Cübbeli’den ‘uzaylı’ cevabı... NASA'nın çalışmasına destek

NASA, ilahiyatçılarla işbirliği yaparak mütedeyyin insanların uzaylılar konusunda vereceği tepkileri araştırmaya başladı. Cübbeli Ahmet Hoca da NASA’ya destek verdi: “Yunus Suresi’nde ‘Bakın göklerde, yerlerde neler var’ der. Nasıl bakılabilir? Tabii ki aletlerle, cihazlarla...”

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

NASA, diğer gezegenlerde yaşam bulunursa insanların nasıl tepki vereceğini ve olası bir keşfin dini fikirleri nasıl etkileyebileceğini değerlendirmek için ilahiyatçılarla işbirliği yaptı. Amerika’daki Princeton Üniversitesi İlahiyat Araştırma Merkezi’nde NASA sponsorluğunda başlatılan programa 24 ilahiyatçı katıldı. Çalışmalar kapsamında dini geleneklere göre yaşayan insanların, uzaylılar konusunda nasıl tepki vereceği ve ‘İnsan ve Uzaylı arasındaki çizgiyi nasıl belirliyoruz?’ gibi sorulara cevap aranacak.

AYETLER MEVCUT

NASA’nın çalışmalarına Cübbeli Ahmet Hoca ismiyle bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de destek verdi. Cübbeli Ahmet Hoca yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Uzay ilimleri ile ilgili araştırma yapmak İslam’da makbul sayılan, hatta bir ayette emredilen bir konudur. Nitekim Yunus Suresi’nde ‘Söyle insanlara, bakın göklerde, yerlerde neler var’ der. Şimdi yerlerde neler olduğu, birçok ayette geçiyor. ‘Yer yüzünü gezin, dolaşın, bakın, tefekkür edin, düşünün’ ayetleri var. Bu tamam, yerle ilgili çok ayet var. Ama gökle ilgili Yunus Suresi 101’inci ayette özellikle, göklerde ne var bakın, der. Nasıl bakılabilir? Tabii ki aletlerle, cihazlarla…Ayeti kelimelerin nâzır olduğu dönemlerde bu aletlerin hiçbirinin bulunmadığı bilinmektedir. Çünkü Kuran-ı Kerim kıyamete kadar bâki olduğundan ve kıyamete kadar gelecek Müslümanlara yön verdiğinden, tabii ki bu zamanlarda bu araştırmalar başlamıştır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

OSMANLI’DA DA VARDI

Evvelce teleskoplar, mikroskoplar vasıtasıyla yüzlerce sene evvel araştırmalar yapılmış, gezegenler takip edilmiştir. Osmanlı da buna çok kıymet verdi. Dolasıyla bunlar hep ayeti kelimeye dayanmaktadır.”