Koray Çalışkan savcı Mehmet Selim Kiraz tweeti için savcılıkta

Gazeteci Koray Çalışkan, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında şehit edildiği gün sosyal paylaşım sitesi twitter'daki paylaşım içeriklerinin "terör örgütü propagandası yapmak" suçunu kapsadığı iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Gazeteci Koray Çalışkan, hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Suçları Bürosu tarafından "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında avukatıyla Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Koray Çalışkan, Basın Savcısı Umut Tepe'ye ifade verdi.

"Savcının şehit edilmesini kınamaktayım"

Söz konusu tweetleri kendisinin attığını belirten Çalışkan, "Bırakın terör örgütü propagandası yapmak tam tersine Cumhuriyet Savcısının şehit edilmesini kınamaktayım. Bu amaçla mesajları paylaştım. Hiçbir gerekçe Cumhuriyet Savcısı'na saldırıyı makul, meşru ya da anlaşılabilir göstermez. Göstermesi de mümkün değildir. Terör mağduru olmuş bir aileyiz. Terörü desteklediğim, propagandasını yaptığım iddiası beni manevi olarak üzmüştür. Ben her platformda terörü lanetleyen bir insanım" dedi. Çalışkan, ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı.  

Soruşturma...

Altına imza attığı benzer suç duyurularında adı duyulan Avukat Rahmi Kurt, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın öldürüldüğü gün sosyal paylaşım sitesi olan twitter'daki paylaşımlar üzerine aralarında tanınmış gazetecilerin de bulunduğu pek çok kişi hakkında savcılığa şikayet dilekçesi sunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Umut Tepe tarafından incelenen şikayet sonrasında soruşturma başlatan savcılık, bazı kişiler hakkındaki suç duyurularını ayırarak 15 Mayıs'ta "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan soruşturma açtı. Savcılık, 18 Mayıs'ta da Nazlı Ilıcak, Ceyda Karan, Banu Güven, Pelin Batu, Mirgün Cabas, Koray Çalışkan, Asım Yıldırım, Ferhat Tunç, Önder Aytaç, Barış Atay ve Emre Uslu'ya çağrı kağıdı yolladı. Soruşturma kapsamında ilk ifadeyi de Nazlı Ilıcak vermişti