hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ankara'dan Macron'a sert yanıt

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir  Bozdağ, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, "Biz bu operasyon ile Türkiye ile Rusya’yı ayırmayı başardık" sözlerine yanıt verdi. Bozdağ  "Suriye politikamız, herhangi bir ülkenin yanında veya karşısında olma politikası değildir, hakkın ve doğrunun yanında olma politikasıdır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bozdağ, Katar İslam Eserleri Müzesi'ni ziyaretin ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron: Operasyon Türkiye ile Rusya'yı ayırmayı sağladı

    Bir gazetecinin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, "Biz bu operasyon ile Türkiye ile Rusya’yı ayırmayı başardık. Türkler kimyasal saldırıyı kınadılar ve ardından operasyonu desteklediklerini söylediler." açıklamasının hatırlatılması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin kimyasal silah kullanılması konusunda dün de bugün de aynı olan tutumunun net olduğunu söyledi.

    Bozdağ, Esed rejimi Suriye'de kimyasal silah kullandığında da Türkiye'nin yine ayrı tavrı ortaya koyduğunu belirtti.

    Kimyasal silah kullanılarak insanların öldürülmesinin büyük vahşet olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bunun bir insanlık suçu olduğunu söyledi.

    Bozdağ, konvansiyonel silahların kullanılmasının ve bu yöntemle de masumların, sivillerin öldürülmesinin korkunç ve insanlık suçu olduğunu dile getirdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Dünya uzunca bir süredir Suriye'de masum insanların öldürülmesini, kullanılan silaha bakarak adeta seyrediyor." diyen Bozdağ, Türkiye'nin kimyasal silah kullanımının cezasız kalmaması gerektiğini ifade ettiğini bildirdi.

    "Daha önce yaptırımlar uygulansaydı bu saldırı gerçekleşmezdi"

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, şöyle devam etti:

    "Daha önce Suriye rejimine gerekli yaptırımlar uygulanmış olsaydı, bu kimyasal saldırı gerçekleşmezdi ama gereken tepki vaktinde, doğru şekilde verilemediği için bu saldırı da gerçekleşti. Konvansiyonel silahlarla öldürme de kimyasal silahlarla öldürme gibi aynı şekilde suçtur. Çünkü ikisinde de masum insanları, sivilleri, çaresiz olanları, savunmasız insanları öldürüyorsunuz. Suriye'de 800 binden fazla insan bu saldırılarda hayatını kaybetti. Maalesef Batı'nın, bazı ülkelerin tutumu, 'Konvansiyonel silahla öldürürsen, öldürmeyi de orantılı güç kullanarak yaparsan öldürmek serbesttir' gibi bir anlayış var ama kimyasal silah kullanırsan 'Öldürmek yasaktır' şeklinde sakat bir anlayış var."

    Türkiye olarak konvansiyonel silahla, kimyasal silah arasında ayrım yapmayı doğru görmediklerini vurgulayan Bozdağ, "Suriye politikamız, herhangi bir ülkenin yanında veya karşısında olma politikası değildir, hakkın ve doğrunun yanında olma politikasıdır." değerlendirmesinde bulundu. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bozdağ, Türkiye'nin doğruyu savunanın yanında yer aldığını belirterek, Suriye'de sivillerin yerinden yurdundan edilmesine, terör örgütlerinin bölgede yuvalanmasına karşı mücadele ettiklerini bildirdi.

    "Türkiye'nin tutumu değişmemiştir"

    Bölgede rejimin ve terör örgütlerinin desteklenmesine, rejimin sivilleri öldürmesine de karşı çıktıklarını ifade eden Bozdağ, Türkiye'nin bugüne kadar ortaya koyduğu politikalarda bu anlamda bir değişiklik olmadığını aktararak, şunları kaydetti:

    "Biz ABD ile PKK/PYD/YPG/KCK terör örgütlerine verdiği destek noktasında anlaşamıyoruz ve onların DEAŞ terör örgütüyle mücadelede başka terör örgütlerini kullanmasının yanlış olduğunu her defasında ifade ediyoruz. Biz bu noktada ABD ile politika birliğine sahip değiliz, farklı politikalar izliyoruz. Türkiye'nin bu tutumu değişmemiştir. Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı'nı bölgedeki terör örgütlerine karşı yürütmüştür. Öte yandan rejimin de kayıtsız, şartsız desteklenmesini de Türkiye yanlış bulmaktadır, biz buna da karşıyız. Bazı ülkeler, Esad rejimini kayıtsız şartsız desteklemektedir. Türkiye de bu noktada rejimin değişmesine, bu kadar suçu işleyen bir rejimin ayakta durmasının yanlış  olduğunu ifade ediyor ve biz bu politikalarımızla da Rusya'yla, İran'la farklı bir noktada duruyoruz. O nedenle Türkiye, ne Rusya ve İran'la aynı hedeflere koşan ne de ABD ile aynı hedeflere koşan bir ülkedir."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye'nin bölgedeki doğruların Rusya ile İran'la birlikte hareket ettirmeyi gerektirdiğinde bu ülkelerle hareket etmekten çekinmediğini ifade eden Bozdağ, ABD ile birlikte hareket edilmesi gereken durumlarda da ABD ile hareket etmekten çekinmediğini dile getirdi.

    Bozdağ, Türkiye'nin, doğru ve ilkelerden yana bir tavır koyduğunu, bunları savunanlarla yan yana gelmekten de çekinmediğini vurguladı.

    "Doğru ne diyorsa biz onu savunuyoruz." diyen Bozdağ, bölgede çatışmaların daha fazla sürmesinden rahatsız olduklarını belirtti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye'nin, bölgenin uluslararası güçlerin, bazı devletlerin güç, çıkar, nüfuz kavgasına kurban edilmesinden, bilek güreşi yapılmasından da rahatsız olduğuna dikkati çeken Bozdağ, istenilen kanın, çatışmaların, göz yaşının sona ermesi olduğuna işaret etti.

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, huzurun, barışın, istikrarın kalıcı şekilde tesis edilmesi gerektiğinin istendiğini bildirerek, Türkiye'nin bu hedefler doğrultusunda mücadelesini sürdüreceğini söyledi.

    Bir gazetecinin, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'Esad'a iyi ki bomba attılar diyorlar. Bunu söyleyenin yüreğinde insanlık yoktur, insanın öldürülmesinden zevk alınmaz' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bozdağ, Kemal Kılıçdaroğlu'nu anlamakta zorluk çektiklerini belirtti.

    Suriye'de milyonlarca insanın yerinden yurdundan edildiğini aktaran Bozdağ, 800 bini aşkın sivilin, masum insanın, Esed'e bağlı güçler, Esed'in kurduğu gayrimeşru milisler tarafından öldürüldüğüne işaret etti.

    Bozdağ, "Kılıçdaroğlu, keşke Esad'a deseydi ki 'Sen masum, sivil, savunmasız, çaresiz, kendi vatandaşlarına karşı kimyasal silah kullanacak kadar nasıl insanlıktan uzaklaşıyorsun, böylesi bir insanlık suçunu nasıl işliyorsun' diye haykırmış olsaydı iyi olurdu." değerlendirmesini yaptı.

    "Üstü kapalı destek veriyor"

    "Kılıçdaroğlu, 'Sen insanlıktan nasibini aldın mı, almadın mı? Aldıysan, yaptığın bu katliamlar, zulümler nasıl oluyor' diye aynı kükremeyi Esad'a karşı yapsaydı." diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

    "Suriye'de pek çok ülke var, Esad'ın kendi ülkesinin pek çok yerinde hakimiyeti yok. 'Kendi ülkeni başka ülkelerin bu kadar at oynatmasına imkan verir hale nasıl düşürdün?' diye keşke Esad'a karşı kükreseydi. Bunu yapmıyor. Ne yapıyor? Kendi milletvekillerini Esad'a gönderiyor, onunla fotoğraf çektiriyor. Öte yandan da Esad'ın bütün yaptıklarını yok sayarak adeta Esad'a üstü kapalı bir destek veriyor. Şu anda yaptığı budur. Esad'ın kimyasal silah kullanması insanlık suçu mudur, değil midir? Masum ve çaresiz, savunmasız insanları böylesi korkunç bir silahla öldürmesi insanlık suçu mudur, değil midir? Bu bir suçsa, kabul edilemez durumsa o zaman Esad'a karşı yaptırım uygulamanın neresi yanlıştır? Saldırıların yapıldığı yerlerde birtakım tesisler, yerler. Sivil, masum insanlar bilerek hedef alınarak yapılmış bir saldırı da ortada yok."

    Esed'in gayrimeşru milislerle doğrudan sivilleri hedef aldığını vurgulayan Bozdağ, Türkiye'nin tutumunun, katliamlara "sevinç tutumu" olmadığına işaret etti.

    Bozdağ, Türkiye'nin tutumunun, katliamları yapan ve bugüne kadar kimsenin "Dur" demediği eli kanlı katile karşı uluslararası toplumun ortak bir tepki koymasını takdire yönelik açıklama olduğunu ifade etti.

    Bir yıl önce 16 Nisan 2017'de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının yapıldığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, Cumhuriyet tarihi boyunca anayasada çok sayıda değişiklik yapıldığını, en önemli değişikliğin de parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi sağlayan değişiklik olduğunu bildirdi.

    Bu değişimin tarihi olduğunu anlatan Bekir Bozdağ, Türkiye'nin yeni bir yüzyıla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiye girmeye karar verdiğini belirtti.

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yasama ve yürütmenin tam ayrı olması, birbirine karşı tam bağımsız olmasını sağladığına değinen Bozdağ, güçlü yasamayı, yürütmeyi zorunlu kıldığını bildirdi.

    "Kafanızı kuma gömmeyin"

    Halkın 2019 seçimlerinde sistemin uygulamasına sandıkta seçeceği yeni cumhurbaşkanıyla izin vereceğini kaydeden Bozdağ, CHP'nin hala sistem değişmemiş gibi davranmaya, konuşmaya, çalışmaya devam ettiğini vurguladı.

    Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP'ye, "Benim onlara tavsiyem şu, kafanıza kuma gömmeyin. Sistem değişmiştir. Parlamenter sistem artık geride kaldı, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var ve 2019 seçimleri cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin öngördüğü usulde yapılacaktır. Onun için siz de artık bunu kabul edin, içinize sindirin, yeni sisteme göre seçimlere hazırlanın." diye konuştu.

    "AK Parti'yi oturarak engellemeleri mümkün değil"

    Bozdağ, bir gazetecinin, CHP'nin "OHAL değil demokrasi" adıyla oturma eylemi yapacağını anımsatması üzerine, CHP'nin oturma eylemi yapmasını yadırgadığını CHP'nin oturarak AK Parti ile yarışamayacağını ifade ederek, "Bir yandan AK Parti'yi geçmek, AK Parti'den daha fazla halktan destek almak istiyorlar, bir yandan oturuyorlar." değerlendirmesini yaptı.

    "CHP'yi mecalsiz hale getirdiler"

    CHP'nin koşarak da AK Parti'yle yarışamayacağını belirten Bozdağ, AK Parti'nin 16 yıldır milletten aldığı enerji ve güçle koştuğunu bildirdi.

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, şu görüşlerini paylaştı:

    "CHP, koşarak yetişemeyeceği veya yürüyerek yetişemeyeceği AK Parti'nin oturarak koşmasını, yürümesini engellemeyi düşünüyorsa boşuna uğraşıyor. AK Parti'yi oturarak engellemeleri mümkün değildir. AK Parti yoluna devam edecektir. Benim onlara tavsiyem, oturma vakti değil, ayağa kalksınlar, AK Parti'yi örnek alsınlar. AK Parti nasıl çalıyorsa, koşuyorsa onlar da aynı tempoyla devam etsinler. CHP, uzunca bir zamandır meşru bir siyasi partinin mücadele yöntemlerini kullanmak yerine bazı terör örgütlerinin silahsız eylem yöntemlerini kullanıyor. Eylem kavramı siyasetin işi değildir."

    Siyasetin, fikir, program ve proje üretme zorunluluğu taşıdığını, siyasi partilerin ise eylem yapmak için oluşmadığını anlatan Bozdağ, "Belli ki CHP, marjinal grupların, bazı terör örgütlerinin silahsız eylem yöntemlerini kullanıyorlar. Bundan onlara hayır gelmez. Eylem kavramı bu millette kabul gören bir kavram değil. Vatandaş eylem kavramını duyunca rahatsız oluyor. Halbuki fikir, proje, program üretseler onlar için daha avantajlı olur. Eylem yaparak, oturarak, durarak, yatarak AK Parti'yi yeneceğini düşünenler büyük bir yanılgı içindeler. Lafla peynir gemisi yürümediği gibi oturarak da bir gemiyi yürütme imkanı yok. Yazık diyorum. CHP'yi çökerttiler, mecalsiz hale getirdiler, artık şimdi oturttular yerine Allah yardımcıları olsun." diye konuştu.

    Bozdağ'a, İslam Eserleri Müzesi'ni ziyaretinde TBMM Katar Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay ile Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Fikret Özer de eşlik etti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow