hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tarihte bugün: 9 şubat

    Tarihte bugün: 9 şubat
    expand

    Klasik edebiyatın en önemli yazarları arasında gösterilen Rus romancı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski 1881'de hayatını kaybetti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1821'de Moskova'da doğan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 9 şubat 1881'de Petersburg'da hayata veda etti. Annesini ve babasını küçük yaşta kaybetti.
     
    İlk yazılarıyla adını duyurmaya başlamışken genç liberallere katılmasıyla yaşamının akışı değişti. Tutuklandı ve sekiz ay hücrede kaldıktan sonra ölüm cezasına çarptırıldı. İnfaza birkaç saat kala cezası dört yıllık Sibirya sürgününe çevrildi.
     
    Sürgünden sonra yeniden St. Petersburg'a dönme izni elde etti. Bu koşullar altında yeniden yazmaya başladı. Yazdıklarıyla Çar II. Aleksandr'ı bile etkiledi. Yapıtlarının ses getirmesine karşın, Dostoyevski paraya kavuşamamıştı.
     
    Bundan sonra özel yaşamında büyük sıkıntılar yaşadı. Sürgünden sonra sara nöbetlerinden de bir türlü kurtulamadı. Ancak 'Karamazov Kardeşler', 'Ecinniler', 'Suç ve Ceza' gibi en ünlü yapıtlarını da bu dönemde kaleme aldı.
     
    1881'de öldüğünde, Rusya bu eski mahkum için, görülmemiş bir cenaze töreni düzenledi. Dostoyevski'nin sanatçılığı, dahi bir psikoloğun yüksek becerisini, bir düşünürün derin düşünselliğini ve bir gazete yazarının büyük coşkusunu bir arada içerir.
     
    Anlatı yapıtları, birçok yeni edebi anlatım araçlarını kapsar. Özellikle romanlarındaki çoksesli tipler, gerçekçi roman tarzının zenginleşmesine yol açmıştır.
     
    En önemli yapıtlarından 'Suç ve Ceza'da, bir cinayet etrafında kurar metnini Dostoyevski. Ne var ki, cinayet bir 'oyun' ya da basit bir heyecan unsuru değildir. Daha açık bir biçimde söylemek gerekirse yazar, öldürme eylemini amaca dönüştürmez.
     
    'Suç ve Ceza'nın Raskolnikov'u yazarın ahlaki bir sorgulama yapmak için cinayete ittiği karakterlerdir. Fakir bir genç olan Raskolnikov, Hukuk Fakültesi'ni yarıda bırakmıştır. Avrupa kaynaklı siyasi ve felsefi düşüncelerin etkisi altındadır.
     
    Güçlü ve güçsüz insanlar karşıtlığında, kendi yerini tespit edebilmek amacıyla, zaten borçlu olduğu tefeci bir kadını kurban olarak seçer. Ancak kararını uygularken pek de rahat değildir Raskolnikov.
     
    "Kollarına müthiş bir dermansızlık gelmişti. Kollarının her geçen saniye gittikçe uyuşarak ağırlaştığını kendisi de fark ediyordu. Baltayı bırakıp düşürmekten korkuyordu... Ne yaptığının farkında olmadan, hemen hemen kendini zorlamadan, sanki bir makine gibi, baltanın tersini kadının kafasına indirdi. Bu sırada neredeyse dermansız gibiydi. Ama baltayı indirir indirmez gücü yerine geldi" cümleleriyle canlandırılan suç sahnesi, 350 sayfalık romanın 140'ıncı sayfasında cereyan eder.
     
    Artık işin ceza kısmına gelmiştir Dostoyevski. Kimsenin kendini görmediğini ve geride bir iz kalmadığını bildiği halde, Raskolnikov müthiş bir tedirginlik içine düşer. İnsanlığını, masumiyetini yitirmiştir.
     
    Ceza, yalnız kendisine verilmemiştir, ailesi de etkilenir Raskolnikov'un günahından. Katilin cinayet mahalline dönmesi kuralına uygun olarak, yakalanmayı ve rahatlamayı, arınmayı isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir, komiserle tanışır ve soruşturmanın baş şüphelisi olur.
     
    Komiser Porfiry Petroviç, zeki bir adamdır ve katil olduğunu anlamıştır Raskolnikov'un. Ama ona bir fırsat tanımak, itiraf ederek ruhunu yüceltmesini sağlamak ister. Ailesi tarafından fahişeliğe zorlanan temiz kalpli Sonia'ya suçunu ve aşkını itiraf eden Roskolnikov, nihayet huzura kavuşur ve teslim olur.
     
    Sibirya'ya sürgün edilen Raskolnikov, yanında Sonia ile birlikte yola çıkarken henüz pişman olmamış, ruhu tam anlamıyla temizlenmemiştir.
     
    "Ama burada, yeni bir hikaye, bir adamın derece derece yenileşmesinin, yavaş yavaş yeniden hayat buluşunun, bir dünyadan bir başka dünyaya geçişinin, şu ana kadar hiç bilmediği yeni bir gerçekle tanışmasının hikayesi başlıyor" diye bitirir romanı Dostoyevski.
     
    Hakkında ciltler dolusu inceleme ve biyografi kitabı yazılan Dostoyevski'yi kısa bir yazı içerisine sığdırmak söz konusu olamayacağı gibi, sadece 'Suç ve Ceza'daki felsefi ve ahlaki motifleri tartışmak bile sayfalar tutar.
     
    Öte yandan, Ferud'ün psikanaliz çalışmalarını da etkilemiştir Dostoyevski ve 'Suç ve Ceza'. Freud, ilkel benlik, ego ve süper ego üçlüsünün 'Suç ve Ceza'da eksiksiz olarak yer aldığı vurgular.
     
    Raskolnikov'un ilkel benliği, ona tefeci kadını öldürmesini ve parasını çalmasını emreder. Bu eylemin muhakemesi ego sürecinde olur ve süper egosu Roskolnikov'u suçluluk duyguları içerisinde kıvrandırır.
     
    Günün diğer önemli olayları
     
    1441: Türk şairi Ali Şir Nevai doğdu.
    1871: Osmanlı'da ilk kez Karl Marx'ın bir makalesi 'Hakayik-ul Vakayi' gazetesinde yayımlandı.
    1920: Fransızlar, Maraş'tan çekilmeye ve Adana bölgesini boşaltmaya başladı.
    1933: Nazire Hanım, Türkiye güzeli seçildi.
    1934: Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında Balkan Paktı imzalandı.
    1968: Türkiye'de ilk kadın trafik polisi göreve başladı.
    1975: TRT düzenlediği Eurovision Yarışması elemeleri sonuçlandı. Semiha Yankı'nın 'Seninle Bir Dakika' adlı parçasıyla Cici Kızlar'ın 'Delisin' adlı parçaları birinciliği paylaştı. Kura sonucu, Semiha Yankı Türkiye'yi temsil etme hakkı kazandı.
    1993: Rallici Renç Koçibey, Gebze yakınlarında trafik kazasında hayatını kaybetti.
    2001: Konya Üçüncü Ana Jet Üs Komutanlığı'na ait Hava Pilot Teğmen Ayfer Gök komutasındaki F-5A uçağı, eğitim uçuşunda Karaman'ın Ermenek ilçesi yakınlarında düştü. Pilot Teğmen Gök, ilk kadın şehit pilot oldu.
     
    Tarihte bugün arşivi
     
    Ekim ayı arşivi
    Kasım ayı arşivi
    Aralık ayı arşivi
    Ocak ayı arşivi
    1 şubat
    2 şubat
    3 şubat
    4 şubat
    5 şubat
    6 şubat
    7 şubat
    8 şubat

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow