Bardakçı: "924 bin kişi tehcir edildi"

Manşet programına katılan araştırmacı yazar Murat Bardakçı, Ermeni iddiaları ile ilgili Talat Paşa'nın defterinde geçen rakamların doğru olduğunu ve 924 bin kişinin tehcir edildiğini söyledi.
CNN TÜRK'te yayınlanan Manşet programında Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan Bardakçı, iddialar konusunda yanlış bir değerlendirme yapmadığını söyledi.
'Türk Tarih Kurumu'ndan Hikmet Özdemir'in değerlendirme hatası var' açıklamasını değerlendiren Bardakçı, "hata yok. 924 bin kişi tehcir edilmiş" dedi.
Manşet programında M.Ali Birand'ın konuğu olan araştırmacı-yazar Murat Bardakçı soruları yanıtladı.
MAB: Koçaryan’ın yanıtı... Aslında Koçeryan’ın yanıtını, biz bir parça eksik verdik. Çünkü Koçaryan’ın yanıtı anladığım kadarıyla, 'olur komisyon kuralım, tarihçiler tartışsınlar ama hükümetlerarası görüşmeler de başlasın yani iki yönden, iki paralel görüşme gitsin' yaklaşımında. Bu Ermeniler’in yeni bir yaklaşımı öyle değil mi?
MB: Evet ama diaspora meselesini ne yapacak o var yani bunlar araya girmeden duramazlar.
MAB: Diaspora mutlaka araya girecektir, bunu engeller mi diyorsun?
MB: Engelleyebilir, diaspora son zamanlarda bir ekmek kapısı oldu. Bazı çevreler bundan geçiniyorlar, bundan çok para kazananlar var. Yani işlerinin ellerinden gitmesini engellemek isteyeceklerdir.
MAB: Murat Bardakçı gelelim Talat Paşa’nın hatıratına... Şimdi sen bize anlat... Bir kere şunu bir görelim bu defter nedir?
MB: Bu defter o günlerde yazılıp çizilen bir defter. İsterseniz ben geçmişinden başlayayım. Hatırlarsanız, 1982’de sizin de Milliyet’in başında olduğunuz bir dönemdi. Talat Paşa’nın hanımı hayattaydı o zaman, hayatta olduğunu haber almıştım ve o zaman Milliyet'de çok ses getiren bir dizi yapmıştık 10 gün sürmüştü.
MAB: 'Kocam Talat Paşa' diye ve dünyanın bir çok yerinde o zaman ki telekominikasyon imkanlarına rağmen bir anda duyulmuştu.
MB: Ermeni olayları olsun, paşanın öldürülmesi olsun hepsini yaşamış ve gayet iyi okumuş etmiş lisan bilen aklı başında bir insandı. O arada Hayriye hanım bazı evrakları bana vermişti: Paşa’nın bilhassa bu teçhir ile alakalı bazı yazışmaları, paşanın hatıralarının orijinali ve biraz önce size gösterdiğim 1921’deki cenaze merasiminin orijinal filmi.
MAB: Yanında mı cenaze merasimi filmi?
MB: Yanımda ama kutuyu açabilecek miyiz? Bir deneyim çünkü demin zorlukla açtık. 1921’de Berlin’de yapılan cenaze merasimini o zaman filme aldırmış Hayriye hanım. Bütün İttihat Terakki erkanı burada filmin içinde 12 dakikalık bir film bu. Yayınlanmadı hiç ve bazı belgeler aldım. Bazı hususi mektupları yani siyaset dışı mektupları ve Ermeni iddialarıyla alakalı ve bazı şeyler vardı. Şimdi aradan yıllar geçti. Geçtiğimiz haftalarda, bu Ermeni şeyleri gündeme geldiği vakit ben ailesini aradım. Aldığım belgelerde bazı sayfalar eksikti. Onları göstereceğim benim aldıklarımı o sayfaları tamamlayabilir miyiz diye...
MAB: Ailesinden kim kaldı?
MB: Paşanın çocuğu yok fakat Refika hanım daha sonra bir izdivac daha yapmış. Oradan çocuklar ve torunlar var ve Ayşegül hanım, Ayşegül Bafralı, Hayriye hanımın torunu 'eve bir bakayım' dedi. Geçtiğimiz pazartesi günü, tam bir hafta önce. Ben bunu 'senaryo yazıyor' derler diye yazmadım. Ayşegül hanım telefon etti, 'evde garip bir şey buldum' dedi. Ayşegül hanım, "babannemin sandıklarının arkasında bir gizli göz vardı hatırlardım küçükken oraya bir şey koyar alır okur sonra oraya saklar üzerine, kaftanlar, cepkenler eski elbiseler koyardı" dedi. Bu defter çıkmış içinden hatta biz espri yaptık, galiba paşa yukardan bunun yayınlanmasını istedi de gönderdi. Defter sağdan sola yazılmış. Eski Türkçe olduğu için öncelikle şunu söyleyeyim; arada notları var fakat yazılanlar paşanın el yazısı değil. O yazıyı bulduk. Kimin olduğunu bugün çıkarttık. Bu Babıali şifre kalemi. Yani Başbakanlık şifre kaleminde çalışan bir memurun yazısı. Bu tehçir sırasında Adana Erzurum, Bitlis, Halep, Diyarbakır, Sivas orayla ilgili bir şey gelmiş çıkardık bulduk ve aynı. Ayrıca Hayriye hanımın bana verdiği bunlar: teçhir sayıları, kim nereye, hangi vilayete nasıl nakledildi...
MAB: Bu belgeler kimin?
MB: Hangi vilayetten nereye kaç kişi gitti onların listeleri. Şimdi bunu Hürriyette evvelki gün başlamamızdan sonra bazı tarih çevrelerinde, 'bu Talat Paşa’nın arşividir' denildi. Bütün dünya da bu böyledir. Şu anda Recep Tayyip Erdoğan demeçlerini yazarken kendisi mi yazıyor? Özel kalemi yazıyor veya çok gizli şeyleri şifre yazıyor. Biz Türkiye’de bir kavrama çok uzağız: Özel hatıra kavramına. Modern tarihçilikte özel hatıratın çok önemli yeri vardır. Hatıra dediğimiz şeyin Amerika ve bilhassa İngiltere’de bunlar için enstitüler kurulur. Bir devlet adamı öldüğünde hatıratları bu enstütülere bağışlanır, evrakı bağışlanır, belgeleri nesi varsa... Bizde çok üst düzeyde devlet görevinde bulunmuş kişilerin aileleri bu belgeleri saklarlar, daha alt düzeyde olanlar imha ederler.
MAB: Yani bu bir yerde, Talat Paşa şunu yazarken yanında benim gibi, senin gibi birisi var da 'yaz' mı diyor bunları?
MB: Tabi, tabi... İsterseniz göstereyim, bunlar 300 civarındaki Talat Paşa’nın aşk mektupları. Arkalarını gösterin kartpostaldır onlar. Hanıma yazdığı hasret mektuplarından tutun, sürgündeki ittihatçıların yazışmalarına kadar... İşte dünya kadar evrak. Mesela hanıma yazdığı bir aşk mektubunu göstereyim, "iki gözüm elmas karıcığım, canım, ruhum, Hayriyeceğim, artık seni fazla özledim bu defa dayanamıyorum evvelce ölmeye alışmış idim, şimdi de sana alıştım..." gibi bir mektup ve bütün evrak. 'Talat Paşa’nın özel arşivi' deniyor. El yazısı olunca Paşa’nın arşivi veya el yazısı, olmayınca onun arşivinden çıktığı vakit onun arşivi demek değildir.
MAB: Talat Paşa başbakan mıydı?
MB: Dahiliye Nazarı, Sadrazamdır, oturup bunları kendi başına yazmaz, tabi hanımına yazdığı mektubu yazar fakat bunlar bir bütün olarak Talat Paşa’nın hususi arşividir. Özel arşividir.
MAB: Bu konuda senin hiçbir kuşkun yok?
MB: Çünkü bu yazıyı herhangi birisi kalkıp 'sonradan yazılmış' derse şifre kaleminin ve hatta şunu gösterebilirsiniz arzu ederseniz. Şifre kalemiyle aynı yazıdır, aynı yazışmadır, aynı kişidir bir iki gün içinde ismini çıkartacağız, kim olduğunu. Çünkü çok güvendiği birisi. Zaten aileye de soruyoruz. Çok yakınlardan birisi ben birisini tahmin ediyorum çünkü yazıyı ben tanıyorum çok gördüğüm bir yazı fakat ismini tam kesinleştirmeden söylemek istemiyorum. Hadise bu.
MAB: Bu defterde neler var?
MB: Bu defterde 1877 ve Osmanlı, Rus harbinden 1916’daki Anadolu’daki nüfus hareketleri var. Sadece Ermeniler yok 93 harbinde Trakya’dan Türkiye’ye gelen muhacirler, Balkan harbindeki muhacirler, tehçir edilen Ermeniler... Yine teçhir edilen Arap aileleri pek bizde üzerinde durulmamıştır.
MAB: Şimdi bunu sen açıklar açıklamaz Ankara’da dalgalanma oldu. Murat Bardakçı’nın Hürriyet Gazetesi’nde açıkladığı 15’de zorunlu göçe tabi tutulan Ermeni sayısı. Tabi Türk Tarihi Kurumu Ermeni Masası Başkanı Prof. Dr. Hikmet Özdemir tarafından aslında doğrulandı.
MB: Ancak bir farkla, Özdemir’e göre Talat Paşa’nın arşivindeki tefterdeki bu rakkamlar tehçir edilenler değil. O tarihte Anadolu’da yaşayan Ermeniler’in sayısını veriyor.
MAB: Şimdi resmi rakamlarla büyük bir çelişki var. Resmi rakamlar ne diyor: Tehçir edilen Ermeni sayısı 400 Bin civarında. Sen diyorsun ki Talat Paşa’nın yazdığına göre 924 Bin ve işte Hikmet Özdemir’in de söylediği yanlış değerlendirme sonucu?
MB: Yanlış değerlendirme değil efendim. Şunu bilmek lazım o zaman ki Başbakanlıkta bir evrak Sadrazamın önüne gelene kadar 17 yerden geçiyor. Eski divan adetinden gelen bir uygulamadır. Şimdi burada yanlış okuma falan yok. Biraz ukalık olacak ama Osmanlıcam iyidir. Ve burada sevk olunan Ermeni miktarı demek gönderilen Ermeni miktarı demektir.
MAB: Şimdi bugüne kadar bu vardı da niçin açıklanmadı?
Bu belge vardı. Çok kısa bir şey daha söylemek istiyorum şimdi buradaki sayı 47.224. Bende Talat Paşa’nın kendi yaptırdığı başka bir liste var. Talat Paşa Ankara'da kayıtlı olanları dört partiye bölmüş: 44 bin 661, 4 bin 560, 410, 12 bin 766 bunların toplamıdır Ankara’dakiler.
MAB: Murat, 924 Bin kişinin, senin rakkamına göre, kaçı hayatta kaldı, kaçı öldü bilinmiyor değil mi?
MB: Şimdi efendim bu şifre kalemine gelen telgraflar, vilayetten gelen telgrafların hepsinin dökümü yapıldığı taktirde bütün sonuç çıkar. Kesin kaç kişinin öldüğü çıkar.
MAB: Çünkü Ermeniler 1 milyon 500 bin insan öldü diyor?
MB: Tamamen uçuyorlar efendim. Bazıları da onların peşinden gidiyorlar her ne sebebleyse.
MAB: Burada senin dikkat çektiğin nokta: Doğruları söyleyelim. Doğruları söylediğimiz zaman haklılığımız daha çok ortaya çıkacak diyorsun?
MB: Efendim iki – üç gün önce bana bir kitap geldi Osmanlı arşivi ile ilgili güzel bir kitap. İngiliz, Ermeni münasebeti hakkında iki cilt. Ama bu kitabın Türkiye’de değilde dışarıda yayınlanması, dışarıya dağıtılması lazım. Çünkü maalesef Türkiye’deki klasik tarihçiler dışarıya biraz kapalıdır.
MAB: Çünkü lisan problemleri vardır takip edemezler...Siz de dışarıda yaşadınız, ben de yaşadım. Gayet iyi biliyoruz bunları. Yani hatırlarsınız ben Orta Doğu’dayken yani bir Asala tehditi vardı. Beyrut’ta muhafız alıp dolaşırdık...O günleri yaşadık, kaç arkadaşımız öldü...
MB: Fakat dışarıda olan bitenin biz farkında değiliz. Ne kadar vahim bir boyuta geldiğini ve 'onlar bizi öldürdü' kafasında gittikçe olmayan bir şeyi meşrulaştıracağız. Tekrar söylüyorum, korkacak bir şeyimiz yok.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
AFAD YENİ DEPREM HARİTASI : AFAD deprem haritası yenilendi! Türkiye'de deprem riski en az iller neresi? Hangi illerde deprem riski yüksek? AFAD Türkiye Deprem Haritası!
Kanımız dondu! Bahar cinayetinde yeni detaylar: 2022’den beri ev değiştiriyormuş
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TAKLİT TAĞŞİŞ LİSTESİ 2025: Sahte - hileli ürünler sorgulama ekranı (guvenilirgida.tarimorman.gov.tr)
CHP lideri Özgür Özel'e yumruklu saldırı! Abdulkadir Selvi'den dikkat çeken 2 tespit
Mayıs ayında şaşırtan görüntü! İlçe beyaza büründü