Isparta'daki uçak kazası pilotaj hatası

Ulaştırma Bakanlığı'nın oluşturduğu Kaza Soruşturma Kurulu, 57 kişinin hayatını kaybettiği Isparta'daki uçak kazasına ilişkin raporunu tamamladı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Kaza pilotaj hatasından kaynaklanmıştır. Uçuş ekibi alçalma planını doğru uygulamamıştır" dedi.
Yıldırım, Isparta'da meydana gelen kazaya ilişkin basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, İstanbul-Isparta seferini yapan MD83 tipi Atlasjet uçağının Keçiborlu ilçesi yakınlarında yaptığı kazaya ilişkin "Kaza, uçak manuel kullanımdayken meydana gelmiş" dedi.
Bir gazetecinin "Pilotaj hatası mı?" şeklindeki sorusu üzerine Bakan Yıldırım, "Tabii ne diyeceğinizi söyledim. Rapordan ilgili kısmı okudum. Yorumlaması size ait. Kazalar hiçbir zaman tek bir nedenden dolayı oluşmaz. Kazanın ana nedeni vardır, bir de kazayı destekleyen olaylar zinciri vardır. Bütün bunlar raporda ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Raporun tamamını incelemeden bunları beyan etmem doğru olmaz. Önemli gördüğüm bir paragrafı aldım. Burada sizlerle paylaştım" diye yanıtladı.
Yıldırım, kazada teknik bir hata olup olmadığının sorulması üzerine de raporu inceleme şansı olmadığını ve 361 sayfalık raporun incelenmesi gerektiğini ifade etti. Yıldırım, raporda yer alan unsurları şöyle sıraladı:
"İnceleme ekibinin uçuşla ilgili bilgileri, uçuşa hazırlığından kaza anına kadar uçuş sefahati, olay yeri incelemesi, hava aracının kaza sonrası hasar durumu, personellere ait bilgileri detaylı incelediler.
Hava aracının genel özellikleri, bakım durumu, uçuşa elverişlilik, ağırlık, denge, yükleme şartları, yakıt bilgileri, meteorolojik bilgiler, seyrüsefer yardımları, haberleşme, uçuş kayıt cihazları, kokpit ses kayıt cihazı, uçuş bilgi kayıt cihazı, geliştirilmiş yere yakınlık alarm sistemi, enkaz, yere çarpma, kurtarma ve yangınla mücadele bilgileri var. İkinci bölümde de analiz var. Çok detaylı bilgiler var. Kontrollü uçuşta yere çarpma olayıyla ilgili analizler var."
"Rapor tespiti amaçlıyor"
"Cumhuriyet Savcılığı'na kim için suç duyurusunda bulunulabilir ki artık? Hayatta kalan kimse yok, neden savcılığa rapor veriliyor?" şeklindeki soruyu da Yıldırım, şöyle yanıtladı:
"Bu raporla ilgili açılmış davalar var. Davalarda tabiatıyla belirleyici olacak. Rapor onun için Cumhuriyet Savcılığına verilmek zorunda. Yasalar da böyle diyor. 2920 sayılı yasanın 14. maddesine göre, geçmişte de böyle yapıldı. Kaza raporu savcılığa teslim edilir. Ölümlü her türlü kazada, sadece uçak değil. Bir otomobil kazasında bile olay intikal eder. Bu bizim kanunlarımızın gereğidir. Bu kaza raporunun ana amacı gelecekte benzer kazaların yaşanmasını önlemektir. Bu rapor esas itibariyle bir iddia ortaya koymayı değil, bir olayı tespit etmeyi hedefliyor. Tespit sonrası tedbirleri ilgili taraflara tavsiye etmektir. Kaza nedenlerini ortaya koymanın amacı da kaza sonrası ortaya çıkacak hukuki durumların değerlendirilmesidir."
"Keçiborlu Cumhuriyet Savcılığına rapor hala ulaşmamış" iddiası üzerine de Yıldırım, "Arkadaşlarımız elektronik ortamda teslim etmiş. Ya bize inanacaksınız ya onlara. Başka söyleyecek bir şey yok" dedi.
Bir gazetecinin "Kazadan sonra uçağın bakım durumu, uçağın kara kutusunun çalışıp çalışmadığı gibi soruların gündeme geldiğini" belirterek, "Uçakta, uçuş güvenliğini tehdit edecek hiç mi aksaklık yoktu?" şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, kazaların bir ana nedeni, bir de destekleyen nedenleri bulunduğunu kaydetti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Destekleyen unsurlar, kazanın oluşumunu her zaman engellemeyebilir. Olayı böyle görmek lazım. Tabi ki kara kutu diye adlandırdığımız aletlerin hepsi tetkik edildi. Yerle uçağın mesafesini ölçen bir başka cihaz var, bu da geliştirilmiş yere yakınlık sistem cihazı da Amerika'da imalatçısının yerinde kaza soruşturma ekibinin de katılımıyla incelendi. Motorları incelendi.
Bütün gerekli görülen parçaları incelendi ve ortaya bir rapor çıktı. Bu raporla ilgili detaylarına girmeden vereceğim bilgiler doğru olmaz. Ama bununla ilgili ileride bir şekilde rapor kamuoyunda görüşülecek. Kaza soruşturma heyeti gerekli görürse onlar da açıklamalarını yaparlar. Arkadaşlarımızın yaptığı bir çalışmayı benim burada uzman yerine koyup detaylarına girmem takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz."
Bakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Bugün Cumhuriyet Savcılığı'na rapor teslim edildi. Bundan sonraki süreç ne olur, kazayla ilgili doğrudan ilişkisi olanlar hukuki süreçte bu raporu Cumhuriyet Savcılığı'ndan temin edebilecekler veya herhangi bir şekilde rapora erişmek isteyenlerin gidebileceği tek kaynak Cumhuriyet Savcılığı'dır.
Yasaya göre ben bu konuda bir açıklama yapmaya yetkili değilim. Raporla ilgili tek bir cümle söyleyebilirim, raporun tespitinde, kaza nedeninin kontrollü uçuşta yere çarpma kazası olduğu yönünde tespit yapılmıştır.
Ne demek istiyoruz, daha açmak gerekirse uçuş ekibinin yayınlanmış alçalma planındaki usulleri doğru uygulamaması ve hava aracının bulunduğu coğrafi konumu ve arazi yapısını doğru değerlendirememesi sonucu meydana gelmiş, tipik bir kontrollü uçuşta yere çarpma kazası olduğu kanaatine kaza soruşturma ekibi karar vermiştir."
"Kimsenin ismini gizlemeyiz"
"Kaza raporunda Atlasjet adının yer almadığına" ilişkin iddiaların sorulması üzerine Bakan Yıldırım, "Ben söyledim. Nasıl gizledim? Niye gizleyelim? Kimsenin ismini de kimseyi de gizlemeyiz. Ne varsa ortaya çıksın, herkes taksiratına sahip çıksın. Öyle bir şey olabilir mi? İlk sayfada da var. Çok anlamsız bir düşünce. Kimseyle, firmalarla bizim işimiz olmaz. Neticede bir kazadır. Kazanın nedenlerinin en iyi şekilde ortaya çıkarılması ve bundan sonraki operasyonlarda benzer durumların yaşanmaması tüm amaçtır. Arkadaşlarım çok titiz bir çalışma yaptılar" diye konuştu.
Raporun çok geciktiğine ilişkin bazı eleştiriler yapıldığına da değinen Yıldırım, "Bunlara biz katılamıyoruz. ICO'nun talimatlarına göre, kaza kırım araştırma tebliğine göre bu işin ortalama araştırma süresi 2-2,5 yıl arası. Bizim arkadaşlarımız çok titiz bir çalışmayla bir yıldan az bir sürede tamamladılar" dedi.
"Havaalanında aletli iniş sisteminin bulunmayışı, kazayı destekleyen nedenlerden biri olabilir mi?" sorusuna Yıldırım, "Bu havaalanına ilişkin bilgilerin önceden pilotlar tarafından bilindiğini belirterek, "Bir başka konu da tabii, bulunduğu yer itibariyle Isparta Havaalanına bugün dahi, hiç bir zaman aletli iniş sistemi kurulamaz. İniş ve kalkış ile ilgili tek emniyet sistemi de ILS değil. Bir çok emniyetli yaklaşma sistemleri var. Kaldı ki bunlar uçuş haritalarında havaalanlarında bilinen bilgiler. O bakımdan bunun bir katkısı yok" yanıtını verdi.
Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Abdülkadir Şahin, raporun Isparta'ya henüz ulaşmadığını bildirdi. Başsavcı Şahin, "Rapor ulaşınca Keçiborlu Savcılığı gerekli incelemeyi yapacak ve kamu davası açılıp açılmayacağına karar verecek" dedi.
Rapora itiraz var
Isparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarının avukatı Hasan Kaşıkara, "kazada pilot dışındaki kişi ve kurumların da ihmali ve kusuru olduğuna inandıklarını" bildirdi.
"Raporu inceledikten sonra Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunacaklarını" belirten Kaşıkara, "Birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek suçundan" dava açılması talebinde bulunacakları kaydetti.
Avukat Hasan Kaşıkara, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın bugün açıkladığı rapora itirazları olduğunu ifade ederek, "Olayı soruşturacak Cumhuriyet savcılarımızın raporla yetinmeyip sorumluların bulunması amacı ile daha kapsamlı bir soruşturma yaparak kamuoyu vicdanını ve mağdurları rahatlatacaklarına inanıyor, ceza soruşturmasını da sonuna kadar takip edeceğimizin ilgililerce bilinmesini istiyoruz" diye konuştu.
Rapor, Resmi Gazete'de yayımlandı
Resmi Gazete'de yayımlanan kaza raporunda, Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı A.Ş'ye ait TC-AKM tescil işaretli KKK4203 çağrı adlı MD-83 tipi uçağın 29 Kasım 2007'de İstanbul Atatürk Havalimanı-Isparta Süleyman Demirel Havalimanı seferinde 05/23 pisti için VOR/DME alçalması sırasında Isparta'nın Keçiborlu ilçesi Yenitepe Beldesi Türbe Tepe mevkindeki dağlık alana çarpması sonucu kazanın meydana geldiği anımsatıldı.
Kazaya ilişkin "Hava Aracı Kazası Nihai Raporu"nun Ulaştırma Bakanlığınca görevlendirilen Kaza Soruşturma Kurulu tarafından ilgili kişi ve kuruluşların bilgisine sunulmak üzere hazırlandığı bildirilen ilanda, konuyla ilgisini kanıtlayan şahıs ve kurumların Kaza Raporu'nu incelemek istemeleri halinde Ulaştırma Bakanlığı'na başvurabilecekleri belirtildi.
Isparta'daki uçak kazasında 7'si mürettebat 57 kişi yaşamını yitirmişti.
Yakınlar adına sigorta şirketi hakkında şikayet
Bu arada, uçak kazasında hayatını kaybedenlerin yakınları adına, sigorta şirketi hakkında şikayette bulunuldu.
Isparta'da geçen yıl kasım ayı sonunda meydana gelen ve 7'si mürettebat 57 kişinin öldüğü uçak kazası sonrası, uzun süre dava sürecinin başlamamasından yakınan ve kazada ihmali bulunan kurum, kuruluş ve şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunan kazada hayatını kaybedenlerin yakınları, şimdi de sigorta şirketi hakkında soruşturma başlatılmasını istediler.
Avukat Hasan Kaşıkara ve Mehmet Açıkel tarafından Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü'ne gönderilen şikayet dilekçesinde, Eureko (Garanti) Sigorta Şirketi tarafından sigortalanan MD 83 Tipi uçağın düşmesinden sonra tazminatlarla ilgili herhangi bir çalışmanın yapılmadığı belirtildi.
Dilekçede şöyle denildi:
"Eureko Sigorta Şirketi'ne gönderilen dilekçelerimize haftalarca, aylarca olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemiştir. Bunun üzerine destekten yoksun kalan ve zarar gören yolcu yakınları için Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölüm Başkanlığı'nca mağdurların zararlarını gösteren rapor hazırlanmış ve bu rapor Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Esensoy, Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Meral Sucu ve aktüer siciline kayıtlı memur tarafından imzalanmıştır.
Söz konusu rapor, Eureko Sigorta'ya 21 Temmuzda teslim edilmiş fakat yine olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemiştir. 3 Haziran 2007 tarihinde kabul edilen Sigortacılık Kanunu'nun amacı, ülkemizde sigortacılığının gelişmesini sağlamak, sigorta sözleşmelerinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak, sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmektir.
Türkiye'de faaliyet gösteren sigorta şirketleri bu hükümlere tabidir. Söz konusu sigorta şirketinin iyi niyet kurallarına aykırı olarak sigorta tazminatını ödemeyi geciktirdiğini düşünüyoruz."
Bu nedenle sigorta şirketinin Sigortacılık Kanunu'nun 35. maddesi 27. fıkrasına göre iyi niyet kurallarını ihlal edici şekilde sigorta tazminatını ödemesini geciktirdiği gerekçesiyle 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılmaları gerektiği savunulan dilekçede, Eureko Sigorta hakkında, Sigortacılık Kanunu'nun 36. maddesi gereği kovuşturma yapılması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunulması istendi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Filmleri aratmayan olay! İtalya diye indiler Karasu'da yakalandılar
Bu illerde yaşayanlar dikkat! Sağanak geliyor
HAZİRAN AYI ÖGG SINAV TARİHİ 2025: ÖGG sınavı ne zaman, saat kaçta?
Satırlı magandalar trafikte dehşet saçtı: TIR'ın camını vurarak kırdılar
Batman'daki kazada ölen müze müdürünün yürek burkan hikayesi: Down sendromlu kardeşi için evlenmemiş