Organ ticareti davasında 7 tahliye

Organ ticareti davasında 7 tahliye
expand

Türkiye'nin ilk organ ticareti davası bugün görülmeye başlandı. İlk duruşmada tutuklu 11 sanıktan 7'si tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Antalya, Adana, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Osmaniye, İzmir, Sakarya ve Muğla'da düzenledikleri eş zamanlı operasyonlarla ortaya çıkarılan, Türkiye'nin komisyon karşılığı organ ticareti yapılmasına aracılık eden ilk suç örgütü ile ilgili Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamada, kimlik tespitlerinin ardından suç örgütünü üyesi olduğu iddia edilen 11 tutuklu sanığın ifadesi alındı.

Kendi böbreğini sattıktan sonra suç örgütü kurarak organını satmak isteyenlerle, böbrek nakline ihtiyaç duyan hastaları ve yakınlarını, satıcılarla Antalya'da tanıştırdığı ve komisyon karşılığı organ ticaretine aracılık yaptığı iddia edilen Nuri Sönmez, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Bir dönem yaşadığı maddi sıkıntı nedeniyle kendisinin de böbreğini 35 bin TL karşılığında sattığını, daha sonra lokanta açarak esnaflık yapmaya başladığını anlatan Sönmez, "Organımı çok zor durumda olan bir hastaya bağışladım. Aile de bana gönüllü yardım yaptı. Suç örgütünün ne olduğunu cezaevinde öğrendim" diye konuştu.

Organ bekleyen hastaların sıkıntılarını bildiğini, nakle ihtiyaç duyan hastalarla, bağış yapmak isteyen kişileri tanıştırdığını, bunu maddi menfaat karşılığı aracılık faaliyeti içerisinde yapmadığını iddia eden Sönmez, "Sıkıntı yaşayan, organını satmak isteyen kişiler ve organ nakli bekleyen kişileri Allah rızası için tanıştırdım. Menfaatim yoktur" dedi.

Sönmez, kendisine böbrek nakli yapılan ameliyatın yanı sıra davada suç konusu böbrek nakillerinin tamamının da, hastanelerin Etik Kurullarının incelemesi ve onayıyla gerçekleştiğini söyledi.

"Vallahi, yemin ederim... "

Nuri Sönmez ile organ ticareti suçu kapsamında birlikte hareket ettikleri iddia edilen, davada böbreğini sattığı için de müşteki sanık olarak yargılanan tutuklulardan Murat Aydın da, suç örgütü üyesi olmadığını, organ ticaretine aracılık yapmadığını söyledi.

İddianamedeki telefon görüşmelerinde yer alan "Filiz" adlı kadına ilişkin soru üzerine de Aydın, bu kadına, "Eşimden ayrıldım. Çok zor durumdayım. Çocuğuma bakabilmek için böbreğimi satmak istiyorum. Olmazsa intihar etmeyi düşünüyorum" sözleri üzerine, yardımcı olmaya çalıştığını ileri sürdü.

Aydın, "Vallahi, yemin ederim, ben organ ticaretine aracılık falan yapmadım. Kızım sağlık meslek lisesini kazandı, ekonomik sıkıntımdan gönderemedim. Bu davada yargılanan hiçbir insanının da aracılık yaptığını zannetmiyorum" diye konuştu.

Müşteki sanıklardan Mehmet Tarhan, babasının karaciğer hastası olduğunu, bu tür hastalıkları yaşayan insanların sıkıntılarını bildiğini belirterek, hastalara yardımcı olmak istediğini ancak para karşılığı organ ticaretine aracılık yapmadığını iddia etti.

Müşteki sanık Emre Akarçay da, böbreğini sattığı belirtilen Yusuf Yıldız'a kendi çocuklarının bile organını bağışlamamaları üzerine 20 bin TL karşılığı böbreğini verdiğini anlattı.

"Herkes bin kere pişman olmuştur"

Müşteki sanık Soner Özer, ilk evliliğinin bittiğini, maddi sorunlarını çözerek yeniden evlenmek ve yuva kurmak için böbreğini 13 yayındaki bir böbrek hastasına 24 bin TL karşılığı sattığını itiraf etti.

Özer, "Antalya'ya iş bulmak için geldim. Böbreğimi satmış olsam da o para benim yaşamımı yeniden toparlama paramdı. Suç örgütü üyesi ise değilim, alıcılarla, satıcılara da aracılık yapmadım" dedi.

Böbreğinin sattıktan sonra ciddi sağlık sorunları yaşadığını, eşi Songül Özer'in böbreğini satma isteğine de bu nedenle karşı çıktığını anlatan Özer, "Böbreğimi verdikten sonra neler yaşadığımı ben biliyorum. Bu davada yargılanan ve böbreğini satan herkes de eminim bin kere pişman olmuştur. 20 bin, 24 bin TL gibi komik paralarla böbreğimizi verdik. Bu yerine gelmeyecek bir şeydir. Böbreğini satmak isteyen eşim ve bacanağıma da engel oldum. Onları ömür boyu yaşayacakları böyle bir riske nasıl sokabilirdim?" diye konuştu.

Müşteki sanık Ömer Dalgın da, ailesinden 4 kişiyi memleketi Şırnak'ta terör nedeniyle kaybettiğini, ancak devletin kendilerine yardım etmediğini öne sürerek, maddi sorunlar yaşadıklarını, ailesini geçindirme sorumluluğu yüzünden de 17 bin 500 TL'ye böbreğini sattığını söyledi.

Organ ticaretine aracılık yaptığı iddia edilen dönemde belediye işçisi olduğunu, Antalya'ya taşındığında ise böbreğini satan yardıma muhtaç bir arkadaşını evinde barındırdığını öne süren Dalgın, operasyon sonucu evinde ele geçen arkadaşına ait kimlik fotokopisi nedeniyle organ ticareti aracılığıyla suçlandığını savundu.

Dalgın, "Arkadaşım Savaş, evimde bir ay kaldı. Savaş'ın kimlik fotokopisi evimde bulunduğu için suç örgütü üyesi olarak suçlandım. Cumhurbaşkanının fotokopisi evde bulunsa, o da mı benden bilinecek" diye konuştu. Mahkeme Başkanı Süleyman Teke de, bu sözleri üzerine sanığa, "Onlar senin evine gelmez zaten" dedi. -

Tek tutuklu sanık

Davanın tek kadın tutuklu sanığı 18 yaşındaki Yasemin Çakmak ise, annesinin hastanede tedavi gören ileri düzeyde sinir hastası olduğunu, yaşadıkları maddi sorunlar nedeniyle de kendisinin Antalya'ya gelerek bir otelde işe başladığını anlattı.

Otelde çalışırken, kendisinin organ nakli olacak bazı hastaların işlemleriyle ilgili hastaneye evrak götürmesinin istendiğini ancak suça karışmadığını ileri süren Çakmak, şöyle konuştu:

"Daha önce polisler otele geldiğinde defalarca yardım istedim. Beni başka bir işe yerleştirecekleri sözünü verdiler ama o sözler hiç yerine getirilmedi. Annem için birşeyler yapmalıydım. Ben kendimi satamam, hırsızlık, gasp da yapamam. Böbreğimi satmaya karar verdim. Yargılanan sanıklardan bir kişi ile ilgili de bunun için görüştüm. Böbrek satışı için Antalya'ya yeniden geldiğimde yakalandım. Başta 13 bin TL istedim ama alıcı ailenin zor durumunu görünce fiyatı 7 bin TL'ye düşürdüm. 18 yaşındayım. Aşırı ekonomik sıkıntımız yüzünden böbreğimi satacaktım ama o da operasyon sürecinde olmadı."

Yaklaşık 6 saat süren duruşma sonunda mahkeme Ömer Dalgın, Yasemin Çakmak, Erkan İçme, Cengiz Akpınar, Murat Aydın, Emre Akarçay ve Soner Özer'in tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti, davayla ilgili de 'görevsizlik' kararı aldı.

Dava İzmir'deki özel yetkili mahkemede görülecek.

Davada tutuklu olarak çete elebaşı Nuri Sönmez, Mehmet Tarhan, Onur Dalda ve Gökhan Erol kaldı.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow