hour SON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    CHP lideri Kılıçdaroğlu tünellerin maliyetlerini karşılaştırdı: 'Nereye gitti bu paralar?'

    CHP lideri Kılıçdaroğlu tünellerin maliyetlerini karşılaştırdı: Nereye gitti bu paralar
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de yapılan iki tünelin ve Antalya ve İzmir belediyelerinin yaptığı tramvay projelerinin maliyetlerini karşılaştırarak hesap verebilirliğin önemine işaret etti. Kılıçdaroğlu, "Sabuncu Tüneli'ni 536 milyon liraya mal etmişler. Kilometre başına maliyet 134 milyon lira. Bir de bizim Büyükşehir Belediyesinin yaptığı Buca Tüneli var. O da 2.5 kilometre, ihale bedeli 110 milyon lira. Kilometre maliyeti 44 milyon lira. Antalya Büyükşehir 23 kilometre tramvay yapıyor, 697 milyon liraya mal oluyor. Araç yok. İzmir de tramvay yapıyor. 21 kilometre, araç dahil, 392 milyon lira. Bu vurgun, bu paralar nereye gidiyor? 'Köprüyü kaça yaptın?' diyorum, 'Sen köprüye karşısın' diyor" dedi. Kılıçdaroğlu CHP için "Bizim de kabahatimiz var" sözleriyle özeleştiri de yaptı, "Biz şimdi gerçek anlamda halkın partisiyiz" ifadesini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi'nde muhtarlar, STK, sendika, mimar mühendis, tabip ve ecza odaları ile iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi. "Hak hukuk adalet" sloganlarıyla salona gelen Kılıçdaroğlu'nun buradaki konuşması satır başlarıyla şöyle:

    Kılıçdaroğlu'ndan Danıştay hakimine tepki

    "İzmir'de bulunmaktan sizlerle birlikte aynı atmosferi teneffüs etmekten son derece mutluyum. İzmir, Türkiye'nin göz bebeği, d ünyada yıldızı parlayan, her türlü düşüncenin özgürce dile getirildiği bir kent olan, insan haklarına saygılı olan, doğayı koruyan ve bunun için her türlü çabayı gösteren İzmir. Tarihi koruyan, bir tarım, turizm, sanayi, edebiyat kenti olan İzmir'de bulunmaktan ve milletvekili adayı olmaktan mutluluk ve gurur duyuyorum.

    Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Suruç çağrısı

    Şehidi anarak konuşmasına başladı

    Az önce acı bir haberi bize ilettiler. Siirt'te mayın patlaması sonucu, ailesi Torbalı'da olan bir şehidimizin haberi geldi. Allah'tan rahmet diliyoruz, ailesine sabır diliyoruz. Teröre karşı tek yürek olmalıyız. Hangi kimlik, inançtana olursa olsun insan olarak bir adım atacaksak, bu adım teröre karşı ortak tavır  takınmaktır. Terörü her ortamda her zaman lanetledik, terör bizim başımızın belasıdır. Hepimiz ortak mücadele etmek zorundayız. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, ailelerine saygılarımızı, hürmetlerimizi sunuyoruz. Şehitler bizim onurumuz, gururumuz. Bir acı tablonun da altını çizmek zorundayız. Şehitler, gaziler arasında ayrım olmaz. O ayrımı yapanlar asla ve asla vatansever değillerdir. Biz bütün şehitleri saygıyla anıyoruz. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kılıçdaroğlu: Dolar yükselmedi, TL düştü

    Göçmenlere mesaj verdi

    Az önce Fatih Sultan Mehmet'in bir ahitnamesi bana verildi. Trakya'nın tarihine baktığınızda acılar, dramlar görürsünüz. Oradan insanlar Türkiye'ye geldiler. Acılarını, kültürlerini, müziklerini de getirdiler. Onların getirdiklerine hiç yabancılık çekmedik. O müzik aslında bizim de müziğimiz, o kültür bizim de kültürümüz. Hiç yabancılık çekmedik. Onlar bu ülkenin hemen hemen bütün alanlarında yer aldılar. Onları her alanda saygıyla karşıladık. Milletvekili bakan oldular, iş dünyasında, sanat dünyasında, hayatın her alanında önemli başarılar elde ettiler. Yılların baskısına rağmen asla kültürlerinden, Türkçelerinden, inançlarından kopmadılar. Osmanlı'dan bu yana dik ve onurlu duruşlarını her zaman sergilediler. Balkanlar'da yaşayanlar, Türkiye'ye gelenlere de saygımızı, sevgimizi hiç eksik etmedik. Onlara da buradan selamlarımızı iletiyoruz. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kılıçdaroğlu: İnce, AK Parti ve MHP seçmeninin desteğini alacak

    '134 maddelik bir muhtarlık temel kanun tasarısı hazırladık'

    Aramızda muhtarlar var. Arada bir sizi saraya davet ederler. Kiminiz gider, kiminiz gitmezsiniz. Bir kişi konuşur, ne konuştuğu belli değil. Sizin sorunlarını çözmek için, sizin için ne düşündüğünü asla dile getirmezler. Sizleri politik argüman olarak kullanırlar. Ama biz CHP olarak muhtarların var olan sorunlarını çözmeyi ve muhtarlar için ne düşündüğümüzün açıklıkla kamuoyunun önüne koyan bir partiyiz. Muhtarları demokrasinin temel taşı olarak tanımlarız. Nedeni şu, bu topraklarda, yani Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarında yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. 1833'de Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yapılan bir muhtarlık seçimidir. Karşınıza kim gelirse, 'Bu topraklara demokrasi kültürünü getiren biz muhtarlarız' diyebilirsiniz. Ben bunları söylüyorum ama sarayın bunlardan zinhar haberi yoktur.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP lideri Kılıçdaroğlu Muharrem İnce'nin oy oranını açıkladı

    Muhtarlara vaatlerin sıraladı, oylarını istedi

    Muhtarlara gerekli önem verildi mi? Bir dönem muhtarların sosyal güvenlik primlerini yatırmazlardı. Her zaman dile getirdim, sonunda bir adım attılar. Şimdi başka projelerimiz var. Muhtarları yasal olarak güçlendirmeliyiz. Yüz küsür kanunda muhtarların adı geçer. Yapılacak ilk iş bir muhtarlık temel kanunu çıkarmaktır. Muhtarların üst kuruluşlarıyla beraber 134 maddelik bir muhtarlık temel kanun tasarısı hazırladık. Allah nasip eder Sayın Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturur, Millet İttifakı parlamentoda çoğunluğu alır, muhtarlar için yeni bir tarihi başlatacağız. Her muhtar seçildikten sonra bir mekanı olması lazım. Öyle muhtarlıklar var ki, bırakın muhtarın oturmasını bir sade vatandaş bile 'Burası nasıl bir yer' diye şikayet eder. Biz muhtarlar için bir yer düşünüyoruz. Sizlere mutlaka belediyenin veya il genel meclisinin bir eleman tahsis etmesi lazım. Geri çekilmemesi için yasaya hüküm konularak size birer eleman tahsis edilecek. Mahallenin muhtarı, mahallesiyle ilgili belediye meclisindeki görüşmede söz ve karar sahibi olacak. Konuşacak düşüncesini ifade edecek ve oylamaya da katılacak. Seçimlere katılıyorsunuz. Birleşik oy pusulası vardır. Muhtar için kulübede küçük bir kağıt vardır. Rakip muhtar diğer adayın pusulasını cebine koyar gider, ona oy çıkmaz. Sizin seçimlerinizin de birleşik oy pusulasıyla yapılması lazım. Bizim düşündüklerimizin hiçbirisi iktidar tarafından bugüne kadar dile getirilmiş değildir. Bir şey daha yapmamız lazım. Nedir o? Belediyenin, TBMM'nin, valiliğin, il özel idaresinin bütçesi var. Muhtarlığın niye bütçesi yok? Yapılması gereken ilk işlerden birisi muhtarlığa bir bütçe tahsis edilmesidir. Emlak vergisinin belli bir oranı muhtarlık bütçesi olarak tahsis edilmeli. Şunu söyleyeyim, hiçbir makam demokrasilerde denetimsiz değildir. Muhtarlığa tahsis edilen bütçenin de denetimi merkezi yönetimce yapılmalıdır. Bütün sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla yapılması lazım. Böylece siyasetin dışına çıkarılmış olur ve yardımlar gerçek hak sahiplerine ulaşmış olur. Türkiye'de binlerce muhtar var. Onlardan oy istiyorum oy. Bunları istiyorsan, bu ülkede onurlu bir şekilde muhtarlık yapacaksan CHP'ye oy vereceksin kardeşim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'STK'ların desteklenmesi temel amaçlarımızdan biri' 

    Hamasetle oy istemiyoruz. Neyi nasıl yapacağımızı toplumun önüne koyarak oy istiyoruz. Sivil toplum kuruluşları demokrasinin temel kuruluşlarıdır. Onların amaçları önce belirlenir, insanlar bir araya gelir. Kamudan para almazlar, düşünceleri ve bütçeleriyle, amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırlar. Sivil toplum örgütlerinin varlığı ve gücü, demokrasinin gücüdür. Onların güçlenmesi de demokrasinin vazgeçilmez amaçlarından biridir. Siyasi partilerden farklılığı, sivil toplum örgütleri farklı siyasi düşüncelerden, partilerden insanların bir araya gelmesiyle oluşur. Bazı siyaset bilimciler şunu söyler, 'Önümüzdeki yüz yıl içinde siyasi partilerin yerini sivil toplum kuruluşları alacak'. Çünkü sivil toplum kuruluşları gönüllü çalışan erlerdir. Sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi bizim temel amaçlarımızdan biridir.

    'Siyasi partileri seçime sokmamak için her yolu denediler'

    Biz CHP olarak siyasette rakibimiz olan bir partiye kumpas kurulduğunda, 15 milletvekili vererek, o kumpası bozan bir partiyiz. Kendilerine demokrat diyorlar, zinhar inanmayın. Siyasi partileri seçime sokmamak için her yolu denediler. Biz herkesin düşüncelerini özgürce ifade edebileceği bir Türkiye'den yanayız. Düşünceden korkmuyoruz, akıl akıldır felsefesine inancı koruyoruz. 

    'Bazı sendikalar sarayın arka bahçesine dönmüş durumda'

    Sendikalar ciddi kan kaybediyor. Nedeni 12 Eylül darbe hukukudur. 12 Eylül'de sendikaların önüne ciddi setler konuldu. Biz sendikaların güçlenmesini, işçilerin kendi haklarını savunmasını isteriz. Ama bugün bazı sendikalar sarayın arka bahçesine dönmüş durumda. Ben bunlara sendika demiyorum. Adı sendika ama bunların sendikacılıkla bir ilgisi yok. Sosyal güvenlik sisteminde reform yapıyoruz diye ortaya çıktılar. 2008'de yaptılar. Bugün öğleden sonra asgari ücret üzerinden prim ödeyen ve emeklilik hakkı kazanan bir kişi dilekçe verdiğinde kendisine bağlanacak aylık 718 lira 68 kuruş. 1 Ekim 2008'den önce emekli olsaydı 1.822 lira emekli aylığı alıyor olacaktı. Hangi sendika buna itiraz etti? Nasıl oluyor da emekli aylığında bu kadar ciddi bir düşüş oluyor? Buna reform denir mi? Üstelik ne oldu? Emekli yaşı kadınlar 34, erkekler 43 yaşında emekli olabiliyordu. Prim ödeme gün sayısı 5 bin gündü. Asgari ücret üzerinden prim ödediğinizde 1.822 lira emekli aylığı alabiliyordunuz. Sözde reform yaptılar 5 bin gün prim ödeme gün sayısı 7 bin 200 güne çıktı. Emeklilik yaşı 34-43'ten 65'e çıktı. Daha fazla prim ödüyor, daha geç emekli oluyorsunuz ve daha az emekli aylığı alıyorsunuz. Buna da reform diyorlar, reform diye sattılar. Sendikalar çıkıp kıyameti koparmaları lazımdı. Bunu biz dile getirdik. Niçin? Emeğin hakkını teslim etmek için.

    '1.500 TL'nin altında emekli maaşı olmayacak'

    Şu anda Türkiye'de 1 milyon 644 bin kişi 1.500 TL'nin altında emekli aylığı alıyor. Bunların hakkını ve hukukunu koruyan tek siyasi parti biziz. Bütün emeklilere sesleniyorum, eğer onurunla yaşamak, Ramazan ve Kurban bayramlarında ailenle beraber huzur içinde yaşamak istiyorsan, 'benim de insanca yaşama hakkım var' diyorsan oy vereceğin tek bir parti vardır, onun adı CHP'dir. Yıllar yılı söyledik, '2 ikramiye vereceğiz' dedik. Kıyameti koparıyorlardı, 'Parayı nereden bulacaksınız?' diye. Para var, kaynak da var, ikramiyeyi alacak emekli de var. Rantiye için çalışıyorlar, biz insan için çalışıyoruz. Aramızda dağlar kadar fark var. Dağlar kadar fark var. 'Emeklinin hakkını neden korumuyorsunuz?' diye soruyoruz. Şunu söylüyorlar, 'Ne yaparsak yapalım, emeklinin sırtına da binsek, ağzından lokmayı da alsak gelip bize oy verecek'. Bu tablo insan haklarına aykırıdır. Ayda 400 TL, 300 TL, 800 TL emekli aylığı alan var. Saraydaki zata, 'Bir de 800 lira ile sen geçin bakalım nasıl geçiniyorsun' desin. Biz ne diyoruz? Seçim bildirgemize koyduk, hiçbir emekli aylığı 1.500 TL'nin altında olmayacak. 

    'Sosyal güvenlik açığı benim dönemimde 2 milyardı, şimdi 34 milyar'

    İşçi, Bağ-Kur, çiftçi emeklilerinden sosyal güvenlik açığını kapatmak için her ay bin lira kestiler. Kapattılar mı? Hayır. Benim dönemimde açık 2 milyar liraydı. Şimdi açık 34 milyar lira. Bu soruluyor mu? Sendikalar soruyor mu? Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yönetiminde sendikalar, emekliler var. Niye sormuyorlar? Koltuk merakı olanlar Türkiye için düşünemezler. Onların sadece ve sadece düşündükleri kendi çıkarlarıdır. Mücadele eden sendikalara da nefes aldırmak istemiyorlar. Mücadele eden sendikalar da var. Mücadele eden emekli dernekleri de var. Hakkını yemeyelim. Ama SGK'nın yönetiminde görev alacaksın, açık her yıl büyüyecek, emeklinin aylığı her yıl düşecek ve sen sesini çıkarmayacaksın. 

    CHP özeleştirisi: 'Biz şimdi gerçek anlamda halkın partisiyiz'

    Anadolu'nun içi boşalıyor. Bakın milletvekili sayılarına sürekli düşüyor. Dün Kırıkkale'deydim. 1934 yılında mühimmat fabrikasının temelinin atıldığı, sonra savunma sanayinin merkezi olmuş bir kenttir. 1980'lere kadar orada 20 bin kişi çalışmıştır. Bugün o devasa fabrikaların büyük bir bölümü kapandı, çalışan sayısı 1.800 kişi. Ama Kırıkkaleli kendini bu hale getiren siyasi partiye veriyor. Dün söyledim. 'Az bile yapmışlar size, oy verirseniz ağzınızdaki lokmayı bile alacaklar' dedim. Ama burada bizim de kabahatimiz var. Sen gidip kahveye oturup, vatandaşın derdini dinledin mi? Doğruya doğru, dinlemedin. Biz şimdi gerçek anlamda halkın partisiyiz. Halkın sorunlarını dile getiriyoruz.

    'CHP elitlerin partisi' eleştirisine yanıt

    Zaman zaman 'CHP elitlerin partisi' diye eleştiriyorlar. Taşeron işçilerin derdini ilk kim dile getirdi? Yahu Türkiye'de böyle bir dert yoktu. Çağdaş kölelik vardı ama taşeron işçisinin derdini anlatacak bir siyasi parti yoktu, biz getirdik. Taşeron işçisi bugün kısmen kadro almışsa, onllara hakkımı helal etmek için oy bekliyorum. Asgari ücret hükümetin gündeminde miydi? 'Ayda 1.500 TL net olacak' dediğim zaman, iktidar partisi, 'Nereden vereceksiniz bu parayı?' diye kıyameti koparıyordu. Bütün belediyelerimiz net 1.500 TL yaptı. Belediyeler yaptı. İzmir'deki de Erzurum'daki Çat Belediyemiz de yaptı. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti 'Yapamıyorum' diyor. Para var da sen rantiyeye çalışıyorsun, işçiye, alınterine değil. 

    Hemşeri derneklerine düşen görev şu, İzmir'de rahat edebilirsiniz ama geldiğiniz topraklarda atalarınız, babalarınız var. Onlara telefon edeceksiniz. 'Bakın biz İzmir'de huzur içinde yaşıyoruz. Baskı altında kalmıyoruz. İzmir gibi yaşamak istiyorsanız CHP'ye, Muharrem İnce'ye oy vereceksiniz' diyeceksiniz. 

    'İktidara asla boyun eğmediler'

    Meslek kuruluşları zor koşullarda, hükümetin baskısı altında görev yapıyorlar. Ama onurlarıyla, dik durarak yapıyorlar. Kendilerini tebrik ediyorum. Hiçbir zaman iktidara ve güce boyun eğmediler. Sayılarının artmasını, üzerindeki baskıların kalkmasını isterim. Onlara sözüm söz, demokrasiyi gerçek anlamda Türkiye'ye getireceğim. Sözlerini özgürce söyleyebilecekler, yeri geldiğinde CHP'yi de özgürce eleştirebilecekler. Biz demokrasi ve insan haklarından yanayız. 

    İnanç dernekleri de aramızda. Her inanca ve yaşam tarzına saygılıyız. İnanç, kimlik, yaşam tarzı üzerinden siyaset  toplumu ayrıştırır ve böler. Her inanç kişinin kendisine aittir, Allah'la arasına kimse giremez. Herkesin kimliği kendisine aittir ve o kimlik kendisinin onuru ve gururudur. Herkes anne ve babasıyla gurur duyar ama kimse kendisi belirlemez. Dolayısıyla siyasetin konusu değildir. Yaşam tarzı herkes istediği gibi yaşayabilir. Son 16 yılda geldiğimiz nokta, ayrışan bir toplum gerçeğiyle karşılaştık. Etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç üzerinden siyaset yapılıyor. Bunu da tümüyle ortadan kaldırmak zorundayız. 

    Rantiye eleştirisi: 'Utanmasalar 'CHP ödedi' diyecekler'

    Bunları ifade ettiğimiz zaman, 'Parayı nereden bulacaksınız?' diyor. Son 16 yılda dışarıdaki faiz lobilerine ödenen para 151 milyar 34 milyon dolar. Erdoğan, bakan, bürokratlar Londra'ya gidiyor. Niye? 'Efendim dış güçler'.... 'Bana borç para ver' diye yalvarmaya gidiyorlar. Türkiye'ye geliyorlar, 'Efendim dış güçlerin oyunu bu' diyorlar. Dış güçlerin oyunuysa bu para, banka havalesiyle gider, yakala, el koy. 'Onu seçimden sonra yapacağım' diyor. Sen onları enayi mi sanıyorsun? Dışarıya habire dolar kaçıyor. Neden? Merkez Bankası'na müdahale ettiğin için. Güvenmiyor sana dış dünya. Bri de 'Dolar yükseliyor'. Hayır dolar yükselmiyor, Türk Lirası düşüyor, değer kaybediyor. İçeriye ödenen faiz ise 687 milyar TL. Ne diyorlar 'Biz faize karşıyız' diyorlar. Bu parayı kim ödedi o zaman? Utanmasalar sıkılmasalar 'Bu parayı CHP ödedi' diyecekler. Siz iktidar ödüyorsunuz ama gerçek ödeyicileri 81 milyon, hepimiz. Çiftçi, emekli, esnaf, sanayici, sanatçı, işçi, kime bakarsanız memnun değil. Bunların tamamı alınteri dökerek para kazanan kişiler. Bir sınıf var hiç alınteri dökmez, o sınıfın adı rantiye sınıfı. İktidar 16 yıldır iktidar sınıfına hizmet ediyor. 

    79 yılda 713 milyar dolar, 14 yılda 2 trilyon dolar

    1923-2002 arasındaki 79 yılda gelen bütün hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolar. Keban'ı, Karakaya'yı, Atatürk barajlarını yaptı, Kıbrıs çıkarması oldu, Marmara depremi oldu, Sümerbankları, Etibankları yaptılar. Son 14 yılda, 2003-2017 arasında AK Parti hükümetlerinin harcadığı para 2 trilyon 94 milyon dolar para. Nereye harcadılar bu parayı? Bunun hesabını sormak zorundayız. Sandığa giden her vatandaşım elini vicdanına koysun ve öyle oyunu kullansın.

    'Sarayın kölesi olan bir kişi yargıç koltuğuna oturamaz'

    Adalet, bağımsız yargı istiyoruz. Sarayın hakimlerini istemiyoruz. Namusuyla, onuruyla, vicdanıyla, hukukun üstünlüğüyle hareket eden, hiçbir makam ve mevkiden talimat almayan hakimler istiyoruz. Söylüyorum  Danıştay'dan bir kadın hakim, sarayın atadığı, sarayın kölesi olan bir hakim. Sayın Muharrem İnce aleyhine tweet atıyor. Kendisine söyleldim. Onurluysan, haysiyetliysen, yargıya saygın varsa o görevden istifa edersen. Şu ana kadar istifa etmedi. Haysiyetin, onurun, yargıç kimliğin varsa derhal istifa edeceksin. İstifa etmiyorsan Danıştay'a, yargıya leke sürüyorsun. Senin attığın her imza şaibelidir. Sarayın kölesi olan bir kişi yargıç koltuğuna oturamaz. Bütün yargı camiasına sesleniyorum. O hakim değil, onurlu ve haysiyetli değil. Öyle olsaydı istifa eder gider AK Parti'nin kadın kollarına üye olurdu. Hem hakimlik koltuğunda oturacak hem siyaset yapacaksın. Olmaz. Biz bunun için 'Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı' diyoruz. Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez. Neden Sayın Muharrem İnce, CHP rozetini çıkarıp, Türk bayrağı rozeti taktı? 'Tarafsız olacağım, 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım' diyor.

    Danıştay Başkanına da seslendi

    Danıştay Başkanına da çağrı yapıyorum, elinden istifa dilekçesini al. Tamam çay toplamaya gittiğini biliyorum. Ama hiç kimse o hakim kadar yargıya acımasızca saldırmamıştır. Onurlu birisiyde onun istifa etmesi lazım. Onursuz, haysiyetsiz insanlar görevlerini sürdürmekte ısrar ederler. Çünkü onların onur ve haysiyetleri sarayın ipoteği altındadır.

    İki tünelin maliyetlerini karşılaştırdı

    'Köprüyü, metroyu, sarayı kaça yaptın?' diyoruz, tık yok. Sayın Başbakanın ifade ettiği Sabuncu Tüneli var. 536 milyon liraya mal etmişler. Kilometre başına maliyet 134 milyon lira. Bir de bizim Büyükşehir Belediyesinin yaptığı Buca Tüneli var. O da 2.5 kilometre, ihale bedeli 110 milyon lira. Kilometre maliyeti 44 milyon lira. Onların yaptığı tünelin kilometre maliyeti 134 milyon lira, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı tünelin kilometre maliyeti 44 milyon lira. Arada 100 milyon lira fark var. Nereye gitti bu para? Kime verdiniz bu parayı? Buradan bütün AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, bu yönetime vereceğin her oy harama ortak olmak demektir. Harama ortak olma kardeşim. Kul hakkı yiyenlere destek olma. 'Köprüyü kaça yaptın?' diyorum, 'Sen köprüye karşısın' diyor. Metro yapıyor, İstanbul da metro yapıyor, İzmir de metro yapıyor. Arada 3 kat fark var. Birisi 50 milyona yapıyor, öbürü 150 milyona yapıyor. İzmir kendi imkanlarıyla yapıyor, Ankara ve İstanbul 'Yapamıyoruz' diyor.

    Antalya'nın tramvayını sordu: 'Bu vurgun, bu paralar nereye gidiyor?'

    Bir şey daha söyleyeyim. Antalya Büyükşehir tramvay yapıyor. 23 kilometre 697 milyon liraya mal oluyor. Araç yok. İzmir de tramvay yapıyor. 21 kilometre, araç dahil, 392 milyon lira. Nereye gidiyor bu para? Bu vurgun, bu paralar nereye gidiyor? O nedenle AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, hiçbir zaman oy veren AK Partili kardeşlerimi suçlamadım. Ben siyasi partilerin yöneticilerini, yani Türkiye'yi yönetenleri eleştiriyorum. Türkiye'yi yönetenler kul hakkı yiyorlar, fakir fukaranın ekmeğine el uzatıyorlar. 17 milyon yoksulumuz var. 

    Önümüzde iki seçim var: 'Ya demokrasi ya dikta'

    Bu seçimler sıradan bir seçim değildir. Önümüzde iki seçim var: Demokrasiden yana olanlar, diktadan yana olanlar. Demokrasiden yana olanların adresi bellidir: Millet İttifakı. Diktadan yana olanların da adresi bellidir: Cumhur İttifakı. Hangi cumhurdan söz ediyorsun? Bir devleti tek kişi yönetiyorsa, onun tarihte örneği yoktur, o devlet yıkılıp gitmiştir. Devlet liyakat üzerine yönetilir. Demokrasimizi güçlendirmek zorundayız. 

    'Demokratik parlamenter sisteme geçmek istiyoruz' dediğimiz zaman 'Eskiye mi döneceksiniz?' diyorlar. Hayır kesinlikle. Yüzde on seçim barajını, lider sultasını, YÖK'ü eleştiren biziz. Bunların tamamını değiştireceğiz. Demokrasinin üzerinde hiçbir vesayet olmayacak. Her güç kesinlikle denetlenecek.

    Bizim tüzüğümüzde yüzde 33 cinsiyet, yüzde 20 gençlik kotası var. Benim bütün kadın kardeşlerimize sözüm var. Sayın Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olduğunda, Millet İttifakı da çoğunluğu sağladığında, ilk yapacağımız işlerden biri cinsiyet ve genç kotasını siyasi partiler yasasına koymak olacak."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow