Medeniyetler ve lezzetler beşiği: Diyarbakır
Yüzlerce medeniyete ev sahipliği yapmış, Mezopotamya ile Anadolu’nun kesiştiği noktada bulunan Diyarbakır… Gezmeniz, görmeniz, tarihi dokusunu içinize çekmeniz ve hatta yemeniz gereken çok şey var bu bereketli şehirde.
Haberin Devamı
/

İlk olarak Diyarbakır deyince hepinizin aklına gelenle başlayalım: Diyarbakır Surları… Çin Seddinden sonra dünyanın en en uzun surları olan bu surlar, MÖ.3.000-4.000 yıllarında Huriler tarafından bugün İçkale diye adlandırılan yerde yapılmış.
/

Bu surlardan günümüze gelebilen kısım ise çok az ne yazık ki… Bugünkü surların ise MS.346 yılında Roma İmparatoru II.Constantinius tarafından yaptırıldığı söyleniyor. İşte bu Surların üzerinde gezerek başlayabileceğiniz Diyarbakır yolculuğunu Surlarda bulunan burçların en eski ve en büyüğü olan Keçi Burcunda devam ettirebilirsiniz.
Haberin Devamı
UNESCO Dünya Kültür Mirası'ndan Hevsel Bahçeleri'ni görün
/

Burcun üstünde gözünüze çarpan boş bir iskemleye oturun, bir kaçak çay siparişi verin ve karşınızda gördüğünüz Dicle nehri ile sekiz bin yıllık Hevsel Bahçeleri manzarasının tadını çıkarın.
/

Binlerce yıl boyunca şehrin tarım ihtiyacını karşılamış bereketli Hevsel Bahçelerinin artık Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinde olduğunu da belirtmekte fayda var.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Tarihi Kervansaray'da zaman yolculuğu yapın
/

Keçi burcundan sonra ise gelin rotamızı yapımına 1521 yılında başlanan ve 1527 yılında bitirilen Kervansaray Hanına çevirelim. 72 oda, 17 dükkan kapasiteli bu han İpekyolu üzerinden Hicaza giden tüccarlar için yapılmış ve günümüzde ise restore edilerek otel haline getirilmiştir. Burada aynı zamanda düğün, konferans gibi çeşitli etkinlikler de düzenleniyor. Bir Diyarbakır düğünü nasıl olur diye merak ediyorsanız Han’a akşam vakti giderek görebilirsiniz.
/

Kervansaray’a 10-15 dakikalık bir yürüme mesafesinde ise bir başka han olan Hasanpaşa Hanında bulunuyor. Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır'ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından yaptırılmış ve uzun yıllar önemli bir tüccar hanı olarak kullanılmıştır. Bugün ise Han birçok kafe ile gümüş takı, ipek şal gibi ürünler satan birçok dükkana ev sahipliği yapıyor. Hasan Paşa hanını popüler kılan en önemli ayrıntı ise Han’ın içinde bulunan kahvaltıcıları...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Hasan Paşa Hanı'nda kahvaltı edin
/

Mustafa’nın Kahvaltı Dünyasında yada Meşhur Kahvaltıcı Kadri’de kavurmalı yumurtadan dört beş çeşit yöresel peynire kadar birçok Diyarbakır lezzetini içeren doyurucu bir kahvaltı yapabilirsiniz. Üstelik bu kahvaltı kişi başı 30 TL gibi bir fiyata sahip. Kahvaltıcı Kadri’nin şehrin yeni yerleşim merkezi olan Diclekent’te bir şubesi daha olduğunu da belirteyim. Otantik yolculuğuna bir ara vermek isteyenler orada da aynı lezzet ve kalitede bir kahvaltı yapma imkanını bulabilir.
15. yüzyıl'a Sülüklühan'da dönün
/

Diyarbakır’da görülmesi gereken bir diğer han ise 1683 yılında yapılan Sülüklü Han. Han ismini içerisinde bulunan kuyudan bir dönem hekimler tarafından şifa amaçlı sülüklerin çıkarılmasından alıyor. Bugün ise Han közde pişirilmiş bol köpüklü Türk Kahvenizi yudumlayabileceğiniz sakin ve huzurlu bir yer. Sülüklü Han, Diyarbakır’ın birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının getirdiği çok kültürlülüğü de size her an hissettirecek.Han’da otururken bir masada gül şerbeti yudumlayan Diyarbakırlı esnaf amcaları, bir diğerinde ise Süryani şarabı içen gençleri görebileceksiniz. Han’ın meşhur köpüklü Türk Kahvesinin yerine değişik tat arayanlar bölgenin yöresel kahvesi olan Menengiç Kahvesini de sipariş vererek deneyebilir.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Hanlardan sonra ise yine aynı şekilde Sur içinde bulunan Anadolu'nun en eski camilerinden olan Ulu Camiyi ziyaret etmenizi öneririm. Görkemli sütunları ve muazzam taş işçiliğiyle göz dolduran bu kutsal mekanın avlusunda bir de Romalılardan kalma bir güneş saati bulunuyor.
Tarihi güneş saati ve ilk güneş evi
/

Dört mevsim güneşli Diyarbakır’da bu tarihi güneş saatin yanı sıra Türkiye’nin ilk güneş evinin de bulunduğunu söylemek lazım.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Güneş ışınları ile birçok elektronik ev aletini çalıştığını görmek isteyenler için Yenişehir’de bulunan Güneş Evi de değişik bir alternatif olabilir.
Kutsal mekanlarla dolu şehir
/

Ulu Camii’den sonra Diyarbakır’ın diğer kutsal mekanlarına geçiş yapalım.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Yine Sur’da bulunan 3. yüzyıldan kalma Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi, Katolik mezhebine bağlı Keldanilerin ibadet ettiği Mor Petyun Keldani Kilisesi ve Ortadoğu'daki en büyük Ermeni kilisesi olan Surp Giragos Ermeni Kilisesini de ziyaret defterinize not edin.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'ni görün
/

Kiliselerle arasında yürüme mesafesi bulunan eski Diyarbakır evlerinin has örneği Cahit Sıtkı Tarancı Müze Evini de ziyaret edebilir, şaire ait özel eşyalar, mektupları ve kitapları ile etnografik eserleri bulabilirsiniz. Diyarbakır’ın yetiştirdiği bir diğer çok kıymetli şair Ahmet Arif’e ithaf edilen 120 yıllık Ahmet Arif Edebiyat Müze Kütüphanesi de Cahit Sıtkı Müze Evine komşu olarak bulunuyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Lahmacun için doğru adres
/

Diyarbakır mutfağına ufaktan giriş yapıyorken et yemeden şehri terk etmeyi aklınızdan geçirmediğinizi umuyorum. Yenişehir’de bulunan Mardin Kebap Evi, kebapseverler için güzel bir alternatif. Yok ben lahmacun-pide isterim diyen olursa da onlar için en doğru adres hem Diclekent’te hem de Ofis’te şubeleri bulunan Buket Lahmacun. Paça içmeden dönmem diyenler için ise adres yine Ofis’te bulunan Paçacı Fazıl.
Ciğer sevenler buraya
/

Yok ben Sur’un tarihi dokusundan ayrılmam diyorsanız da Sur’da bulunan Onur Ocakbaşında yine aynı lezzette kebabın keyfini çıkarabilirsiniz. Diyarbakır’ın kendine has ciğer kebabını denemek isteyenler için ise istikamet Dağkapı Ciğercisi Hüseyin Usta olmalı. Ciğerci dediğime bakmayın aynı zamanda çok güzel mangalda köfte de yapıyor. Ciğerle tanışmaya henüz hazır olmayanlar köfteleri de deneyebilir. Kaburga dolması severleri ise Kaburgacı Selim Amca’ya alalım.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Bu yemek faslına tatlı bir son vermenin yolu ise Diyarbakır’ın meşhur burma kadayıfını yemekten geçiyor. Şehrin birçok yerinde şubeleri bulunan Hacı Levent yada Sıtkı Usta Kadayıfçıları fıstıklı, cevizli yada peynirli seçenekleri mevcut olan burma kadayıflarıyla sizi bekliyor olacak.
/

Son olarak da Diyarbakır gezimizi acı bir hikayenin tatlı sonuyla bitirelim. Diyarbakır’da yaşanan işkence hikayelerinin baş aktörlerinden olan Saraykapı’da bulunan 1800’lü yıllardan kalma Cezaevi binası Arkeoloji Müzesi, Taş Eserler Müzesi, Kilise, Sanat Galerisi ve Kongre Merkezi olarak işlevlendirildi.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Burada müzeleri, kiliseyi gezebilir ve sonrasında da İç Kale Cafe adı verilen kafede oturarak Dicle Nehri manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Sülüklü Han’da Menengiç Kahvesi içmeyi es geçenler için İç Kale Cafe de aynı imkanı sunuyor. Üçüncü bir şansınız ise ne yazık ki olmayacak.