Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Yargıdan, yine yargıya sahip çıkmasını bekliyoruz" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın da
aralarında bulunduğu 9'u tutuklu 22 avukat hakkında "Terör örgütü DHKP-C'ye üye olmak ve yönetmek" suçlarından açılan davanın ilk duruşmasına gözlemci sıfatıyla katılan Feyzioğlu, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın mensuplarına açıklama yaptı.

Feyzioğlu, arkadaşlarının savunma haklarını yurttaşlar adına kullandıkları için yargılandıklarını savunarak, "Birtakım soruşturmalarda 'susma hakkını kullanın' dedikleri için veya belli tür davaları almakla suçlandıkları için yargılanıyorlar ve tutuklular. Türkiye açısından utanılacak bir durumdur. Bu
utancın yine yargı tarafından temizlenmesini bekliyoruz. Yargıdan, yine yargıya sahip çıkmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve hükümete yönelik eleştirilerde
bulunan Feyzioğlu, "Siyasi iktidar tarafından, bakan çocuklarına gösterilen
hassasiyetin, yurttaşların haklarını savunan avukatlar açısından da
gösterilmesini bekliyoruz" dedi.

Feyzioğlu, meslektaşlarının tahliye edilmesini umut ettiğini dile getirerek, tahliyelerin, Türkiye'ye demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda bir
müjde vereceğini ifade etti.

"Mesleki dayanışma için geldik"

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da davanın, hukuk tarihine "kara bir leke" olarak geçeceğini savundu.

Kocasakal, mesleki faaliyetlerle ilgili açılan davaların kabul edilemeyeceğini belirterek, mesleki dayanışma için davayı izlemeye geldiklerini söyledi.

En fazla güvenilen kurumların içerisinde baroların yer aldığını aktaran Kocasakal, "Toplum adına hukuk mücadelemizi, hak mücadelemizi yılmaksızın sürdüreceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın" dedi.

Yargı ve emniyetin birtakım güçlerin çarpışma alanı haline geldiğini iddia eden Kocasakal, "İşte ondan sonra olan vatandaşa ve ülkeye oluyor. Yani
birtakım güçler, yargı ve emniyet üzerinden birbirleriyle hesaplaşıyorlar. Bunun neresinde hukuk var? Bu işin bir boyutu, diğer boyutunu da kimse ihmal edemez. Ortada belki de cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddiası var. Bu birtakım şeylerle geçiştirilemez" diye konuştu.

Kocasakal, Ergenekon ve Balyoz davaları döneminde hiç kimsenin aklına masumiyet karinesi, özel hayatın gizliliği gibi konuların gelmediğini belirterek, hükümetin İstanbul merkezli operasyonla ilgili açıklamalarını eleştirdi.

İddiaların ve soruşturmaların üzerinin örtülemeyeceğini ifade eden Kocasakal, şöyle devam etti:

"Bunun takipçisiyiz. Failler kim olursa olsun, hangi mevkilerde olursa olsun, sıfatları ve konumları ne olursa olsun hukuk devletiysek sonuna kadar üzerine gidilmesi gerekiyor. Ama bu yapılırken de usul kurallarına titizlikle
uyulmalı, soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi ve diğer kurallara
uyulmalıdır. Bizim beklentimiz bu."

Kocasakal, Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğin iptali için dün dava açtıklarını hatırlatarak, konunun takipçisi olduklarını sözlerine ekledi.

Geniş güvenlik önlemi alındı

Avukatların, meslektaşlarına destek için otobüserle geldiği Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde, geniş güvenlik önlemleri alındığı görüldü.

Yerleşkeye gelen bir grup ise duruşma salonunun yanında bulunan boş
araziye tutuklu avukatların maketlerini bıraktı.