Yıllar sonra aynı rota: Londra
Sene 1995. Üniversite bitmiş... İdealler... Hedefler... Şans da yanımda.. Birden kendimi toprağın gökyüzüne sanki daha bir yakın olduğu bu güzel ülkede İngiltere’de buldum. 1 seneye yakın bir Galler macerası, eğitim ve hedef tamam... Ülkeye geri dönüş... 20 yıl iş hayatı... Bu yoğunluğun içinde yurt dışı seyahatlerimin hep ayrı bir yeri olduğunu söylemeye gerek yok. Keşfetmek öğrenmek keyif almak... Hatta bunu ailenizle yapmak da ayrı bir keyif oluyor.
Haberin Devamı
/

Çok ülke, çok şehir gezdim... Ama 22 yıl sonra tekrar yaptığım İngiltere seyahatimi herkes için kaleme almak istedim.Kızımda hep bir İngiltere’yi de görme isteği hep vardı. Onun da okulunun tatil olduğu 23 Nisan haftası için organize ettim gezimizi. Adres Londra’ydı ama ben içine kızım için Oxford’u da ekledim.Ve macera yeniden başlıyor...THY’den hemen biletler alınır, otel ayarlanır ve vize süreci geçilir. Sonra ince ince planlar yapılır.Ben seyahat öncesi çok araştırıp çok okurum. Bloglar, merak ettiğim noktaların tripadvisor yorumları pek çok yazı...Küçük detaylar bazen gerçekten çok işinize yarayabiliyor.
/

Benim kalacak yer için en önemli kriterim, güvenli, karmaşadan uzak ve metroya yakın olması. Hal böyle olunca adres Paddington oldu. Çok doğru bir seçim olduğunu kaldığımız süre boyunca da gördük. Hem havaalanından direkt hızlı tren olması, hem de diğer noktalara erişim için çok ideal bir nokta Paddington. Meşhur Paddington ayısına sempatimin de belki bilinçaltımda etkisi de olabilir.
Haberin Devamı
/

Görülecek yerler planını daha çok kızım ve eşim için yaptım diyebilirim. Kendime de birkaç kilise ziyareti eklemeyi de ihmal etmedim. Yurt dışı gezilerimde özellikle merak ettiğim kiliseleri muhakkak ziyaret etmeye çalışırım. Londra’da St. Paul kilisesi de bunlardan biriydi. Camilerdeki minare merdivenleri gibi dönen merdivenlerinden kızımla birlikte en tepeye çıkıp o yuvarlak kubbe duvarına dönerek yaptığınız konuşmanın duvarın karşısına kulağını veren bir kişi tarafından da aynı şekilde duyulabildiğini tecrübe etmek ayrı bir keyifti. Burası aynı zamanda Lady Diana ile Prens Charles’ın evlendiği kilise. ( 29 Temmuz 1981 ). Hiç unutmuyorum, ben 8 yaşındayım ve televizyondan izlemiştim. Benim için farklı bir anlamı olduğunu sanırım söylemeye gerek yok...
/

İngiltere’de çoğu müze ücretsiz. Vaktiniz olursa özellikle British Museum, Natural History Museum, Victoria and Albert Museum, Science Museum kesinlikle görmenizi tavsiye ettiklerimden. Dünyanın pek çok noktasından getirilmiş şeylerde sınır olmadığını bir kez daha göreceksiniz... Tarihi değerlerimize sahip çıkamadığımızın resmine de üzülerek bakacaksınız. Tek teselli bu müzelere para vermeden girmek. Dünyada pek çok ülkede bu tarz müzelere yüksek ücretlerle giriş yapılabildiğini de hatırlatmak isterim. British Museum’da Bergama’dan getirilmiş bu dev eseri görüp nasıl sahip çıkamamışız demeden edemedim...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Madame Tussauds elbette görülmesi gereken yerlerden. Online bilet almanızı hiç tavsiye etmem. Saati ayarlamak çok zor, üstelik online bilet de alsanız sizi de tekrar bir kuyruğun içine alıyorlar. Sadece sabah erken gidin bileti de orada alın, biz sabah erken gittik ve London Eye biletini de oradan aldık fiyat olarak daha avantajlı oldu. Üstelik bu şekilde alınan London Eye biletlerinin kullanımında bir zaman kısıtı da yok. İstediğiniz zaman gidebilirsiniz. London Eye sıra size kalabalık gibi görünse de çok hızlı akıyor. Sakın gözünüz korkmasın. Gittiğinizde Atamızın balmumu heykelini görmeden dönmeyin. Bir detay da Sherlock Holmes deneyimi. Mutlaka onun biletini de alın. Keyif alacağınız bir deneyim.
/

Ve London Eye... Londra’ya yukarıdan bakmak da güzel...Westminister Abbey de görülmesi gereken yerlerden. Westminister Sarayının yanında. Neredeyse kraliyet soyundan herkesin mezarı burada diyebiliriz. İhtişamı mezarlarda da görebilirsiniz. Burası bugüne kadar gördüğüm mezar bölümü en fazla olan kilise diyebilirim. Ruhani bir yer. Kraliçe 2. Elizabeth 1953 yılında bu kilisede taç giymiş. Prenses Diana’nın cenaze töreni de yine bu kilisede yapılmış. Bir diğer önemi de Prens William ve Kate Middleton bu kilisede evlenmiş. (29 Nisan 2011 ). Kraliyet ailesi için son derece önemli bir kilise.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Ve Tower Bridge... Kuleleri ile bir yapı havasındaki o tarihi köprü... Gemilerin geçişi için açılır kapanır olması da ayrı bir hava katıyor bu köprüye. Üst kattaki cam yürüme alanı 1980 yılında eklenmiş ve bence gençler için muhteşem bir deneyim. Thames nehrinden 42 metre yüksekte nehri camdan görüp Selfie çekenleri görünce bunu daha iyi anlayacaksınız. Açıkçası o camın sağlam olduğunu bilmenize rağmen o cama basmaktan çekiniyorsunuz... Ya düşersem korkusu...:) Deneyin pişman olmayacaksınız...
/

Şehri gezerken Londra Metrosu Tube ve otobüslerde geçen Oyster Card alırsanız hayatınız çok kolay. Para yükleyip istediğiniz toplu taşımada kullanabilirsiniz bizdeki İstanbul Kart misali... Hep yerin altında gezmeyin, arada kısa mesafe de olsa o meşhur kırmızı çift katlı otobüslere binin mutlaka. Yer bulursanız üst kat en öne oturun.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

New York’un Central Park’ı varsa Londra’nın da Hyde Park’ı var☺ Bence Hyde Park daha güzel... Bir tarafında Buckingham Sarayı diğer tarafta Kensington Sarayı ortada güzel bahçeler yollar, çiçekler, inanılmaz güzel ve huzur verici. Lady Diana’ya hayranlığımla onun hatıra bahçesini ve onun anısına yapılmış hiç durmadan akan bir su pınarını mutlaka görün. Parkın içindeki büyük yapay gölün kenarındaki kuğuları izlemek bile insana huzur veriyor. Köprüler, yollar, sincaplar, kuşlar... Gerçekten rengarenk yeşil bir cennet....
/

Buckingham Sarayı önünde askerlerin nöbet değişim töreni oluyor, hava durumuna göre değişiklik ve iptal durumu olabiliyor. Planınızı yaparken İnternetten linkteki adresten kontrol etmenizde fayda var.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Ben bu geziye bir de Oxford ekledim. Harry Potter macerasının çekildiği Christ Church’ü yakından görmek kızıma da göstermek çıkış noktam oldu.Kaldığımız Paddington İstasyonundan Oxford’a hızlı tren var. 1 saatte oradasınız. Hemen istasyon çıkışındaki otobüsler ile merkeze inebilirsiniz. Christ Church de hemen meydanda. Harry Potter’ın çekimlerinin de yapıldığı okul aktif olarak kullanımda olduğu ve öğrencilerin yemek yediği salonu öğle saati dışında görebilirsiniz. Tren geliş saatinize göre sabahtan geldiyseniz şehri gezip, öğlen yemeğinizi yiyip, sonra Christ Church’ü gezebilirsiniz.
/

Kilisede Size okul hocalarından biri eşlik edip Size bu kilisenin tüm tarihini ve kilisedeki eserlerin hikayelerini anlatıyor. Bir saatlik bir tur olarak düşünebilirsiniz. Ben çok kilise gezdim ama bir rehber eşliğinde bunu yapmamıştım. Üstelik bu rehber o okulda bir öğretmen. Gerçekten çok etkilendim. Resimlerdeki detaylar anlamları, inanışlar. Kesinlikle zaman ayırıp kiliseyi Size biletinizle sunulan bu imkanı kullanarak gezmenizi tavsiye ederim. Bir sanat tarihi dersi almış gibi hissettim kendimi. Büyüleyiciydi.Christ Church’ün olduğu bölgede University Church of St Mary the Virgin kilisesine giriş ücretsiz. Kuleye çıkıp Oxford’a tepeden bakmak isterseniz deneyebilirsiniz. Merdivenler dar ve dik... Kolay olmadığını baştan söylemeliyim... Yorulum diyenler için manzarayı paylaşıyorum.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Ben seyahatlerimde pazarları gezmeyi çok severim. Özellikle eski eşyaların da olduğu bit pazarlarını. Oxford’da kapalı bir yürüme yolu var. Corn Market Street. Muhakkak aşağı doğru inin. Pek çok ufak dükkan, yemek yemek için yer bulabilirsiniz. Bu yoldan aşağı doğru indiğinizde bir bit pazarına rastladım. İnanılmaz keyif aldım. Meraklılarına tavsiye ederim.
/

Londra’da listemde bir de Nothing Hill ve Portobello Market vardı. İyi ki eklemişim diyorum. Rengarenk evler, uzun bir açık Pazar. Pek çok dükkan tezgah... Anlatılmaz görülmesi lazım..Fish&Chips için de benim foursquare üzerinden araştırarak bulduğum on numara bir önerim var. The Fish House of Nothing Hill . Kıbrıslı Türkler işletiyor. Muhteşem gerçek fish&chips tadına doyamayacaksınız.
Haberin Devamı
Haberin Devamı