Clinton gitti Ankara'da keyifler yerinde

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Türkiye ziyareti Ankara'yı memnun etti. CNN TÜRK diplomasi editörü Osman Sert, CNNTurk.com için yazdı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Akşam geç vakit Dışişleri'nden bir grupla sohbet ediyoruz. İçlerinden çoğu Hillary Clinton'ın Ankara'daki görüşmelerinin en az birine katılmış.

Herkesin keyfi çok yerinde.

Soruyorum: Dışardan bakınca fotoğraf gerçek olamayacak kadar iyi! Gerçekten öyle mi?

Hemen tepki gösteriyorlar. Onlara göre gazeteci olunca illa bir hinlik arıyorum.

Hepsinin kendine göre, şimdi ya da eskiden baktığı alana göre çıkardığı pozitif bir mesaj var.

Kimine göre Clinton'ın bu ziyaretinden, ABD Başkanı Obama'nın Ankara'ya gelecek olmasından en çok rahatsız olanlar çok uzakta değil Ege'nin karşı yakasında.

Onlara göre Amerika Yunan-Türk dengesine dikkat etme hastalığını aştı. Artık Yunanistan ve Türkiye farklı sikletteler. Bakoyanni Washington'a kadar gittiğinde bakan adına ona yemek veren isim sonuçta bir bürokrat olan Burns'tü deniyor.

Bazıları için Yunanistan geride kalalı çok oldu. Bu ziyaretten illa birileri rahatsızlık olacaksa Brüksel ve bazı Avrupa başkentlerinde oturanlara bakmak gerek. Öyle ya dış politika başlığında müzakereleri açmayacak kadar kendi iç çekişmelerinin kurbanı olan AB sadece Orta Doğu söz konusu olunca değil artık transatlantik dengelerde de Ankara'nın artan ağırlığından çok da hoşlanmayacaktır.

Başka birisi ekliyor. Bu ziyaretin ne anlama geldiğini anlamak için Rum gazetelerine bakmak gerek.

Başka bir köşeden üst düzey bir ekleme daha: Haaretz'in haberinde 'Obama Kanada'dan sonra ilk resmi ziyaretini Türkiye'ye yapacak' başlığa çekilmişti. Ve aynı isim ekliyor: “Dikkat edin, üçüncü bir ülkeden daha Washington'a tek bir üst düzey ziyaret yapılmadan o ülkenin başkenti hem özel temsilci (Mitchell'i kastediyor), hem Dışişleri Bakanı hem ABD Başkanı'nı ağırlıyor. Bu bir ilk”

Başka bir büyükelçi "Clinton bölge ziyareti kapsamında gelmedi Türkiye'ye. Orta Doğu turunu bitirdi. Brüksel'de NATO toplantısında katıldı. Cenevre'de yine çok taraflı toplantıya gitti Lavrov'la görüştü. Sonra özel olarak Türkiye'ye geldi" diyor.

Davos sonrası yapılan eleştirilere içerleyen önemli bir kişinin daha yorumu: “Davos'a tepki gösterenler neredeler ve Obama'nın gelişini, Clinton'ın açıklamalarını nasıl yorumluyorlar merak ediyorum”

“Obama'nın konuşma yapmak için seçtiği müslüman ülke acaba Türkiye mi?” diyorum. Obama'nın gelişi sonrası yapılan 'ılımlı İslam' tartışmalarını hatırlatıyorum.

Bir büyükelçi 'Amaan sen de, onlarla mı uğraşacağız” tepkisini gösteriyor.

Washington'da daha önce büyükelçilik de yapmış bir ismin yorumu: Bugün Türk-Amerikan ilişkileri için çok mutlu bir gün.

Başta dedim ya Ankara'da keyifler çok yerinde.

Hala soruyorum. Beklentiler bu ziyaret sonrası çok yükseldi. Ayaklar ne zaman suya değer acaba?

Parmaklar Ermeni soykırımı iddialarını ve Obama'nın seçmenine verdiği sözleri işaret ediyor.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz Washington'a uçtu bile. Çeviköz'ün bir çok önemli konu arasında Ermeni dosyasına baktığını, müzakereleri yürüttüğünü, Cumhurbaşkanı Gül'ün Erimenistan ziyareti öncesi Erivan'a gönderilen isim olduğunu hatırlatmakta fayda var. O'nun kongredeki temasları önemli.

Başbakan'ın dış politika başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Princeton Üniversitesi'nde bir programda konuşma yapacak. Daha sonra da Washington'da yönetimle görüşecek. Davutoğlu'nun oradaki temaslarına dikkat etmek gerek. Ne de olsa son beş yılın dış politikasının baş mimarlarından ve bundan sonraki sürecin yol haritasında rol oynayacağına şüphe yok.

Türk-Amerikan ilişkilerinde en son önemli tarih 5 Kasım 2007 Beyaz Saray görüşmesi idi.

Sanırım bunun yanına önce 7 Mart sonra da 7 Nisan 2009'u eklemek gerekecek.