hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    ÇHD davasında 4 tahliye

    ÇHD davasında 4 tahliye
    expand

    Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) davasında tutuklu sanıklardan Şükriye Erden, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Naciye Demir ve Avni Güçlü Sevimli'nin tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların ise bu hallerinin devamına hükmetti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yöneticisi ve üyesi avukatların mesleki faaliyetleri delil diye gösterilerek "DHKP-C üyesi" olmakla suçlandığı davanın üçüncü duruşması başladı.

    ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay ile Güçlü Sevimli, Günay Dağ, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Betül Vangölü Kozağaçlı, Şükriye Erden, Naciye Demir'in yargılandığı davaya, Gülvin Aydın ve Efkan Bolaç'ın da aralarında bulunduğu 7 tutuksuz avukat da katıldı.

    Tutuklu avukatlar duruşma salonuna alındığı sırada izleyiciler, alkış ve ıslıklarla "devrimci avukatlar onurumuzdur" ve "adalet istiyoruz" diye slogan attı.

    Silivri Cezaevi yerleşkesinin bitişiğinde bulunan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 3 bin avukatın tutuklu avukatlar lehine müdahil olduğu davada, avukat Güçlü Sevimli savunma yaptı.

    Savunmasını yapmaya başlayan tutuklu avukat Avni Güçlü Sevimli, ÇHD İstanbul Şube Sekreteri olarak görev yaptığını, sanık arkadaşlarının hemen hepsinin derneğin yöneticisi ve üyesi olduğunu söyledi. Tutuklu avukat Sevimli, davada ÇHD'nin faaliyetlerinin yargılandığını kaydederek, "Derneğimizde arama yapıldı. Bize her yayın organından bir örnek gönderilir ancak kolluk kuvvetleri, o kadar dergi arasından sadece iki tane 'Yürüyüş' dergisini aldılar, diğer hiçbir dergiyi almadılar. O dergiyi de DHKP-C yayın organı gördükleri için aldılar" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ÇHD'nin 1974 yılında meslektaşları öncülüğünde kurulduğunu, 12 Eylül 1980 darbesiyle derneğin kapatıldığını ve dernek kapatıldığı zaman bile meslektaşlarının çalışmalarına devam ettiğini ifade eden Sevimli, derneğin 17 Temmuz 1990'da ikinci kez kurulduğunu anlattı. Sevimli, ÇHD'nin demokratik bir kitle örgütü olduğunu, sivil toplum kuruluşu olmadığını belirterek, "ÇHD ezilenlerin, yoksul halkın safında yer alıyor. Meşruluk temelinde çalışıyor. Direnme hakkını, savunma özgürlüğünü, halkların kardeşliğini savunuyor" diye konuştu.

    "Suriye'ye meslektaşlarımızın daveti üzerine gittik"


    Tutuklu sanık Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı da duruşmalar için getirildikleri Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun erkekler için düzenlendiğini ve çok sayıda kamera olduğunu, bunu kapatmak istediklerinde ise görüş yasağı gibi disiplin cezalarıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Gözaltına alınırken "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" şeklinde slogan attığını, iddianamede bunun örgütsel bir tavır olarak nitelendirildiğini kaydeden Kozağaçlı, Türkiye'de onlarca kişinin gözaltında işkence gördüğünü öne sürerek, "İnsanlar gözaltına alınırken, çevredekilerin duyması için isimlerini bağırıyor ve gözaltına alındığının bilinmesi için bu sloganı atıyor. İnsanlar niye buna ihtiyaç duyuyor? Bunun sorgulanması lazım" ifadelerini kullandı.


    Kozağaçlı, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın, Suriyeli meslektaşlarının çağrısı üzerine bu ülkeye gittiğini, Suriye'deki hak ihlallerinde Türk hükümetinin de payı olduğunu belirlediklerini, kendilerine
    yönelik operasyonun gerçekleşmesinde bu ziyaretin ve bu konuda yaptıkları açıklamaların etkili olduğunu ileri sürdü.


    Tutuklu sanık Şükriye Erdem de avukat olarak görevlerinin işçilerin yanında yer almak ve işçilere hakları hakkında bilgi vermek olduğunu belirterek, "İşçiler, patronlar ne derse onu kabul ederler. Ama biz onlara ulaştığımızda, haklarını hatırlattığımızda çok iyi direnirler. İşçiler, sürekli patronlar tarafından ezilir ve hep patronlar tarafından muhtaç hale getirilirler" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Patronların değil, sürekli işçilerin yanında yer alacaklarını ifade eden Erdem, işçilerin avukatı oldukları için yargılandıklarını iddia etti.


    Tutuklu sanık Günay Dağ ise son yıllarda iş kazalarında ölen kişi sayısının arttığını, sağlık ve eğitimin özelleştirildiğini, yolsuzlukların arttığını ve muhalefetin susturulduğunu ileri sürerek, mücadeleye devam
    edeceklerini kaydetti.


    Tutuklu sanıkların ifadelerinin tamamlanmasının ardından avukatların savunmalarına geçildi.

    Güçlü Sevimli'ye tahliye istemi


    Taleplerle ilgili görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Durmuş Yiğit, sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi talebinin mahkemenin takdirine bırakılmasını, tutuklu sanık Avni Güçlü Sevimli'nin üzerine atılı suçun lehine değişme ihtimali ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliyesini, diğer tutuklu sanıkların ise DHKP-C terör örgütü ile iddianamede anlatıldığı gibi organik ve hiyerarşik bağları olabileceğinden, mevcut delil durumu ve kuvvetli suç şüphesi sebebiyle tutukluluk hallerinin devamını istedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.

    4 tahliye

    İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan adliye binasındaki salonda görülen duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, bazı avukatların soruşturmanın genişletilmesi talebinin bir kısmını kabul etti.


    Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Şükriye Erdem, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Naciye Demir ve Avni Güçlü Sevimli'nin tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların ise bu hallerinin devamına hükmetti.


    Duruşma, 15, 16 ve 17 Nisan 2014'e ertelendi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow