ŞU bilgiyi lütfen bir kenara dikkatle not edin: Elimizdeki hiçbir ilacın, hiçbir mucize(!) takviyenin, otun, çöpün, iksirin(!) kötü yaşlanmaya bağlı form kaybını, yaşlanmayla gelişen düşkünlüğü, halsizliği, yorgunluğu, isteksizliği, bellek yetersizliğini, kas-kemik erimesini engelleyebileceğini gösteren herhangi bir bilimsel araştırma -maalesef- elimizde yok. Ama iyi bilelim ki bu olumsuz süreci inanılmaz derecede yavaşlatabilecek bir doğal mucizeye aslında hepimiz sahibiz. Eğer o “doğal mucizeyi/ilacı” doğru ve dikkatli kullanabilirsek yaşlılığımızdaki olumsuz gidişatı tersine bile çevirmemiz mümkün. Peki, o mucize ne mi? Aşağıdaki yanıt bilimsel olarak da onaylanmıştır, son derece açık ve nettir:
Özellikle 60’lı yaşlardan sonra ama genelde her yaş için hareketli bir hayat sürmek ve düzenli egzersiz yapmak, iyi yaşamanın da iyi yaşlanmanın da en etkili ilacıdır. Üstelik bunun için maraton koşucusu olmamız falan da gerekmiyor. Yaşlanmaya bağlı form kaybımızı düzenli ve akılcı planlanmış günlük yaşam aktiviteleriyle de önleyebiliyoruz. Peki, neler yapmalıyız? Yürüyeceğiz! Merdiven inip çıkacağız! Ofiste veya evde olmamız fark etmez, en geç 20-30 dakikada bir 3-5 dakikalık kısa turlamalar yapacağız! Evde temizliğimizi kendimiz yapmaya, bahçemizin bakım onarımını kendi çabamızla gerçekleştirmeye, günlük alışverişlere yürüyerek gidip gelmeye çalışacağız! Varsa eğer elimizdeki yol arkadaşımızı, can dostumuzu biz gezdireceğiz.
Ailemizle birlikte her fırsatı yürüyerek değerlendireceğiz! Kısacası ne yapıp edip HAREKET EDECEĞİZ. Eğer her yaşta sağlıklı kalmak istiyorsanız lütfen bir an önce harekete geçin ve unutmayın: HAREKET BEREKETTİR, İŞLEYEN DEMİR IŞILDAR!