hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Canlı bomba" iddiaları hakkında suç duyurusu

    Canlı bomba iddiaları hakkında suç duyurusu
    expand

    "Canlı bomba" oldukları iddiasıyla, isim ve fotoğraflarının yer aldığı haberlerin yayınlandığını öne süren iki kişi, bu haberlerin yayınlanmasına neden olduğunu iddia ettikleri kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bazı basın yayın organlarında "canlı bomba" oldukları iddiasıyla isimleri ve fotoğraflarının yayınlandığını belirten  iki kişi, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek suç duyurusunda bulundu.

    Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Oya Aslan tarafından, şikayetçi Deniz Şah ve Bahar Kurt adına hazırlanan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Suçüstü ve Müracaat Bürosu'na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı bazı kamu görevlilerinin, Sultanahmet'teki olaydan sonra Şah ve Bahar'ın "canlı bomba" olduğuna yönelik isimleri ve fotoğraflarının kullanıldığı haberlerin yayınlanmasını sağladıkları iddia edildi. Dilekçede, bu görevlilerin tespit edilerek cezalandırılması ve yayınlanan haberlerin kaldırılmasının sağlanması da talep edildi.

    Adliye önünde basın açıklaması yaptılar

    Suç duyurusunun ardından savcılığa "müşteki" olarak ifade veren Deniz Şah ve Bahar Kurt avukatları Oya Aslan ve Günay Dağ ile birlikte adliye önünde basın açıklaması yaptı.

    Açıklamayı yapan Avukat Oya Aslan: "6 Ocak'ta Sultanahmet'te bir eylem gerçekleşti. Bu eylemden sonra müvekkillerimizin bir kısmı canlı bomba olarak hedef gösterildi. İki yıl önce de Elif Sultan Kalsen'in de aralarında bulunduğu bir grup müvekkilimiz yine canlı bomba olarak hedef gösterildi. O zaman da müvekillimiz gelip açıklamada bulundu. Suç duyurusunda bulundu. Müvekkilimiz hakkında bir soruşturma olmadığı halde, kendisi de bilinen açık biri olduğu halde hedef gösterilmişti. O zaman meslektaşımız Günay Dağ da açıklamada bulunmuştu. O da hedef haline getirilmişti. Aynı şekilde büromuzda hedef haline getirildi. Müvekkillerimizin herbiri günlük takip ediliyor, izleniyor, bulunduğu kurumlar denetim altında tutuluyor. Ama herhangi bir suç unsuru bulamadıkları için hedef haline getiriliyorlar. Bu nedenle emniyet birimleri, istihbarat birimleri hakkından suç duyurusunda bulunduk. Gazeteler hakkında yine suç duyurusunda bulunacağız. Müvekillerimiz burada savcılığa ifade verdiler" dedi.  

    Şikayetçilerden Tavır Dergisi sahibi Bahar Kurt ise: "6 Ocak'ta Sultanahmet'te gerçekleşen eylemi benim yaptığım söylendi. Ama gördüğünüz gibi ben buradayım. Eylem gerçekleştirmiş değilim. bu yüzden geldik buraya. Bu haberi yapanların emniyet olduğunu düşünüyoruz. Devrimci bir insan olmam. Sosyalist bir derginin sahibi olmam polisin hakkımızda böyle yalan haberler yapmasına yetiyor" diye konuştu.  Bahar Kurt'un annesi Nagehan Kurt ise kızının ortalıkta bir insan olduğunu belirterek, "Kızım ve diğer devrimci insanları hedef haline getirmekten vazgeçsinler diyorum. Devrimcileri hedef haline getirmek yerine bu ülkede Berkin'in katilleri var. Hasan Ferit'in katilleri var. Onları açığa çıkarmaya çabalasınlar" dedi.

    Şikayetçilerden Deniz Şah da "Benim de aslında yapılan habere göre Ankara'da ve bir eylem hazırlığı içerisinde olmam gerekiyordu. Ancak buradayım. İstanbul polisi Ankara'daki meslektaşlarını çok kötü işletti. Ankara polisi böyle bir çaba içerisindeyse beni arıyorlarsa hiç öyle çaba içerisine girmesinler, ben buradayım" diye konuştu.

    Sultanahmet saldırısı sonrası çıkan haberlerde kendisinin de hedef gösterildiğini öne süren Avukat Günay Dağ da: "Bundan 2 buçuk sene önce benzer sebeple buradaydık. Müvekilimiz Elif Sultan Kalsen ve onla birlikte birçok müvekilimiz hakkında asılsız haberler yayınlanmıştı" dedi.

    "Elif Sultan Kalsen'le nisan ayında görüşmüştük"

    Avukat Günay Dağ habercilerin 'Elif Sultan Kalsen'in olaydan sonra sizinle bağlantıya geçti mi?' sorusu üzerine, "Hayır. Ne benimle ne de ailesiyle herhangi bir bağlantı sözkonusu değil. Zaten müvekilimizin yaşam hakkına yönelik o tehdit halen devam ediyor" dedi. Muhabirin 'En son kendisinden ne zaman haber aldınız?' sorusuna avukat Dağ, " Cezaevinde tahliye olduğu Nisan ayında görüşmüştük" dedi.

    Destek için geldiğini belirten Grup Yorum elemanlarından Selma Altın da ; "Yorum olarak tabloyu şöyle değerlendiriyoruz; iktidar ve emniyet adeta bir paranoya halindeler. Bizce bu korkunun ecele hiçbir şekilde faydası yok. Çünkü siz bu ülkede 600 gün boyunca verilen hukuk mücadelesine Berkin'in katillerinin bulunması için verilen mücadeleye kayıtsız kalırsanız, siz bugün para sayma makinleriyle anılan bir devletseniz maalesef bu paranoyayı sürekli yaşamak zorundasınız" ifadelerinde bulundu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow