Denize sıfır yılan hikâyeleri!

Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, Antalya'nın Aksu ilçesinde birinci derece sit alanı içerisinde yer alıp caretta carettaların üreme alanlarını etkilediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilen ama bir türlü kaldırılamayan çardakların dün yaşanan bir yangınla tekrar gündeme gelmesi üzerine bir yazı kaleme aldı. İşte Çekirge'nin o yazısı;

Haberin Devamı

/

B bayram günü size milleti canından bezdiren... Dilekçe üzerine dilekçe yazdırtan... Bakanlığın ve hatta Cumhurbaşkanlığı’nın bile sözü geçmeyen yılan hikâyelerini aktarıyorum. Şimdi diyebilirsiniz ki: - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözünün geçmediği bir “yılan hikâyesi” olabilir mi? Olur. İşte örneği... Sırasıyla aktarayım efendim.

YANGINLA HATIRLADIK

/

Önceki gün Antalya’nın Aksu ilçesinden bir yangın haberi geldi. “4 çardak yandı...” Şükür ki can kaybı olmadı. Ama bu yangın artık bir ‘işaret fişeği’ midir? Yoksa bazı çevreciler “Yeter artık” mı dediler? Bunu bilemiyorum. Ama bildiğim şu: O çardakların olduğu sahil, dünyaca ünlü deniz kaplumbağalarının üreme alanı olan Kumköy sahilidir...

Haberin Devamı

YILAN HİKÂYESİ 1

/

Çevre Bakanlığı sahilin girişine şu tabelayı asmış: “Dikkat. Deniz kaplumbağası yuvalama alanı. Lütfen koruyunuz.” Tabela asıldı çünkü: 1.5 kilometrelik Kumköy sahili, 2021 yılının mart ayında Cumhurbaşkanı kararıyla ‘nesli tükenme tehlikesindeki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı’ ilan edildi. Ama şu fotoğrafa bakarsanız, bu tabela kimsenin umurunda değil. Cumhurbaşkanlığı kararını da dinleyen yok. Çünkü yıllardır bu çardaklar o muhteşem sahilde. İnsanlar yazın geliyor. Sonra dev gibi çöp dağları oluşuyor.

/

Çevre Bakanlığı defalarca yazı yazdı. Yıkım kararları var. Ama Aksu Belediyesi bu yıkım kararlarını bir türlü uygulamıyor. Elbette belediyenin de vereceği bir cevap vardır. Ama sonuç ortada... Dünyanın en özel sahillerinden biri olan Kumköy’deki bu “ucube çardaklar” yıllardır bir türlü yıkılamıyor.

Haberin Devamı

YILAN HİKÂYESİ 2

/

Bütün Akdeniz’i boydan boya gezin. Türkiye’den İtalya’ya kadar olan sahillerde Güney Ege’deki sahillerden güzelini bulamazsınız. (İstisnaları ayırıyorum.) İşte Kaş. Bu sessiz cennet öylesine büyük bir rant işgaline uğradı ki. Tepeden bakınca denize doğru inen o yemyeşil bitki örtüsü gitti. Yerine kaçak villalardan oluşan bir “beton çölü” geldi.Yıllardır şikâyetler var. Yıkım kararları... Ama nafile. Azgın işgal durmadığı gibi arttı. 2022 Sayıştay raporu da “yılan hikâyesi”ne dönen bu “ucube yapılaşmayı” resmen açıkladı. İşte o Sayıştay raporu: “Son 7 yılda alınan ve halen uygulanmamış olan yıkım kararları 2 bin 500 civarındadır. Tespit edilen kaçak yapılar mühürlenerek para cezası verilmektedir. 2021 yılında tahakkuk ettirilen para cezası 53 milyon 34 bin liradır. Tahsilat ise 5 milyon 482 bin lira ile yüzde 10 düzeyinde kalmıştır. Takipli alacak tutarı, 2021 yılı sonunda 110 milyon 432 bin liraya ulaşmıştır. 2021 yılındaki para cezalarından 10 milyon 531 bin lirası da iptal edilmiştir.”

YILAN HİKÂYESİ 3

/

Şimdi size 2015 yılında yazdığım bir yazının kupürünü yayınlıyorum. Önce buna bakın. Sonra yılan hikâyesine... Bir okurum bayram tebriğini şu mesajla iletmiş: “Günaydın Sayın Fatih Bey. Marmaris Adaköy Mahallesi’nin bu sorununu size usanmadan aktarmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile bayramınızı kutlar, saygılar sunarız.” Adaköy Mahallesi 2015 yılından beri kanalizasyon mücadelesi veriyor. Çıldırtıcı değil mi?

Haberin Devamı

YILAN HİKÂYESİ 4

/

Bodrum’da yolu olan bir mahallede ev almışlar. Ama ne bilsinler ki... O yolun taşları sökülecek ve orası şantiyeye dönecek. İşte yıllardır bu çıldırtan sorunu anlatıyorlar. Elif Kağıtçıbaşı Hanım’ın 2018’de yazdığı dilekçesinde şöyle diyor: “Sayın Yetkili, Akyarlar Mahallesi Kemer Mevkii. Kemer 1. Cadde Altınevler No: 3 adresinde oturmaktayım. Geçen hafta itibarıyla yazı geçirmek üzere evime geldim. Maalesef çok üzücü bir inşaat tablosuyla karşılaştım. Daha önce taş olan bu yolun tamamen taşları çıkarılmış ve yol diye bir şey kalmamış. Evimin hemen önü denize kadar bir şantiyeye dönüşmüş. Etraf toz, toprak. Çöp.”

SON YILAN HİKÂYESİ GÖCEK’TEN

/

Yaz geliyor. Sezon açılıyor. Bana da şikâyetler, mesajlar gelmeye başlıyor. Göcek’te her yaz inanılmaz bir tekne kalabalığı oluşur. Bu güzelim içdeniz, günlerce haftalarca yerinden kıpırdamayan tekneler tarafından resmen kuşatılır. Ben yazarım. Başka arkadaşlarım yazar. Projeler yapılır. Ama sonuç değişmez. Bu cennet körfez kirlendikçe kirlenir. Atılan çapalardan sualtı çayırları artık çöle dönmüş durumdadır.Şimdi de “çöp toplama” konusunda şikâyet var. Muğla Büyükşehir Belediyesi, teknelerin çöplerini bırakması için koylara koyduğu konteynerleri kaldırdı. Şimdi bir çöp teknesi tek tek koyları gezip bir torbası 30 lira karşılığında çöpleri topluyor. Soru şu: Bir çöp teknesi yüzlerce tekneye nasıl yetişecek? Şimdiden bazı tekneler çöplerini kıyılara bırakmaya başlamış. Bu konuya daha uzun değineceğim... Bu bayram sahillerden gelen “yılan hikâyeleri”ni aktardım. Amacım yetkililere parmak sallamak değil. Göreve davet etmek.Merak etmeyin, peşini de bırakmayacağım. İyi bayramlar...