"Brüksel davaya müdahil oldu" eleştirisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AB'nin, AKP'ye kapatma davası sürecine müdahale kapsamında Cumhuriyet'in değerlerini ve Türk demokrasisini tartışmaya açtığını söyledi ve "AB laiklik ilkesine de el atmıştır" dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Bahçeli, "Sayın Başbakan'ın kapatma davasını geçmişin üzerine sünger çekecek bir imkan olarak gördüğü ve aslında içinden AKP'nin kapatılmasını istediği sonucu da çıkarılabilecektir" ifadesini kullandı.
Yargı reformu:
MHP lideri, "reform" adı altında gündeme getirilecek AB dayatmalarının, neler olacağı ve bunların uygulama takviminin henüz belirsizliğini koruduğunu ifade etti.
Yargı reformu hazırlıklarının kamuoyunda tartışmaya açılmadan AB'ye sunulmasını eleştiren Bahçeli, "Bu, AKP hükümetinin tam ve mutlak teslimiyet politikasını gözler önüne sermiştir" dedi.
Bahçeli, "Yargı reformu hazırlıklarının, kamuoyunda tartışmaya açılmadan ve çalışmaların Yargıtay'ın bilgisi dışında ve görüşü alınmadan sonuçlandırılması ve AB'ye bizzat Adalet Bakanı tarafından sunulması, AKP hükümetinin tam ve mutlak teslimiyet politikasını bir kere daha gözler önüne sermiştir" dedi.
Laiklik tartışması:
Türkiye'nin milli ve manevi değerleri etrafında süregelen tartışma ve polemiklerin son günlerde yeni boyut ve yoğunluk kazanmasını, milletin ibretle izlediğini ifade eden Bahçeli, "Bu tartışmalara AB'nin de fiilen müdahil olması ve Brüksel müfettişlerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri hakkında uluorta küstahça beyanlarda bulunmaları, gerilim yüklü ortamı daha da ağırlaştırmıştır" dedi.
Bahçeli, Türkiye'nin milli kimliğinin kapsamadığı gerekçesiyle yeniden tanımlanmasını isteyen, milli devlet niteliğini ve üniter siyasi yapısını çağın gerçeklerine uygun olmadığı bahanesiyle sorgulayan AB'nin, şimdi de AK Parti'nin kapatılması sürecine müdahale kapsamında Cumhuriyet'in değerlerini ve Türk demokrasisini tartışmaya açtığını ileri sürdü.
MHP lideri, "Türk toplumunu, 'liberal demokratik güçler', 'Müslüman demokratlar', 'aşırı laikler' ve 'otoriter milliyetçiler' gibi karşıt gruplara bölen AB, sözde karşılaştırmalı siyaset bilimcileri Türkiye'de yaşanan krizleri bunlar arasındaki güç çatışmasına dayandırmakta, bu duruma gelinmesinin en büyük sorumlusu olan AKP'yi hala, demokrasinin tek teminatı olarak gösterebilmekte ve bu garabeti de Türkiye'ye, Venedik kriterleri, çağdaş demokrasi standartları, Avrupa hoşgörü vizyonu gibi süslü ambalajlarla pazarlamaya çalışmaktadır" dedi.
Bahçeli sözlerine, "Kapatma davasını, Müslüman bir ülkede demokrasi ve laikliğin yürüyüp yürümeyeceğinin bir göstergesi haline getirerek adalet mekanizmasına baskı yapmayı amaçlayan Avrupa Birliği, bu amaçla laiklik ilkesine de el atmıştır. AB yetkilileri, son olarak, laiklik ilkesinin anlamından tanımına, korunmasından uygulanmasına kadar uzanan her alanda uzman bilirkişi edasıyla beyanat vermeye başlamıştır" diye devam etti.
"AKP'ye koltuk değneği..."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'de laikliğin zorla dayatıldığını söyleyen AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun kapatma davasını, nüfusun çoğunluğu Müslüman bir ülkede gerçek demokrasinin bulunup bulunmayacağının ölçüsü olacağını söyleyerek AK Parti'ye koltuk değneği olmaya çalıştığını bildirdi.
AB yetkililerinin, Türk milletinin manevi değerleri ve laiklik ilkesi konusunda afaki değerlendirmeler yaptığını belirten Bahçeli, "Buradaki temel sorunun, Türk milletinin bu ortak değerlerinin siyasi istismar vasıtası ve iç siyaset malzemesi yapılması olduğunu sağır sultan bile duymuşken, Brüksel müfettişleri bu gerçeklere kulaklarını tıkamışlardır" dedi.
Bunun sonucunda, laikliğin günlük yaşamda korunması amacıyla "Kamu Denetçiliği Kurumu" kurulması gibi garip önerilerin, her derde deva bir çözüm reçetesi olarak Türkiye'nin önüne konulduğunu ifade eden Bahçeli, "Türkiye'deki din ve laiklik temelindeki cepheleşmeye bu çözümü öneren AB'nin, kendisinin de çok büyük sorumluluğu olduğu etnik temelde ayrışmaya karşı da benzer bir yapılanmayı savunması hiç de şaşırtıcı sayılmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"Avrupa Birliği'nin, bu süreçte bütün çabası, her dayatmasını karşılamaya amade Adalet ve Kalkınma Partisi'ne siyasi paratonerlik yapmak olmuştur" diyen Bahçeli, "Avrupa'nın vesayetini son sığınma limanı olarak görmek ve siyasi geleceğini kurtarmak için kapı kapı dolaşarak merhamet ve lütuf dilenciliği yapmak, bir siyasi partinin düşebileceği en utanç verici durumdur" dedi.
AKP'ye eleştiriler
Türkiye-AB Troyka toplantısına da değinen Bahçeli, "AKP hükümetinin, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin hayati milli çıkarlarını zedeleyecek ve ipotek altına alacak politikalar izlemesi ihtimali de çok ciddi bir risk teşkil etmektedir" diye konuştu.
"İktidarı döneminde görülmemiş ölçüde bir vurgun ve yolsuzluk bataklığına saplanan AKP, Türkiye'nin milli kaynaklarını talan etmiş ve yandaşlarına peşkeş çekmiştir" diyen Bahçeli, yıkım döneminin sorumlularının bunun hesabını önce Türk milletine, sonra da Türk adaletine mutlaka vereceğini söyledi.
Bahçeli, zamanı ve vadesi ne olursa olsun, bu hesaplaşmadan kaçmak ve kurtulmanın mümkün olmadığını dile getirerek, "Ancak, Sayın Başbakan ve AKP'nin 'çıkmadık candan ümit kesilmez' hesabıyla, Yüce Mahkeme'de açılan kapatma davasını; 'bütün bu kötülükleri unutturacak, hırsızlık, vurgun ve yolsuzlukların üzerini örtecek, ekonomik ve sosyal çöküntünün sorumluluğundan kendilerini kurtaracak bir aklanma imkanı olarak kullanabilir miyim?' hesabı içine girdiği anlaşılmaktadır" diye konuştu.
Hukuki sürecin sonunda parti kapatılırsa, Başbakan ve arkadaşlarının,"mağdur ve mazlum" oldukları iddiasıyla Türk milletinin merhamet ve acıma duygularına sığınacağını ileri süren Bahçeli, "Sayın Başbakan'ın kapatma davasını geçmişin üzerine sünger çekecek bir imkan olarak gördüğü ve aslında içinden AKP'nin kapatılmasını istediği sonucu da çıkarılabilecektir. Ancak, evdeki hesabın her zaman çarşıya uymadığı tecrübelerle sabittir" ifadesini kullandı.
"Hiçbir parti alternatifsiz değildir"
Devlet Bahçeli, yargı süreci sonunda AK Parti'nin kapatılmaması yönünde bir kararın çıkması halinde bundan memnuniyet duyacaklarını ancak hiçbir siyasetçinin, siyasi partinin vazgeçilmez ve alternatifsiz olmadığını söyledi.
Hükümet tarafından yargının kuşatma altına aldığını savunan Bahçeli, AKParti'nin, iç ve dış destekçilerinin de yargıyı baskı altına almak ve korku salmak için topyekun bir psikolojik savaş başlattığını iddia etti.
Bahçeli, "Bu amaçla tedavüle çıkarılan; 'AKP'nin alternatifi yoktur,Türkiye'nin bütünlüğünü temsil eden AKP kapatılırsa Türkiye bölünür, AB süreci biter, Türkiye dünyadan kopar ve ekonomi çöker' gibi iddialarla Türk adaletini baskı altına alarak yönlendirmek için AKP'nin başvurduğu tehdit ve yıldırma araçları olmuştur. Ancak, AKP yöneticileri çok iyi bilmelidir ki bu yöndeki çabalar, sonuç vermeyecek beyhude gayretler olarak kalmaya mahkumdur" dedi.
"Türk demokrasisi, bazı eksiklik ve sorunlarına rağmen, siyasi krizleri aşma olgunluğuna, iradesine ve kapasitesine sahiptir. TBMM, görevinin başındadır" diyen Bahçeli, "Burada tek sorun, bu krizden çıkış sürecinin tahribat derecesinin ne olacağı, bunun derinleşmesinin önlenerek katlanılabilir bir düzeyde tutulup tutulamayacağı noktasında düğümlenmektedir. Bu konuda en büyük sorumluluk da Sayın Başbakanın omuzlarındadır. Sayın Başbakan; herkesi suçlamaktan, herkesle kavga etmekten ve bağımsızyargıyı hedef almaktan vazgeçmelidir" diye konuştu.
"İstihdam sorunu kritik aşamada"
Konuşmasında ekonomik gelişmelere de değinen MHP Lideri Bahçeli, AK Parti iktidarında; siyasi, sosyal,ekonomik hayatta neden olduğu ağır tahribatın acı sonuçları ile yüz yüze olduğunu öne sürdü.
Bahçeli, "Özellikle son haftalarda hükümet üyelerinin birbiri ardına yaptıkları açıklamalar, iktidar zihniyetinde bir panik havasının esmeye başladığının da göstergesi olmuştur. İstihdamın artırılması, AKP iktidarlarının bir türlü yakalayamadığı hedeflerin başında gelmektedir" dedi.
Bahçeli, "AKP hükümetinin aile fertleri ise şirket üstüne şirket kurup, lüks yaşamlarını hızla arttırırken, yüzbinlerce vatandaşımız, insani bir hayatın asgari şartlarından çok uzakta yaşamaya çalışmaktadır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'a, "Açlık ve işsizlik artarken varlığı iddia edilen istikrar nerededir?" diye soran Bahçeli, "Fiyatlar artarken, gelirler düşerken, yakıt ve gıda fiyatları büyürken sözde istikrar bunun neresinde aranmalıdır? Bu sorulara Sayın Başbakan'ın ve partisinin vereceği namuslu ve vicdanibir cevap elbette olmayacaktır" dedi.
Bahçeli, Hükümetin "İstidam Paketi"ni kamuoyunun gündemine taşıdığını anımsatarak, bu girişimin Başbakan Erdoğan tarafından yıllardır yapılamayan, cesaret edilemeyen bir konu olarak takdim edildiğini ifade etti ve "Yoksa milyonlarca vatandaşımızın işsizlikten kıvranması AKP'nin siyasi ikbali ve oy toplaması için bir şantaj vasıtası mıydı? Kapı kapı kömür dağıtarak yardıma muhtaç aile sayısının azalmasını bu maksatla mı önlediniz?" diye sordu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
AFAD YENİ DEPREM HARİTASI : AFAD deprem haritası yenilendi! Türkiye'de deprem riski en az iller neresi? Hangi illerde deprem riski yüksek? AFAD Türkiye Deprem Haritası!
Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinde yeni görüntü: Nasıl öldürdüğünü gülerek anlattı
Sokak ortasında vahşet! Bahar'ın katilinin ifadesi ortaya çıktı
Edirne'de "Kakava ateşi" yakıldı, binlerce kişi baharın gelişini böyle kutladı
Kanımız dondu: Sokak ortasında vahşet! Bahar’ı da soldurdular