hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Rinoplasti öncesi psikolojik destek şart!

    Rinoplasti öncesi psikolojik destek şart
    expand
    KAYNAK DHA

    Bazı hastaların rinoplasti öncesi ve sonrasında psikolojik destek alması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Erkan Soylu, “Hastaların büyük çoğunluğu psikolojik destek almadan kolayca yeni yüzlerine alışmakta ve sevmektedir. Ancak hastanın burnu normal ve yüzüyle uyumlu olmasına rağmen hasta mutlu değilse ve alışamıyorsa psikolojik destek almaları geçiş sürecinde faydalı olacaktır. Psikolojik destek almayı reddedip defalarca ameliyat olan hastaları maalesef görmekteyiz ve bu hastaların burunlarında çoğu zaman onarılması zor sonuçlar ortaya çıkabilmektedir” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Prof. Dr. Erkan Soylu, rinoplasti ameliyatı sonrası yeni yüze kavuşan hastaların psikolojik destek alabileceğini açıkladı. Prof. Dr. Soylu, rinoplasti sonrası hastaların ilk anda şaşırdığını belirterek “Rinoplasti ile yüzünüzün tam ortasında yer alan burnunuzun şekli değişecek ve doğal olarak yüz ifadeniz de burnunuzdaki problemlere bağlı olarak az veya çok değişecektir. Yıllarca doğal burnunuzla yaşadığınız için ameliyat sonrası yeni burnunuzu gördüğünüzde ilk anda bir şaşırma olup yüzünüz size değişik gelecektir. Hastaların büyük çoğunluğu yüzlerindeki bu değişime psikolojik destek almadan kolayca alışmakta ve yeni yüzlerini sevmektedir. Yeni yüze alışamama durumu yüzle uyumsuz yapılmış burundan kaynaklanıyorsa yeni bir ameliyat ile yüzle daha uyumlu burun elde edilmeye çalışılmalıdır. Ancak hastanın burnu normal ve yüzüyle uyumlu olmasına rağmen hasta mutlu değilse ve yeni yüzüne alışamıyorsa, bu zor bir durumdur. Bu hastalarımızın psikolojik destek almaları geçiş sürecinde faydalı olacaktır. Psikolojik destek almayı reddedip defalarca ameliyat olan hastaları maalesef görmekteyiz ve bu hastaların burunlarında çoğu zaman onarılması zor sonuçlar ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu.

    “TEREDDÜTLERİ GEÇMEDEN AMELİYATA ALINMAMALI”

    Hastaların daha az bir kısmında ise bu sürecin biraz daha zor geçebildiğine işaret eden Prof. Dr. Soylu, şöyle devam etti:

    “Bu hastalar bazen bize ‘Eski burnumu geri istiyorum’ şeklinde revizyon talebi ile başvurabilmektedir. Esasen bu hastalar ameliyattan önce de burunlarının şeklini değiştirip değiştirmeme konusunda çok tereddütlü olan hastalardır. Sürekli ‘Acaba nasıl olacak?’ diye sorarlar, uzun uzun görüşme ve izahatlardan sonra bile ayrılırken tereddütlerinin geçmediğini hissedersiniz. Bu hastaları tereddütleri ve yüksek endişe düzeyleri geçmeden ameliyata almak uygun değildir. Daha uygun bir zamana kadar ameliyatlarının ertelenmesi en doğrusudur. Bu hastalar ameliyat sonrasında yüzlerine alışma konusunda ciddi zorluk çekebilirler. Burun cerrahları her ne kadar ameliyat sonrası hasta yönetimi konusunda tecrübeli olsalar da birer psikiyatrist değildirler. Bu süreçte bu hastalarımızın psikolojik destek almaları gerekebilecektir. Hayatın çeşitli aşamalarında hepimiz psikolojik desteğe ihtiyaç duyabilmekteyiz, bu çok normaldir. Ancak bu hastalara bu durumu kabul ettirmek ve söylemek çoğu zaman zor olabilmektedir.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “BÜTÜN SORUNLARINI BURUN ŞEKLİNE YÜKLEYEN HASTALARA DİKKAT”

    Prof. Dr. Erkan Soylu, bazı hasta grubunun ise ameliyat edilmemesi gerektiğinin altını çizerek “Diğer bir grup hasta da ‘vücut algı bozukluğu’ olan hastalardır. Bu hastaların ameliyat öncesi mutlaka farkına varılması ve ameliyat edilmemeleri gerekmektedir. Bu hastalıkta, hasta hayatındaki bütün sorunları bir organına, örneğin burnuna yükler ve burnunu bütün olumsuzlukların kaynağı olarak görüp suçlar. Bu hastalarımızın bu psikolojik problemi düzeltilmezse burun ameliyatının sonucu ne olursa olsun mutlu olmazlar, defalarca ameliyat olurlar ama problemlerinin çözümü ameliyat olmadığı için tatmin olmazlar. Bu hastalarımızın şikayetleri ve mutsuzlukları burun ameliyatları ile çözülemez ve ameliyattan önce psikolojik destek almaları gerekir. Toplumda çok nadir görülen bir problem olmakla beraber gerek profesyoneller ve gerekse de hastalarımız tarafından bilinmesi gereken bir durumdur” dedi.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow