hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Meclis bombalanırken kürsüden inmeyen bakan konuştu: Ölümü göze almıştık

    Meclis bombalanırken kürsüden inmeyen bakan konuştu: Ölümü göze almıştık
    expand
    KAYNAKHürriyet

    Tam altı yıl geçti... Yaralar sarılsa da acılar, özellikle de şehitlerimizin acıları altı yıl önceki gibi içimizi yakıyor. Bugün 15 Temmuz... Hain darbe girişiminin üzerinden altı yıl geçti, bugün artık ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün yıldönümü. 15 Temmuz 2016 gecesi bu millet ülkesi için ölüme koştu. O gece birçok isim tarih yazdı. Onlardan biri de TBMM’ye bomba atılırken inatla kürsüden inmeyen Bekir Bozdağ idi. (Hürriyet - Hande Fırat)

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Adalet Bakanı Bozdağ ile hem o geceyi hem de bugünü, FETÖ ile mücadelede gelinen son noktayı konuştuk. Bakan Bozdağ’ın çok dikkat çekici açıklamaları şöyle:

    ABD’YE TAM 7 İADE TALEBİ GÖNDERİLDİ

    “FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkındaki ilk iade talebi 19 Temmuz 2016’da ABD’ye gönderildi. Sonra 6 iade talebi ile toplam 7 talep iletilmiş oldu.

    Her seviyedeki görüşmede konuyu gündeme getirmemize rağmen iade taleplerimiz bugüne kadar kabul edilmemiştir. Bugüne kadar resmi bir cevap da verilmemiştir. İade dosyaları ABD Adalet Bakanlığı’nda bekletilmekte, iadeye karar verecek olan mahkemelere bile sunulmamaktadır.

    ABD GÜLEN’İ HİMAYE ETMEKTEDİR

    ABD makamları ek bilgi taleplerinde bulunmuş olup bu taleplere ilişkin belgeler ile darbe teşebbüsünün Gülen’in talimatıyla gerçekleştirildiğini ortaya koyan pek çok delil ABD makamlarına iletilmiştir. ABD, FETÖ lideri teröristbaşı Fetullah Gülen’i himaye etmekte, korumakta ve kollamaktadır. Bu Türkiye ile ABD arasında hem ikili anlaşmalara hem de dostluk ilişkilerine aykırı bir tutum olarak görülmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    110 ÜLKEYE 1137 İADE TALEBİ YAPILDI

    110 ülkeden 1137 FETÖ şüphelisinin iadesi yolunda talepname gönderdik. Bugüne kadar ikisi Romanya’dan Sedat Zavar ve İlker Usta, biri de Cezayir’den Nuh Naci Konyalı olmak üzere 3 iade talebimiz kabul edilerek Türkiye’ye iadeleri gerçekleştirilmiştir.

    İçişleri Bakanlığı’ndan aldığım bilgilere göre, 28 ülkeden toplam 121 FETÖ mensubunun ülkemize sınır dışı edildiği anlaşılmaktadır. Yani ülkemize getirilmesi sağlanan FETÖ yönetici ve üye sayısı toplam 124’tür.

    KAMİKAZELER VARSA GEREĞİ YAPILACAKTIR

    FETÖ, dünyanın gördüğü en sinsi ve en alçak terör örgütlerinden biridir. 15 Temmuz ardından devletin içine, asker, polis ve yargı başta olmak üzere çeşitli kurumlara sızmış olan FETÖ’cüler kamudan temizlendi. FETÖ’nün devlet kademelerinde örgütlü ve organize bir şekilde hareket etme kabiliyetinin, netice alacak faaliyet yapma gücünün kalmadığını ifade edebiliriz.

    Ancak kripto dediğimiz, kamikaze dediğimiz bazı kişiler devlet içinde varsa bile hukuk devleti içinde bunların gereği de yapılacaktır. FETÖ ile mücadele, devletten tüm FETÖ’cüler kazınana kadar devam edecektir ve bu konuda kararlıyız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KONUŞURKEN BOMBA PATLADI

    TBMM bombalanırken, TBMM Başkanımız, adı gibi kahraman İsmail Kahraman Genel Kurulu açmış, TBMM bombalanırken milletvekilleri TBMM çatısı altında adeta bombalara meydan okumuştur.

    Ben hükümet adına kürsüde konuşma yaparken bir bomba atıldı. Meclis Genel Kurulu’nda büyük bir patlama sesi duyuldu ve Genel Kurulu bir toz bulutu kapladı.

    Kürsüde konuşma yaparken Başkanlık Divanı önünde toplanan bazı milletvekillerinin ‘Sığınağa inelim’ sözlerini duydum. Bu sözleri duyunca ‘Bizim Meclis’i kapatmamamız lazım. Bizim burada durmamız lazım’ diyerek hemen arkaya dönüp Başkanlık Kürsüsü’ne gittim. Başkanımıza, ‘Sayın Başkanım, her yeri bombalıyorlar. Burayı kapatıp aşağıya gidersek bu millet meydana gelmez, bu millet ‘Meclis korktu’ der. Bizim burada yapacağımız şey burada ölmektir’ dedim. Meclis Başkanımız İsmail Kahraman da Meclis çalışmalarına devam edilmesine karar verdi.

    Ben kürsüde ikinci defa konuşma yaparken bu sefer ikinci bir bomba daha atıldı ve bu bomba daha şiddetli bir patlamaya, gürültüye ve Genel Kurul’da sarsıntıya neden oldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O gece Meclis’e gelen milletvekilleri darbeye ve darbecilere direnmeye gelmişti, ölümü göze alarak gelmişlerdi. Meclis’e atılan ikinci bomba eğer hainler isabet ettirebilseydi tam Genel Kurul’un üstüne düşecekti ve oradaki milletvekilleri bugün belki hayatta olmayacaktı. Meclis’i yok etmek için o bombaları atmışlardı. Meclis’teki milletvekillerini imha etmek için o bombaları haince milletin kalbine atmışlardı.

    Kurtuluş Savaşı yılarında bile bombalanmayan Meclis, FETÖ’cü hainler tarafından bombalandı. Meclis’te verilen mücadele sokakta verilen mücadele kadar değerlidir. Dikmen’deki Hâkimevi’ni de unutmayalım... O gece Dikmen’deki Hâkimevi’nde Adalet Bakanlığı Müsteşarımız Kenan İpek başkanlığındaki bir heyet silahlarını alarak gelmişlerdi oraya, ölümü göze alarak orada çalışmalarını yürüttüler ve o gece yargı içindeki FETÖ’cülere yönelik ilk adımlar atılmıştı...

    OĞLUMA ‘AİLEM SANA EMANET’ DİYEMEDİM...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ben o gece ölümü göze alarak yola çıkmıştım. Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti.

    Eşim o gün memlekette bulunuyordu, eşimi arayıp konuştum ama helallik bile isteyemedim.

    Büyük oğlum yanımda idi, ona ‘Bana bir şey olursa annen ve kardeşlerin sana emanettir’ demek istedim ama üzülmesin diye onu da diyemedim.

    ‘VURUN, KİMSE SAĞ ÇIKMAYACAK’ TALİMATI

    Meclis’te bir ara darbeci hainlerin Meclis bahçesine girdikleri ve bizleri almaya geldikleri haberi gelmişti.

    Korumalara talimat verdim. Onlardan kim gelirse hepsini vuracaksınız, hiçbiri buradan sağ çıkmayacak dedim. Ben sonuna kadar o hainlerle mücadele etmeye karar verdim ve bizi bir şekilde teslim almaya gelselerdi onlara teslim olmamaya karar verdim.”

    BİTİRİRKEN...

    Dinlerken bazı bölümlerde yine gözlerim doldu... Anladım ki aslında hepimiz ölümü göze alarak yola çıkmışız o gece... Ve çoğumuz kimseyi üzmemek ya da korkutmamak için “Çocuğum ya da çocuklarımız sana emanet” diyememişiz...

    29 BİN 455 KİŞİ HENÜZ YAKALANAMADI

    Darbenin ardından açılan davalarda bugüne kadar 117 bin kişi hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.

    Yargının verdiği kararlar neticesinde şu anda cezaevlerinde 19 bin 300 FETÖ mensubu bulunmaktadır.

    Haklarında yakalama kararı olduğu halde 29 bin 455 kişi henüz yakalanamamış, bunların yakalanmasına yönelik çalışmalar da devam etmektedir.

    Darbe teşebbüsü nedeniyle darbeye fiilen katılanlara açılan 289 darbe davası bulunmakta olup; bu davaların tamamı için ilk derece mahkemelerinde kararlar verilmiş, İstinaf aşamaları bitmiş ve Yargıtay’da temyiz aşaması devam etmektedir. Yargıtay’daki temyiz edilen davalarının büyük çoğunluğunun da karara bağlandığını ifade etmek isterim.

    O GECE

    ‘DARBENİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN  OLAY O TELEFON BAĞLANTISIDIR’

    15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında yaşanan olaylara baktığımız zaman darbenin seyrini değiştiren en önemli olay, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sizin cep telefonunuzdan yayına bağlanarak CNN-Türk ekranlarında yaptığı açıklamalardır.

    Meclis bombalanırken kürsüden inmeyen bakan konuştu: Ölümü göze almıştık

    Tarihe geçen sözleri darbenin seyrini değiştirmiştir. Milletimiz meydanlara çıkarak darbeye ve darbecilere ‘Dur’ demiştir.

    Bu milletin bir özelliği var; eğer kendi önünden ölümüne koşan bir lider görürse onun peşinden ölümüne koşar.

    100 yıl önce Kurtuluş Savaşı’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çağrısına uyarak düşmana karşı ülkemizi savunmak ve kurtarmak için nasıl ‘O’nun arkasında milletimiz yekvücut oldu ise, yaklaşık 100 yıl sonra da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında tek vücut olan aziz milletimiz tanklara ve savaş uçaklarına meydan okudu; vatanına, milletine, demokrasisine, milli iradesine ve seçilmiş iktidarına sahip çıkarak ülkemizin yeniden işgal girişimine fırsat vermemiştir.

    NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ ALIRLARDI

    Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türk milleti o gece bir demokrasi mücadelesi vermiştir. Eğer bu mücadeleyi Türk Milleti değil başka bir millet vermiş olsaydı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan değil başka bir ülkenin lideri vermiş olsaydı o millete ve o lidere verilmedik Nobel Barış Ödülü olmak üzere bilumum barış ve demokrasi ödülleri bırakılmazdı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow