İlker Başbuğ: "Bir gün sorgulanabileceğini hiç düşünmediler"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Ergenekon davasıyla ilgili bozma talebini değerlendiren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "O zaman, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki hakim ve savcılar nasıl böyle büyük hataları yapmaktan hiç çekinmediler. Bu yanlışlıkları bir gün sorgulanabileceğini hiç düşünmediler. Bu usul yanlışlıkları, defalarca dönemin HSYK'sına şikayet konusu yapıldı. Ama, o zamanki HSYK kılını bile kıpırdatmadı. Yargıtay'dan da emindiler" dedi.
Ergenekon Davası'ndan müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 26 ay Silivri Cezaevi'nde tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, internet sitesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ergenekon Davası'na ilişkin tebliğnamesini değerlendirdi.
"Ergenekon Türk yargı tarihinde kara leke"
Dava sürecini anlatan ve Yargıtay Başsavcılığının beklendiği şekilde dosyanın bozulması yönünde görüş ve teklif oluşturduğunu ifade eden Başbuğ, dosyaya sadece usül yönünden bakıldığını hatırlattı. Başbuğ, "Bu nedenle; 'Ergenekon' gibi bir davanın içinde sadece bu sekiz maddede ifade edilen usul yanlışlıklarının var olduğunu zannetmek çok büyük bir yanlışlık olur. Çünkü, Ergenekon davası esas yönünden de; hukuk adeta katledilerek oluşturulan; Türk yargısı tarihine kara leke olarak geçen bir dava dosyasıdır" ifadelerini kullandı.
Eksik imza tamamlandı, Ergenekon'da bozma istemi UYAP'ta
"Neden sadece usul açısından bakıldı?"
Yazısında Yargıtay Başsavcılığı'nın Ergenekon davasına "neden sadece usül yönünden bakmayı yeterli gördüğü" sorusunu yönelten Başbuğ, bazı hukukçuların bu konudaki görüşünü paylaşarak, tebliğnamedeki şu değerlendirmeyi paylaştı: "Bu safhada bilinmesi gereken önemli nokta şudur: Bu dosya usul yönünden olduğu kadar esas yönünden de büyük hukuk cinayetlerini içermektedir. Başsavcılık tarafından bozulma nedeni olarak kabul edilen usul yanlışlıklarından öne çıkanlar arasında; Mahkemeye getirilen tanıkların dinlenilmemesi, yedek hakimlerin müzakereye katılması, karardan önce son sözün sorulmaması gibi hususlar vardır."
İlker Başbuğ: "Türkiye hukuk devleti falan değil"
"Bu yanlışlıkların bir gün sorgulanabileceğini hiç düşünmediler"
Ergenekon Davası'na bakan, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşmalarının çoğunda bulunmadığını belirten Başbuğ, yazısında şunlara yer verdi:
"Çünkü, bu mahkemede savunma yapmayı reddetmiştim. Katıldığım duruşmalarda ise gördüğüm; 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakim ve savcılarının, sanki ne yaparlarsa yapsınlar kendilerine dokunulmazlık sözü verilen, 'astığı astık, kestiği kestik' bir havada olduklarıydı. Mahkeme, tarafından yapılan usul hataları sanıklar ve sanık avukatları tarafından yüzlerce defa dile getirildi, hiç tınlamadılar bile. CMK'nın 178. maddesi; sanıkların mahkemeye getirdikleri tanıkların, Mahkeme tarafından dinlenmesine, CMK'nın 216. maddesi ise kararın açıklanmasından önce, sanıkların son sözlerinin sorulmasına amirdir. CMK'nın 227. maddesine göre; müzakereye ancak karara ve hükme katılacak hakimler katılabilir. Bu maddeler çok açıktır. Hukuk fakültelerine yeni katılan öğrencilerin bile, bu şekilde usul hataları yapması asla beklenemez. O zaman, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki hakim ve savcılar nasıl böyle büyük hataları yapmaktan hiç çekinmediler. Bu yanlışlıkların bir gün sorgulanabileceğini hiç düşünmediler. Bu usul yanlışlıkları, defalarca dönemin HSYK'na şikayet konusu yapıldı. Ama, o zamanki HSYK kılını bile kıpırdatmadı. Yargıtay'dan da emindiler. Zaten görülecekti ki; 9 Ekim 2013'de Yargıtay 9. Ceza Dairesi 'Balyoz' davasında verilen kararı hiç tereddüt etmeden onaylayacaktır."
Başbuğ: "Bazıları provokasyon yapmak isteyebilir"
"Son şans"
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, yaşananlarda "özel görevli ağır ceza mahkemeleri" olarak nitelediği Özel Yetkili Mahkemeler kadar HSYK ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin de "günahı" bulunduğunu söyleyerek, şunları dile getirdi:
"HSYK'da yapılan seçimler sonunda HSYK'nın yapısı değişti. Daha sonra Yargıtay'a yeni üyeler seçildi. Şimdi bazıları ortaya çıkıp; HSYK seçimlerinin sonuçlarını ve Yargıtay'da yapılan bazı yapısal değişiklikleri açıkça tenkit ediyorlar. O zaman, onlar bir noktada 'Ergenekon', 'Balyoz' , 'Odatv' , 'Askeri Casusluk' ve benzeri davalarda yapılan hukuksuzlukların görülmemesini, verilen haksız cezaların onaylanmasını istemiş olmuyorlar mı? Türk yargı sisteminin, bir felaketin eşiğinden kurtarılması için son şansın doğmasına fırsat tanınmıştır. HSYK, başta 'Ergenekon', 'Balyoz' gibi davalar başta olmak, kendilerine yapılan şikayetleri dikkate almaya ve işleme koymaya başlamıştır. HSYK'nın bu şikayetlere ilişkin vereceği kararlar merakla beklenmektedir."
İlker Başbuğ, Erdoğan'ın "aldatıldık" sözlerini yorumladı
"Ümidimiz Yargıtay 16. Ceza Dairesinin dosyaya esastan bakması"
Ergenekon Davasına şimdi Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bakacağını hatırlatan Başbuğ, "Ümidimiz ve doğal beklentimiz; Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin yıllardır haksız yere devam eden davanın makul sürede yargılanma hakkını temin için "Ergenekon' dosyasına hem 'usul' ve hem de 'esas' yönünden bakmasıdır. Normal olan da budur. Soruşturma makamlarından beklentimiz ise; sahte delilleri yaratan, haksız ve hukuksuz işlemler yapmaktan çekinmeyenleri biran önce tespit ederek hesap vermek üzere yargı karşısınına çıkarmasıdır" ifadelerini kullandı.