"Eşim, örgütün bomba, silah imalatını yapıyordu"
İfadesinde Halep'teki bir üniversitede İngilizce öğretmenliği bölümünden mezun olduğunu belirten Afra Şaar,"Mezun olduktan sonra Halep'te öğretmen olarak çalışmaya başladım. Suriye'de savaş başladıktan sonra iş hayatım sona erdi. 2014 yılında Suriye'de Arap bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştığım 'Ebu Habiba' kod adlı Faysal Selimoğlu ile imam nikahlı olarak evlendim. Evlendikten bir ay sonra Faysal beni ve ailemi Diyarbakır'a getirdi. Diyarbakır'da 5-6 ay kaldıktan sonra ailem İstanbul'a gitti. Biz Faysal ile birlikte tekrar Suriye'nin Tabka şehrine gittik. İllegal olarak iki kez Suriye-Türkiye arasında gidip, geldim. İmam nikahlı eşim Faysal, DEAŞ terör örgütü saflarında savaşırken vefat etti. Eşim, DEAŞ terör örgütü mensubuydu. Kendisi örgütün bomba, silah imalatını yapıyordu. Bunun yanında savaşa katılıyordu. Ben normal ev hanımı hayatı sürerdim. Çünkü, örgüt bayanların savaşmasına karşıydı. Suriye'de savaş başladıktan sonra eşim ve arkadaşları cihada katılmaları gerektiğini düşündüler. Eşim DEAŞ saflarında savaşmayı tercih ettiği için ben de eşim olması sebebiyle gitmek zorunda kaldım. DEAŞ'ın amacı Suriye ve Irak ülkelerini de içerisine alan İslami bir devlet kurmaktır. Örgütün lideri Bağdadi'dir. Her şehrin yöneticisi bulunuyor. Biz buna 'Emir' diyoruz"dedi.
Canlı bomba değilim
Eşinin DEAŞ terör örgütünden 80 dolar maaş aldığını söyleyen Afra Şaar, "Bunun 40 doları benim, 40 doları Faysal içindi. Bekar olan savaşçılara 40 dolar verilirdi. Erkek çocuklara şer-i ve savaş eğitimi veriyorlar. Eşim 3 yıl boyunca DEAŞ terör örgütü saflarında Esed askerlerine karşı savaştı. Evden ayrılırken kaç gün gelmeyecekse bana söylerdi. Bir ay eve gelmediği zamanlar oldu. Komşularımın arasında iki Türk vardı. DEAŞ Tabka'yı kaybettikten sonra Nisan 2017'de biz Deyrizor şehrine çekildik. Burası DEAŞ mıntıkasıydı. Buraya geldikten sonra eşim bomba ve havan yapmaya başladı. Bomba imalatını 'Makar' ismini verdikleri bizim kaldığımız eve uzak bir yerde yapıyordu. İhbarda geçen bomba imalatı yaptığım doğru değildir. Ayrıca canlı bomba olmam da söz konusu değil. Çünkü ben canlı bomba olsam Suriye'de Esed askerlerine saldırı yapardım. Eşimi onlar öldürdü. Benim asıl düşmanım Esed askerleridir. Türkiye'de böyle bir eylem yapmam söz konusu olamaz. Zaten bunu yapacak bir düşüncem ya da ideolojim yoktur. Diyarbakır'a gelmemin amacı eşimin ailesi ile aile olmaktır. Fotoğrafları Tabka'da çektirmiştik. Silahlardan biri eşim Faysal'a DEAŞ tarafından verilmiş. Diğer silah ise eşimin arkadaşlarından birine aittir. Eşim savaşmak için evden çıktığından, güvenlik amaçlı silahın birini evde bırakırdı"dedi.