hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    SON DAKİKA: Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan İsveç adımı

    SON DAKİKA: Diyanet İşleri Başkanlığından İsveç adımı
    expand

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ankara'da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İsveç'te gerçekleşen Kuran-ı Kerim provokasyonu ile ilgili olarak birçok ülkeye mektup gönderileceğini söyleyen Erbaş, İslam İşbirliği Teşkilatına mensup Diyanet İşleri Başkanları ve Din İşleri Bakanları ile çevrim içi bir toplantı yapmayı planladıklarını da belirtti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başkent Ankara'da Diyanet İşleri Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İsveç'te gerçekleşen Kuran-ı Kerim provokasyonuna ilişkin açıklamalarda bulundu. 

    İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırının hangi amaçla yapıldığı yönündeki bir soru üzerine Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak buradaki düşüncemiz, her ne amaçla olursa olsun her ne amaçla yapılırsa yapılsın, bu olayın özgürlükler çerçevesinde değerlendirilemeyeceği, inançlara saygı göstermek gerektiği, hiçbir şekilde böyle bir olayın kabul edilemeyeceğidir. Onlar hangi amaçla yapmıştır, niçin engel olunmamıştır, bunların pek çok cevabı olabilir. Hangi amaçla olursa olsun, bu kınanması ve lanetlenmesi gereken bir olaydır.” dedi.

    Papalıktan veya Hristiyan dünyasından İsveç’teki eyleme karşı bir tepkinin gelip gelmediği ve Türkiye’de bu inanca yönelik bir eylemin olması halinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tepkisinin ne olacağı yönündeki soruyu cevaplayan Erbaş, şöyle konuştu:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Türkiye’de değil nerede olursa olsun, herhangi bir inancın kutsal sayılmış olduğu bir değere hakaret edilmesine her zaman karşı çıkarız. Çünkü bizim inancımız bunu gerektiriyor. Bizim inancımız savaşta bile ‘savaş ahlakı’ diye bir ahlak oluşturmuş. Savaşta bile insanların mabetlerinin dokunulmazlığı vardır, kitaplarının dokunulmazlığı vardır, din adamlarının, masumların dokunulmazlığı vardır. Hatta yeşile bile dokunamazsınız. Bizim inancımız bunu gerektirmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de böyle bir şey olsa buna ilk karşı çıkan biz oluruz. Yurt dışında herhangi bir yerde böyle bir şey olsa yine tepkimizi gösteririz. Doğrusu Hıristiyan dünyadan bir tepki mahiyetinde bir şey duymadım şu ana kadar. Sizler medya içinde olduğunuz için bizden daha iyi bilirsiniz. Ben duymadım, siz duydunuz mu?”

    MEKTUP GÖNDERİLECEK

    İsveç’teki saldırıyla ilgili dünya genelinde çeşitli kesimlerin temsilcilerine mektup göndereceklerini ve İslam İşbirliği Teşkilatına mensup Diyanet İşleri Başkanları, Din İşleri Bakanları ile çevrim içi bir toplantı yapmayı planladıklarını belirten Erbaş, “Sadece İsveç’teki olan bu menfur Kur’an yakma işine yönelik değil, onu merkeze alarak Avrupa ülkelerinde yapılan İslamofobik bir takım hareketlere karşı tepkimizi hep birlikte göstermeye gayret edeceğiz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çeşitli zamanlarda hem Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüz bünyesinde yapmış olduğumuz faaliyetler hem de bu tür olaylardan sonra göstermiş olduğumuz tepkilerin ben çok etkili olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu çalışmalarımız başka kesimleri, başka ülkelerden duyarlılık beklediğimiz insanları da harekete geçirir.” ifadelerini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    MAHKEMEYE TAŞINACAK

    Diyanet işleri Başkanlığı olarak İsveç’teki Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıya yönelik yapılan görüşmeler ve çalışmalara ilişkin bilgiler veren Erbaş, şöyle konuştu:

    “Biz Türkiye’de yapmış olduğumuz tepkisel eylemlerle, özellikle dün sabah 90 bin camimizde milletimizi sabah namazı buluşmasına, Kur’an okumaya, dua etmeye ve İsveç’te gerçekleştirilmiş olan bu menfur Kur’an saldırısına karşı tepkiye davet ettik. Önemli bir yankı oluşturdu. Onun ardından dün birim amirlerimiz ve başkan yardımcılarımızla yapmış olduğumuz önemli bir toplantı oldu. O toplantıda konuştuğumuz konulardan birisi de mahkemelere başvurarak, dünyanın çeşitli yerlerinde, özellikle batı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın 120 kadar ülkesinde ataşelerimizin, müşavirlerimizin önderliğinde mahkemeye başvurma şeklinde bir eylemimiz olacak inşallah. Bunu gerçekleştireceğiz. Bir de, çeşitli yerlere mektuplar yazarak özellikle Kur’an-ı Kerim’e, camilere yapılan bu tür saldırılar, İslamofobik bir takım eylemlere karşı bir duruş sergileme noktasında mektuplar aracılığı ile tavrımızı da göstereceğiz inşallah. Devletimizin ilgili yöneticileriyle de görüşmelerimiz, istişarelerimiz devam ediyor.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE

    Başörtüsüyle ilgili yasal düzenlemeye yönelik soruya ise şu yanıtı verdi:

     “Geçmişte başörtüsü konusunda çok büyük acılar yaşamış kişiler olarak garanti altına alınması ve bundan sonra hiçbir şekilde başörtüsü özgürlüğüne dokunulmaması noktasında çok büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ben uzun yıllar üniversite hocalığı yaptım. Hem üniversite hocalığı sürecinde hem de idarecilik, dekanlık yaptım, başörtüsü ve benzeri kısıtlanmış özgürlükler yüzünden ne kadar acılar yaşadığımızı burada anlatsam saatler alır. Bir daha bu tür acıların yaşanmaması için, devletimizin, milletimizin hep birlikte ortak bir kararla bu yaşanan acılara son vermek ve bir daha yaşanmasını engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmamız lazım diye düşünüyorum. İnşallah olur diye de inanıyorum. Milletimiz bu konuda duyarlıdır. O duyarlılığın ben üst seviyede olacağı kanaatini taşıyorum.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

     6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMAR İDDİASI

    6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesine yönelik tartışmaların sorulması üzerine Başkan Erbaş, şunları kaydetti:
    “Bir kere 6 yaşında, ben bunu telaffuz etmek bile istemiyorum. Yani böyle bir şey olamaz. Bunun nasıl yapıldığını da doğrusu bilmiyoruz, yani bizim için muamma. Bir evlilik midir, başka bir şey midir, onları bilmiyoruz. Ergenlik yaşı ayrı, rüşd yaşı ayrıdır. Bizim bütün açıklamalarımız böyledir. Ergenlik yaşı, biyolojik bir gerçekliktir. Bunu söylemek için illa ki bir din adamı olmaya gerek yok. Din adamı olmayan birisi de şunu her zaman söyler, ‘ergenlik kız çocuklarında işte 9 yaşında başlar, erkek çocuklarında 12 yaşında başlar’ diye. Bunu herkes söyler. Bunu bir tıp adamı da söyler, bir biyolog da söyler, bir din adamı da söyler. Ama rüşd yaşı evlilikte önemlidir, o da 18 yaştır. Bugün bizim kanunlarımızda kendiliklerinden eğer evliliğe karar vermişlerse 18 yaş aranır. Bu bizim yapmış olduğumuz açıklamada, hatta bütün camilerimizde okuduğumuz bir hutbe oldu, ben de şu camide kendim okudum. Orada dedim ki, devletimizin koymuş olduğu bu kanun inancımıza da uygundur. Rüşd yaşından itibaren evlilik bizim tavsiye ettiğimiz evliliktir dedim. Bu söylememizi de hep sürdüreceğiz inşallah.”

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow