"Silah buldun, parmak izini çıkarsana"

Silah buldun, parmak izini çıkarsana
expand

CHP lideri Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen silahlara işaret ederek, "Silahı buldun, kendine güveniyorsan, orada kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkar da göreyim seni" dedi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Baykal, partisinin TBMM Grubunda, Ergenekon davasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Davayı, "malum dava" olarak nitelendiren Baykal, davanın niteliğinin, ne anlama geldiğinin, giderek daha iyi ortaya çıktığını söyledi.

Baykal, davanın, çok değişik savrulmalar yaşadığını ifade ederek, Türkiye'nin saygın hukukçularının, "Yürüyen bir dava var, bunun savcısı, hakimi var, hepimize sabır ve anlayış göstermek düşüyor, gerçek ortaya çıkar" anlayışını geride bıraktığını belirtti.

Baykal, hukukçuların, seslerini yükseltme, eleştiriler, değerlendirmeler yapma gereğini hissetmeye başladığını ifade ederek, bugün kimsenin, davanın uluslararası hukuk ve Türkiye'nin yargılama standartlarına uygun yürütüldüğünü söyleyemeyeceğini savundu.

Baykal, "Hukukun gereğinin yerine getirildiği, uluslararası hukuk standartlarının uygulandığı bir dava süreci yaşanmaktadır" diyebilen bir tane bile "babayiğit" olmadığını iddia etti.

74 baronun ayağa kalkıp, "Bizi rahatsız eden ciddi yanlışlıklar yapılıyor" diyorsa, buna cevap vermek gerektiğini belirten Baykal, bu kişilerin, bağırlarına taş basıp, "Hukuk ortaya çıkar, sabredelim" diyerek, 1,5 yıl sustuklarını söyledi.

"Burnunu sürtmek için..."


Baykal, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un, "40 yıllık devlet yaşamımda, böyle bir iddianame görmedim" sözlerinin, bir anlamı olup olmadığını sordu.

Baykal, bir kısım liberal, demokrat aydınların, "Burada hukuk ölçüleri ihlal ediliyor ama olsun, bu o kadar önemli değil, önemli olan sonuç, Türkiye'de bir büyük iş yapıyoruz, o kadar da hukuksuzluk oluversin" dediğini ileri sürdü.

Gözaltıların, bir önlem olmaktan çıkıp, cezalandırma yöntemi haline geldiğini öne süren Baykal, insanların, "burnunu sürtmek için" gözaltına alındığı izleniminin yaygınlaştığını söyledi.

Baykal, gözaltına alınanların, belli bir siyasi anlayışı temsil ettiğini ifade ederek, "Bunun bir siyasi hesaplaşmayla ilgili olduğu kanaati toplumda yer tutmuştur. Önce insanlar alınıyor, sonra delil aranıyor. Telefon dinlemeleri gelsin, kişilerin birbiri hakkında, gizli, açık tanıkların iddiaları, ifadeleri, iftiraları ortaya dökülsün, onlardan belki bir şey çıkarırız anlayışıyla hukuk yürütülür mü?" diye sordu.

Baykal, Türkiye'nin, böyle bir yargılamayı vicdanına sığdıramayacağını da dile getirdi.

"Silah işi ayrı, Ergenekon işi ayrı"


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yeraltından silahların çıktığına işaret ederek, "silah işi ile Ergenekon işinin" ayrı olduğunu belirtti. Baykal, "Ergenekon işi, bir siyasi hedefi olan, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın kafasında şekillenmiş, bir siyasi ithamın icabı olarak yürümekte olan bir davadır. Onun içine bir sürü konu yerleştirilmek istenmiştir ama şu ana kadar yerleştirildiğine dair somut kanaat ortaya konmamıştır" diye konuştu.

Devlet içindeki çeteleşmenin, örgütlerin ayıklanması, teşhir edilmesi ve etkisizleştirilmesi için yapılacak her çalışmayı desteklemeye hazır olduklarını belirten Baykal, "Silahlar çıktı. Siz, o silahlardan yola çıkarak, sanıkları yakalayın. Tiyatro sanatçılarını, magazin dünyasının şöhretlerini, gazetecileri, televizyoncuları, aydınları, profesörleri almışsınız, silaha bağlamaya çalışıyorsunuz. Silahı buldun, kendine güveniyorsan o silahtan çık, orada kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkar da göreyim seni, çıkar onu. O silahlar oraya nasıl girdi, kime ait silahlar? TBMM, o silahlarla ilgili tabloya el atmalıdır, incelemelidir; bu konu aydınlığa kavuşturulursa çok şey olur. Silahların aydınlatılması, Susurluk'a mı, öncesine mi, özel time mi, terörle mücadeleye mi gider, bilemem. Bunu araştıralım" dedi.

Baykal, "1995'te Genel Başkan olduğumda, kendimi koalisyon içinde buldum. Başbakan ile 4 saat görüştüm ve sonra 'devlet kuşatma altında, Hükümet ortağı olmayı kabul etmiyoruz' diyerek, Hükümetten ayrıldık, Türkiye seçime gitti. 4-5 ay sonra da Susurluk patladı" diye konuştu.

TRT'ye eleştiri


Baykal, iktidarın, psikolojik savaş anlayışıyla konuya yaklaştığını, olayın, hukuk süreci olarak değil, toplumu yönlendirmeye, etkilemeye yönelik psikolojik savaş anlayışı içinde ele alındığını söyledi.

Bu harekatın bir parçası olarak, devreye TRT'nin de sokulduğunu öne süren Baykal, TRT'nin davada "Psikolojik savaşın tetikçisi kurum" konumuna sokulduğunu iddia etti.

Tuncay Güney'in yayınlanan ifadesine işaret eden Baykal, "İfadenin, işkence altında alındığı söyleniyor. Maşallah işkence altında alınmış bir ifade görüntüsü yok, karşısındakilere ders veren, eğiten birisi anlatıyor. Ne bir işkence emaresi, baskı duygusu... Tam tersine küstah bir anlayış içinde ona buna ders verip, ukalalık yapan anlayışta yapılmış bir çekim. Bu zatın ifadesini böyle mi aldınız?" diye sordu.

Baykal, TRT'nin resmi bir kuruluş olduğunu, milletin vergisiyle bütçesinin oluşturulduğunu anımsatarak, o bütçede herkesin katkısı bulunduğunu ifade etti.

"TRT, kimseye küfrettirmeyecek, hakaret ettirmeyecek, kimseyi tek taraflı suçlatmayacak, aksi olursa müdahale edecek" diyen Baykal, "Adam başlamış, önüne geleni dizmiş, söylüyor. Ciddiye alıp, dedikleriyle ilgili bir şeyler söylemem mümkün değil. Beni üzen, acı veren; Türkiye'de devletin bir kurumunun, devletin saygın olması gereken kuruluşlarının, -bu kuruşlara, yargı, savcılık, emniyet görevlileri, haberleşme kurumları, TRT de dahildir- bu adamı, ciddiye alıp, karşısında ağzı açık, bunu dinler vaziyette görmektir" ifadesini kullandı.

Baykal, "80 yıllık Türkiye, hukuku sağlam, bölgenin en güçlü ülkesi; ne hale getirdiniz. 6,5 yılık AKP iktidarı olmasıydı, bütün bunlar başımıza gelir miydi? Türkiye'yi çığırından çıkaran bunlar olmadı mı? Anayasası, kurumlararası ilişkiler allak bullak edildi. Memleketin gerçekleri, doğruları ortadan kaldırıldı, yanlışlar, doğrunun yerine getirildi. Bu da 'değişim, yenilenme, Avrupa ile birleşiyoruz' diye konuldu. Bir baktık kendimizi, Ortadoğu bataklığında, Hamas'ın yanında buluverdik" dedi.

Hükümetin Gazze politikası

Hükümetin Gazze politikasını eleştiren Baykal, "En çok konuşan biz olduk, olayları yönlendirirken de devre dışı kalan biz olduk" dedi, Türkiye'nin tarafsız kalıp sağduyulu politika izlemesi gerektiğini söyledi.

Baykal, "Gazze'deki saldırılar şimdilik durmuş gibi gözüküyor. Şu tespitleri yapabiliriz; İsrail bu saldırı ile çok haksız ve orantısız bir biçimde güç kullanarak müdahale etmiştir. İsrail masum insanları ölüme mahkum etmiştir. Gazze'de İsrail insanlık adına utanç tablosu yaratmıştır" dedi.

"Bu saldırılara sessiz kalınması da ayıptır" diyen Baykal, "Gazze saldırısı, Şatila katliamları gibi yeni bir katliam olarak bu kaydedilmiştir. Gazze'de insanlarla birlikte insanlıkta katledilmiştir. Bizi bu kadar yakından ilgilendiren bir tablo karşısında, hem İsrail hem Filistin ile uzun süreden beri sağlıklı ilişkileri olan Türkiye'nin bu kriz karşısında takındığı tavır, Türkiye'ye yönelik kuşkuların ortaya konmasına neden olmuştur" diye konuştu.

CHP lideri, "Elbette hepimiz o acıları, ızdırabı yaşadık. Devlet olarak bizim atmamız gereken önemli adımları bir tarafa bıraktık ve bu konuya yönelik söylemlere, suçlamalara ağırlık veren, vatandaşların duygularını harekete geçirmeye öngören bir dış politika üslubu içine girdik. Bu tutum, Türkiye'yi etkin diplomasi uygulama ve sonuç alma şansından yoksun bıraktı" dedi.

Baykal, "En çok biz konuştuk ama gerekeni yapamadık. Başbakan nutuk attı, arkadaşlarımız 'Meclis'te İsrail'i kınayalım' dedi, AKP önergeyi reddetti. Bir tavrı takınmak istiyorsak bunu kişisel laflarla yapmaya gerek yok. Konuştuğun için etkin olmaktan çıkıyorsun. Bu yanlış olmuştur. Sessiz sedasız Mısır etkili diplomasi ortaya koymuştur. Biz Ortadoğu'daki bir çatışmanın tarafı olamayız. Hamas ile FKÖ arasındaki çatışmada bile Hamas'ın telsilcisi olmuşuz. Bu suçlamara biz girmemeliyiz. Başbakan kaptırdı gitti... Bizim işimiz Türkiye'yi düşünmek" ifadesini kullandı.

Obama dönemi


Bugün görevi devralacak olan ABD'nin yeni başkanı Obama'ya ilişkin değerlendirmede bulunan Baykal, "ABD'de Obama'nın göreve başlaması bütün dünyanın geleceğini yakından ilgilendiriyor. Umut ediyoruz dünyanın genel görünümünde köklü bir değişim gerçekleştirecektir. Umarız dünya, bütün ülkelerin saygı gördüğü bir anlayış içinde yürütülür. Dünyaya barış egemen olur" diye konuştu.

Ekonomik kriz


Ekonomik sıkıntıların devam ettiğini, işsizliğin hızla artış gösterdiğini belirten Baykal, "Emeklilere yüzde 4 gibi bir ücret artışı söz konusu. Bir biri ardına gelen zamlar gerçekten emeklilerimiz başta olmak üzere dar gelirli vatandaşlarımızı ciddi şekilde sarsmıştır. Hükümetimizin krize karşı bütüncül bir programı yoktur. Nasıl ekonomi politakası izleyeceğimizi IMF ile yapılacak olan anlaşmanın belirleyeceği ortadadır. IMF yarar getirmeyecektir, çünkü IMF'nın amacı başkadır" dedi.

CHP lideri Baykal, "Türkiye'deki ekonomik krizin yarattığı sorunları IMF değil hükümet çözebilir. Hükümet kriz ile mücadele konusunu sadece IMF pencesinden değerlendirdiği için konunun önemli yönünü atlamaktadır. O yönde şudur; Türkiye'nin ekonomik kalkınma açısından bu kriz döneminde hükümetin alacağı tedbirlerle desteklenmesine olan ihtiyaçtır... Vatandaşa zam yapma anlayışı ile ekonomik krize yaklaşılmaktadır. Ekonomik kriz ortamında vatandaş rahatlatılmalıdır. Örneğin daha çok çocuğa daha çok burs verebiliriz. Vatandaşı ekonomiye sokacak bir paketin hazırlanması için her türlü desteği vermeye hazırız" diye konuştu.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow