hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İstanbul Adliyesi'nde polisten avukatlara müdahale

    İstanbul Adliyesinde polisten avukatlara müdahale
    expand

    Bağcılar'da düzenlenen operasyonda öldürülen Günay Özarslan'ın ailesi, bugüne kadar cenazesinin kaldırılmasına izin vermeyen yetkililer ve oparesyona katılan polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunmak üzere Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen avukatlar ile polis arasında arbede yaşandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Açıklama yapmak isteyen avukatları polis, adliye önünde açıklama yapamayacakları konusunda uyardı. Özarslan ailesinin avukatlığını üstlenen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi'ne bağlı avukatlar adliye önünde pankart açtı. Bunun üzerine çevik kuvvet ekipleri müdahale etti. Polis kalkanlarını kullanarak avukatları Çağlayan Meydanı'na doğru sürükledi, bu sırada arbede yaşandı.

    Polisten "benim cenazem ne olacak?" tepkisi

    Arbede sonrasında bir polis memuru, "Bıktırdınız insanları" diye bağırarak tepki gösterdi. Gruptan biri, "İnsanları katlediyorsunuz, cemevini basıyorsunuz" deyince polis memuru, "Benim cenazem var. Benim cenazem ne olacak?" dedi.

    İstanbul Adliyesinde polisten avukatlara müdahale


    "Cenazemi versinler, başka bir şey istemiyorum"

    Günay Özarslan'ın annesi Makbule Özarslan burada yaptığı açıklamada, "Üç gündür perişanım. Cemevinin dört bir tarafını sarmışlar. Ne dışarı çıkabiliyoruz, ne de içeriye girebiliyoruz. Ben bir şey istemiyorum. Zaten çocuğumu öldürdüler. Şimdi de cenazemi versinler, toprağın altına koyar giderim. Ben başka hiçbir şey istemiyorum. Seksen yaşında beyim var rahatsız. Öldü mü kaldı mı onu da bilemiyorum.  Çocuğumun vasiyeti vardı. 'Beni Gazi'de toprağa verin anneciğim' bana söylediği kelime buydu. Ben çocuğumun vasiyeti üzerine Gazi'de toprağa vermek istiyorum. Gazi Cemevi, beş gündür abluka altında. Beni de  kızımın yanına gömsünler.

    Çocuğumu IŞİD militanı diye öldürdüler. Ben vuranlardan şikayetçiyim. Suç duyurusunda bulunucağım. Çocuğumu hem öldürdüler, hem de cenazemi vermiyorlar. Adalet varsa benim cenazemi versinler. Beş gündür acımı yaşayamadım. Acımı unuttum. İnsanlara bakıyorum insanları yaktılar yıktılar. Kolu bacağı kırılan var gözü çıkan var. Validen rica ediyorum, izin versin, çocuğumu toprağın altına koyayım" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gazi Mahallesi'nde cenaze anlaşması
     
    "Polis yalan söylemektedir"

    Grup adına ailenin avukatlarından Günay Dağ basın açıklaması yaptı. Dağ, "Günay Özarslan, 24 Temmuz sabahı bulunduğu evde polislerce infaz edilmiştir. Bu açık infaz, daha ilk andan itibaren yalanla perdelenmeye, gerçekler karartılmaya çalışılmıştır. Günay Özarslan polisle çatışmaya girmemiştir. Katledildiği evde hiçbir çatışma emaresine rastlanmamıştır. Polis tutanakları bile bunu göstermektedir ama emniyet 'çatışma çıktı' diyerek yalan söylemektedir" dedi.
     
    "Yakalama amaçlı değil, öldürme amaçlı silah kullanıldı"

    Açıklamanın ardından ÇHD'li avukatlar, hazırladıkları iki ayrı suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundular. ÇHD'li avukatlar Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmek üzere sundukları ilk dilekçelerinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok hakkında "Kasten öldürme", "Görevi kötüye kullanma", "Suç delillerini yok etme ve görevi yaptırmamak için direnme" suçlarından şikayetçi oldu.

    Özarslan'ın iddia edildiği gibi canlı bomba olmadığını ve polisle çatışmaya girmediği belirtilen dilekçede, "Sağ olarak yakalanabilecekken, şartları oluşmadığı halde ve yakalama amacıyla değil, doğrudan öldürme kastıyla silah kullanılarak katledilmiştir" denildi. Olay yerindeki delillerin de karartıldığına dikkat çeken avukatlar, bahse konu suçları işleyen polisler ve yetkililerin cezalandırılmasını istedi.

    "İnanç hürriyetinin kullanılması engellendi"

    Avukatlar, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere verdikleri diğer dilekçede ise Özarslan'ın öldürüldüğü operasyona katılan Terörle Mücadele Şube ekipleri ve Özel Harekat Şube ekipleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Polisin engellemesi sonucu bugüne kadar defin işleminin gerçekleşemediğini belirten avukatlar, polislerin "İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellemek" suçundan cezalandırılmalarını istedi.
     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow