Çiçek: "Camiye fitne ve fesat sokuyorlar"

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Güneydoğu'daki sivil itaatsizilik eylemlerini değerlendirdi. Camilerdeki namaz eylemleriyle ilgili olarak PKK'yı suçladı, "Camiye fitne ve fesat sokuyorlar, ikilik çıkarmaya çalışıyorlar" dedi.
Cemil Çiçek, CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı.
Çiçek, "YSK'nın verdiği kararlar" ile ilgili soru üzerine, Türkiye'nin sapla samanın birbirine karıştığı bir süreçten geçtiğini, insanların kimin yetki ve sorumluluğunun nerede başlayıp, nerede bittiğini tam olarak bilmediğini söyledi.
Kendilerine YSK'nın bünyesiyle ilgili soruların sorulduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:
"Halbuki şunu kamuoyunun çok net bilmesi lazım. Anayasanın 79. maddesine göre, Yüksek Seçim Kurulu ile hiçbir hükümetin, bizim hükümetimizin de yasal ve anayasal olarak hiç alakası yoktur, hiçbir şekilde irtibatımız da yoktur. Oraya seçilen kişileri biz tayin etmiyoruz, biz seçmiyoruz. Bu bağımsız bir organ, bunun böyle olması istenmiş, seçimlere gölge düşmesin diye. Dolayısıyla çıkan sorunun muhatabı doğrudan doğruya Yüksek Seçim Kurulu iken, Hükümetle bunun arasında irtibat kurmaya çalışan bir kısım çevreler çıktı, bir kısım yorumlar çıktı."
Hükümetin bu işin hiçbir yerinde olmadığını ifade eden Çiçek, "Biz bilerek ve isteyerek, bu süreçte bu işlere müdahil olmak istemedik. Çünkü seçim dönemi istismar dönemi, önüne gelen bu meseleleri istismar ediyor. Onun için evvela bunun bilinmesi lazım. İkincisi bu çıkan sorunun muhatabı, doğrudan doğruya Yüksek Seçim Kuruludur" dedi.
Çiçek, "Hukuki açıdan bakıldığında YSK'nın yanlış yapıp yapmadığı" sorusuna ise "İlki doğru olsaydı ikinci karara gerek yoktu. İkinci kararı verdiğine göre birinci yanlıştır. Bunun hiç tartışılacak yanı yok. Neticede olan 3 güne olmuştur, olan Türkiye'ye olmuştur, olan Türkiye'nin imajına olmuştur" diye konuştu.
Sabırla, sorun nereden çıkıyorsa, hangi kurumdan çıkıyorsa çözümünü de oradan beklemek gerekirken, bir taraftan hem Hükümetle irtibat kurulmaya çalışıldığını, öbür taraftan da fırsatçılık yapanlar çıktığını dile getiren Çiçek, bunların başında Cumhuriyet Halk Partisi'nin geldiğini söyledi.
Çiçek, "Seçimlerde umduğunu bulamayacağını anlayanlar, seçimi acaba biraz daha
kaydırarak bir fırsat elde edebilir miyiz, yeni bir imkan elde edebilir miyiz diye tam bir fırsatçılığın içine girdiler" dedi.
Cemil Çiçek, "yüzde 10 seçim barajı" ile ilgili soru üzerine de "Türkiye'nin istikrara ihtiyacı olduğu için biz yüzde 10 barajının devam etmesinden yana olduk" diye konuştu.
"Çocuk katilleri , ne zamandan beri vicdandan bahsediyor"
"BDP'den, Bismil ile ilgili olarak AK Parti'yi sorumlu tuttu, vicdanları, ahlakları varsa çıkıp özür dilesinler denildi" şeklindeki hatırlatma üzerine Çiçek, şunları kaydetti:
"Çocuk katilleri ne zamandan beri vicdandan, insaftan, ahlaktan bahsediyor. Daha kısa bir süre evvel minibüsün geçtiği yere bomba koyup, 2 yaşındaki çocuğumuzun sakat kalmasına, 9 insanımızın hayatını kaybetmesine sebebiyet verenler, ne zamandan beri vicdandan bahseder oldu. Arabalar dolusu patlayıcı maddeleri Türkiye'nin içine getirenler ne zamandan beri, yani vicdan dediğiniz şey C4 müdür, vicdan dediğiniz şey molotofkokteyli midir, vicdan dediğiniz şey patlayıcı madde midir, vicdan dediğiniz şey çarşıya pazara gidip bombanın pimini çekip masum insanların katledilmesi midir?
Manzara ortada, bu ülkede yaşayan insanların ister tek tek ister grup olarak, yapılan
uygulamalardan, alınan kararlardan, sürdürülen politikalardan rahatsızlıkları olabilir. Bir kurum, bir karar almıştır. Bu kurumun aldığı kararı beğenmiyor olabilirsiniz, yanlış olabilir. Nitekim son kararda olduğu gibi. Bunun yolu, eğer hak aramak istiyorsunuz, meşru ölçüler içinde gider meydanlarda ararsınız. Meydanlar hak arama yeridir, kavga çıkarma, fitne çıkarma, isyan çığlıkları atma yeri değildir. Demokrasilerde isyan yok, seçim var."
YSK'nın yanlış bir karar verdiğini belirten Çiçek, "Bu yanlış karar karşısında yapılması gereken onun bunun dükkanını yakmak, insanların özgürlüklerini sınırlamak, tehdit etmek değildir. YSK'nın kararına karşı ortaya konulan tavır ile bu yakıp yıkmalara karşı, bu ikiyüzlülüğe karşı, bu kışkırtıcılığa karşı aynı derecede bir netlik ortaya çıkmamıştır. Bu da
özgürlükler açısından bir tehdit oluşturur. Yeteri kadar tepki gösterilmediği kanaatini taşıyorum" diye konuştu.
Seçim dönemlerinin her ülkede hassas dönemler olduğunu vurgulayan Çiçek, "Hepimizin dikkat etmesi lazım, eskiden dikkat, itina siyasi partilerden, siyasetçilerden beklenirdi. Bu beklenmeye devam edilsin ve bu doğrudur. Hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Ama seçimin yönetimi, lideri olan kurumların da kişilerin de daha sorumlu, daha dikkatli davranması lazım. Yanlış bir kararın Türkiye'ye nelere mal olduğunu kaç gündür konuşuyoruz" dedi.
Cemil Çiçek, Bitlis Valisinin "olayları çıkaranları değil sebep olanları iyi analiz etmeliyiz" sözlerinin sorulması üzerine, "Sorumluluk anlamında söylüyorsanız, eğer suç teşkil eden bir fiil işlediyse, birinin ötekine bakarak yaptığı yanlış, hukuka uygunluk sebebi oluşturmaz. Sebep olanı da bu işi yapanı da herkes sorumluluk çerçevesinde değerlendirmelidir. Yoska birinin sorumsuzluğu vardır anlamında kimse bu işe kafa çıkmamalıdır, ben Sayın Valinin böyle söylediğini düşünmüyorum, zannetmiyorum" diye konuştu.
YSK'nın yapısı tartışılmalı mı?
Cemil Çiçek, "Yeni dönemde YSK'nın yapısının tartışılması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bu tür olayların hemen akabinde değerlendirme yapmak biraz tepkisel bir değerlendirme olur. O zamanda gerçekleri bütün boyutuyla görme şansımız olmaz. Bu olay önemli bir olaydır, bu olayı daha soğukkanlı bir şekilde değerlendirmemiz lazım, neden yanlışlar yapıldı, yapılıyor. Kaldı ki bir şey daha var, YSK bu yanlışları ilk defa yapmadı, geçmişte de yaptı. Bunun en mağduru olan parti AK Parti'dir, Sayın Başbakan'dır."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şiir okuduğu için siyasi haklarının elinden alındığını, referandum süresini kısaltmalarına YSK'nın yanlış bir yorum getirdiğini ifade eden Çiçek, "Sandık Kurullarını kamusal alan kabul etti. Son derece yanlış ve radikal bir yaklaşımla orada görev yapan başörtülü insanların başörtüsüyle görev yapamayacağına karar verdi. Bu hukuki bir karar değildi, ideolojik bir karardı" dedi.
Yüksek Seçim Kurulunun yurt dışındaki vatandaşların oy kullanmasını engellediğini hatırlatan Çiçek, "Yüksek Seçim Kurulu'nun bu haliyle elbette durumunun yeni baştan gözden geçirilmesi gerekir. Ancak şöyle yapılsın, yapısı şöyle olsun tarzında bugün bir tartışma yapmak tepkisel olur" diye konuştu.
Cuma namazlarıyla ilgili "sivil itaatsizlik" eylemi
Çiçek, "Cuma namazlarıyla ilgili Güneydoğu'da sivil itaatsizlik kapsamında eylem yapılması" konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Terör örgütü ve onun uzantıları, Türkiye'nin hayrına soluk solumuyor, bunların işi gücü fitne çıkarmak. Halbuki din insanların birliğini sağlayan önemli unsurlardan bir tanesidir. Bugüne kadar bu ülkenin insanları cumayı hep aynı şekilde kıldı, aynı mekanlarda kıldı. Halbuki bu işte ayrı cuma namazı kılacağız diye ortaya çıkanlar, cumaya inandıklarından değil, namaza inandıklarından değil, çünkü PKK'nın ideolojisi Marksist, Leninist bir ideolojidir, Ateist bir ideolojidir. Dünyadaki hemen hemen tüm terör örgütleri Marksist, Leninisttir.
Dinle diyanetle bir alakası yok. Kendi konuşmalarını, avukatlarıyla olan konuşmaları, geçmişteki konuşmalarına baktığınızda, dini engel olarak gören bir siyasi yapı, bir fitne fesat hareketi, bugün fitne fesadı caminin içine sokmaya ve bu milletin her görüşten olanlarıyla birlikte toplandığı camide ikilik çıkarmaya çalışıyor."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
ANNELER GÜNÜ İNDİRİMLİ BİLET 2025 AJET: AJet, 11 Mayıs Anneler Günü kampanyası nerelerde, hangi uçuşlarda geçerli?
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Kuvvetli sağanak ve rüzgar alarmı!
Sivas'ta otomobil bariyerlere saplandı, sürücü yaralandı
Terör örgütü PKK'nın 47 yıllık kanlı tarihi
Terörsüz Türkiye sürecinde kritik viraj! Terör örgütü PKK silah bırakıyor