Cumhurbaşkanı Erdoğan, Metin Feyzioğlu ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün saat 15.00'de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Feyzioğlu, Külliye'de yaptığı açıklamada, "İstisnasız 79 Baro, daha gece yarısı olmadan tavrımızı açıkça ortaya koymuştuk. Açıklamalarınızı duyunca yüreğimiz ferahladı" dedi.
10 Mayıs 2014 tarihinde Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümünde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun yaptığı konuşmaya dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tepki göstermiş ve salonu terk etmişti.
Feyzioğlu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Zataliniz bu darbe girişiminin püskürtülmesinde çok önemli görev yapmıştır. Kalkışmanın taktik hedefi 'Cumhurbaşkanımız, stratejik hedefi Cumhuriyetimizidir' demiştik. Türkiye muhtemel bir içsavaşın eşiğinden düşmüştür. Ancak tehlike geçmemiştir.
FETÖ adli hain örgüt sadece araçtır. Arkasında güçler, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya ve bölgedeki menfaat çatışmaları olduğu gibi durmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ardından saf tutmak hepimizin görevidir. İstisnasız 79 Baro, daha gece yarısı olmadan tavrımızı açıkça ortaya koymuştuk. Açıklamalarınızı duyunca yüreğimiz ferahladı.
FETÖ'nün en çok istediği, suçsuzun suçludan ayrılmaması, böylece FETÖ üyelerinin mağdur konumunu zorlayıp, kamuoyunda itibar kazanmaya çalışmasıdır. Devletimizin eylem ve işlemlerinde temel hukuka uygunluktur. Adil yargılanma, suçsuzluk karinesi gibi hususlara azami saygı gösterilmesinde fayda vardır.
Uluslararası kamuoyuna, FETÖ mücadelesini anlatma yükümlülüğümüz vardır. Sizin talimatınızla bir çalışma grubu oluşturulacaksa, meşru savunmamızı en önde anlatmaya biz talibiz. ABD'de Uluslararası Barolar Birliği toplantısında en etkin şekilde yer almak istiyoruz. 2,5 milyon avukatı temsil eden bu örgütün vesilesiyle görüşme imkanına sahip olacağız. Haklı mücadelemizi en etkili şekilde anlatabileceğimize inanıyorum.
Hukuk üstünlüğüne güven sağlandığında, vatandaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla hem gurur, hem güven duyacaktır. Böylece sinsi planlar da boşa çıkmış olacaktır. Kuvayi Milliye ruhunun bozulmadan sürdürülmesini diliyoruz."
Bekir Bozdağ'dan açıklama
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"15 Temmuz 2016, Türkiye tarihi için dönüm olmuştur. O gün demokrasimize, milli iradeye karşı girişilen darbe teşebbüsü sizin liderliğinizle 79 milyon bir araya gelerek, Türkiye büyük bir uçurumdan kurtarılmıştır. Burada her kurum sınav verdi. Olayın daha ne olduğu anlaşılmayan başlangıç noktasında, Cumhuriyet Başsavcılıklarımız derhal soruşturma başlatarak, darbe teşebbüsüne katılanların yargı önüne çıkarılması için süreç başlattılar. Bu çerçevede elde edilen deliller çerçevesinde sıkıyönetim komutanı olduğu iddia edilen kişiler bir bir toplanmaya başladı. Bundan önceki darbelerde yargımız için utanılacak örnekler var. Bu dönemde ise yargı hem Anayasa Mahkemesi, hem Yargıtay, hem Danıştay başkanları darbeye karşı bir duruş ortaya koydular. Barolar Birliği Başkanımız da hakeza aynı şekilde tavrını ortaya koydu. Darbeyle hukuksal bir mücadeleyi o gece başlatıp, başarıyla yürüttüler. Demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkan hukuk adamlarına şükranlarımı sunuyorum.
Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı olmazsa olmazdır. FETÖ'ye mensup bazı teröristlerin yargı içinde kümelenmesi ve tarafsızlıklarını yitirdiğine dair çok ciddi tartışmalar yaşandı. Yargıya güvenin tesis edilmesi son derece önemli. Herkesin yargıdaki bu kokuşmuşluğu görmesine rağmen somut adımları atamadık. Önümüzdeki süreç içerisinde Türk yargısı kendisine emanet edilen görevleri bağımsız ve tarafsız devam ettirecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu:
Sizleri sevgiyle selamlıyorum. Gazi mekana hoş geldiniz. Türkiye BArolar Birliği FETÖ tarafından 15 Temmuz'da başlatılan darbe girişimi sırasında demokrasinin yanında yer almıştır. Dayanışma için TBMM'yi, Gölbaşı Özel Harekat Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni ziyaret eden TBB'yi tebrik ediyorum. Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk devleti olmaya devam edecektir.
15 Temmuz'da 15 yaşından taa 70 yaşına kadar insanın sokağa çıktığı bir gündü. 79 milyonun tamamı tarihi bir sınavı anlının akıyla vermiştir. Darbeciler ne kadar vicdansız ne kadar cani ne kadar şuursuz ise milletimiz o derece dirayetli o derece kararlı bir tavır içinde olmuştur. Bu millete ancak saygı duyulur. Bu millet alnından öpülesi bir millettir.
Millet gerçekten her şeyiyle yürüdü. Ne tank dinledi ne top dinledi ne de uçaklardan atılan bombaları dinledi. Bin yıldır bu toprakları vatan yapanların izlediği yoldan yürüdüler. O gece şehit olabileceklerini ya da gazi olabileceklerini biliyorlardı. Hiç birinde en küçük bir pişmanlık yoktu!
Yazılacak bir çok eserler olacak, en canlı şekilde onlar da tarihte yerini alacak.
Sokakları meydanları dolduranlar, namluların karşısına dikilenler seçkinler değil bu ülkenin ortalama vatandaşlarıydı. Gömleğini çıkaracak, onu tankın egzos borusuna tıkayacak. Şehit olanların memleketlerine, eğitimine baktığında göreceğiniz şey Türkiye'nin bizatihi kendisidir. Türkiye, dünyanın başına musallat olan ne kadar tehdit varsa hepsine maruz kalan tek ülkedir.
Bugüne kadar pek çok şehit yakınımızla, gazilerimizle görüştüm, görüşmeye devam edeceğim. Bugün geriye dönüp baktığımızda Türkiye'nün yalanla, yıpratmayla, boş sözle ülkesine ve devletine sahip çıktığını iddia eden seçkinlerin istismarcılara rastlıyoruz. Tankların önünde yatanlar seçkinler değildi, bu ülkenin ortalama vatandaşıydı. Şehitlik makamına ulaşanların, gazi olanların memleketlerine, mesleklerine, eğitimlerine bakarsanız Türkiye'yi görürsünüz. Bu millet Allah'tan başka hiçbir gücün karşısında eğilmez. Bu milet gökkubbeyi onların başlarına yıkmıştır.
Türkiye dünyanın başına musallat olan ne kadar tehdit varsa, hepsine maruz kalan tek ülkedir. Suriye'de yaşanan insani krizin sonucu olan göçmen meselesi Avrupa'yı tirtir titretiyor. Bu millet 3 milyona bakıyor, bunlar 3-5 bin kişiye bakamıyor. Bu millet başka bir millet. Bu milletin asilliği, asaleti buradan geliyor. Bu millet varil bombalarından kaçanlara yüreğini açacak kadar asil. Ama onlar bu asillikten nasibini almamışlar. Sorduğunuzda 'insan hakları' diyorlar. Uluslararası Af Örgütü bazı şeylerde endişe duyduklarını söylüyorlar. Bunu söyleyeceğine çık gel, parlamentoda ne olmuş, emniyet teşkilatında 53 emniyet görevlimiz nasıl şehit olmuş, gel gör Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 6 şehidimiz nasıl olmuş. Gel bunları bir gör, yerinde incele, sonra açıklamanı yap. Sadece duyduklarınla açıklama yaparsa kusura bakma sana saygı duyulmaz.
Biz FETÖ yanında PKK, DAİŞ gibi kendi alanında çok yüksek eylem kapasitesine örgütlerle mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizi de tamamen hukuk içinde yürütüyoruz.
1970'li yıllarda Almanya'da bu ülke idam cezasını geri getirmeyi tartışmıştır. Halböyleyken FETÖ'nün darbe girişimine, PKK'nın kanlı eylemlerine, DAİŞ'in saldırılarına maruz kalmamıza rağmen bu tartışmaya dahi kabullenemiyorlar. Bunun tartışılmasından daha tabii ne olabilir. Bu kararı verecek olan TBMM'dir. Bu kararı alır mı, almaz mı bilemem. TBMM'nin böyle bir yetkisi yok mu? PKK, DAİŞ terör eylemleri Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde yaşansa idamı da getirirler, kesintisiz OHAL'i bile ilan ederler.
Darbe girişiminin üzerinden 1 ay geçti Batılı ülke temsilcileri ülkemizi ziyaret etmedi. Gerçek niyetlerini ağızlarından kaçırmıyor değiller. Bizler demokrasimize, hukuk devletimize sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu değerlere milletimiz layık olduğu için savunuyoruz. FETÖ'nün darbe girişiminin, PKK ve DAİŞ'in eylemlerinin gerçek yüzünü muhataplarımıza anlatmaya devam edeceğiz. Ulaşabildiğimiz her platformda derdimizi anlatmaya devam edeceğiz. Terör örgütlerinin gerçek yüzlerini gösterdiğimiz her bireyi kazanç sayarak mücadelemize devam edeceğiz.
Meslek kuruluşlarının ülkelerinin ve devletlerinin yanında güçlü bir şekilde yer almaları bizi memnun etti. Yenikapı bizim için yeni bir milat oldu. Türkiye Barolar Birliği'ni bir kez daha tebrik ediyorum."