hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    TRT World Forum'da konuşan İbrahim Kalın'dan önemli açıklamalar

    TRT World Forumda konuşan İbrahim Kalından önemli açıklamalar
    expand
    KAYNAKİHA

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT World Forum kapsamında düzenlenen "Bölgesel Aktörler ve Ortadoğu'da Değişen Güvenlik Denklemi" başlıklı oturumda konuştu. Bölgeye ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Kalın, “Ortadoğu’da sürdürülebilir barışın olması için adaletin temel alınması gerekir” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Forum’un ikinci günü ilk oturumu “Bölgesel Aktörler ve Orta Doğu’da Değişen Güvenlik Denklemi” oldu. Moderatörlüğünü TRT World Sunucusu Imran Garda’nın yaptığı oturumda konuşmacılar arasında; Fouad Siniora (Lübnan Eski Başbakanı), İbrahim Kalın (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü), Mokhtar Lamani (Arap Ligi Birleşmiş Milletler Eski Temsilcisi), Maha Yahya (Carnegie Ortadoğu Direktörü), Staffan de Mistura (Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi) yer aldı.

    Hamid Karzai: Kesinlikle bir dış mihrak var

    "Güven sorunu çok ciddi boyutlara ulaştı"

    Açılış panelinde konuşan Fouad Siniora şunları söyledi:

    “Soğuk savaş döneminde iki kutuplu bir yapı vardı. 1990’larda ise tek kutuplu bir yapı hakimdi. Şu an parçalanmış bir dünya söz konusu. Bugün birçok nedenden dolayı dünyada güvensizlik ve düzensizlik var. İnsanlar artık kendilerini güvende hissetmiyor. Günümüzde ‘güven’ sorunu çok ciddi boyutlara ulaştı. Ayrıca ulusal ve uluslararası kuruluşlara ve devletlere yönelik güven problemleri devam ediyor. Diğer yandan popülizm almış başını gidiyor. Ülkeler kendi aralarındaki ilişkilerde birçok zorluk ile mücadele ediyor. Dünya git gide kaotik bir durumda doğru ilerliyor. Dünya’nın bir arada durmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde, evrensel değerler erozyona uğruyor ve hukukun üstünlüğü göz ardı ediliyor. Dünya genelinde kural ve kanunlara dayalı bir düzen tesis edilmeli.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ortadoğu ile ilgili görüşlerini paylaşan Siniora sözlerine şöyle devam etti:

    “Daha fazla yıkım nasıl engellenebilir? Sürdürülebilir çözümler nasıl hayata geçirilebilir? Ben iki önemli faktörün öne çıktığını düşünüyorum. İlk olarak, barışın herkesin yararına olduğunu anlamalıyız. Yıllardır çatışma ve anlaşmazlıklardan yorgun düşmüş olan Etiyopya, Eritre, Cibuti ve Somali gibi ülkeler, en sonunda barışın herkesin yararına olduğunu anlayarak barış görüşmelerini başlattılar. Özellikle Ortadoğu’da da yıllardır devam eden savaşların bizi getirdiği noktada, bu durumu bir fırsata çevirebiliriz. Bununla bağlantılı bir şekilde ikinci olarak, bölgedeki devletler ortak çıkarlarına odaklanarak var olan sorunlara ortak çözüm yolları bulabilirler. Bu süreçte, yaşanacak riskler ve tehlikeler tabii ki göz önünde bulundurulmalıdır. Fakat ülkelerin ortak çıkarlara odaklanması gerekiyor.”

    "Barışın sürdürülebilir olması için adaleti temel alması gerekir"

    Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan İbrahim Kalın, “Barış için selam diyerek başlamak istiyorum. Son yüzyılda savaşlarla ve kanla anılan Orta Doğu coğrafyası, bundan birkaç yüzyıl önce medeniyetin, felsefenin, ilimin, bilimin ve mimarinin en başarılı örneklerinin üretildiği bir coğrafyaydı. Birkaç yüzyıl öncesine kadar dünyaya ışık tutan kişilerin bu coğrafyadan yetiştiğini ve insanlığın onlardan birçok şey öğrendiğini biliyoruz.” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Güvensizlik konusunun önemli bir zafiyet olduğuna dikkat çeken İbrahim Kalın sözlerine şöyle devam etti:

    “Güvensizlik çağında yaşıyoruz. Dünya kendisini güvensiz hissediyor. Tek taraflı politikalar, ırkçılık ve güçlüyüm o yüzden haklıyım gibi yaklaşımlar tüm dünyada etkisini giderek artırıyor. Güvensizliğin nedeni tam da budur. Örnek vermek gerekirse, Almanya-Mesut Özil meselesine bakabiliriz. Kendisi Almanya A Milli Takımı’ndan ayrıldı. Çünkü ırkçı çevrelerden çok baskı geldi. Peki bizler ne kadar vakit ayırabildik bu konuya? İsteğimiz global bir barış fakat birkaç gün yorumlayıp geçiyoruz önemli meseleleri. Bu konu Suriye’de, Irak’ta gördüğümüz acılardan çok da ayrı bir durum değil. Global bir dünyada yaşıyorsak, her şey entegre ise o zaman daha bütüncül bir açıdan bakmalıyız olaylara. Bu güvenlik sorunu sadece Orta Doğu’ya has değil dünyanın her yerinde var.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Lübnanlı gazeteci Anthony Shadid’in “The Night Draws Near” adlı kitabından alıntı yapan Kalın, “Ortadoğu’ya her gittiğinizde tek bir kelime kulağınıza çalınır. Bunun da çok kilit önemi vardır siyasi kültürü anlamada, Arap toplumunda siyasi kültürü anlamak da çok önemlidir. Demokrasi her zaman kulağınıza çalınmayabilir. Özgürlüğü de duymayabilirsiniz ya da sivil özgürlükler kelimesi de kulağınıza gelmeyebilir ama tek bir kelime sürekli ortaya konulur ve sürekli duyulur her bir çevrede, her bir konuşmada, her bir seviyede, o da adalet. Adalet olmaksızın asla bölgeyi anlayamazsınız, sürdürülebilir barışı tesis edemezsiniz. O yüzden de bir Suriye çatışmasından ve Irak’tan, Yemen’den, Filistin’deki problemlerden bahsederken adalet olmaksızın barış tesis edilemez. Tamamen yüzeysel geçici öylesine konumlandırılmış belli ulus-devletlerin çıkarlarına hizmet eden bir düzen olur sadece. Barışın sürdürülebilir olması için adaleti temel alması gerekir” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Suriyeliler çok ağır bedeller ödüyorlar"

    Suriyelilerin ağır bedeller ödediğine vurgu yapan Maha Yahya ise “Son derece zorlu bir süreçten geçiyorlar. Suriyeliler çok ağır bedeller ödüyorlar. Artık kontrol edemedikleri bir savaş için, hayatlarını kaybediyorlar. Suriye’deki bölgesel, küresel ve devlet dışı aktörler şunu fark etmeli; devam eden istikrarsızlık ve aktörlerin çıkar politikaları halk tarafından kabul görmüyor. Bu durum gelecek için yeni ve derin çatışma tohumlarının ekmekten başka bir işe yaramıyor. Sürdürülebilir barışı sağlamanın tek yolu, halkı ve onların kaygılarını dikkate almaktan geçiyor” diye konuştu. 

    "Yeni krizlerin doğabilir"

    Oturumda görüşlerini paylaşan Mokhtar Lamani de “Sahadaki ve diplomasi alanındaki tecrübelerime dayanarak yeni krizlerin doğabileceğini düşünüyorum. 90’lı yıllarda ‘başarısız devlet’ diye bir tanım vardı. Önümüzdeki dönemlerde başarısız bir bölgeden mi bahsediyor olacağız? Bunu hep birlikte göreceğiz.” dedi. 

    "İdlip’de büyük bir faciadan dönüldü"

    Önümüzdeki süreçlerle ilgili çıkmaz yollar olduğunu vurgulayan Staffan de Mistura da şunları söyledi:

    “Türkiye ve Rusya’nın diplomatik girişimleri ile İdlip’de büyük bir faciadan dönüldü. Bu girişimlere ek olarak uluslararası toplumun desteği ve yerel halkın olası bir müdahaleye karşı düzenlediği protestolar sorunun diplomatik bir yol ile çözülmesine katkı sağladı. Uluslararası toplum bu konuda Türkiye’ye destek olmalı. Çünkü orada bulunan teröristler ile mücadele ederken sivil halkı koruyabilmek kolay bir iş değil. İdlip’de sağlanan uzlaşının Suriye genelinde barışı sağlamak için çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.”

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow