"Sanık Günaydın birileri tarafından kollandı"

Sanık Günaydın birileri tarafından kollandı
expand

Malatya'da yayınevi baskını davasında yargılanan tutuklu sanık Salih Gürler, polisten kaçarken balkondan düşüp ağır yaralanan Emre Günaydın'ın "birileri tarafından kollandığı"nı öne sürdü.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Sanık Gürler, 18 Nisan'daki katliamdan bir ay sonra cezaevinde kendi isteğiyle ifade verdi.
 
Gürler ifadesinde, yayınevi baskınından 2 ay önce Emre Günaydın'ın kız arkadaşının yanında gördüğü bir kişiyi bıçakla yaraladığını, ancak karakolda Günaydın için bir işlem yapılmadığını iddia etti:
 
"Cuma, ben ve Emre, Sümer Karakolu'na gittik. Emre karakolun kapısında bir polisle 20 dakika görüştü. Çıkışta bize 'Dosya kapandı, adam beni tanımıyormuş' dedi. Kendisinin polis müdürleri, amirleri ile oturup kalktığını, bunların arkadaşı olduğunu söylüyordu." 
 
Emre Günaydın'ı birilerinin yönlendirdiğini ima eden Gürler, Günaydın'ın  '20 Nisan'daki eylemin 19 Nisan'a alındığını söylediğini, "aldım" demediğini' belirtti.
 
Gürler, Emre Günaydın'ın cebinde yurtta kaldığı dönemlerde her zamankinden fazla para gördüğünü de anlattı.
 
Davadaki diğer bir soru işareti de Emre Günaydın'ın yattığı hastanedeki görüntü kayıtlarıyla ilgili. Turgut Özal Tıp Merkezi'nde 10 gün boyunca tedavi gören Günaydın'ın odası güvenlik kamerasıyla takibe alınmıştı.
 
Bu sırada soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı, İnönü Üniversitesi'ne bir yazı göndererek kamera kayıtlarının inceleneceğini, bu nedenle gerekli yardımın yapılmasını istedi.
 
Ancak hastane başmüdürü Haydar Eflatun'un imzasıyla verilen cevabi yazıda, kamera görüntülerinin bulunduğu 2 sabit diskin silinmiş olduğu ve mevcut görüntülerin de teknik donanım yetersizliği nedeniyle dönüştürülemediğinin bildirildiği iddia edildi. 

Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Doç. Dr. Murat Cem Miman ise bugün bir açıklama yaparak, Emre Günaydın'ın hastanede yatışı esnasında güvenlik kamerasıyla yapılan 4 günlük kaydı içeren sabit disklerin, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na 24 Nisan 2007 tarihinde tutanak karşılığında teslim edildiğini bildirdi.
 
Haberde adı geçen hastane başmüdürü Haydar Eflatun'un, sabit disklerin ilgili birimlerden teslim alınmasında düzenlenen tutanağı sabit diskleri teslim alan hastane yetkilisi olarak imzaladığı ifade edildi.
 
Emniyet Müdürü iddiaları yalanladı
 
Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya ise, Emre Günaydın'ın hastanedeki görüntülerinin silindiği ve cinayetlerden iki ay önce emniyet tarafından adam yaralamaktan gözaltına alındığı yönündeki haberlerin asılsız olduğunu açıkladı.
 
Kahya, "Konu yargıya intikal etmiştir. Kayıtların silindiğine dair birşey yok. Bütün kayıtlarımız mevcuttur. Emre Günaydın bir süre hastanede yatmıştır, bu süre içinde şuuru kapalı idi, sürekli uyutulmuştur. Yaklaşık bir ay konuşamadı, konuşmasıkayıtlı değil, zaten görüntüleri var. Kayıtlar silinmiş değil, adliyede. Kesinlikle bu haber doğru değil. Adliyeye hepsini teslim ettik, adliyede mevcut" dedi.
 
Kahya, Emre Günaydın'ın cinayetlerden iki ay önce kız arkadaşının yanında gördüğü bir erkeği bıçakla yaraladığı için gözaltına alındığı ve daha sonra hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakıldığı iddiası için de "Doğru değil bunlar. Böyle bir işlem yapılmadı. Asılsız bir haber" dedi.
 
Kahya, zanlıların polisteki sorguları sırasında telefon kayıtlarına rastlanıp rastlanmadığı yönündeki soruya da, "Bizdeki tahkikat süresince telefon kayıtlarına yönelik bir iz ve emareye rastlamadık. Bu bahsettiğiniz konular adli süreç başladıktan sonra ortaya çıktıysa bilmiyorum. Emniyette gözetim altında iken tahkikat sürecince böyle birşeye rastlamadık" yanıtını verdi.

Malatya cinayetlerinde ilginç telefon trafiği
 
Bu arada, sanıklardan Abuzer Yıldırım'ın mesajlaştığı telefonun sahibinin Kartal savcısı olduğu öğrenildi. Savcı hakkında soruşturma başlatıldı.
 
İstanbul'dan bir savcı dışında, adresleri 2'nci Ordu Komutanlığı ve Özel Harekat Daire Başkanlığı olan kişiler de sanıkların telefonlarından aranmıştı.
 
Sanıkların cinayetlerden önceki 6 ay içinde 106 farklı cep telefonu kullandığı ortaya çıkmıştı.
 
Malatya baskını: 3 ölü
 
Malatya'da Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske (46) ile Necati Aydın (35) ve Uğur Yüksel 18 Nisan 2007 tarihinde boğazları kesilerek öldürülmüş,  polis, zanlılardan S.G. (20), C.Ö. (20), H.Ş. (19) ve A.Y'yi (19) olay yerinde yakalamıştı.
 
İhbar üzerine yayınevine giden polis, iki kişiyi elleri ve bacakları sandalyeye bağlı ve boğazları kesilmiş halde bulmuştu. Boğazından, sırtından ve karnından bıçaklanmış halde hastaneye kaldırılan ve ameliyata alınan bir kişi de, aynı gün hayatını kaybetmişti.
 
Olaydan sonra üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan E.G, kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavi altına alınmıştı.
 
Tedavisinin ardından mahkemeye çıkarılan E.G. ile diğer 4 kişi tutuklanmıştı.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow