Erdoğan'dan İslamofobia çağrısı

Erdoğandan İslamofobia çağrısı
expand

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "adına İslamofobia edenen vehmin, adı üstünde patolojik bir ruh hali olduğunu" ifade ederek, "Belli merkezlerden üretilen bu paranoya, özellikle bizler antisemitizmi insanlık suçu ilan ederken, İslamofobiayı bir insanlık suçu ilan etmesini farklı medeniyetlerin mensuplarından bekliyoruz" dedi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Erdoğan, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nca Wow İstanbul Otel'de düzenlenen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu, Irak'a Komşu Ülkeler Toplantıları, Medeniyetler İttifakı, Ortadoğu'da barış için yürütülen yoğun diplomasi ve AB'ye tam üyelik için yürütülen yoğun çabaların olduğunu anlattı.

Başbakan Erdoğan, "Bugün İstanbul'da bereketli iftar sofrasının manasına uygun olacağını düşünerek, şöyle diyorum; toplumlar tarihin ağır yükünü birbirine yıkarak adalete, merhamete, sevgiye, ortak iyiye ve güzele ulaşamaz. Katı ideolojik önyargıları besleyerek toplumlar huzura eremez. Medeniyetin aydınlık yolunu tıkayan değil, aksine alabildiğine açan, müjdelemeyi esas alan, nefretten nefret eden, mukaddes inançları insanlar kendince yorumlayarak, başkalarını ötekileştirerek, onların haklarına sağır kalarak hiçbir toplum medeniyet yolunda, insanlık yolunda mesafe alamaz" şeklinde konuştu.

Medeniyetin kendilerine göre ne bir güç gösterisi ne de güçlü olanın haklı olan karşısındaki üstünlük iddiası olduğunu anlatan Erdoğan, "Hakikaten temel kriter güç ve kudret, silah ve para olamaz. Medeniyet, hayat hakkını eşyanın tabiatına uygun olarak yaşamaktır. Ne tabiatla çatışmadır ne de insanın insanla çatışmasıdır. Bugün insanlığın derinleşen bunalımını aşmak için cesur adımlar atmaya mecburuz. Zira unutulmamalı ki, barış ve adaleti savunmak,
savaşmaktan çok daha güçlü bir yürek ister" dedi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, iki Akdeniz ülkesi olan Türkiye ve İspanya'nın, tarihi ve coğrafyanın trajedisini, çelişkilerini en çok hisseden iki büyük ülke olarak dostluğu, tam da bu yürekliliğin eseri olarak ortaya koyduklarını söyledi.

İspanya Başbakanı Zapatero'ya "Değerli dostum" diye hitap eden Erdoğan, Zapatero'nun girişimiyle BM Genel Sekreteri'nin himayesinde başlattıkları "Medeniyetler İttifakı" projesinin geniş bir katılımla bir BM süreci olarak uluslararası çapta büyük takdir gördüğünü kaydetti.

İttifak çerçevesinde BM çatısı altında aksiyon başladığını da vurgulayan Erdoğan, 76 ülke ve 13 uluslararası örgütün bünyesine katıldığı bir "Dostlar Grubu"nun da oluşturulduğunu anlattı.

İttifakın Yüksek Temsilcisi ve eski Portekiz Cumhurbaşkanı Sampaio'nun etkin liderliği ve gözetimi altında ittifakın giderek kurumsallaştığını kaydeden Erdoğan, ittifakın kısa bir sürede önemli bir boyuta ulaştığını söyledi.

Küreselleşme olgusunun sermaye dolaşımını bütün dünyada kolaylaştırdığını ve ülkeleri birbirine bağladığını da ifade eden Erdoğan, bu büyük imkana rağmen, insanların yol açtığı zorlukların maliyetinin bedelini, rekabet gücü kısıtlı olan ülkelerin ve toplumların ödediğini belirtti.

Başbakan Erdoğan, insanı, hayatı, toplumu, insanlığı gözden kaçıran, gücü merkeze alan, güç durumlarına göre insanlığı şekillendiren bir medeniyet tanımı olamayacağını belirterek, hiçbir kültürün, hiçbir medeniyetin diğerini küçümseyemeyeceğini, hor göremeyeceğini ve düşman gibi konumlandıramayacağını kaydetti.

"İslamofobia patalojik bir durum"

Bu gökkubbe altında insanoğlunun tarihi birikiminin ürünü olan her kültürün saygın ve değerli olduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Medeniyetler ittifakının temel misyonu, birbirini doğru anlama çabasıdır. İşbirliğinin temeli birbirini anlama, önyargısız diyalog kurma, karşısındakini öteki olarak dışlamamaktır. Adına İslamofobia denen vehim, adı üstünde patolojik bir ruh halidir. Belli merkezlerden üretilen bu paranoya, özellikle bizler antisemitizmi insanlık suçu ilan ederken, İslamofobiayı bir insanlık suçu ilan etmesini farklı medeniyetlerin mensuplarından bekliyoruz.

Bizler eksiksiz bir demokrasiyle tecrübelerimizi birbirimize aktararak, hukukun hakimiyetini sağlayarak, hem bölgesel krizlerin aşılacağını hem de uluslararası ilişkilerin, insanı merkeze alan politikalar eksenine oturmasını sağlıyoruz."

Başbakan Erdoğan, ocak ayında Madrid'te gerçekleştirilen ittifakın birinci forumunda bu arzularını dile getirdiklerini ifade ederek, 2-3 Nisan 2009'da İstanbul'da gerçekleşecek ikinci forumda da bu idealin güçlendirileceğini söyledi.

Zapatero'nun, barış manasına gelen İslam kültürünün güzel örneklerinden biri olan iftar yemeğine katılmasını değerli bulduğunu belirten Erdoğan, bu iftar sofrasının medeniyetler ittifakının kültürler arası diyaloğunun sembolik de olsa anlamlı bir örneği olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Zapatero: "Duvarları yıkacağız"

Yemekte konuşan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero da, "Tüm dinlere saygı duymak, tüm inançlar
ve ideolojilere karşı hoşgörülü olmak istiyoruz. Birbirimizi anlamaya engel olan duvarları yıkacağız" dedi.

Zapatero, "Kültürel ve dini geleneğinizin derin köklere sahip bu kutlamasına, bu iftar yemeğine davetiniz sayesinde buradayım. Ve bunu bir yabancı olarak değil, İspanya gibi tarihinde İslam etkileri bulunan, dili ve sanatında bıraktığı mirasla gurur duyan bir ülkenin Başbakanı olarak yapmak istiyorum. Bu geleneği benim ve İspanya'nın yakın dostu sayın Başbakan Erdoğan, partisinin değerli üyeleri, Türk toplumunun siyaset, ekonomi ve kültür çevrelerinden önemli temsilcileriyle paylaşmak bizim için çok ayrı bir mutluluk ve onur kaynağıdır" diye konuştu.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Luis Aragones'in de iftar yemeğinde bulunduğunu belirten Zapatero "Eminim ki Türkiye'de futbol adına çok güzel şeyler yapacak. Onu tebrik ediyorum' dedi.

İspanya'dan tam destek


Zapatero, "Özgürlüklerin derinleşmesi, idari ve ekonomik yapıdaki reformlar hususunda Türkiye ve Türk hükümetinin, İspanya'nın tam destek ve işbirliğine sahip olduğundan ve daima olacağından emin olabilirsiniz" dedi.

Hem ulusal hem de uluslararası düzlemde dünyada yaşanan ekonomik zorlukları politikacıların birlikte çözmek durumunda olduklarını belirten Zapatero, enerji gibi alanlardaki çeşitli zorluklar hususunda birlikte hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin AB üyeliği

"Türkiye'nin de üyeliğiyle çok daha güçlü bir Avrupa Birliği'ne sahip olacağız" diyen Zapatero, bu konuda halkların da desteğini almanın çok önemli olduğunu belirtti.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinin çok kolay olmayacağını, hiç bir ülke için de kolay olmadığını dile getiren Zapatero, İspanya'nın yaklaşık 10 yıl boyunca zorlu bir müzakere süreci yaşadığını anlattı.

AB üyeliği sürecinde güvenin önemli bir unsur olduğunu kaydeden İspanya Başbakan Zapatero, konuşmasına  "Sayın Başbakan Erdoğan da İspanya'nın, Türkiye'nin adaylığını tamamıyla onayladığını çok çok iyi biliyor. Tüm deneyimlerimizi sizin gerekli işlemleri yapabilmeniz için sizlerle paylaşacağız. Türkiye ile Avrupa arasında gerekli güven ve diyalog sürecinin yaşanmasını istiyoruz. Bu müzakere sürecinin en iyi şekilde geçmesi için Avrupa Birliği Konsey başkanlığını 2010 yılının ilk yarısında elde edeceğiz. Burada, Türkiye ile müzakerelerin azami akıcılıkta geçmesi için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

BM Genel Sekreterliği nezdinde de bir girişim haline gelen Medeniyetler İttifakı Projesi'nde, Türkiye ile koordineli çalışarak çok ilerleme kaydettiklerini belirten Zapatero, Türkiye ve İspanya olarak bu konuda liderliği devam ettirmek gerektiği kanaatinde olduklarını söyledi.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow