Haberin Devamı

1- İLK SEÇENEK OLMAMALI

/

Kilo sorunu olanlara doktorlar olarak asla hemen cerrahi önermiyoruz. Önce Diyet, spor, gerekirse doktorlarca onaylanmış bazı ilaçlar denenmeli, bunlardan sonuç alınamazsa cerrahi müdahale düşünülmeli. Bir insan obez olduktan sonra bu saydığımız metotların hepsini mükemmel yapsa bile kalıcı kilo verme oranı maalesef yüzde ikiler civarında. Bu metotlarla kilo veriliyor ama geri alınıyor. Bu nedenle obezitenin tek etkin tedavisi cerrahidir. Ancak obezite ameliyatları sanıldığı kadar riskli değil. Bir safra kesesi ameliyatından daha fazla riski yok. Komplikasyon yüzde ikinin altında. Ölüm ise çok nadirdir. Maalesef bu konuda toplumda oluşan yanlış inanış obezite cerrahisinin çok riskli, ölümcül olduğu konusunda fikirler oluşmasına neden olmuş. Bunun da en önemli nedenlerinden biri mide kelepçesidir. Mide kelepçesi terkedilmiş bir yöntem. Asla yapmıyoruz, önermiyoruz. Bu yöntemin yarattığı olumsuz imajı da silmeye çalışıyoruz.

2- DOKTOR TECRÜBELİ OLMALI

/

Obezite cerrahisinde tüp mide (mide küçültme) ve mide baypası başta olmak üzere birçok yöntem var. Obezite cerrahisi deneyimli ekiplerce, donanımlı merkezlerde yapıldığı zaman son derece güvenli, yüz güldürücü sonuçları olan altın standart bir seçenek. Bu ameliyatı yapan kişilerin belli eğitim almış, belli sayıda ameliyat yapmış olması gerekir.

3- KALİTESİZ ÜRÜNLER KULLANILMAMALI

Ameliyatta kullanılan malzemelerin de kaliteli olması gerekiyor. Çok komik fiyatlar teklif eden, kalitesiz ürünler kullanan yerlere kesinlikle yönelmeyin. Bu da olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına neden olur.

Haberin Devamı

4- AMELİYAT SONRASI TAKİP YAPILMALI

/

Tabii ki ameliyatla her şey bitmiyor, hasta yaşam tarzını değiştirmeli. Hasta kurallara uymazsa, yaşam tarzını değiştirmezse, abur cubur yer, alkol, kola gibi içecekler tüketmeye devam ederse, hiç spor yapmazsa verdikleri kiloların bir kısmını geri alabilir. Ancak, çok nadir olan birkaç olumsuz örneği de abartıp, ‘ameliyat olanlar kilo alıyor’ fikrine kapılmamak gerekir.

VKİ 30’UN ÜZERİNDE OLMALI

“Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde ya da 35’in üzerinde olup da hipertansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi yandaş hastalığı olanları Ameliyat ediyoruz. Son yıllarda yandaş hastalık varsa, bu oran 30’lara kadar düştü. Ancak vücut kitle indeksi 30’un altına cerrahi önermiyoruz. Vatandaşlara zayıflama amacıyla zayıflama çayları, doktorların önermediği ilaçları kullanmalarını da kesinlikle tavsiye etmiyoruz. İşte asıl bunlar hayati tehlike yaratır.”

OBEZİTENİN EN ÖNEMLİ NEDENİ TELEFON VE TV

/

“Obezite çağımızın hastalığı, gelişmiş ülkelerde yaygınlığı yüzde 30’u buluyor. Maalesef Türkiye’de de bu oranlarda. Ayrıca çağımızda Fast-Food tarzı, işlenmiş gıda ile beslenme, hareketsiz yaşam, gıdaya kolay ulaşım, birçok işin oturularak yapılması, gerek tüm gün ve gerek akşam işten gelince telefon, televizyon ya da bilgisayar karşısında çok zaman harcanması ve sürekli bir şeyler atıştırmak büyük soruna neden oluyor. Abur cubur, kola gibi içecekler fazla tüketiliyor. Aldığımız kaloriden daha azını harcıyoruz. Bunlar da obezite oranını artırıyor.”