"Adı Ergenekon olan bir derneğe bile üye olmam"

Adı Ergenekon olan bir derneğe bile üye olmam
expand

İkinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanığı Birol Başaran, "Ben ODTÜ'de okumuş, sol görüşlü bir insanım. Adı 'Ergenekon' olan bir derneğe bile üye olmam" dedi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Tutuklu sanık Başaran, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, görsel sunum şeklinde hazırladığı savunmasını tamamladı.

Başaran, savcılığın ortaya koyduğu bütün deliller ve verilerin bir kopyasının kendilerine verilmesi gerektiğini, bunların hepsinin savunmalarını kısıtlayan bir neden olduğunu söyleyerek, savcıların Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 134. maddesini anlamadıklarını düşündüğünü ifade etti.

Bilgisayardaki belgelerin, oluşturulma ve değiştirilme tarihlerinin değiştirilebileceğini belirten Başaran, bilgisayar ortamında bunu göstermeye çalıştı.

Savcıların masasının mahkeme heyetinin masasıyla aynı seviyede olmasını eleştiren Başaran, sanıkların ve savcıların hakimin karşısında aynı seviyede olması gerektiğini ve bunun dünyanın her yerinde de böyle olduğunu aktardı.

Başaran, "Ben savcılarla eşit bir maç yapmak istiyorum. Siz de hakem olun" dedi.

Tutuklu sanık Başaran, bir önceki duruşmadaki savunmasında, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a teşekkür ettiğini ve selam gönderdiğini hatırlatarak, "Selamım, CHP'nin 'Ergenekon'la bağlantısı var diye yorumlanmış. 1 Mart tezkeresine Baykal karşı çıkmıştı ve tezkere çıkmadı. Recep Tayyip Erdoğan, bugün Arap dünyasında seviliyorsa bunu biraz da Baykal'a borçlu. Eğer Irak'a girilseydi Erdoğan bu kadar sevilmeyecekti. Burada Baykal'a borçlu. Çünkü, Baykal onu engelledi" diye konuştu.

Altı boş olan bir dava...

"Ergenekon" davasının Tuncay Güney ve Osman Yıldırım'a dayalı altı boş olan bir dava olduğunu savunan Başaran, "5-10 yıl sonra her şey ortaya çıkacak. Bu insanların suçsuz olduğu ortaya çıkacak. O zaman da Baykal ve CHP'nin haklı olduğu görülecek" dedi.

"AKP'den memnun değilim. Bu suçsa... "


"Ben ODTÜ'de okumuş, sol görüşlü bir insanım. Adı 'Ergenekon' olan bir derneğe bile üye olmam" diyen Başaran, "(Ergenekon) kelimesini daha çok sağcılar kullanır. Kanarya sevenler derneği olsa dahi 'Ergenekon'a üye olmam. Ben bu ülkenin yetiştirdiği iyi bilgisayar uzmanlarından biriyim. Bizi tutuklamakla sadece bize değil, ülkeye de zarar veriyorsunuz. Bu ülkede son seçimlerde CHP 9 milyon oy aldı. Bu, aileleriyle birlikte 20 milyon kişi AKP'nin yönetimini istemiyor demektir. Eğer bu terör suçuysa ben cezama razıyım. Ben bu ülkeyi de seviyorum, insanları da seviyorum. Sadece AKP'nin ülkeyi yönetmesinden memnun değilim. Bu terör suçuysa, ben cezama razıyım" şeklinde konuştu.

USİAD'ın Doğu Perinçek ve Veli Küçük'le irtibatlandırıldığını ifade eden Başaran, onların kişiliklerine bir şey söylemediğini, ancak USİAD'ın, ülkesini seven iş adamlarının kurduğu bir dernek olduğunu kaydetti.

Her yıl USİAD'da hırsızlık olaylarının olduğunu ileri süren Başaran, "Sadece bilgisayarların hard diskleri alınıyordu. Her yıl olur bu. Sonra anladık ki bunu yapan polis" dedi. Başaran, önceki gün başladığı savunmasını, yaklaşık 10 saatte tamamladı. Duruşma, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün Başaran'ın daha önceki ifadelerini okumasıyla devam ediyor.



BAŞARAN'A ÇAPRAZ SORGU


Duruşmada Başaran'a çapraz sorgu da yapıldı.

"Şener Eruygur dostum"


Başaran, tutuksuz sanık emekli Orgeneral Şener Eruygur'un, dostu olduğunu belirterek, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ile organik bağının 2005 yılı aralık ayında koptuğunu ancak Eruygur ile ilişkisini kesmediğini bildirdi.

Duruşmada, daha sonra Başaran'ın çapraz sorgusuna geçildi. Savcı Pekgüzel'in Şener Eruygur ile ne zamandan beri tanıştığını sorduğu Başaran, emekli olduktan sonra Fenerbahçe Orduevine yerleşen Eruygur'un, yakın olduğu için Kadıköy ADD Şubesi'ne geldiğini ifade ederek, o dönemde kendisinin de ADD'de Kadıköy Şube Başkanı olduğunu söyledi.

ADD'den 2005 yılında ayrılığını, bunda Eruygur'un bir etkisinin olmadığını anlatan Başaran, "Şener Bey emekli olmuş, sivil toplumla ilgili bir şeyler yapmak istiyor. ADD nasıl diye bizden fikir almaya çalışıyor. Ben ona, 'size uygun değil' demedim. Ne o bana, ne ben ona herhangi bir telkinde bulunduk. Ben ADD'den dönerken o ADD'ye gidiyordu. O üye olduğunda ben başkandım ama yönetimde beraber çalışmadık" dedi.

Rapordaki isim tartışması

Pekgüzel, ADD'nin Kadıköy Şubesinin 2003-2005 dönemine ait faaliyet raporunda, 14 Eylül 2004 tarihinde dernek binasının bağış yoluyla alındığı, Başaran'ın da bağışta bulunduğunun belirtildiğini ifade ederek, böyle bir bağış yapıp yapmadığını sordu.

Avukat Celal Ülgen itirazda bulunarak, bu raporda Başaran'ın adının geçmediğini söyledi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün de bunun iddianamede olup olmadığını sorması üzerine Savcı Pekgüzel, bu raporun Başaran'ın adının yer aldığı şekilde iddianame ve eklerinde bulunduğunu kaydetti.

Başaran da ADD Kadıköy Şubesi'nin kullandığı daireyi 2003-2004 yılında kendisinin bağışladığını belirterek, bunun gizlenilen bir şey olmadığını ifade etti.

Avukat Ülgen, tekrar itirazda bulunarak, kendilerine verilen eklerdeki faaliyet raporunda Başaran'ın adının olmadığını tekrarladı. Pekgüzel de bunun eklerde olduğunu kaydetti. Başkan Şengün'ün "Bu farklılık nedir Savcı Bey?" diye sorduğu Pekgüzel, kendisinde bulunan word belgesi şeklindeki faaliyet raporunda daireyi Başaran'ın bağışladığının anlatıldığını belirterek, "Gelip bakabilirler. Dijital incelemelerde var. Belki pdf dosyalarında yoktur. Ayrıca Şener Eruygur'un ifadesinde de var" diye konuştu.

Başaran, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile bir faaliyeti olup olmadığını sorması üzerine herhangi bir faaliyetinin olmadığını söyledi.

Pekgüzel'in, Emin Gürses'le irtibatı olup olmadığını sorduğu Başaran, "Hayır, yok" dedi.

Pekgüzel, daha sonra Başaran'a, "Demokrasi Platformu mail grubu"na gönderdiği maili okuyarak, "Burada kast ettiğiniz, tatilini yapan subaylardan istediğiniz nedir? Açıklar mısınız?" diye sordu.

Bunun üzerine araya giren Başaran'ın avukatı Celal Ülgen, "Bu soru iddianamenin müvekkilim ile ilgili bölümlerin hiçbirinde yok. Dolayısıyla soruyu cevaplayacak bir savunma hazırlamadık. Sanığın hukuku bilmemesinden yararlanılarak, savcılar tarafından posasının çıkarılmasına izin verilmemeli" dedi.

"Darbeye falan ihtiyacımız yok"

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de "Sanık sizin müdafinizdir. Mahkemenin de koruması altındadır" diye konuştu. Başaran da soruya cevap vermek istediğini belirterek, "Türk Telekom'un satılmasını istemiyordum. Yazıyı biraz da sert yazmışım. Türk Telekom'un satılması çok kötü bir şey. Bu yazıyı yazıp mail attım. Türk Silahlı Kuvvetlerinden istediğim, stratejik önemdeki yerler satılırken 'siz de araya girin'. Bunun Türkiye için çok önemi var" şeklinde konuştu.

Pekgüzel'in, "Subaylar memur değil midir?" sorusuna da Başaran, "Tabii ki memurdur ama TSK önemli bir kurumumuz. O da düşüncesini söylesin. Benim TSK'dan istediğim bu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbe yapmasını hayatım boyunca istemedim" yanıtını verdi.

Pekgüzel'in, "Hukuk ve Siyaset Okulu Paneli"nin halka açık yapılıp yapılmadığı ve özel bir davetle mi katılımın olduğu şeklindeki sorusunu da Başaran, "Saatini öğrendim, gittim. Paneli yaptım ve çıktım. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), 7 gün panel düzenlemiş. Bir gün de ben konuştum. Halka açık bir şey değil. O yüzden önce ADD'de kayıt yapılıyor. 7 gün sonunda sertifika verilmiş. Halka açık olmadığı için kayıt yapmak için izin alınması gerekiyordu. Gizli bir çekim" diye yanıtladı.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, "Hukuk ve Siyaset Okulu Paneli'ndeki konuşmanızın ana fikrinin yanlış anlaşıldığını söylüyorsunuz. Siz burada heyecanlı ve aktif bir topluluğa konuşuyorsunuz. Ülkenin işgal edileceğini söylüyorsunuz. Tüm salon sizi yanlış anlayıp alkışlıyor olabilir mi?" sorusuna da Başaran, "Onlar sizin anladığınız gibi anlayıp alkışlamıyor. Benim anlattığım gibi anlayıp alkışlıyorlar. 'Durum kötü ama direniriz' dediğim zaman alkışlıyorlar. Benim algılamamda ve anlatımımda bir problem yok, sizde var" diye konuştu.

ADD içinde örgütsel faaliyetler

Taşkın'ın, "Aynı panelde yaptığınız konuşmada hukuk dışına çıkmakla neyi kast ettiniz?" sorusuna da Başaran, şu karşılığı verdi: "CHP bir gün seçimlerde AKP'yi geçecek buna inanıyorum. Kadıköy, Beşiktaş ve Bakırköy Türkiye'nin en iyi, en gelişmiş ilçeleri. CHP'nin bu ilçelerde aldığı oy yüzde 70. Çünkü oradaki insanlar okumuş, aydın insanlar. Bütün Türkiye aydınlandığında ben Kadıköy gibi, İzmir gibi olacağını düşünüyorum. Onun için darbeye falan ihtiyacımız yok."

Taşkın'ın, "ADD içerisinde örgütsel faaliyetlerinize devam ettiğiniz, şubelerinin istihbarat çalışması yaparak genel merkeze gönderdiği iddia ediliyor. Ne diyorsunuz?" sorusunu da Başaran, "Bu iddia tamamen hayali. Çünkü 2005'te ADD'den ayrıldım ve bir daha hiçbir şubesinin kapısından içeri girmedim. ADD'de birtakım kişiler hakkında bilgiler toplanıyor, sonra genel merkeze gönderiliyor şeklindeki iddialar da paranoyak bir düşünce. ADD ile herhangi bir bağım kalmamasına rağmen bunu kesinlikle reddediyorum" diye yanıtladı.

Özkan'dan Başaran'a Kanaltürk sorusu

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın sorusu üzerine Başaran, Kanaltürk televizyonundaki programa 2 kez Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) temsilcisi olarak katıldığını, Özkan ile bunun dışında bir ilişkisi olmadığını kaydetti.

Özkan da Başaran ile Atatürkçü Düşünce Derneğini (ADD) ele geçirmek için özel bir çalışmaları olduğunun iddia edildiğini belirtirken, "Başaran 2005'te ayrılmış, ben 2008 Mart ayında ADD'ye üye oldum" dedi.

Özkan CHP'ye de hiçbir zaman üye olmadığını ifade ederek "CHP'yi ele geçirmek için birlikte çalışma yapmadıklarını" söyledi. Başaran, avukatı Celal Ülgen'in sorusu üzerine de bir hayvansever olduğunu ve evde kendisini bekleyen 20 kedisi bulunduğunu söyledi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün "500'ün üzerinde şubesi olan bir derneğin Kadıköy gibi büyük bir şubesinin sorumlususunuz. Sık sık da paneller düzenliyorsunuz. Kim yapar, kim düzenler onları?" şeklindeki sorusu üzerine Başaran, panellerin yönetim kurulu kararıyla düzenlendiğini, bunların derneğin faaliyet raporlarına yazıldığını anlattı.

Başkan Şengün, Ülgen'in savunmasına ara vererek, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow