"İsrail pilotları Konya'da eğitiliyor"

CHP lideri Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. "Gazze'deki çocuklara bomba atan İsrail subayları Konya'da eğitiliyor" diyen Baykal, "Ülkenin şerefini düşünüyorsan Bush'a karşı da konuş" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, gündemki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Deniz Baykal, sadece Gazze'de olanlar için değil, Irak'ta öldürülen 1 milyon Müslüman için de ağladıklarını ifade ederek, "Devletin şerefini korumak isteyenler, İsrail'e karşı konuşmakla bunu gerçekleştiremezler, gerektiği zaman Bush'a karşı konuşacaksın. İsrailli pilotlar, Türkiye'de eğitilmeye devam ediyor. Sen ne konuşuyorsun" dedi.
Baykal, Filistin'deki tablonun kendisini derinden üzdüğünü, sorunun başlangıcının, Filistin'de iki örgütün varlığı olduğunu söyledi.
Baykal, Filistin'de iki ayrı strateji, iki ayrı güç, etkinlik alanı ve siyasi anlayış bulunduğuna dikkati çekerek, müzakerelerde birinin muhatap alınması halinde diğerinin devreye girdiğini, bir türlü uzlaşmanın gerçekleştirilemediğini belirtti. Baykal, Filistin halkının, kendi askeri gücünü, siyasi iradesini, diplomatik yaklaşımını ortaya koyacak, tek bir güce bir an önce kavuşmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin, tartışmada, doğrudan taraf haline dönüşmekten uzak durması, İsrail ile bu konuyu tartışacak muhatap olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Baykal, Davos'un temel yanlışının; Şimon Peres'in karşısına, onunla hesaplaşmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın çıkmaya talip olması olduğunu söyledi.
Baykal, "Bu, (Konuyu, Türkiye-İsrail tartışmasına dönüştürmek, bana, içerde İsrail'e karşı mücadelenin öncüsü görüntüsüyle avantaj sağlar mı?) hesabı bakımından belki uygun olur ama Türkiye'nin çıkarları açısından fevkalade gereksiz, yanlış olur. Türkiye, bu sorunu sahiplenme görüntüsüne girerek, bunu çözme şansını artırmıyor, belki var olan şansını da ortadan kaldırıyor" diye konuştu.
Baykal, Türkiye'nin, çatışmanın, din çatışması boyutunda bulunmadığını, 1492'den bu yana Müslüman-Musevi çatışmasının bir tarafı olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin, Musevilere kollarını açtığını, bundan pişmanlık duymadığını, zarar görmediğini dile getirdi.
Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşların, kendilerini "Türk" olarak hissettiklerini ifade eden Baykal, "Onların dini farklıdır ama bu devletin, sizden, bizden hiçbir farkı olmayan saygıdeğer vatandaşlarıdır. Onları, bir başka gözle anlamamız mümkün değildir, bize yakışmaz. Bu insanları dışlar gibi görüntü verecek bir yaklaşım, tehlikelidir. 'Siyasi amaçlarla arada böyle küçük atraksiyonlar yapılabilir, böyle yansımalar da olabilir...' Hayır, olamaz. Bu siyaset için yasak sahadır. Oradan gelecek siyasi yararın, kimseye hayrı yoktur, eksik olsun o siyasi yarar" diye konuştu.
"İsrail pilotları Konya'da eğitiliyor"
Baykal, Türkiye'nin, İsrail ile ilişkilerinin en yoğun olduğu dönemin, son dönem olduğunu belirterek, Gazze'de çocukların üzerine bombaları atan pilotların, Konya'da eğitildiğini, anlaşmanın Hükümetçe onaylandığını, İsrail ile askeri modernleşme projelerinin Hükümet tarafından yürütüldüğünü iddia etti.
Gazze'de olanlara üzüldüklerini ifade eden Baykal, "Ancak sadece Gazze'de olanlara üzülmüyoruz. Gazze'de 1300 Filistinli, 600 çocuk öldürüldü, hepimiz, acısını yüreğimizde taşıyoruz. Ama sadece onun için ağlamıyoruz, Irak'ta öldürülen 1 milyon Müslüman için de biz ağlıyoruz. Gazze'de öldürülen çocuklar için gözyaşı dökenler; 1 milyon Müslüman'ın Irak'ta öldürülmesine yol açan süreç karşısında nasıl tavır takındılar? 1 Mart Tezkeresinin önlenmesi CHP'nin katkılarıyla gerçekleşti. Ortadoğu halkına, Bush modeli, bir BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)düzeninin dayatılması karşısında, CHP olarak mücadele ettik, birileri de Bush düzeni içinde Başkan Yardımcılığı yapmakla iftihar ediyorlardı" dedi.
"Bu bölgede, 2003'ten beri, Gazze'dekiler de dahil, işlenen bütün cinayetlerin altında bu işbirliği anlayışı yatıyor" diyen Baykal, "Böyle bir işbirliğinin sorumluluğundan, 'Gazze'de 1300 kişi öldü, kabul edemem' diyerek, yüksek perdeden konuşarak, kalkamazsınız. Lafla bu iş olmaz, uygulamayla olur. İsrailli pilotlar, Konya'da, Türkiye'de eğitilmeye devam ediyor. Sen ne konuşuyorsun" diye konuştu.
"Türkiye'de PKK saldırısıyla şehitler verilirken, şehit cenazelerinin hiçbirinde bu teessürü görme imkanı bulamadık" diyen Deniz Baykal, "Türk askerinin başına çuval geçirilirken devletin orunu neredeydi?" diye sordu.
Baykal, "Devletin şerefini, onurunu korumak isteyenler, İsrail'e karşı konuşmakla bunu gerçekleştiremezler, gerektiği zaman Bush'a karşı konuşacaksın. Türk askerine saldırı yapıldığında, 'ABD'ye gittiğimde Bush ile konuşacağım' demek, ülkenin şerefini korumak anlamına mı geliyordu? Türkiye'nin şerefini, onurunu korumak isteyenler, 'Aman süpürmeyin, kullanın' diyenleri, yanında uzman olarak taşımaz" dedi.
"Bir Başbakan'a yakışmaz"
"Başbakan'ın, muhalefetteyken İsrail ile ilgili sözlerini, bu manzarayı gördükten sonra unutmak mümkün değil" diyen Baykal, böyle konularda demagojiye yer olmadığını söyledi.
Baykal, ülkenin ulusal çıkarları için verilen her görevi, şeref ve başarıyla yapan, gerektiğinde canlarını ödeyen diplomatları, "düşman suçlar gibi, hedef haline getirmenin, üç kuruşluk siyasi destek adına hakaret etmenin, karalamaya çalışmanın" bir Başbakana yakışmadığını ifade etti.
Türkiye'nin, demokrasinin çocukluk hastalıklarını artık aştığını ifade eden Baykal, istismarcı yaklaşımlar, şovlarla vatandaşların gerçek sorunlarını örtbas etmenin mümkün olmadığını söyledi.
Davos'taki gerginlik
Baykal, Erdoğan'a Davos'ta haksızlık yapıldığını, yüksek sesle itham edildiğini ve cevap verme hakkının önlenmek istendiğini belirterek, "Bu, kabul edilemez. Türkiye'de herkes, hepimiz, devletimizin temsilcilerine yönelik bu haksızlıklar karşısında tavır takınırız. Bunları şiddetle reddederiz. Bunu yapanları açıkça kınarız. Bu konuda hiçbir tereddüt yoktur" dedi.
Grup toplantısını izleyen bir vatandaşın, "Sayın Genel Başkanım, sizin bahsettiğiniz Başbakan, kışın bizi işimizden çıkarıyor. Bizi açlığa, yokluğa mahkum ediyor" diye bağırması üzerine Baykal, "Anlıyorum. Bunu önlemek için çalışıyoruz. Gerçekleri her fırsatta söylüyoruz" dedi.
Deniz Feneri davası
Baykal konuşmasında Deniz Feneri derneği davasını da yorumladı. "Deniz Feneri konusu örtbas edilmek isteniyor" diyen CHP lideri, "Gerçekler ortaya çıksın istenmiyor. 5 ay geçti üzerinden ama hala Almanya Mahkemesi'nin aldığı kararın dosyası gelemedi. Artık uçağa, otobüse değil postacılara verseydiniz, bugün o dosya Ankara'ya ulaşmıştı" şeklinde konuştu.
CHP lideri sözlerine, "Kablumbağın sırtına bağlasanız o dosyaları, kablumbağ bile o dosyaları ulaştırırdı. Dosya, uçakla, otobüsle, trenle değil, "Tatar postacılarına" emanet edilse bile gelir. Gelsin mi istenmiyor yoksa dosya verilmek mi istenmiyor. Bunun bir izahı yok mu? Niçin dosya gelmedi? Adalet Bakanı, Almanya'daki ve Türkiye'deki Deniz Feneri aynı değil dedi. Nereden biliyor? Frankfurt Savcılığı iki Deniz Feneri'nin ilişkili olduğunu açıkladı" diye devam etti.
"Baş tacı ederler ama..."
Türkiye'nin, Kıbrıs sorunu ile PKK sorunu bulunduğunu anımsatan Baykal, bu coğrafyadaki ülkelerin bu sorunlara yaklaşımının nasıl olduğunu sordu. "Bu ülkeler, ne diyorlar, ne yapıyorlar?" diyen Baykal, en iyi niyetlilerin "O senin sorunun, kolay gelsin" dediklerini, onun dışında destek verenler de engel çıkaranlar da bulunduğunu belirtti.
Baykal, "Uluslararası sistemde, öncelikle her ülke kendisinin ulusal yararlarını, çıkarlarını, istikrarını gözeterek, kendisiyle ilgili sorunları temel alarak, başkasının sorunlarına sahip çıkma heveslerine dizgin vurarak, kendisini güvence altına alır. Ulusal yararlarını gerçekleştirmeye çalışır. Olması gereken budur. Biz, bu bölgedeki her sorunun, bizim olmayan sorunları da ama çözülmesini istediğimiz, tavır takındığımız konularda çözmeye kalkarsak, onun bir tarafı haline biz dönüşmeye başlarsak, 'O sorun, senin sorunun değil, benim sorunum' dersek, bunu söylediğiniz zaman, o sorunun acısını çeken insanlar seni çok alkışlar, baş tacı ederler ama on yıllardır çözülmeyen o sorunun bir parçası haline sen dönüşmüş olursun. Ve seninle birlikte senin ülkende o sorunların, sıkıntıların altına girmiş olur" dedi.
IMF ile anlaşma
IMF ile neden anlaşılmadığı konusunda sorular soran ve değerlendirmeler yapan Baykal, "IMF ile ha bugün ha yarın anlaştık noktasına geldiler. Önce ümüğümüzü sıktırmayız diye meydan okudular, arkasında anlaşıyoruz dediler. Bunlar seçime kadar bize karışmayın diyorlar. Anlaşma yapılamamasının arkasında ne var? Arkasında, Türkiye ekonomisinin durumuyla ilgili bu hükümetin yaptığı değerlendirme ile gerçek arasındaki büyük fark yatıyor. Seçime kadar bu oyalama böyle devam ediyor" dedi.
CHP lideri,"Türkiye'de ekonomik durum ile ilgili kaygılar hızla artıyor. Ekonomi küçülüyor.İşsizlik artıyor. Borçlar artık döndürülemiyor. Kriz karşısında Türkiye'nin izlemesi gereken politika ile ilgili belirsizlik devam ediyor. Hükümet çok yanlış tercihler yapmaya başlamıştır" diye konuştu.
Baykal, "Türkiye 2007'den bu yana bir ekonomik gerileme içindedir. Sosyal ve siyasal çalkantı Türkiye'yi etkisi altına aldı. 2009 ile ilgili işaretler iyi değildir. Hükümet ne yapacağını bilemez haldedir. Türkiye küçülüyor artık. Dış ticarete, bu tablonun ağır bir şekilde yansımakta olduğu dün açıklanan ihracat rakamları ile ortaya çıktı. Yüzde 28 bir azalma söz konusu. Büyüme azalınca ihracatta azalıyor" ifadesini kullandı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
ÖZEL GÜVENLİK SINAV SONUÇLARI SORGULAMA: ÖGG sınav sonuçları açıklandı mı, ne zaman açıklanacak?
TAM 3 ASIRLIK! Emojinin Kökleri Tokat’ta Ortaya Çıktı: Gören Bir Daha Bakıyor...
Dikkat! Meteoroloji tek tek uyardı: 16 ilde sarı kodlu alarm!
"Özgür Özel İmamoğlu’nu kızdırdı mı?" Abdulkadir Selvi yazdı...
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI MESAJLARI: Resimli, Anlamlı, Yazılı, Posterli 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Mesajları!