Sezer'den 'ev hapsi'ne veto

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kayıp trilyon davasında mahkum olan Necmettin Erbakan'ın cezasını evde çekmesini sağlayan yasayı tekrar görüşülmesi için Meclis'e iade etti.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Sezer, iade gerekçesinde, yasanın, 'öznel ve kişiye özgü niteliği nedeniyle hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını' belirtti.
 
Sezer, beş sayfalık veto gerekçesinde, yasanın Erbakan'ın üzerine geçirdiği Hazine yardımını geri ödemeden cezasını evinde çekmesini sağlamaya yönelik olduğunun tüm kamuoyu tarafından bilindiğini ifade etti.
 
Çıkarılan yasanın kamunun değil, kişilerin yararını gözettiğini belirten Sezer, cezanın konutta infazı için aranan, işlenen suç nedeniyle doğan zararın ödenmesi koşulunun kaldırıldığına dikkat çekti ve yasanın kamu yararını gözetmediğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Sezer, Erbakan için çıkarılan yasanın hukukun genel ilkelerine ve Anayasa'ya aykırı olduğunu belirtti. Yasanın Meclis'te bir kez daha görüşülmesini istedi.

Yasa 23 şubatta kabul edilmişti
 

Kayıp trilyon davasından mahkum olan, eski başbakan ve kapatılan Refah Partisi'nin son genel başkanı Necmettin Erbakan'ın hapis cezasını evinde çekmesine de imkan tanıyan kanun teklifi 23 şubatta TBMM'de kabul edildi.
 
Kamuoyunda 'Erbakan yasası' olarak bilinen yasanın kabul edilmesi ile, Necmettin Erbakan'a 2 yıl 4 ay olan hapis cezasını evinde geçirme yolu açılmış oldu.
 
Yasa, Erbakan'ın 11 trilyon liralık hazine zararını ödeme zorunluluğunu da, alacak davasının sonucuna bırakıyor.
 
Ancak yasa Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Meclis'e iade edildi. 
 
'Gül ve Aksu'yu kurtarma çalışmaları'
 
Vetonun ardından değerlendirmede bulunan Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş da parti olarak TBMM Genel Kurulu'nda yasanın görüşmeleri sırasında bu yasanın bu şekilde çıkamayacağını söylediklerini hatırlattı.
 
''Bu yasa ile Erbakan'ı değil, o dönemde parti icra organında bulunan Abdullah Gül ve Abdülkadir Aksu'yu kurtarmaya çalışıyorlar'' diyen Sarıbaş, ''biz, 11 trilyon liralık zararda o dönemdeki parti icra organının sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Bu para icra organı içindeki tüm üyeler bazında bloke edilmeli'' dedi.
 
Sarıbaş, kendilerinin de 80 yaşında bir kişinin hapse girmesini istemediğini ancak yasanın bu şekilde çıkmasına da karşı olduklarını ifade ederek, ''sayın Cumhurbaşkanı'nı kutluyorum. İktidar partisinin çoğunluğu var ama Hoca'ya kadayıf gönderemediler'' diye konuştu.
 
Kayıp trilyon davası
 
Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından, mart 2002'de Ankara Cumhuriyet Savcılığı, genel merkez tarafından il teşkilatlarına dağıtılmayan paraların, dağıtılmış gibi gösterilerek makbuz kesildiği iddiasıyla dava açmıştı.
 
Ankara Dokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesi, kamuoyunda 'kayıp trilyon' davası diye bilinen davada, kapatılan Refah Partisi'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ı 'evrakta sahtekarlık' suçundan 6 mart 2002'de 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etmişti. 
 
Davada, Erbakan'ın yanı sıra kurucu üyeler ve il başkanları 'yolsuzluk ve zimmete para geçirmek' suçuyla yargılanmış, 69 RP'li mahkum olmuştu.

Erbakan'ın hapis cezasının infazı beş kez ertelenmişti.