Susurluk davasına üst düzey tanıklar

Susurluk davasına üst düzey tanıklar
expand

Eski milletvekili Sedat Edip Bucak'ın 'Susurluk davası' kapsamında yargılandığı davada, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de aralarında bulunduğu sekiz kişinin tanık olarak dinlenilmesine karar verildi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Sanık avukatlarının taleplerini değerlendiren İstanbul İkinci Ağır Ceza Mahkemesi, ikamet adresleri Ankara'da gösterilen Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Doğan Güreş, emekli Korgeneral Hasan Kundakçı ve Sedat Edip Bucak'ın amcasının oğlu olan Fatih Bucak'ın talimatla ifadelerinin alınması amacıyla Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne talimat gönderilmesini kararlaştırdı. 
 
Mahkeme heyeti, ikametleri İstanbul olarak gösterilen eski başbakanlardan Tansu Çiller ile emekli Albay Eşref Hatipoğlu'na da davetiye çıkarılarak duruşmada dinlenmelerini hükme bağladı. 
 
Heyet, tanık olarak dinlenmesi kararlaştırılan, ancak açık adresi belirlenemeyen emekli Albay Seral Saral'ın da Ankara'da olduğu bildirilen adresinin tespitinin yapılarak, yine ifadesinin alınması amacıyla Ankara Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılmasını kararlaştırdı.
 
Duruşma, bu işlemlerin tamamlanması amacıyla 5 ekime ertelendi.
 
Bucak'ın beraat kararı esastan bozulmuştu
 
Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi, DYP Şanlıurfa eski milletvekili Bucak hakkında Susurluk davası kapsamında 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak' suçlamasıyla verilen beraat kararını 28 şubat 2004'te esastan bozmuştu.
 
İstanbul İkinci Ağır Ceza Mahkemesi de 17 ocak 2006'da Yargıtay'ın ilamına uyulması yönünde karar vermişti.
 
Gerekçeli kararda, ''Korkut Eken, İbrahim Şahin, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı'nın Siverek'te sanık Sedat Bucak ve yakınları tarafından ağırlandıkları dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabit olup, olağan yaşam koşulları içinde biraraya gelmeleri ve tanışmaları dahi olanaksız olan tüm bu kişiler ile sanık Bucak arasındaki ilişkiler ağının yasal bir zeminde gerçekleşip, resmi bir takım gerekçelerden kaynaklandığını, rastlantısal ve meşru olduğunu kabul etmek mümkün değildir'' denilmişti.
 
Kararda, Sedat Bucak'ın, 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak' suçundan mahkum olan ve haklarındaki mahkumiyet kararları kesinleşen diğer sanıklar ile birlikte aynı teşekkül içinde yer aldığı ve konumu itibariyle yönetici durumunda bulunduğunun gözetilmesi gerektiği de vurgulanmıştı.
 
Davanın gelişimi
 
Kaldırılan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Susurluk'ta 3 kasım 1996 tarihinde yaşanan trafik kazasının ardından dönemin DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak hakkında dava açmıştı.
 
Davada Sedat Bucak'ın, TBMM'ce dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra 'gıyabi tutuklama kararıyla aranan Abdullah Çatlı'nın yerini bildiği halde yetkili mercilere haber vermeyerek saklamak', 'cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak' ve 'vahim nitelikte silah bulundurmak' suçlarından 11 ile 20 yıl arasında ağır hapsi istenmişti.

Hakkında açılan dava 'Susurluk Davası' ile birleştirilen Bucak'ın 18 nisan 1999'da yeniden Şanlıurfa Milletvekili seçilmesi üzerine yargılaması 3 mayıs 1999 tarihinde durdurulmuş ve dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle dosyası yeniden TBMM'ye gönderilmişti.
  
3 kasım 2002 seçimlerinde milletvekili seçilemeyen Bucak'ın dosyası,  TCK'nın 313'üncü ve 314'üncü maddelerinin DGM kapsamından çıkarılması nedeniyle İstanbul İkinci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow