10 bin yıl öncesine ışık tutuyor: Tıp tarihine geçecek keşif

10 bin yıl öncesine ışık tutuyor: Tıp tarihine geçecek keşif
expand
KAYNAKHürriyet

DNA alanında çalışan Dr. Ezgi Altınışık, Kuzey Mezopotamya yani Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki insanlara ait DNA örneklerine ulaştı. Altınışık'ın yaptığı çalışmalara göre, 10 bin yıllık 2 yaşında olduğu düşünülen bir bebeğin kafatasında, günümüzde de enfeksiyonların tedavisinde kullanılan dağlama yönteminin izleri saptandı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Günümüzden yaklaşık 10 bin yıl öncesindeki hayatı ve insanları anlamak için antik DNA alanında çalışan Dr. Ezgi Altınışık, Kuzey Mezopotamya yani Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki insanlara ait DNA örneklerine ulaştı. Bölgede bulunan bebek kafatasında ise 10 bin yıl önce, günümüzde kotarizasyon diye adlandırılan ve enfeksiyonların tedavisinde kullanılan dağlama yönteminin izleri saptandı. Altınışık, bu kafatasının, kotarizasyon yönteminin kullanıldığı bugüne kadar bulunmuş en eski örnek olduğunu söyledi. Dr. Ezgi Altınışık, hem Kuzay Mezopotamya bölgesindeki çalışmalar hem de Roma dönemine ait araştırmalarıyla Bilim Akademisi tarafından verilen genç bilim insanları ödülünün de kazananlarından oldu.

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ezgi Altınışık, 2019 yılından beri üniversitenin antik DNA laboratuvarında araştırmalar yapıyor. Prof. Dr. Mehmet Somel’in öncülüğünde Hacettepe Üniversitesi bünyesinde 2019 yılında kurulan Antik DNA Laboratuvarı, Türkiye’nin dünya standartlarına uygun bir şekilde oluşturulan tek laboratuvarı olma özelliğini taşıyor. Burada Türkiye ve dünyanın diğer bölgelerinden elde edilen insan ve hayvan kalıntılarında, DNA analizleri gerçekleştiriliyor ve geçmişi daha iyi anlamaya yönelik öncü çalışmalar yapılıyor. Dr. Altınışık Antik DNA Laboratuvarında yapılan çalışmaları şöyle anlattı:

10 bin yıl öncesine ışık tutuyor: Tıp tarihine geçecek keşif

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

ARAŞTIRMALAR ÖDÜLE GÖTÜRDÜ

“Türkiye’nin ilk antik DNA laboratuvarı 2012 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) Prof. Dr. İnci Togan’ın girişimiyle kurulmuştu. 2019’da da bizim laboratuvarımız kuruldu. ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi olarak çalışmalarımızı bu laboratuvarlarda ortak yürütüyor ve aslında tek bir ekip olarak çalışıyoruz. Bu laboratuvarlarda tarım devrimi ve tarıma geçiş sürecinin anlaşılması konularını araştırıyoruz. Yani günümüzden yaklaşık 10 bin yıl öncesi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışıyoruz. Ben de 2019 yılından itibaren bu laboratuvardayım. O yıldan beri de ağırlıklı olarak Kuzey Mezopotamya yani Güneydoğu Anadolu bölgesine odaklandım. Bu bölgeye dair ekip olarak yaptığımız araştırmanın makalesi 2022 yılında yayınlandı. Sonrasında Roma dönemi üzerine çalışmaya başladım. Beni ödüle götüren süreç de aslında bu çalışmalar sayesinde oldu.

ENFEKSİYONU TEDAVİ ETMEYE ÇALIŞMIŞLAR

Kuzey Mezopotamya çalışmamda Diyarbakır Çayönü Tepesi’ndeki yaklaşık 10 bin yıl öncesine ait kalıntılardan faydalandım. Burada bulunan insan iskeletlerinden alınan DNA’lar sayesinde bölgede tarıma geçiş sürecinde Orta Anadolu ile Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında yoğun bir geçiş ve insan hareketliliği olduğu sonucuna ulaştık. Diğer yandan bölgede elde ettiğimiz iskeletlerden biri de iki yaşlarında olduğunu tahmin ettiğimiz bir bebeğin kafatasıydı. Ancak bebeğin kafatasında bir dağlama izi vardı. Kafatasının iç kısmında ise enfeksiyon izleri bulunuyordu. Bu işlemin çok büyük ihtimalle bebeğin tedavi edilmesi için yapılan bir dağlama işlemi olduğu sonucuna vardık. Bu işleme günümüzde koterizasyon deniliyor. Ve bu bebeğin kafatası, modern tıp dünyasının da kullandığı koterizasyon işleminin yapıldığı tarihte bu zamana kadar tespit edilebilmiş ilk örnekti.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

10 bin yıl öncesine ışık tutuyor: Tıp tarihine geçecek keşif

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

YAPTIĞIM ÇALIŞMALAR ÖDÜLLENDİRİLDİ

Türkiye’deki Bilim Akademisi tarafından verilen Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanları Ödül Programı (BAGEP) ödülleri için öncesinde bir başvuru süreci oluyor. Bu yıl ödüle 27 Ocak’ta başvurdum ve sonuçlar nisan ayının başında açıklandı. Yarışmaya 230 kişi başvurdu ve 38 kişiye ödül verildi. Açıkçası kazananlar arasında olmayı beklemiyordum, sürpriz oldu. 35 yaşındayım ve bu ödül için yaş sınırı 40. Ben de 40 yaşıma yaklaştığım ve daha çok çalışma yaptığım bir dönemde bu yarışmaya başvurarak kazanma şansımı artırmayı amaçlıyordum. Ancak son zamanlarda motivasyona daha çok ihtiyacım olduğunu fark ettiğim için bu yıl şansımı denemek istedim. Ödül töreni 26 Nisan’da İstanbul’da düzenlendi ve elbette bu ödülü aldığım için çok mutlu oldum. Ödülle birlikte 2 yıl boyunca BAGEP’ten burs alacağım. İlk yıl toplam burs miktarı 120 bin lira olacak, ikinci yıl da bunun üstünde farklı bir rakamla destekleneceğim.”

 

 

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow