Yüzyılın pandemisi: D vitamini eksikliği! D vitamini eksikliğinin tetiklediği hastalıklar
D vitamini insan sağlığı için önemli olan ve eksikliğinde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkarma potansiyeli bulunan bir vitamindir. Bu nedenle, kolaylıkla önlenebilir ve tedavi edilebilir olan D vitamini eksikliğinin saptanması büyük önem taşımaktadır. D vitamini yağda eriyen vitaminler arasında yer almaktadır. En önemli etkisi kalsiyum, fosfor metabolizması ve kemik mineralizasyonu üzerinedir. Eksikliğinde çocukluk çağında rikets hastalığına yol açabilir. Bununla birlikte, D vitamininin otoimmün hastalıklar, enflamatuvar bağırsak hastalığı, romatoid artrit, Multipl Skleroz, diyabet, birçok kanser çeşidi ve kalp hastalıklarının gelişmesinde rol oynadığı bildirilmektedir. Uzm. Dr. Seçkin Kurt D vitamini eksikliği ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Haberin Devamı
/

Her ne kadar D vitamini kullanımı hakkında bilgi verecek olsam da, öncesinde D vitamini nedir, nasıl alınır, nasıl sentezlenir, eksikliğinde neler olabilir ve nasıl eksikliğinden kaçınabilir konularına da değinmek istiyorum.
D vitamini sentezini durduran veya azaltan fiziksel etmenler nelerdir?
/

D vitamininin önemli bir kısmı (%80-90) güneş ışığına, ultraviyole B (UVB) radyasyona doğrudan maruz kalan ciltte sentez edilir. Aynı zamanda, az bir miktarda (%10-20) besinle alınabilir. Sentezlenmesi için cildin doğrudan güneş ışığına maruz kalması, faktör düzeyi 15 veya üzerindeki güneş koruyucu kremlerin kullanılmaması gerekmektedir. Cam ve tül arkasından güneşlenme de vitamin D sentezini engeller.
Haberin Devamı
Peki, ülkemizde hangi mevsimde, ne kadar süre güneşlenilmesi gereklidir?
/

Güneş ışınlarının dünyaya ulaştığı açı olan “Zenith açısı” D vitamini sentezinde etkilidir. Sabah erken ve öğleden sonra geç saatlerde ve kış aylarında “Zenith açısı”ndaki artış UVB ışınlarının ozon tabakasında daha uzun bir yol katetmesine ve büyük oranda emilmesine yol açar. Ülkemiz için “Zenith açısı” Mayıs-Kasım ayları arasında D vitamin sentezi için uygundur. Bu aylarda 10:00-15:00 saatleri arasında tüm vücudun Minimal Eritem Dozu (MED) yani ciltte hafif pembelik oluşturacak kadar güneşe maruz kalması (~1 MED) ciltte yaklaşık 20.000 IU, sadece el, kol ve bacakların güneşe maruz kalması (~0,5 MED) ise yaklaşık 3.000 IU vitamin D dozuna eşdeğer vitamin D3 sentezlenmesini sağlar.
/

Kısacası, bu kadar teknik kalabalıktan sonra kol ve bacakların haftada 2-3 kez MED oluşturacak sürenin %25-50’si kadar süreyle güneşe maruz kalması ciltte yeterli D vitamini sentezini sağlayacaktır. Yüz bölgesi ise, tüm vücutta en sık güneşe maruz kalan kısım olmasına rağmen vitamin D3 sentezi çok azdır. Açık tenli kişilerin MED’e ulaşma süresi ile koyu tenlilerin arasında fark olabileceği de akılda tutulmalıdır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Ne zaman D vitamini takviyesi almak gereklidir?
/

- Kış ve sonbahar mevsiminde,
- Yüksek enlemde bulunan ülkelerde,
- Ten rengi koyu ise ve
- UVB etkili güneş kremi kullanılıyorsa, D vitamini takviyesi almak gerekmektedir.
Rakamlarla D vitamini eksikliği
/

Yapılan araştırmalarda, D vitamini eksikliğinin İran’da %67, Lübnan’da %84, Tunus’ta %29, Suudi Arabistan’da %90’a varan oranlarda, Asya kıtasında ise Japonya’da %42, Hindistan’da %30-48, Bangladeş’te %35, Rusya’da %47, Çin’de %45 olduğu bildirilmektedir. Finlandiya’da yetişkin kadınlarda %26, erkeklerde %28; Hollanda’da kadınlarda %56,1, erkeklerde %44,7; Almanya’da da 50-85 yaş arası popülasyonda %25 oranında D vitamini eksikliğinin tespit edildiği araştırmalar mevcuttur.
Haberin Devamı
Haberin Devamı 
Peki ne yapmalıyız?
/

İlk yapmamız gereken şey, ortada olan bu sorunu kabul etmek, mevsim şartları uygunken güneşten faydalanmak ve diğer zamanlarda da takviye alarak D vitamini eksikliğinden ve olası yaratacağı sorunlardan kendimizi korumaktır. D vitamini takviyesinin miktarı için sabit bir doz yoktur. Bundan dolayı, ülkeler ve sağlık kuruluşları çeşitli önerilerde bulunmuştur.Burada bir diğer önemli konu ise, yeterli miktarda takviyeye başvurmaktır. Yazının genelinde eksikliğine dem vurduğumuz D vitamini dışarıdan aşırı alınırsa, bu sefer de intoksikasyona yol açabilir ki, bu da daha sonraki bir konu başlığımız olabilir. Burada akla gelen “Çok UVB maruziyeti ile intoksikasyon gelişmez mi?” sorusunun cevabı ise “hayır”dır.