Terk edilme korkusu yaşayanlar dikkat! İşte hangi bağlanma stilinde olduğunuzu anlamanın yolu...
Anne-babanın ya da evdeki bakıcının çocukla kurduğu ilişkinin kalitesi, tarzı, biçimi onun gelecekteki yaşantısını şekillendirir. Bağlanma biçimi, insanın partneri ya da çevresiyle ilişkisini de hayati derecede etkiler... (Psikolog Esra Ezmeci anlatıyor / Sabah)
Haberin Devamı
/

Yaşamda kurduğumuz ilk ilişki, ailemizle kurduğumuz güven ve sevgi bağlarında gizli. Çocukluğunuzda ya da erken dönemde yaşadığınız travmatik deneyimler, çözülmeyen her türlü çatışma ve sorunlar yetişkinlikte kurduğunuz duygusal ve arkadaşlık ilişkilerinde sizi etkilemeye devam edebilir. Psikoloji bilimi düşünüldüğünde ilk akla gelen "Çocukluğunuza inelim" cümlesidir. Her ne kadar klasikleşmiş bir kalıp cümle olsa da aslında buradaki anılar çok kıymetlidir. Çocukluktaki deneyimler, hayatı anlamlandırma biçimimiz, anne ve babamızla kurduğumuz ilişkiler, travmatik deneyimler, yaşanan olumsuzlukları nasıl anlamlandırıp kodladığınız, genetik etkenlerimiz yetişkinlikte hayatımıza ne tür insanlar alacağımız üzerinde çok etkilidir. Yani aslında doğduğumuzdan itibaren anne, baba veya kim tarafından bakım gördüysek onunla kurduğumuz bağlanma ilişkisi biz farkına varmadığımız sürece yetişkin ilişkilerimizde etkisini sürdürmeye devam ediyor.
SÜREKLİ TERK EDİLME KORKUSU
/

Kurduğumuz tüm ilişkilerin özünde yatan güven duygusu, kişinin kendi ile kurduğu ilişkiyi ve başkalarıyla olan paylaşımını etkileyerek bağlanma türünün oluşmasını sağlar. Çocukluktan itibaren anne ve babası ile kuvvetli bir bağ kurmayı başarmış kişiler, gelecekteki ilişkilerini güven duygusu üzerine inşa ederken; ihmal edilmiş ya da sağlıklı ilişkilere hiç şahit olamamış kişiler, romantik ilişkilerinde iletişim konusunda başarısız olur. Bağlanma stilimiz; ilişkilerimize, kime nasıl davranacağımıza yön verir.Partnerinize çok güvenmek istiyorsunuz ama bir şeyler sürekli içinizi kemiriyor, sürekli terk edilme yönünde anlamsız kaygılar yaşıyorsunuz ya da tam birini çok sevecekken bir duygu sizin oradan hızlıca kaçıp uzaklaşmanıza neden oluyor. İşte bağlanma stilleri dediğimiz bu stiller, bizim kim olduğumuza, ilişkilerimize ve davranışlarımıza yüksek ölçüde yön veriyorlar.
Haberin Devamı
HANGİ BAĞLANMA STİLİNDE OLDUĞUMUZU NASIL ANLARIZ?
/

Kurduğunuz yetişkin ilişkilerinde kendinizi nasıl bir partner olarak tanımlarsınız? Kendine ve karşındaki partnerine de aynı şekilde güvenen, emin olan şekilde diyebilir miyiz? Eğer kurduğunuz ilişkilerde bu duyguları hissediyorsanız yüksek oranda güvenli bağlanma stiline sahip olabilirsiniz. Kurduğunuz her türlü ilişkide kendiniz olmaktan korkmuyor, kendinizi rahat hissedip çevrenizdeki kişilerle fiziksel ve duygusal temas, sizin için korkutucu değilse temeli güven olan sağlıklı ilişkiler kurabiliyorsunuz demektir.Güvenli bağlanma nasıl oluşur, buna bakalım. Eğer bebeklikten itibaren anne ve babanız veya size bakım veren kişi tarafından sürekli olarak fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarınız karşılandıysa, sizinle yeterli iletişim kurulup önemli ve yeterli bir birey olduğunuz hissettirildiyse güven bağı yaşam boyu ilişkilerinizin temel dinamiğini oluşturur. Ebeveynler özellikle sevgi, saygı gösteren ve davranışları konusunda da tutarlı ve öngörülebilir davranışlara sahipse güvenli bağlanma oluşumu başlar. Güvenli bağlanan kişiler, ilişkide partnerlerine karşı empatik, duygulara önem ve saygı gösteren, duyarlı kişiler olmaktadır
KAÇINGAN BAĞLANMA
/

Duygu ve düşüncelerinizi daha çok içinizde mi yaşarsınız? İnsanlarla iletişim ve ilişki kurmak sizin için kolay mıdır yoksa bu durumdan olabildiğince kaçmak mı istersiniz? Özgürlük alanınız sizin için çok önemli ve bunu yok edeceğini düşündüğünüz için ilişki kurmaktan mı kaçıyorsunuz? Eğer bu korkularınız varsa kaçıngan bağlanma stiline sahip olabilirsiniz. Peki kaçıngan bağlanma nasıl oluşur?Eğer bebekken saygı ve sevgi görmemiş ve iletişimin kısıtlı olduğu bir ortamda büyüdüyseniz, kendinizi korumak adına kaçıngan bağlanma stilini geliştirmiş olabilirsiniz. Bu savunmayla bebek, dünyasına döner ve iletişimi çok sınırlı olur. Bebeğe duygularını ifade edebileceği bir ortam yaratılmadığından ötürü yetişkinlik yaşamında da kişi iletişim ve ilişki kurmayı sürekli olarak reddeder.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
KAYGILI BAĞLANMA
/

Partnerleriniz hep size, sizden çok daha güzel, akıllı, başarılı, çekici mi geliyor? Kendinizi ilişkide yapacak olduğunuz herhangi bir davranışı sürekli olarak düşünürken bulup, davranışı sergilemekten, eleştirilmekten mi korkuyorsunuz? Eğer bunları yaşıyorsanız kaygılı bağlanma stiline sahip olabilirsiniz. Kaygılı bağlanma nasıl oluşur? Erken dönemlerinde sevgi, ilgi, onay almayan bebekler, güven duygusunu ebeveynlerinden alamamalarıyla birlikte kendi duygu, düşünce ve davranışlarından sürekli olarak şüphe ederler. Çünkü ne tepki alacakları konusunda güvensizlik yaşarlar. Bundan dolayı yetişkinlik yaşamında da kişi ilişkilerinde güven olmayan stres ve huzursuz ilişkiler yaşar.
TUTARSIZLIK VARSA...
/

İlişkilerde her an her şeyi yapabilecek biri misiniz? Davranışlarınız için, tahmin edilemez şeklinde yorumlar alıyor musunuz? Yaşadığınız içsel duygular ilişkilerden ve partnerlerinizden sizi uzaklaştırıyor mu? Dengesiz ve tutarsız duygu ve düşünceleriniz çoğunluktaysa; korkulu/kaçıngan bağlanma stiline sahip olabilirsiniz. Korkulu/Kaçıngan bağlanma nasıl oluşur? Bebeklikten itibaren anne ve babanız tarafından bir ilgi gösterilen, bir ilgisiz bırakılan ve bu duyguların ne zaman geleceği belli olmayan bir ortamda büyüdüyseniz bu önemli bir handikaptır. Özellikle yardıma ihtiyacı olan bir bebek, kısa sürede gerekli yardımı alamadıysa bu dünyayı güvensiz, her an başıma bir şey gelebilir ve kimse olmayabilir şeklinde anlamlandırabilirler. Bundan dolayı yetişkinlikte ilişkide ne ile karşılaşacaklarını bilemediği sanrısına kapılarak sağlıklı ilişki kuramamasına yol açabilir.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
BAĞLANMA ŞEKLİMİZİ DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ
/

Güvenli bağlanan kişilerin, daha uzun süreli ve düzenli romantik ilişkileri olduğu görülürken; kaçınmacı bağlanma stiline sahip kişilerin sadece romantik ilişkilerinde değil, diğer tür yakın ilişkilerinde de genelde olumsuz duyguları daha yoğun hissettiği görülüyor. Fakat son zamanlarda yapılan araştırmalar bağlanma stilimizin hayatımızın sonuna kadar kaderimiz olmadığı konusunda umut vadediyor. Çalışmalar duygusal sıcak bir partnerin veya bir arkadaşın veya güvenli bir çevrenin bu stilleri olumlu yönde değiştirebildiğini ortaya koymaktadır. Çocuklukta şekil almaya başlayan bağlanma stilimize nasıl anne, baba veya bakım veren figürler yön veriyorsa; yetişkinlikte de bağ kurduğumuz insanlarla olan güven, sevgi ve saygı; ilişkilerimizin bağlanma türümüze iyi veya kötü yönde etkiler.