hamburger-icon
logo
mobile-hourSon Dakika
  • Son Dakika
  • Türkiye
  • Video
    • Yayın Akışı
    • Programlar
    • Ekran Yüzleri
    • Canlı Yayın
    • Frekanslar
  • Finans
  • Dünya
    • Türkiye
    • Ekonomi
    • Magazin
    • Spor
    • Teknoloji
    • Otomobil
  • Ekonomi
  • Spor
  • Magazin
  • Yaşam
  • Resmi İlanlar
    • Yayın Akışı
    • Programlar
    • Ekran Yüzleri
    • Canlı Yayın
    • Frekanslar
desktop-gifmobile-gifCanlı YayınGiriş

HABERLER

  • Canlı Yayın
  • Son Dakika
  • Son Dakika Depremler
  • Türkiye
  • Dünya
  • Finans
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Magazin
  • Seyahat
  • Yaşam
  • Otomobil
  • Teknoloji
  • Eğitim
  • Kültür Sanat
  • Yerel Haberler

KATEGORİLER

  • Yazarlar
  • Hava Durumu
  • Video
  • Foto Haber
  • Döviz
  • Altın
  • Koronavirüs
  • Astroloji
  • CNN Life

TV PROGRAMLARI

  • A'dan Z'ye
  • Güne Merhaba
  • Gundem
  • Bugün
  • Günlük
  • Ana Haber
  • Programlar
  • Canlı Yayınwatch
  • Yayın Akışı
  • Ekran Yüzleri
  • Frekanslar

TAKİP EDİN

  • youtube
  • facebook
  • x
  • instagram
  • tiktok

UYGULAMAYI İNDİRİN

  • google-play
  • app-store
  • app-gallery
hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    • Anasayfa
    • Seyahat Haberleri

    Mardin'e gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar

    08.01.2018 - 17:43Güncellenme Tarihi08.01.2018 - 17:54
    • facebookfacebook
    • xx
    • whatsappwhatsapp
    • down-arrowcopy
      • copyLinki Kopyala
      • plusYazıyı Büyüt
      • minusYazıyı Küçült
    google-newsgoogle-news
    flipboardflipboard

    Binlerce yıldır farklı kültürlere ev sahipliği yapan Mardin'e gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanları bir araya getirdik.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Kasımiye Medresesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Yapımına Artuklu hakimiyeti sonlarında belki de Sultan İsa Devrinde Zinciriye Medresesi’nin yapımından hemen sonra muhtemelen aynı mimar tarafından başlanmış, fakat Timur İstilası ve Akkoyunlu baskısı gibi karışık bir durumun Mardin Siyasetine hakim olmaya başlaması üzerine yarım kalmış, daha sonra belki Akkoyunlular tarafından tamamlandıktan sonra Cihangir’in oğlu Kasım (1457-1502) adıyla anılmıştır. Güneyde ovaya açık cepheye sahip Medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir. Açık medrese tipinde, tek bir avlu etrafında düzenlenmiş, iki katlı ve tek eyvanlıdır. Kesme taş ve tuğlalardan yapılmıştır.Güney cephesinden, bir taç kapının bağladığı beşik tonozlu bir koridordan geçilerek girilir. Batısında diğer kısımlarla girişi aynı olan, bağımsız bir mescit mekanı vardır. Doğuda iki kat boyunca yükselen camisi mevcuttur. Portalden girilen revaklı büyük avlunun etrafında, iki kat üzerine revaklar arasına dizilmiş hücrelerden oluşmaktadır. Avlunun kuzeyinde, ikinci katıda kesen büyük eyvan ve onun önünde bir havuz mevcuttur.Burası tek başına bir medrese olarak değil bir külliye gibi düşünülmüş olmalıdır. Yanında bulunan zaviye-türbe bunun kanıtıdır.
    Deyrulzafaran Manastırı
    /
    Mardin’in 5 km doğusunda bulunan, 1932’ye kadar 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin ikamet yeri olan ve üç kattan oluşan manastır 5.yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuştur. Manastır, Milattan önce Güneş Tapınağı daha sonrada Romalılarca kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edilmiştir. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo’nun 793 yılında başlattığı büyük bir tadilat sonrasında manastır onun adıyla Mor Hananyo Manastırı olarak anıldı. 15.yüzyıldan sonra da manastırın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisisnden dolayı Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adıyla anılmaya başlandı. Kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları ile güzel bir mimari örneği olan manastır uzun tarihi boyunca Süryani Kilisesi’nin dini eğitim merkezlerinden biriydi. 1876 yılında dönemin patriği İngiltere’den satın aldığı bölgenin ilk matbaasını manastıra getirtti. 1969 yılına kadar Süryanice, Arapça, Osmanlıca ve Türkçe kitaplar bu matbaada basıldı. Mardin Metropoliti’nin ikametgahı olan Deyrulzafaran Manastırı bugün de Süryani Kilisesinin önemli dini merkezlerinden biridir.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Abdüllatif Camisi (Latifiye Camisi)
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Cumhuriyet Alanı’nın güneyindedir. 1371’de Artuklu sultanlarından Melik Salih ve Melik Muzaffer zamanında görev almış Abdüllatif bin Abdullah tarafından, minaresi Mısır Valisi Muhammed Ziya Tayyar Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Günümüzdeki minare ise 1845’te Musul Valisi Gürcü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mardin ‘deki son Artuklu eserlerinden olan, enine dikdörtgen planlı ve mihrab önü kubbeli yapının portalı iyi korunmuştur. İki renkli taşlardan üç dilimli kemerli portalde, geometrik motifler örgülü ve yıldızlı bezemeler dikkati çeker. Caminin giriş kapıları, geç dönem Selçuklu ahşap işçiliğinin özgün örneklerinden olan minber ve mahfili görülmeye değer özelliktedir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Surur Hanı
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Ana caddenin üzerinde durumunu kısmen koruyabilmiş olarak ayakta olan 17. - 18. yüzyıllarda yapılmış olabileceği düşünülen Kervansaray, dikdörtgen bir avlu etrafında, iki katlı revaklı mekanlardan meydana gelmiştir. Cadde üzerinde, girişin iki yanında beşer dükkan mevcuttur. Zaman içerisinde planı üzerinde birçok değişiklik yapılmıştır. Yakın geçmişte restorasyonu tamamlanan yapının içinde restoran ve kafe hizmetleri verilmektedir.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Artuklu Kervansarayı
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    1275 yılında Artuklu Döneminde kervansaray olarak yapılmış olan bu mekan, Cumhuriyet’ten önce okul olarak kullanılmış sonraki yıllarda Mungan ailesi ve daha sonra da çeşitli aileler tarafından sahiplenilmiştir. Bir dönem Hisar Binası (Tekel) olarak hizmet vermiş ve en son ekmek fırını olarak kullanılmıştır. 2003 yılında otel haline getirilen bina 2005 yılından itibaren otel olarak hizmet vermektedir.
    Gazipaşa İlkokulu
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Mardin merkez Gazipaşa İlköğretim Okulu olarak kullanılan binanın yapımına 1892 yılında Lole adında mimarbaşı tarafından başlanmış ve II. Meşrutiyet döneminde 1907 tarihinde Süryani Kadim Cemaatinden Cebbur adında zengin bir kişi tarafından ev olarak hizmete açılmıştır. Bina uzun yıllar ev amaçlı kullanıldı. Bina 4 kattan ibarettir. 1. Kat : Mahzen ve tavla amacı ile yapılmıştır. Şu an ev olarak kullanılmaktadır. 2. Kat : Sokaktan büyük bir kapı ile geniş salona girilir. Bu katta 8 oda bulunmaktadır. 3. Kat : Bu katta 3 oda bulunmaktadır. 4. Kat : Bu katta 10 oda bulunmaktadır. Odaların içi mükemmel bir şekilde oyma taşlarla süslenmiş ve her odanın süslemeciliği, diğer odalardan farklıdır. Salon girişleri ve salonların içi adeta bir müzeyi andırmaktadır. Bina Cumhuriyetin ilk yıllarında eski Mardin Milletvekili Abdurrezzak ŞATANA’ya 12.500 TL karşılığında satılmış; aynı bina bir süre sonra Özel İdare Müdürlüğü’ne 17.500 TL karşılığında satılmıştır. 1934 yılından günümüze kadar eğitim-öğretim amaçlı olarak kullanılan ve halen Mardin Merkez Gazipaşa İlköğretim Okulu olarak anılan binada 10 derslik bulunmaktadır.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Beyazsu
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Beyazsu Midyat ilçesinin yaklaşık 15-20 km güneyinde ve Nusaybin ilçesinin yaklaşık 20-25 km kuzeyinde iki ilçeyi birbirine bağlayan kara yolunun üzerinde yer almaktadır. Midyat’ın güneyinde kalan plato ve tepelerin eteğinden kaynağını alan Beyazsu deresi bir vadi içerisinde Nusaybin’e doğru akar. Beyazsu, Mardin’in kurak ve ağaçsız coğrafyasında, serin ve berrak suyu, yöreye özgü ağaçları ve yeşilliği ile vaha gibidir. Mardin ve diğer ilçelerin içme suyu da Beyazsu kaynağından temin edilmektedir. Dört mevsim boyunca Mardin’in su gereksinimini karşılayan Beyazsu, yaz aylarında dinlenme ve yeme-içme alanı olarak bölge halkının ikinci bir gereksinimine daha yanıt vermektedir. Beyzasu ırmağı üzerinde kurulu balıkçı lokantaları gelen ziyaretçilere Beyazsu’dan avlamış oldukları balıkları sunarlar. Geleneksel tahtlar şeklinde yapılmış masaları ve şark köşesi tarzında derenin üzerine kurulmuş oturma yerleri ile balıkçı lokantaları yöreye özgü bir görünüm sergilerler. Mardin’den Beyazsu’ya gitmek için iki güzergah bulunmaktadır. Bunlardan biri şöyle olabilir. İlk önce Tarihi Mardin kent merkezi gezildikten sonra, Nusaybin yolu tercih edilerek gitmektir. Mardin gezildikten sonra sırasıyla Nusaybin yolu güzergahından 4 km güneydoğuda bulunan ilimizin önemli turizm noktalarından biri olan tarihi Deyrulzafaran Manastırı görülür. Burası görüldükten sonra tekrar Nusaybin yoluna çıkılır ve Nusaybin yolu ile gidilir. Bu güzergahtan yaklaşık 20 km gittikten sonra yine Nusaybin güzergahından sapılarak 9 km doğuda bulunan Antik Dara kenti görülür. Burası Mardin’in Efesi’idir diyebiliriz. Kazılmayı ve gün yüzüne çıkartılmayı bekleyen önemli bir antik kenttir. Burası da görüldükten sonra buradan devam edilerek, İpek Yoluna (Habur’a kadar giden anayoldur) varılır ve Nusaybin’ e doğru gidilir. Nusaybin’de Zeynel Abidin türbesi ve Camii gezilir ve Camii’nin hemen yanında bulunan tarihi Mor Yakup Manastırı da görülür. Buraları gördükten sonra Nusaybin’den çıkılır ve Midyat yolu ile kuzeye doğru hareket edilirse 25-30 km sonra Beyazsu'ya varılır. Doğal olarak, direkt Beyazsu mesire alanına gitmek isteyenler sayılan yerleri gezmeden doğrudan Nusaybin yolu ile gidip Nusaybin’e vardıklarında Midyat yoluna saparak Beyazsu’ya varabilirler. İkinci güzergah olarak Mardin gezildikten sonra Midyat’a gidilir. Midyat’ta bulunan Estel Müzesi, Kültürevi, Devlet Konukevi, Gelüşke Hanı ve Gümüşçüler Çarşısı gezildikten sonra Nusaybin yolu ile hareket edilir ve 15-20 km sonra Beyazsu’ya varılır. Beyazsu’dan Mardin’e geri dönerken istenirse gidilen yoldan istenirse de Midyat üzeri gidildiğinde, Beyazsu’dan devam edilerek Nusaybin üzerinden ve diğer durumda Nusaybin üzerinden Beayzsu’ya varıldıysa, buradan devam edilerek Midyat’a çıkılıp oradan Mardin’e gelinebilir.
    Sabancı Mardin Kent Kültür Merkezi
    /
    Mardin Savurkapı Mahallesi’ndeki eski Cumhuriyet Meydanında bulunmaktadır. Mardin Sabancı Kent Müzesi binasının kitabesi günümüze ulaşmadığı için tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda yapının mimari Mimarbaşı Lole olarak zikredilirken, bazı kaynaklarda da Mimarbaşı Cebrail Hekimyan ismi geçmektedir. 19 yy’ın sonlarına doğru Sultan II.Abdülhamit zamanında Hamidiye alayları Süvari Kışlası olarak inşa edilen yapı, kışla binası olarak kullanıldıktan sonra, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden 2003 yılına kadar da Askerlik Şubesi ve Vergi Dairesi Binası olarak kullanılmıştır. 2007 yılında Sabancı Vakfı tarafından restore edilmeye başlanmış, 2009 yılında Sakıp Sabancı Mardin Kenti Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi olarak hizmete açılmıştır. İki katlı bir yapı olan Müze binasının zemin katı kışlanın ahır kısmını oluştururken, üst katta ise idare ve yatakhane amaçlı yapılmış bölüm bulunmaktadır. Yapıda tek süsleme unsuruna kuzey cephenin ortasına yerleştirilen giriş kapısında yer verilmiştir. Basık kemer açıklıklı giriş kapısı derin olmayan dikdörtgen formda bir niş içersindedir. Kapıyı kuşatan kalın bordür içerisinde ve kapının üst kısmında oyma kabartma tekniği ile yapılmış süslemeler mevcuttur. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi olarak hizmet veren binanın üst katında, Mardin Şehrinin kimliğini/belleğini oluşturan zanaatlar, yaşam alanları, sosyal yaşam ve kent tarihine ait buluntu ve eşyalar sergilenmektedir. Zanaatlar ve Mardin’in kimliğini oluşturan unsurların görsel ve işitsel materyallerle zenginleştirildiği sergi alanında Mardin hakkında bugüne kadar çıkmış olan bütün kitaplardan örnekler de bulmak mümkündür. Dilek Sabancı Sanat Galerisi olarak hizmet veren alt katta ise; fotoğraf, resim, ebru ve güncel sanata ait eserlerin sergileri, ziyaretçilerin beğenisine sunulmaktadır.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Bakırcılar Çarşısı
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Bu çarşıya "Kazancılar Çarşısı" da denir. Mardin’de kullanılan mutfak eşyaları ile yemek takımlarının tamamına yakını bakırdan oluşurdu. Bu nedenle bakırcılık mesleği Mardin’de yaygındı. Külçe olarak getirilen bakır madeni eritilir ve en küçük yemek tabağından en büyük kazanların yapımına kadar ev eşyası yapımında kullanılırdı. Bakıcılar çarşısına giren bir kişi, bakırı döven tokmak seslerinden ne kimselere sesini duyururdu ne de kendi sesini duyabiliyordu. Bu çarşı tamamen bakırcı esnafına aitti. Günümüzde bu iş yaşatılmaya çalışılmaktadır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Ceviz Çeşmesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Savurkapı mahallesinde yer alır. Kale altındaki kayalıklara açılan tünellerde su damlama metoduyla elde edilen sular, kanallarla çeşmelere akar. Her mahalle kendisine ait bir çeşmeye sahiptir. Çeşmeler sahip oldukları su kaynaklarına göre sınıflandırılır, Örneğin, tuzlu, sade gibi. Ceviz çeşmesinin suyu tatlıdır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Dara Antik Kenti
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Mardin’in 30 km. güneydoğusunda bulunan Oğuz köyünde yer almaktadır. Tarihte Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius'un (491-518) girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğunun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuştur. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kentinin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmuştur. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 m. yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma dönemine kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Dunaysır (Koçhisar) Ulucami
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Artuklu Sultanı Yavlak Aslan (1184-1200) tarafından yapımına başlanmış ve kardeşi Artuk Aslan (1200-1239) tarafından tamamlanmıştır. Kıble duvarına paralel üç nef ve mihrap önünde iki nef boyunca 9.75 çapında tromplu bir kubbe ile kesilmiştir. Caminin iç kısmı mihrabı ve duvarları zarif oyma işleme yazılarıyla süslenmiştir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Dunaysır Köprüsü
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Dunaysır Köprüsü Köprü, Kızıltepe–Derik yolu üzerinde, Koçhisar Mahallesi’nde Zergan Çayı üzerindedir. Köprünün üzerinde kitabesi yoktur. Köprünün yaklaşık 100 m. güneyindeki Kızıltepe Ulu Camii’nin üzerinde 601/1204 tarihli kitabe vardır. Hem caminin tarihi hem de Kızıltepe’nin XIII. yüzyılda önemli bir merkez olduğu göz önüne alındığında ve yapının konumu, malzemesi, inşa tekniği bakımından Artukoğulları dönemi köprüleri ile benzerliğinden hareketle, köprünün XIII. yüzyılın başlarında Artukoğulları tarafından yapıldığı kabul edilebilir (Yıldız-Koç, 2007, s.287). Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 07.03.1996 tarih ve 1773 sayılı kararıyla tescillenen ve çeşitli dönemlerde geçirdiği onarımlarla günümüze ulaşan yapı sağlamdır ve kullanılmaktadır. Kuzey-güney istikametinde uzanmakta olan köprü, beş gözlü sivri kemerli, yolu eğimli olan köprüler grubuna girmektedir. Yapının döşeme uzunluğu 51.00 m., genişliği 5.40 m. ve yüksekliği yaklaşık olarak 5.00 m.’dir (Çizim–3). Beş gözlü köprünün ortasındaki gözü daha yüksek ve büyük yapılmış, yanlardaki ikişer göz ise daha küçük tutulmuştur. Ayaklarda taşıyıcı olarak sivri kemer kullanılmıştır Köprü ayaklarının memba yönünde, üst kısımları yarım piramidal külahla sonlanan, üçgen tabanlı dört adet sel yaran mevcuttur. Yapının üzerinde herhangi bir süsleme bulunmamaktadır. Eser, sarı renkli düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiş olup, köprü yolu ile sel yaranların yarım piramidal külahları günümüzde betonla kaplanmıştır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Eski PTT Binası (Şatana Ailesi Evi)
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    1890 yılında Şatana ailesi tarafından Ermeni mimar Lole’ye yaptırılmış ve Mardin sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, Şehidiye Camii’nin karşısında zengin ve görkemli taş işçiliğiyle dikkati çeker. Bina 1950 yılından itibaren PTT binası olarak kullanılmıştır. Bugün bina Artuklu Üniversitesine devredilmiş olup Turizm Uygulama Oteli olarak kullanılması düşünülmektedir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Hatuniye Medresesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Hatuniye Medresesinin diğer ismi Sitti Radviyye Medreseseidir. Medrese mimarisi açısından hem erken ve olgun bir örnek hem de eyvanlı medreselerin öncüsü olan Sitti Radviyye Medresesi, 1176/7-1184/5 yılları arasında yapılmış olup, Kutbettin İlgazi’nin annesi Sitti Raziye’nin Hatuniye adıyla anılan medresesidir. Dikdörtgen bir alanı kaplayan, iki eyvanlı revaklı avlulu, iki katlı olan bu yapı zamanla büyük değişiklikler geçirmiş, ilk hali oldukça bozulmuş, avlu yapısını da kaybetmiştir. Günümüzde, medresenin ana eyvanı olması gereken mihraplı güney eyvanının kuzeyine revak bölümünü de içine alan bir duvar çekilmiştir. Ana eyvanda bulunan mihrap bezemeleri Artuklu Döneminin zengin taş işçiliğine işaret eder.Mihrabın yanındaki bir camekan içinde Haz. Muhammed’in ayak izi görülebilir. Cami haline getirilmiş olan eyvan kısmının doğusunda tromplu kubbeli kare bir türbe mekanı yer almaktadır. 580’de (1184/5) ölen Kutbeddin İlgazi’nin annesinin yaptırmış olduğu bir medreseye gömülmüş olduğu bilinir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Kayseriyye Bedesteni
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Halk arasında Kaysariya ya da Bedesten şeklinde tanınır. Ulu Caminin kuzeyinde çarşılar içindedir. Artuklu Dönemine ait olan bu yapı sürekli onarım görmüştür. Bedesten iki ana bölümden oluşur. Güneye bakan kısmında bir sıra dükkan bulunmakta; iç kısımda yine dışarıdaki dükkanlara benzeyen mekanlar yapıyı çepeçevre sarmaktadır. İç dükkanların bıraktığı orta mekan, iki sıra ayakla üçe bölünmüştür ve üzeri çapraz tonazlarla örtülüdür. Orta mekana güneyden iki, doğu ve batıdan birer kapıyla girilmektedir. Değişik yazıtlarda Ulu Cami Vakfına ve Kasım Padişah Medresesi Vakfına ait olduğuna dair bilgilere rastlanmaktadır.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Mardin Müzesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Mardin Merkez Şar Mahallesi, Birinci Cadde’de, Cumhuriyet Meydanı’nın kuzeyinde bir grup Süryani evinin arasında bulunan Müze binası, binanın doğu tarafına bitişik olan Meryem Ana Kilisesi’nin Müzeye bakan kapalı portelindeki kitabeye göre 1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından Süryani Katolik Patrikhanesi olarak yaptırılmıştır. Uzun bir süre dini amaçlı hizmet veren yapı, daha sonraları askeri garnizon, çeşitli siyasi partilerin merkezi, kooperatif binası, sağlık ocağı ve polis karakolu olarak kullanılmıştır. Bina’yı Süryani Katolik Vakfından satın alan Kültür Bakanlığı restorasyon yapmış, 2000 yılında Mardin Müzesi’ni Zinciriye Medresesi’nden alarak bu binaya taşımıştır. Müze binası, kurulu bulunduğu alandaki arazi eğiminin ve parsel derinliğinin fazla olması nedeniyle tasarımın teraslamalar biçiminde üç kat olarak gerçekleşmesine neden olmuştur. 1947 yılından beri hizmet veren Mardin Müzesi, bünyesinde bulunan eserlerin çeşitliliği ile de oldukça dikkat çekicidir. Şırnak, Batman, Siirt gibi illerimizde müze bulunmadığından buradaki eserlerin korunup sergilenmesi için de çalışmalar sürdüren müzede Paleolitik Çağdan MS 19.yy’a kadar olan dönemleri kapsayan buluntular sergilenmektedir. Müze’nin üç adet kapalı teşhir salonu ve iki adet açık teşhir alanı bulunmaktadır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Melik Mahmut Camisi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Caminin ana mekanı enine gelişme gösteren, ortada kubbeli, iki yanında beşik tonozlarla örtülü mekanları bulunan bir kısımdan meydana gelir. Ana mekanın batısında kare biçimli bir türbe mevcuttur. Ancak bu mekanda bugün hiçbir mezar izi yoktur. Doğuda portale bitiştirilmiş iki oada, kuzeyde ise küçük selsebilli bir eyvanın iki yanında, iki oda daha vardır. Minaresi kuzeydoğu köşede olup basit silindirik bir yapıdadır. Portaldeki kitabeden de anlaşıldığı kadarı ile bu yapı 14. yüzyıla ait olmalıdır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Meryemana Kilisesi Ve Patrikhanesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Cumhuriyet Meydanında, müzenin hemen yanında bulunan kilise, Süryani Katolik Cemaati'ne aittir. 1986 yılında Antakya Patriği İgnatios Antuhan Semheri tarafından yaptırılan kilisede kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda korkuluklar yer alır. Patriğin oturma yeri ile İncil vaiz yeri, üzüm salkımlı motiflerle süslenmiştir. Patrikhane, 1895 yılında inşa ettirilmiştir. 1988 yılında Kültür Bakanlığına devredilen patrikhane, restore edilerek 1995 yılından itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Midyat Devlet Konukevi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Midyat Konukevi üç katlı bir evdir. Midyat Kaymakamlığı tarafından satın alınmıştır. En alt kat anakayanın oyulması ile elde edilmiş bir oda ve onun ön-bitişiğine eklenmiş bir bölümden oluşmaktadır. İkinci katta geniş bir teras ile üç oda bulunmaktadır. Bu odalar L şeklinde dizilmiştir. Üçüncü katta ise yine geniş bir teras ve iki oda bulunmaktadır. Bu iki odanın arasında bulunan koridordan yukarıya dar ve tünelimsi bir merdivenle üçüncü kata çıkılmaktadır. Bu kata çıkıldığında yine geniş bir teras vardır. Fakat buradaki teras odaların önünde-güneyinde değil batı-yan tarafındadır. Bu tek odanın giriş kapısının bulunduğu koridorda küçük bir cumba vardır. Bu kattan odanın damına çıkılabilmektedir. Dama çıkıldığında binanın yapıldığı tepenin yüksekliği ve binanın üç katlı oluşu nedeniyle tüm Midyat görülmektedir. Konuke'vinin avlusunda bulunan ve mutfak amacıyla kullanılan yapının içinde su kuyusu da bulunmaktadır. Konukevi ilk olarak "Sıla" dizisinin burada çekilmesiyle bilinmeye başladı. Daha sonraları pek çok dizi burada çekildi. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Mor Behnam ile kız kardeşi Saro adına yapılan ve şu anda Kırklar Kilisesi olarak tanınan kilise iki ismini de erken dönem Hristiyan efsanelerinden almıştır ve 6. yüzyılın ortalarına ait bir yapıdır. Doğu-batı yönünde 12 masif sütun üzerine oturtulmuş kemerlerle taşınan tavan bölümü düzgün kesme taşlarla örülüdür. 1293’te Mardin Süryani Kadim Patriklik Merkezi olduktan sonra halkın ruhani ve idari işleri bu kiliseden idare edilmeye başlamıştır. Kırklar Kilisesi’nde patrikler ve metropolitler önceleri kilisenin avlusunda tavanları kesme taşla örülmüş odalarda ikamet ederlerdi. 1850’de bu odaların yerine yeni bir patriklik merkezi inşa edilmiş, 1925’te bu mekan genişletilerek yanına kesme taşlardan bir divanhane yapılmıştır. 1799’da bura bir okul açılmış olup, 1825-1899 yılları arasında faal olduğu bilinmektedir. 1928 yılına kadar eğitim ve öğretim devam etmiştir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Midyat ilçesinin 23 km güneydoğusunda bulunmaktadır. Manastır, Süryani Kadim Cemaatinin ünlü ve büyük yapıtlarından biridir. Meşe ağaçları ile kaplı yüksekçe bir tepede yapılmıştır. Manastırın temelleri Savurlu Mor Smuel ile Kartminli Mor Şemun tarafından 397 yılında atılmış ve yapı kısa sürede tamamlanmıştır. Değişik tarihlerde içine ve dışına ekler yapılmıştır. 615 ve 1049'da Metropolitlik Merkezi olan manastırda, Kral Arcadius (395-408) zamanında Mor Şemun tarafından barınma ve dua yerleri yapılmıştır. Kral Theodosius (408-450) çağında lahitlerin konacağı abide evi, Meryemana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, Mor Smuel Mabedi, kral kızı Theodora'nın Mor Smuel tarafından iyileştirilmesi nedeniyle Theodora Kubbesi, Mor Şlemun Mabedi yapılmıştır. Manastır sabahleyin 09.00-11.30 saatleri arasında, öğleden sonra 13.00-16.30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kışın ise öğleden sonra 16.00'ya kadar ziyarete açıktır.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Mor Yakup Manastırı
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Mor Yakup Manastırı M.S. 419’da Aziz (Mor) Yakup adına inşa edilir. Mor Yakup M.S. 330 yılında Mısır’da doğmuş ve İskenderiye’de küçük bir manastırda rahip olmuştur. Mısır’dan deniz yoluyla Tarsus’a oradan da Diyarbakır’a gelir. Daha sonra Turabdin’deki Şiluh (Salıh) köyüne yerleşir. Hayatı hastalara şifa vermek, sakat ve topalları iyileştirmek, bir haftalık bebeği konuşturmak gibi mucizelerle geçen Mor Yakup daha sonraları azizlik mertebesine yükselmiştir. Bugün Mor Yakup Manastırının bulunduğu yerde Pers döneminden kalma bir mabet varmış. Eski kemerlerin kalıntılarını görebilirsiniz binanın etrafını dolaşırsanız. M.S. 4. yüzyılın sonlarında Pers komutanı mabede tanrılara kurbanlar sunmak için gelir ama orada Mor Bar Şabo ve 11 öğrencisini şehit eder. Mor Yakup buraya yerleşir ve hastalara şifa verir. Mor Yakup M.S. 421’de ölür. Öğrencisi Mor Daniel burada tek başına kalır. Zaman içinde manastıra yüzlerce rahip yerleşir. Manastırı büyütmek gerekiyordu. 5. yüzyılın sonlarına doğru Mor Daniel de ölür ve 6. yüzyılın başında, 508-510 yıllarında çilekeş Mor Yakup adına büyük bir kilise inşa edilir. Tüm bu inşa işleri Başrahip Teofil başkanlığında yapılır. 7. yüzyılın başlarına kadar bu kilise sağlam kalmıştır. Mezbah kapısının üstündeki kitabede çoğunluğu köy halkından olan ve manastıra bağış yapanların ve yaptıkları bağışların listesi bulunmaktadır. Manastırdaki kitabelerde de 770-1364 yılları arasında bu manastırda ölen rahip, keşiş, patriklerin ve diğer din adamlarının adları bulunmaktadır. Mor Yakup Manastırı 8. yüzyılda Metropolitlik merkezi, 1364-1839 yılları arasında da Turabdin bölgesi için Patriklik makamı olmuştur. Birinci Dünya Savaşına kadar faal durumda olan manastır 1965 yılına kadar sahipsiz kalır. 1965’te rahip Yakup Tekin Episkopos Mor Iyawennis Efrem Bilgiç tarafından manastıra atanır. Fotoğraf: Baki Ateş
    Revaklı Çarşı (Sipahiler Çarşısı)
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Sipahiler ya da Tellallar Çarşısı olarak da bilinen Revaklı Çarşı 17. yüzyıla tarihlenir. Yolun iki yanında revaklar ve revakların arkasında birer sıra derin dükkanlardan meydana gelen düzene sahiptir. Çarşı 2002 yılında MERDİNAR Projesi kapsamında onarım görmüştür. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Savurkapı Hamamı
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebook Facebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Sitti Radviyye Medresesi’nin güneyinde bulunan hamam diktörtgene yakın bir alanı kaplamaktadır. Sitti Radviyye Medresesi’nin 1206 tarihli, duvara kazılı vakfiyesinde anılan yapılar arasında ilk sırayı hamamın aldığı göz önünde bulundurularak, hamamın medresenin inşa edildiği 1176/77 yılları civarında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Şehidiye Medresesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    13. Yüzyılın başlarında Artuklu Sultanı Melik Nasreddin Artuk Aslan tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Güney yönünde iki nefli mescidin yer aldığı revaklı avlulu ve eyvanlı medrese şeması veren yapıdaki bir çok değişiklik, onarım ve eklemelerle medresenin orijinal durumundan pek az şey kalmıştır. Yapının yıkılmış olan minaresi 1916/17 yıllarında Ermeni Mimar Serkis Lole tarafından eklektik bir üslupla ve iskelesiz olarak inşa edilmiştir. Medresede en çok oynanmış olan yerlerden biri camidir. İki enine nefli ve ilk yapıldığında oldukça süslü bir cepheye sahip olduğu anlaşılan cami kısmı devamlı değişmiştir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Şeyh Çabuk Camisi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Yapım tarihi belli olmamakla birlikte, bugünkü kimliğini 15. yüzyılda kazanmış olması olasılığı yüksektir. 19. yüzyılda iki sefer onarım görmüştür. Avlu denebilecek bahçe duvarları ile oldukça geniş bir alana yayılan cami, Mardin cami ve mescitlerinin bir çeşit genel özelliği olan enine yayılan bir plan vermektedir. Ana mekan, enine uzun iki beşik tonozla örtülü neften oluşmaktadır. Güney tarafında bulunan çapraz tonozla örtülmüş mekanın türbe ya da zikir yeri olması muhtemeldir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Ulu Cami
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Artuklu Dönemi mimari örneklerinden, dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in sembolü olan Mardin Ulu Cami kayıtlara göre iki minareli inşa edilmiştir. Caminin bugün mevcut olan tek minaresinin kare kaidesindeki yazıt, yapım tarihini 1176 olarak vermektedir, fakat bugünkü minare 1888/1889 yıllarında yeni ve elektik bir üslupla yapılmıştır. Bazı Süryani yazarlar kiliseden çevrildiğini söylerler. Yapı kiliseden çevrilmemiş olsa bile, yerinde eski bir kilisenin bulunması muhtemeldir. Yapı 12. yüzyıl Artuklu Dönemi mimarisinin temel özelliklerini yansıtır. Erken dönemde özellikle güneydoğuda meydana çıkan, mihrap önü kubbeli enine gelişen cami plan ve formunun çok önemli bir örneğidir. Yapının malzemesi düzgün kesme taştır. Ulu Cami’nin kubbesi dıştan yivleme tekniğiyle yapılmıştır. İlk olarak bu binada kullanılmış ve sonları Mardin’de gelenek halini almıştır ki bazı geç dönem Artuklu yapılarında karakteristiktir. Caminin dikdörtgen avlusu kuzeyinde kalır. Avlunun güneyinde mihrap duvarına paralel, beşik tonozlu üç neften oluşan, mihrap duvarına yakın iki nefin kubbe ile kesildiği, enine gelişmiş, mihrap önü kubbeli bir şema görülür. Bu şema, aynı zamanda, çevredeki birçok yapı tarafından taklit edilmiş bir modeldir. Fotoğraf: Baki Ateş
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Zinciriye (İsa Bey) Medresesi
    /
    Mardine gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken mekanlar
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Mardin’de hüküm süren son Artuklu Sultanı olan Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından 1385 yılında yaptırılmış olup halk arasında Zinciriye Medresesi diye de anılan Sultan İsa Medresesi, doğu ve batı uçlarındaki dilimli kubbeleri ve doğu tarafına rastlayan yüksek anıtsal portali ile çok uzaklardan bile dikkati çeker. Dikdörtgen ve geniş bir alanı kaplamakta olan Yapı, iki kat üzerinde avlu , cami, türbe ve çeşitli ek mekanlardan meydana gelmiştir.Portalden girince, yıldız tonozla örtülü bir bölüme çıkılır; batısında ise Cami mekanıyla birlikte avluya açılan bir koridor vardır. Koridorun güneyindeki cami mekanının ortasında mukarnaslı tromplu bir kubbe yer alır. Mihrabın etrafı kakma motiflerle işlenmiştir. Minber kesme taştan yapılmıştır. Avlunun batısındaki eyvandan ise türbe olduğu anlaşılan ve tromplu kubbe ile örtülü mekana geçilir. Üst kat daha çok küçük oda mekanlarından oluşmaktadır. Bunlar bir zamanlar medresede okuyan kişilerin odacıklarıdır. İlk defa Mardin’de görülen Timur (Hicri 789 ve 803) ve ordusu ile savaşmış olan Melik Necmeddin İsa bir süre bu medreseye hapsedilmiştir. Mardin Müzesi bugünkü binasına taşınmadan önce Zinciriye Medresesi’nde işlevini sürdürmüştür. Bugün Artuklu Üniversitesinin kullandığı alandır. Fotoğraf: Baki Ateş
    • mardin
    • görülmesi gereken yerler
    • mardin müzesi

    HABERLER

    • Canlı Yayın
    • Son Dakika
    • Son Depremler
    • CNN Türk Finans
    • Türkiye
    • Dünya
    • Spor
    • Ekonomi
    • Sağlık
    • Magazin
    • Seyahat
    • Yaşam
    • Otomobil
    • Teknoloji
    • Eğitim
    • Kültür Sanat
    • Yerel Haberler

    KATEGORİLER

    • Yazarlar
    • Hava Durumu
    • Video
    • Foto Haber
    • Döviz
    • Altın
    • Astroloji
    • Namaz Vakitleri
    • Ramazan
    • Yemek Tarifleri
    • Rüya Tabirleri
    • Sosyal Medya
    • Oyun
    • Ajanda

    TV PROGRAMLARI

    • A'dan Z'ye
    • Gün Ortası
    • Gündem
    • Bugün
    • Günlük
    • Ana Haber
    • Programlar
    • Canlı Yayın
    • Yayın Akışı
    • Ekran Yüzleri
    • Frekanslar

    Whatsapp İhbar hattı

    0530 918 69 18

    Google PlayApp Store
    • Yasal Uyarı
    • Kullanım ve Gizlilik
    • Künye
    • İnsan Kaynakları
    • Kişisel Verilerin Korunması
    • İzleyici Temsilcisi
    • Bize Ulaşın
    • CNN Us
    • CNN Int
    • İspanyolca
    • Arapça
    • Japonca

    Takip Edin

    • Kanal D
    • TEVE2
    • DREAM TV
    • D-Smart
    • CNN TÜRK Radyo
    • Radyo D
    ilk bilen siz olun

    Demirören Tv Holding A.Ş. - CNN ™ CNN Inc. A WarnerMedia Company. All Rights Reserved.