Ergenekon davasına pazartesi günü devam

"Ergenekon" davasının duruşması, 10 Kasım Pazartesi gününe ertelendi. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen 46'sı tutuklu 86 sanıklı davanın bugün yapılan 10'uncu duruşması tamamlandı. Mahkeme, duruşmayı 10 Kasım Pazartesi günü saat 10.30'a bıraktı.
"Ergenekon" davasının bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklardan avukat Kemal Kerinçsiz, soruşturmayı yürüten savcıların delil sakladığını öne sürerek, haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugünkü duruşmasında, iddianamenin okunmasına ara verilmesinin ardından söz alan tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol, oturdukları sandalyelerin arkasında Adalet Bakanlığı'nın bir amblemi olduğunu belirterek, "Bu amblemdeki ay yıldız figürü Türkiye Cumhuriyeti'nin kullandığı ay yıldız değildir, değiştirilsin" dedi.
Halil Behiç Gürcihan da iddianamede nişanlısıyla görüşmelerinin de olduğunu belirterek, bunların iddianameden çıkartılmasını istedi.
"Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün, Kandıra ve Tekirdağ cezaevlerindeki bazı kişilerle yasa dışı görüşmeler yaptığını öne süren Gürcihan, bu konunun da araştırılmasını talep etti.
Kemal Kerinçsiz de Genelkurmay Başkanlığının gizli bir belge olmadığını açıklamasına rağmen, bürosunda ele geçirilen belgenin "gizli belge" olarak iddianamede okunduğunu kaydederek, "İddianame bir dedikodu belgesi değildir" dedi.
İddianamede, üyesi olduğu 3 dernekten bahsedildiğini, bu derneklerin de iddianameye göre örgütün bir parçası olduğunu söyleyen Kerinçsiz, bu derneklerle ilgili kapatma davası olup olmadığının sorulmasını istedi.
"Halkı isyana teşvik" suçlamasıyla yargılandığını hatırlatan Kerinçsiz, bu derneklerin üye sayısının da bu suç açısından elverişli olup olmadığının belirlenebilmesi için sorulmasını talep etti.
İddianamede, Doğanbey Akıncı adlı kişinin beyanlarına geniş yer verildiğini belirten Kerinçsiz, bu kişinin Dicle Üniversitesi Psikiyatri Bölümünde tedavi gördüğünü kaydederek, bunun sorulmasını istedi.
Kerinçsiz, iddianamede, yazar Orhan Pamuk ile ilgili açılan davanın duruşmasından sonra Pamuk'un aracına yumruk atan 4 kişi hakkında dava açıldığından bahsedildiğini, ancak bu kişilerin beraat ettiğinden bahsedilmediğini ifade ederek, benzer bir durumun Büyük Güç Birliği ile ilgili açılan davada da söz konusu olduğunu savundu.
Savcıların bu şekilde delil gizlediklerini öne süren Kerinçsiz, savcılar hakkında "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" başlığını taşıyan TCK'nın 281. maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Kerinçsiz'in talepleri sırasında, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, söylenenlerin savunmaya girdiği gerekçesiyle sözünü kesmek istedi. Kısa bir tartışmadan sonra Kerinçsiz, taleplerine devam etti.
Muzaffer Tekin
Söz alan Muzaffer Tekin de "Askeri eğitimim sırasında bir hocam vardı. Derdi ki 'Evlatlarım, Allah sizi ateşten, sudan bir de kuru iftiradan korusun'. Bunun ne anlama geldiğini 37 yıl sonra anlıyorum. Engin Bağbars, Ali Yiğit ve Osman Yıldırım'ın ifadeleri var. Bunlardan Engin Bağbars'ı hiç tanımam. Tanık olarak dinlenmesini, beni ne kadar tanıdığını anlatmasını istiyorum" şeklinde konuştu.
Avukatların beyanları
Sanıklardan Emin Gürses'in avukatı Mehmet Taşdelen, iddianamedeki bazı telefon çözümlerinin açıklanmasını istedi.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in bu çözümlerin açık olduğunu söylemesi üzerine avukat Taşdelen, Gürses'in özel hayatına ilişkin beyanlarını içeren telefon konuşmasının çözümünü okudu. Bunun üzerine Savcı Pekgüzel, "Bu, hukuki durumda yoktur. Telefon görüşmeleri bölümüne alınmıştır. Hukuki durumda yoksa, suçla ilgisi de yoktur" dedi.
Pekgüzel'in bu açıklamasına avukat Taşdelen, "Niye iddianameye aldınız o zaman efendim?" diyerek karşılık verdi. Bu sırada bazı tutuklu sanıkların da oturdukları yerden "ayıp ayıp" diye söylendikleri görüldü.
Sami Hoştan'ın avukatı Fatih Volkan, iddianameyi "büyük bir fiyasko" olarak nitelendirdi. Dava dosyasında bir kişinin kartvizitinin 500 sayfa fotokopisi bulunduğunu öne süren Volkan, "Dosyaya insanların özel görüşmeleri, şakalaşmaları konulmuştur. Bunun tesadüfen olduğunu düşünmüyorum. Bir amaca yöneliktir. Mahkemeyi kilitlemeye matuftur" şeklinde konuştu.
İddianamede müvekkilinden sıklıkla "uyuşturucu kaçakçısı" olarak bahsedildiğini hatırlatan Volkan, bu konudaki davanın ortadan kaldırıldığını söyledi.
Müvekkilinin tahliyesine ilişkin kararı mahkemenin takdirine bıraktığını ifade eden Volkan, bu sırada Sami Hoştan'ın bazı şeyler söylemesi üzerine, "Zaten müvekkilim de tahliye istemiyor" dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün de "Müvekkiliniz 'tamam' diyor. Daha fazla konuşmanızı istemiyor" şeklinde konuştu.
Başkan Şengün'ün bu sözlerine karşılık Fatih Volkan, müvekkilinin tahliye konusunda beyanda bulunduğunu, beyanının konuşmasıyla ilgili olmadığını kaydetti. Bunun üzerine Başkan Şengün'ün, "Konuşmanızı istiyor mu peki o zaman" demesi, avukatlar arasında gülüşmelere neden oldu.
Mehmet Zekeriya Öztürk'ün avukatı Yaşar Ağsu, tutanakların kendilerine CD ortamında dağıtılmasını, duruşmanın başında savcıların kullandığı sunumun dosyaya konulmasını ve duruşmanın ses kayıtlarının avukatlara verilmesini talep etti.
Ağsu, soruşturmada ele geçirilen bomba ve benzeri malzemenin de askeri faaliyet artığı olabileceği izlenimi oluşturduğunu söyledi. Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın da iddianamenin itham sistemiyle yazıldığını öne sürerek, iddianame mahkemece reddedilmediği için müdafisi olduğu sanık başta olmak üzere diğer sanıklara da pozitif ayrımcılığın uygulanması gerektiğini, pozitif ayrımcılığın da tahliyeden geçtiğini belirtti.
Davanın durdurulması istemi
Duruşmadaki savcılardan, devam eden Ergenekon soruşturmasında görev alıyorlarsa, soruşturma aşamasının son durumu ve özellikle örgüt şemasının netleşip netleşmediği konusunda sözlü açıklama alınmasını isteyen Akalın, aksi takdirde Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak devam eden soruşturmanın sorulmasını istedi.
Akalın, devam eden soruşturma işlemi tamamlanana kadar bu dosyanın hiçbir işlem yapılmamak üzere durdurularak, duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesini talep etti.
Avukat Akalın ayrıca, iddianamedeki sevk maddeleri dikkate alındığında, gerek TCK'nın 312'nci, gerekse 313'üncü maddesinde ele alınan suçlarda, "suçun hedefi ve mağdurunun hükümet olarak gösterildiğine" işaret ederek, anayasal bir organ olan hükümetin, anayasal temsil yetkisi dikkate alındığında da bir tüzel kişilik olduğunu ve bu sebeple davalara müdahil olabileceğini kaydetti.
Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın, ayrıca CMK'nın 233'üncü maddesi kapsamında, hükümeti temsilen Başbakan'ın duruşmaya "mağdur" sıfatıyla dinlenilmek üzere davet edilmesini istedi.
Doğu Perinçek ve diğer partili sanıkların avukatı Mehmet Cengiz, bu davanın temel dayanağının Tuncay Güney'in anlatımları olduğunu söyledi. Sanık avukatlarından Filiz Esen, sanık sorgularının daha sağlıklı yapılabilmesi için duruşma salonuna kürsü getirilmesini istedi.
Bunun üzerine başkan Şengün, "Hiç meraklanmayın kürsümüz hazır. Önümüzü kesmesin diye şimdi kullanmıyoruz" dedi.
Tuncay Güney'in durumu
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Tuncay Güney ile ilgili yazdıkları yazıya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından cevap verildiğini belirterek, dosyası bu dava dosyasından ayrılan Güney hakkında "şüpheli" sıfatıyla soruşturmanın sürdürüldüğünün bildirildiğini kaydetti.
Bu sırada Kemal Kerinçsiz oturduğu yerden "Biz bunu kabul etmiyoruz. Neden kamu davası açılmıyor" dedi.
Duruşmada ayrıca başkan Şengün, bu davada tutuksuz olup başka suçtan hüküm giyen Sedat Peker'in istirahatli olduğu için duruşmaya getirilmediğinin bildirildiğini kaydetti.
Söz verilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıklardan Sevgi Erenerol'un bilgisayarında çıkan ve 20'nci CD'de bulunan "Derin Ergenekon" isimli dosya içindeki belgelerin değiştirildiğini iddia eden avukat Nevzat Erdemir'in, savcıların sahtecilik yaptığını ileri sürdüğünü söyledi.
Pekgüzel, Erdemir hakkında bu nedenle yasal işlem yapılması için, duruşmadaki bilgisayar kayıtlarının Silivri Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesini istedi.
Duruşmada savcılar iddianameyi 2 bin 112'inci sayfasına kadar okudu. Böylece 2455 sayfalık iddianamenin duruşma salonunda okunmasının tamamlanmasına 343 sayfa kalmış oldu.
En son olarak hukuki durumları anlatılan sanıklar arasında 65'inci sırada yer alan Mehmet Fikri Karadağ ile ilgili bölüm okunan duruşmada, mahkeme heyetince iddianamenin okunmasına ara verildi.
Ara kararlar açıklandı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki duruşma salonunda, bazı sanık ve avukatların talepleri ile bu istemlere ilişkin Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra duruşmaya verilen aranın ardından ara kararlarını açıkladı.
Mahkeme heyeti, Tuncay Güney ile Mart 2001'de gözaltına alındığında yapılan mülakat metninin tamamının, devam etmekte olan "Ergenekon" soruşturmasının gizliliği de dikkate alınarak, mahkemeye gönderilmesini istedi.
Kabul edilen iddianamenin içeriği ve bu iddianamenin herkesçe rahatça ulaşılır hale geldiğine işaret ederek, özel hayatın gizliliğiyle ilgili konuşmalar konusunda yayın yasağı getirilmesi talebini reddeden mahkeme heyeti, davada görevlendirilen savcıların değiştirilmesi istemini de kabul etmedi.
Mahkeme heyeti, 9 No'lu gizli tanığın tam ifadesini de soruşturmanın gizliliği dikkate alınarak incelenmek üzere savcılıktan istedi.
Tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz'in kurucusu ve üyesi olduğu tüm derneklerin ve bu derneklere üye kişilerin sayısının İstanbul Valiliği Dernekler Masasından sorulmasına karar veren Heyet, Ankara Valiliği Dernekler Masasından da "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği"nin tüzüğü ve üye sayısı konusunda bilgi istenmesine hükmetti.
Erdoğan'ın dinlenilmesi istemine ret
Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın'ın, devam eden soruşturma tamamlanıncaya kadar "Ergenekon" davasının durdurulması talebini de dosyada herhangi bir eksik şart bulunmadığı ve CMK'nın ilgili maddesindeki yasal şartlar oluşmadığı gerekçesiyle reddeden Heyet, aynı avukatın, Başbakan Erdoğan'ın Hükümet'i temsilen, "mağdur" sıfatıyla dinlenilmek üzere duruşmaya davet edilmesi istemini de iddianamenin içeriği ve dosya kapsamını dikkate alarak kabul etmedi.
Heyet, avukat Nevzat Erdemir hakkında, bu oturumdaki bazı beyanları nedeniyle yasal işlem yapılmasını isteyen savcılığın talebi doğrultusunda, Erdemir'e yasal işlem yapılması amacıyla duruşma zaptının Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini hükme bağladı.
Ayrıca talepler doğrultusunda Emniyet Genel Müdürlüğü'ne (EGM) yazı yazılarak, 2007 yılı itibariyle silahlı ve silahsız terör örgütlerinin listesini isteyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmederek, duruşmanın 10 Kasım Pazartesi günü saat 10.30'a ertelenmesini kararlaştırdı.
Bu arada, tutuklu sanıklardan Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül'ün, yeni çıkan "Ergenekon'un Hahamı" adlı kitabını imzalayarak, sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve avukat Kemal Kerinçsiz ile kendi müvekkiline vermesi dikkati çekti.
Duruşmaya kimler katıldı?
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılamanın bugünkü duruşmasına, emekli Tuğgenerel Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık getirildi.
Tutuksuz sanıklardan Kemal Şahin, Mehmet Murat Yücel, Ferudun Refik Nuhoğlu, İsmail Eksik, Ali Yasak, Murat Özkan, Emin Caner Yiğit ve Güler Kömürcü Öztürk de duruşmaya katıldı.
Tutuklu sanıklardan Gazi Güder, Oğuz Alparslan Abdülkadir, Vedat Yenerer, başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ve ayrı suçtan hükümlü Sedat Peker duruşmaya getirilmedi.
Sıradaki haber
Sıradaki haber