Erdoğan ve Atalay hakkında soruşturma istemi

CHP, "Emniyet güçleri içinde özel birimler eliyle yasal olmayan dinleme yapılmasının zeminini" oluşturduğu gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay" hakkında Meclis soruşturması açılmasını istedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 56 arkadaşınca TBMM Başkanlığı'na sunulan önergenin gerekçesinde, yasadışı dinleme olaylarının Anayasa ve TBMM İçtüzüğü ile geniş yetkilerle donatılmış bir soruşturma komisyonu tarafından ele alınmasının önemine işaret edildi.
Önergede, "Anayasa ve ulusal üstü insan hakları belgelerinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve korunmasına ilişkin hakların, yoğun ve keyfi şekilde ihlal edilmesine göz yumduğu, Emniyet güçleri içinde özel birimler eliyle yasal olmayan dinleme yapılmasının zeminini oluşturduğu ve himaye ettiği, bu eylemleriyle TCK'nın 257'nci maddesince görevi kötüye kullandığı" gerekçesiyle Erdoğan ve Atalay hakkında Meclis soruşturması açılması istendi.
Önergenin gerekçesinde, özel hayatın gizliliği ve korunmasının, Anayasa'da garanti altına alındığına, "Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır" hükmüne yer verildiğine işaret edildi.
''Emniyet görevlileri kayıtları servis ediyor''
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında da bu hakkın, hüküm ve güvence altına alındığı vurgulandı.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik düzenleme getirildiği, Türk Ceza Kanunu'nda da bu konudaki ihlallere uygulanacak cezai hükümlerin belirlendiği anımsatılan gerekçede, "Buna karşın, AKP hükümetleri döneminde, aralarında YÖK Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili, gazeteciler ve komutanların da bulunduğu çok sayıda kişinin iletişimi dinlenmiş ve medya aracılığıyla kamuoyuna aktarılmıştır" görüşlerine yer verildi.
Gerekçede, "Bunlarla birlikte soruşturmanın gizliliği ilkesi ve bu konuda yargı kararları olmasına karşın, devam eden davalara ilişkin emniyet güçlerinin elinde bulunan dinleme kayıtları, belli bir zamanlama içinde, bazı gazetelere servis edilmiş, siyasi iktidarın politikaları lehine kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır. Daha iddianame hazırlanmadan dinleme kayıtlarının dinci ve siyasi iktidara yakın medyaya servis yapılması, ya istihbarat birimleri ya da bazı emniyet görevlilerinin kayıtları servis ettiği olasılıklarını ortaya koymaktadır" denildi.
"Sindirme politikası"
Gerekçede, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, dinleme kayıtlarını medyaya servis eden Emniyet Genel Müdürlüğü içindeki özel örgütlenmenin ortaya çıkarılmasında, ciddi hiçbir çaba içerisine girmediği öne sürüldü.
Dinlemenin nasıl yapıldığı ve medyaya servis edildiğinin halen aydınlatılamadığı ifade edilerek, iktidarın, yasadışı dinlemelerin üstüne gideceğine, iletişimi dinlenen kişileri açıklama yapmaya çağırdığı, kayıt altına alınan konuşmalarının suç unsuru taşıdığını belirterek, sindirme politikası uyguladığı savunuldu.
"İktidar, hiçbir girişimde bulunmadı"
CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile eski Bolu Valisi arasında CHP Genel Merkezi'nde gerçekleşen bir görüşmenin içeriğine ilişkin bilgilerin, siyasi iktidara yakın bir gazetede 26 Mayıs'ta yayınlandığı anımsatılan gerekçede, iktidarın, dinleme olayının ortaya çıktığı bu tarihinden, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın olayı kamuoyuna aktardığı 28 Mayıs tarihine kadar hiçbir açıklama yapmadığı, olayın araştırılması için hiçbir girişimde bulunmadığı belirtildi.
Güvenlik önlemlerinin çok sıkı olduğu, çok sayıda kamerayla izlenen CHP Genel Merkezi'nin, ancak devletlerin sahip olabileceği yüksek teknoloji gerektiren araçlarla dinlenebileceğinin yalın bir gerçek olduğu vurgulanan önergenin gerekçesinde, "Sayın Sav ile konuğunun, CHP Genel Merkezi'nde görüşme yapacağı saatin önceden tespit edilmesinin, dinleme yapılmadan gerçekleştirilemeyeceği de açıktır" denildi.
"Özel dinleme birimleri, iktidarca himaye ediliyor"
Yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerini korumanın, devletin görevi olduğuna işaret edilen gerekçede, "Ancak, ortada somut ve belgeli bir dinleme olayı olmasına karşın, siyasi iktidar ile aynı düşünceyi paylaştığı gazete tarafından işbirliği içinde olayın karartılmak istendiği görülmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü içinde dinlemelere ilişkin birimlerde, yurtdışında yaşayan bir kişinin, örgütlenmeye gittiği devlet belgelerine yansımıştır. Bununla birlikte bu özel dinleme birimlerinin siyasiiktidar tarafından himaye edildiği yapılan atamalardan anlaşılmaktadır" denildi.
Gerekçede, 2005'de çıkarılan yasayla dinlemelerin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından tek bir merkezden yürütülmesinin öngörüldüğüne işaret edilerek, Türkiye'de iletişimin dinlenmesi ve bu dinlemelerin denetiminde, Başbakan'a geniş bir yetki tanındığı belirtildi. Bu yasaya dayanak alınarak Türkiye'deki tüm kişilerin iletişiminin izlenmesine ilişkin alınan genel kararların, Anayasa'da güvenceye alınan özel hayatın gizliliği ve korunması ilkesinin ihlali olduğu, iletişimi izlenecek kişilerin mevzuatla açık bir şekilde belirlenmesini içeren AİHM içtihatlarına da aykırılık taşıdığı vurgulandı.
"Rejimin içinde bulunduğu tehlikeyi gösteriyor"
"Bu durum AKP hükümetleri döneminde, ulusal ve ulusal üstü mevzuatla güvenceye alınmış temel hak ve özgürlüklerin sistematik, yoğun ve keyfi olarak ihlal edildiği bir süreç yaşandığını ortaya koymaktadır" görüşünün savunulduğu gerekçede, şöyle denildi:
"Yasal olmayan dinlemeler ve bunlara ilişkin kayıtların dinci ve siyasi iktidara yakın medyaya servis edilmesi olaylarında, Sayın Sav'ın dinlenmesi ne son olaydır ne de önlem alınmaz ve suçlular bulunmazsa son olay olacaktır.
Dinlemelerin, ana muhalefet partisi ve onun Genel Sekreteri'ne kadar ulaşması, Anayasanın 68'inci maddesinde, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak tanımlanan siyasi partilerüzerinde oluşturulan baskıyı ve rejimin içinde bulunduğu tehlikeyigöstermektedir.
Konuşmaları dinlenilen ve medyaya servis edilen kesimlerin konumları ve siyasi iktidar yandaşı olmadıkları düşünüldüğünde, belirli siyasi amaçlara ulaşmak için, belli kişileri ve kurumları yıpratma sonucuna yönelik olarak bu girişimlerin yapıldığı ortaya çıkmaktadır."
"Temek hak ve özgürlüklerin ihlali"
Yaşanan bu olayların, sıradan bir polisiye olay ya da lokal bir insan hakları ihlali olmadığı ifade edilen gerekçede, "Temel hak ve özgürlüklerin, siyasi hedeflere ulaşmak üzere, siyasi iktidarın kamu içinde örgütlediği ve himaye ettiği özel birimler eliyle ihlalidir. Yasadışı dinleme olaylarının Anayasa ve TBMM İçtüzüğü ile geniş yetkilerle donatılmış bir soruşturma komisyonu tarafından ele alınması, sonuca ulaşılması noktasında önem taşımaktadır" görüşüne yer verildi.
TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti'nin verdiği CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın dinlenilmesiyle ilgili iddiaların tespiti için Meclis Araştırması açılması önergesi dün kabul edilmişti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Erdoğan'dan Arnavutluk'ta önemli mesajlar! Diplomasi trafiği
Batman'da ele geçirildi, yakılarak imha edildi! Tam 2 ton...
İSTANBUL BARAJLARI DOLULUK ORANLARI 16 MAYIS: İstanbul baraj doluluk oranı yüzde kaç oldu?
Terör örgütünün fesih kararı! Yeni sürecin detayları: PKK, Kandil’i terk edecek! Abdulkadir Selvi yazdı...
HABER... Dünyanın gözü İstanbul'daydı! Erdoğan - Zelenski görüşmesinin kodları!