Uzman isim uyardı: Sütsüz peynire dikkat!
Gıda fiyatları artıp vatandaş daha ucuzu aramaya başladıkça taklitçilere, tağşişçilere gün doğuyor. Öyle hileli ürünler var ki... Sütsüz peynir, patatesli tereyağı, antibiyotik kalıntılı süt ürünleri! Halk sağlığı tehdit altında. Dr. Hakan Tartan yazdı...
Haberin Devamı
/

Yüksek fiyat, pahalılık... Son günlerin en çok kullanılan sözcükleri. Örneğin süt, tereyağı, yoğurt ve peynirde. Bunlar temel gıdalar. Ama fiyatları sürekli yükseliyor. Sütün kilosu 10 – 12, yoğurdun kilosu 20, tam yağlı peynirin kilosu da neredeyse 65 - 75 liraya dayandı. Süt fiyatındaki artış aralık ayından itibaren tüm ürünlere yansıyacak. Şimdiden yansıtan uyanıklara da dikkat lütfen!Gelir yükselmediğine göre ‘piyasa kendi dengeleri içinde çözüm üretiyor’. Yani sahtecilik, hile… Hemen her üründe... Yoğurt, tereyağı, bal, süt, kaşar peyniri, bal, peynir, bitkisel karışım, acı biber… Maalesef ucuz diye açık süte yönelenlerin sorunu, süte karıştırılan su. Yoğurtta katkı maddeleri, jelatin. Tereyağının içine margarin. Tereyağı aroması ve patates.
/

Zeytinyağının içine tohum yağları ve ayçiçek yağı. Peynir de ise kazein. Margarinle kazein karıştırılıyor, ‘tam yağlı peynir’ diye satılıyor. İçinde hiç süt yok.Üreticiden 4 liraya çıkan sütün market fiyatı ortada. Yoğurt ve peynirin de… Tam yağlı peynir üreticiden 30 - 35 liraya çıkıyor. Market ve profesyonel satıcı karı yüzde 100. Ya üreticininki?Denetim olmayınca sahtecilik de, fahiş fiyat da durdurulamıyor. Bu konuda akil insanlardan biri de saygın bilim insanı Prof. Dr. Harun Uysal. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uysal, hileli ürünlerin ciddi bir pazar oluşturduğunu belirterek şunları anlattı:
Haberin Devamı
/

“Sadece kayıtdışılık nedeniyle ekonomiye zarar vermiyorlar, aynı zamanda sağlığımız için de tehdit oluşturuyorlar. Düşünün evde bir yaşlı büyüğümüz var ve kolesterol sorunu yaşıyor, margarin içerikli tereyağı kullanıyor. Sağlık riske giriyor. Çözüm için cezalar artırılmalı. Sonunda da faaliyetten men getirilmeli. Çünkü bu sektörün içindekiler cezaları seve seve ödüyorlar. Karları o kadar büyük ki. İkinci önlem de gelir adaletsizliğinin önlenmesi. Maalesef hileli ürünleri daha çok dar gelirli kesim kullanıyor. Onlar için tek kriter fiyat. Oysa örneğin asgari ücret bu insanların yaşamını da olumlu etkileyecek bir noktaya taşınırsa bu ürünlerden bir ölçüde uzaklaşması sağlanmış olur.”
/

Harun Hoca, antibiyotikli sütlerin de kesinlikle imha edilmesi uyarısında bulundu ve şunları ekledi:“Maalesef antibiyotikli sütler süt ürünlerinde yoğun bir şekilde kullanılıyor. Bu da toplumsal sağlığın tehdit edilmesi demek. İnsanların antibiyotik duyarlılığı ve hastalığa direnci azalıyor.”Çözüm açık: Ağır cezalar verilmeli. Maliyet temelli taban fiyat belirlenmeli. Piyasa fiyatı ile maliyet arasında doğan fark için üreticiye ödeme yapılmalı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Cezaları arttı ama…
/

Taklit ve tağşişe karşı etkin yöntemlerden biri de ceza. Maalesef bir süre öncesine dek bu cezalar yetersizdi. Son düzenlemelerle cezalar artırıldı, bu genellikle tüketici bazında büyük hoşnutluk yarattı. İlk ifşa da 2 - 10 bin lira olan cezalar 55 bin – 555 bin sınırına taşındı. Tekrarı halinde 3 kat ceza verilecek. Yine tekrarı halinde ise 1 yıldan başlamak üzere 10 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.Üreticiler çok danıştı, fikir beyan etti. Benim yorumum da şu: Cezaların artması elbette olumlu. Ama yetersiz. Denetim de artmalı. Ayrıca 25 bin lira sınır alınarak ikinci taklit ve tağşiş olayında 10 günden başlayan caydırıcı hapis cezası uygulanmalı.