Ergenekon'da Murat Çağlar savunmasını yaptı

Ergenekonda Murat Çağlar savunmasını yaptı
expand

"Ergenekon" soruşturması kapsamında haklarında ilk dava açılan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 36'sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına, verilen 17 günlük aranın ardından bugün devam ediliyor. Bugünkü duruşmada tutuklu sanıklardan Murat Çağlar'ın savunmasının alındı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

"Ergenekon" davası kapsamında tutuklu yargılanan sanıklardan Murat Çağlar, Kuvayı Milliye 1919 Derneğinden "Gülücüklerle" değil, düşmanlıkla ayrıldığını, zira yapılan işleri tasvip etmediğini söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Çağlar, 2006 yılında iş yerine gelen bir asker arkadaşının aracılığıyla Kuvayı Milliye 1919 Derneğinin Mersin Şubesinin açılışına gittiğini, burada arkadaşının ricası üzerine açılışa gelecek Mehmet Fikri Karadağ'ı Adana'da havalimanından kendi arabasıyla alarak Mersin'e getirdiğini söyledi.

Derneğin açılışında yapılan yemin töreninin kendisine garip geldiğini ifade eden Çağlar, "(Ölmek var, öldürmek var, öldürülmek var) deniyordu. Tabii ilk defa duyuyoruz bunu. Kendi kendime şunu sordum (bu kanun dışı bir olay mıdır acaba?) Silah üzerine yemin ediliyor. Fakat orada emniyet güçleri de var. Emekli paşalar var, emekli emniyet müdürü var. (Herhalde kanuna uygun olmayan bir şey yoktur) diye düşündüm" dedi.

Burada Karadağ'ın fenalaşarak askeri hastaneye kaldırıldığını, bunun üzerine kendisini görmeye gittiklerini anlatan Çağlar, Hüseyin Görüm'ün "Özel Kuvvetler Kartı" göstermesi üzerine nöbetçiyi geçtiklerini bildirdi.

Hüseyin Görüm'ü o dönemde Hüseyin Kerim Bayraktaroğlu olarak tanıdığını öne süren Çağlar, Mersin'deki açılışta Görüm'ün de bir konuşma yaptığını ve iyi bir konuşmacı olduğunu belirterek, "Orada peygamberlik yok, hiçbir sapkınlık yok. Biz Hüseyin Kerim Bayraktaroğlu'nu sevdik. Biz ne zaman ki Hüseyin Görüm'ü tanıdık, biz burada yer alamayız dedik" diye konuştu.

Kendisine Alanya bölgesinde derneğin şubesini açmasının teklif edildiğini, ancak işlerinin yoğunluğunu gerekçe göstererek reddettiğini aktaran Çağlar, İstanbul'a iş için geldiğinde de derneğe ziyarete gittiğini belirtti.

Dernekten ayrılış nedeni

Dernekte hoşlanmadığı şeyler görünce uzaklaştığını söyleyen Çağlar, "Dernekte bazı arkadaşlar gece de kalıyordu. Sigara almak için para bıraktım, uyuşturucu alınmış. Ne zaman ki kötü gidişatı gördüm, itiraz ettiğimde benden kötü Murat Çağlar olmadı" dedi.

Dernekte daha sonra emniyet ve jandarmaya muhbirlik de yaptığını öğrendiği Mehmet Dalmaz adlı kişinin, kendisini "Senin burada ne işin var? Burada farklı işler yapılıyor. Sadece adı Kuvayı Milliye" diyerek uyardığını savundu.

Dernekten "Gülücüklerle" değil, düşmanlıkla ayrıldığını, çünkü yapılan işleri tasvip etmediğini ifade eden Çağlar, Hüseyin Görüm'ün bir yere gitmek için kiraladığı arabada silahlar olduğunu, kendi arabası bir arkadaşında bulunduğu için halletmesi gereken bir iş nedeniyle bu kiralık arabayı kısa bir süreliğine ödünç aldığını belirterek, şunları söyledi:

"Ben silah taşıyorum. İnkar etmiyorum. Silah benim. Yanındaki yedek şarjör de benim. Ben bunları inkar etmiyorum ki. Pompalı tüfek fişekleri de benim. Çok kısa bir işim çıktı. Kuvayı Milliye'den arabayı aldım ve o esnada yakalandım. Araba benim oldu birden. O arabada Mersin'den gelen arkadaşların bavulları da vardı. Bir arkadaşın da ajandaları çıkmış."

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, 2 kez silahla yakalandığını hatırlatarak, sürekli silah taşıması için bir neden olup olmadığını sorduğu Çağlar, yaptığı iş nedeniyle silah taşıdığını, çalıştırdığı turizm tesislerinin birkaç kez basıldığını söyledi.

"Antalya bölgesinde turistik işletmelerin kimin eline geçeceğine yönelik bu tür baskınların çok yaşandığını" ifade eden Çağlar, "Ben de turizm işi yapıyorum. Turizmde böyle peşmergeler çok olur. Peşmergelerin saldırısına çok uğradık biz. Bundan dolayı silah bulunduruyorum" şeklinde konuştu.

Savunmasında bahsettiği Maltepe'deki konteynırda bulunan şahısların ve "Özel Kuvvetler" olarak belirttiği kişilerin kim olduğunun sorulması üzerine de Çağlar, "Kuvayı Milliye 1919 Derneğini basmaya gelen 6-7 kişilik grubun Özel Kuvvetler'den olduğunu bildiğini, bu kişilerin 'haplanıp' derneği bastıklarını, ancak kendisinin ismen hiçbirini tanımadığını" öne sürdü.

Savcı Pekgüzel'in, üzerinde Ali Özoğuz ve Alpaslan Aslan'ın adları olan bir not kağıdının deliller arasında yer aldığını hatırlatarak, bu kişileri tanıyıp tanımadığını sorduğu Çağlar, Özoğuz'u, tutuklandıktan sonra geldiği Metris Cezaevinde gördüğünü, Aslan'ı ise tanımadığını söyledi.

Çağlar, savcı Pekgüzel'in, Kuvayı Milliye 1919 Derneğinin istihbari faaliyetlerde bulunduğuna ve askeri bir ordu gibi birlikler kurduğuna yönelik deliller olduğunu hatırlatıp, bunlar hakkında bilgisi olup olmadığını sorması üzerine de "Kuvayı Milliye'de hiçbir zaman 'askeri örgüt olalım' gibi bir çalışma olmadı. Ben görmedim. Buradaki kişilerin tamamı kendi çıkarına bir şeyler yapmış" yanıtını verdi.

"Dernekte, 13 bin kişilik hain listesinin ellerinde bulunduğundan bahsedildiği" yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de Çağlar, bunun, merak edip derneğe gelen sıradan vatandaşları etkilemek için söylenmiş olabileceğini, bu nedenle "vatan elden gidiyor" söylemlerinde de bulunulduğunu savundu.

Zaman zaman Hüseyin Görüm'den bahsetmesi üzerine Görüm'ün tepki gösterdiği Çağlar, "Bir kere adından başladı yalan söylemeye. Bir kurumu, Kuvayı Milliye ruhunu tamamen kendi çıkarları doğrultusunda kullandı" dedi.

"Sizi tanımasın, kesin dolandırır"

Söz alan Görüm de Çağlar'ın çek-senet tahsilatı yaptığını öne sürerek, "Adamları sıkıştırıyor, çek-senet imzalatıyor. Onları anlatmıyor tabii. Bunu anladıktan sonra onu kovaladık. Sayın Reisim, sizi tanımasın, kesinlikle sizi dolandırır. Bakarsınız cüssesine, yalan mı söyler bu cüsse?" diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de Görüm'e, "Niye, minyonlar yalan mı söylüyor?" diye tepki gösterdi.

Çağlar, Görüm'ün iddiasının doğru olmadığını savunarak, ne dolandırıcılık ne de çek-senet tahsilatı konusunda hakkında hiçbir suçlama bulunmadığını söyledi. Duruşma, Görüm'ün avukatının savunmasının ardından yarın saat 09.30'a ertelendi.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow