Okkır'ın ölümünde 15 doktorun davası başladı

Okkırın ölümünde 15 doktorun davası başladı
expand

Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesinin ardından hastanede ölen iş adamı Kuddusi Okkır'ı tutuklu bulunduğu dönemde usulüne uygun muayene etmediği ve muayene sonuçlarını uygun kaydetmediği gerekçesiyle 15 doktor hakkında açılan davanın duruşması başladı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Tekirdağ 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, sanıkların sayısının fazla olması nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nda yapıldı.

Duruşmaya, tutuksuz yargılanan, Tekirdağ Devlet Hastanesi'nde görevli doktorlar Ş.T.A., E.A., İ.H.T., Ö.M.T., O.E., H.U. M.S.T., T.E., A.T., B.U., A.G., H.I., S.A. ve Tekirdağ Göğüs Hastanesi doktoru M.M. ile avukatları katıldı.

Doktor O.T. ise duruşmaya katılmadı.

Tekirdağ Devlet Hastanesi dahiliye doktoru H.U., savunmasında, 9 Mayıs 2008 tarihinde nöbetçi hekimin kendisini arayarak İstanbul'dan bir hasta geldiğini ve Edirne'deki Trakya Üniversitesi Top Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilmesi gerektiğini söylediğini bildirdi.

Bunun üzerine hastane ambulansının kendisini evinden alarak hastaneye getirdiğini ifade eden H.U., Kuddusi Okkır'ı ilk o gün gördüğünü, ambulansta yaptığı 5 dakikalık sağlık kontrolünün ardından Edirne ile görüşerek hastanın sevk edilmesi için hastanede yatak ayarladığını söyledi.

Okkır'ın tansiyonu ve şekeri düşük olduğundan şekerli serum verildiğini ve hayati tehlikesi bulunmadığını ifade eden H.U., "Kuddusi Okkır konuşamıyordu. Elleri ve ayakları soğuktu. Kendisiyle göz teması kurarak anlaştık. Yola dayanabilecek durumda olduğu için kendisini Edirne'ye sevk ettim" dedi.

H.U., Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır'ın avukatı Devrim Taş'ın "Ambulansta doktor var mıydı?" sorusu üzerine ise "Okkır cezaevi ambulansındaydı. Ambulansta doktor var mıydı bilmiyorum. Görevimi kötüye kullanmadım, suçsuzum" diye konuştu.

Bronşit tanısı


Doktor O.E. ise Kuddusi Okkır'ın kendisine 8 Nisan 2008'de getirildiğini belirterek, Okkır'ı ilk olarak müşahede odasında otururken gördüğünü kaydetti.

Cezaevi doktorunun Okkır hakkında bilgi vermesinin ardından yaptığı muayenede Okkır'da sinüzit ve KOAH hastalığı olduğunu değerlendiğini bildiren O.E., "Okkır'ı muayene ettikten sonra bulguları deftere yazdım. Hasta çok rahat görünüyordu ama ruhsal bunalımda olduğunu hissettiğimden psikiyatrın görmesini tavsiye ettim. 3 gün sonra da hastanın biyokimya tetkikleri yapılarak tekrar getirilmesini istedim ama gelen olmadı" dedi.

Doktor M.S.T. ise Okkır'ı 28 Mart 2008'de solunum sıkıntısı, bulantı ve iştahsızlık şikayetiyle muayene ettiğini, Okkır'ın sol akciğerinin alt kısmından solunumun seslerinde kayıplar tespit ettiğinden göğüs cerrahisine sevkini istediğini kaydetti.

Tekirdağ Göğüs Hastanesi doktoru M.M. de 19 Mart 2008 tarihinde Kuddusi Okkır'ın kendi servisine getirildiğini belirterek, hastanın önceki hastalıklarıyla ilgili dosyanın kendisine verilmediğini söyledi.

Okkır'ın ciğerlerini dinlediği ve ardından akciğer filmi istediğini ifade eden M.M, Okkır'a bronşit tanısı koyduğunu bildirdi. Okkır'ın kusma şikayeti de olduğunu belirtmesi üzerine hastane kağıdına yazarak ilgili doktorun görmesini istediğini bildirdi. Doktorların bir kısmının savunmasının alınmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya 1,5 saat ara verdi.

"Kocamın ölümüne göz göre göre seyirci kalındı"

Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır, adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, doktorların kendilerini tıbbi açıdan yetersiz bulmadıklarını, eşinin ölümünde sadece doktorların değil birçok kişinin hatası olduğunu iddia etti.

Okkır, "Eşimin ölümünde doktorların da hatası var ama her doktor aynı oranda hatalı değil. Eşimin ölümünün tek sebebi doktorlar değil. Bunun içinde cezaevi idareci ve savcıları, hakimlerin de ihmalleri var. Böyle bir insanı siz Adelet Bakanlığı olarak yargılanmak üzere tutukladınız. Daha hükümlü bile değildi ama hükümlüden daha beter muamele gördü. Kocamın ölümüne göz göre göre seyirci kalındı. Şunu da iddia ediyorum ki hastanelerde gerekli tedavileri uygulamadılar. Ta ki Edirne'de Tıp Fakültesi Hastanesine gidene kadar. O zaman da iş işten geçmişti. Eşim bir önceki konumuna bakılmadan tedavi edilmeye çalışılmış. Doktorlara soruyorum, sadece sevk kağıdıyla gelmeseydi hasta, normal bir sağlık karnesiyle gelseydi aynı tedavi mi olacaktı? Bu hasta kendi yakınınız olsaydı bu kadar tedaviyle mi bırakacaklardı. Ellerini vicdanlarına koyup ona göre hesap versinler" dedi.

"Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanan işadamı Kuddusi Okkır, 6 Temmuz 2008 tarihinde hayatını kaybetmişti.

Başsavcılık, Sabriye Okkır'ın eşi Kuddusi Okkır'ın ölümünün ardından hastalığının teşhisi konusunda kusurlu oldukları iddiasıyla haklarında şikayette bulunduğu Tekirdağ Devlet Hastanesi doktorları Ş.T.A., E.A, İ.H.T., Ö.M.T., O.E., H.U. M.S.T., T.E., A.T., B.U., A.G., H.I., S.A., O.T. ve Tekirdağ Göğüs Hastanesi doktoru M.M. hakkında "usulüne uygun muayene yapmadığı ve muayene sonuçlarını uygun kaydetmediği" gerekçesiyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle Tekirdağ 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açmıştı.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow