Uluslararası avukat örgütleri Türkiye'de
ÇHD'li 9 avukatın tutuklanmasının ardından konuyu BM'ye taşıyan 4 uluslararası avukat örgütü Türkiye'ye gelerek "olay tespiti" yaptı.
Avrupa ve Arap ülkelerinden dünyanın önde gelen uluslararası avukat örgütleri, KCK davasında 46 avukatın yargılanmasından sonra ÇHD'li avukatların da tutuklanması üzerine Türkiye'ye geldi. 5 gün incelemede bulunan örgütler bir rapor hazırlayarak Türkiye'ye uluslararası hukuka uyması uyarısında bulundu ve tutuklu avukatların serbest bırakılmasını istedi.
Uluslararası avukat örgütleri Türkiye'de
Dünya'da İnsan Hakları ve Demokrasi için Avrupalı Hukukçular (ELDH), Avrupalı Demokratik Hukukçular, Arap Avukatlar Birliği, Uluslararası Demokratik Hukukçular Derneği (IADL) temsilcileri, 18 Ocak'ta Çağdaş Hukukçular Derneği'ne yönelik DHKP-C adı altında yürütülen operasyonda 11 avukatın gözaltına alınarak, 9'unun tutuklanmasının ardından Türkiye'ye geldi.
ELDH Genel Sekreteri Thomas Schmidt, ELDH'den aynı zamanda Lozan İsviçre Federal Parlamento Üyesi Nicolas Rochat Fernandez, IADL'in BM nezdinde Cenova Daimi Temsilcisi Micol Savia, Arap Hukukçular Birliği Genel Sekreter Yardımcısı (ALU) Lamia Mobada, ELDH ve IADL temsilcisi Fabio Marcelli, AED Avrupalı Demokratik Hukukçular Federasyonu Başkan Yardımcısı Hans Gaasbeek, Atinali Hukukçuların Alternatif Müdahalesi ve ELDH'den Dimitris Sarafianos, NewYork IADL'den Suzanne Adaley, İstanbul'da 5 gün boyunca incelemelerde bulundu.
Olay tespiti yaptılar
Almanya, Yunanistan, Hollanda, İtalya, İsviçre, Mısır ve ABD’den gelen 8 avukatın oluşturduğu heyet, Türkiye'deki avukat örgütleri ve İstanbul Barosu ile görüştü. Polis baskını gerçekleşen avukat bürolarına ziyarette bulunan heyet, tanıklarla görüştü. Soruşturmayı yürüten "Terörle Mücadele Savcısı" Adem Özcan ile görüşmek için de girişimde bulundu. Ancak Savcı Özcan, uluslararası örgüt temsilcileri ile görüşmedi. Tutuklanan avukatlardan hukuka aykırı bir şekilde zorla kan ve tükürük örneği alan doktorlar hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin de heyet İstanbul Tabip Odası ile görüştü. Uluslararası avukat örgütleri temsilcisi 8 avukat bir süre önce baskına uğrayan KESK Genel Başkanı ile de görüştü.
Avukatlara yönelik ihlalleri raporlaştırdılar
Heyetin olay tespitini tamamlamasının ardından ELDH, AED-EDL, ALU ve IADL'nin görevlendirdiği İngiliz avukat Richard Harvey, bir rapor hazırladı. Raporda heyetin vardığı şu sonuçlar belirtildi:
1. Tüm tutuklanan avukatlar, tutuklanmaları esnasında polis tarafından şiddet görmüşlerdir ve Taylan Tanay, üst katında ikamet ettiği Halkın Hukuk Bürosu’dan ÇHD ofisine zor kullanarak götürülmüştür. ÇHD eski Şube Başkanı Serhan Arıkanoğlu ve ÇHD üyesi Zeki Rüzgar, kendi iradeleri ile savcıya ifade vermek üzere adliyeye geldiklerinde gözaltına alınmışlardır.
2. Gözaltındaki kişilerden, zor kullanılarak [Türkiye hukuku ihlal edilerek] yürürlükte olan cezai bir soruşturmada gerekli olacağını gösteren hiçbir gerekçe ortada yokken, kan ve tükürük numuneleri alınmıştır. Bu numuneleri zorla alınmasına dâhil olmuş doktorların, tıbbi etiği ihlal ettikleri bildirilmiştir.
3. Bu gözaltılara cevaben, o zamanlar yurt dışında Suriye’de bulunan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, gözaltıları kınayan açıklamalarda bulunarak kendisini bekleyen gözaltı kararına rağmen, Türkiye’ye dönme niyetini duyurmuştur. Atatürk Havalimanına vardığında gözaltına alınmış ve gözaltına alınacağını bilerek Türkiye’ye geri dönmesine rağmen polis tarafından “kaçma riski” olan biri olarak değerlendirilmiştir.
4. Avukatların müvekkillerinin dosyaları iade edilmemiş ve sayısız müvekkillerinin temel hakları böylece çiğnenmiştir.
5. Bir grup avukat tutuklama altındaki avukatların salıverilmesi başvurusu ile mahkemeye geldiklerinde, çevik kuvvet polisleri tarafından saldırıya uğramışlardır. Ramazan Demir, bilincini kaybedene kadar polis tarafından yerde sürüklenmiştir. Kendisi ve diğer başka avukatlar hastanelik olmuşlardır ve müvekkillerini temsil etme yasal görevini icra etmeye çalışırken alınan bu darbelerin fotoğrafları mevcuttur.
6. 18 Ocak 2013 sabah 04.00 sularında başlayan, polisin İstanbul ve Ankara’daki ÇHD Şube baskınları CMK madde 118 ihlal edilerek gerçekleştirmiştir. [1] Halkın Hukuk Bürosu (ezilenlerin temel haklarını savunan bağımsız bir hukuk ofisi) ve birçok avukatın evlerine de baskın yapılmıştır. Aramalar ve tutuklamalar sabah 04.00’te başlamıştır. Aramaların savcının yokluğunda başlatılması ve İstanbul Barosu’nun aramanın başlamasından bir saat sonra haberdar edilmesi sebebiyle, Ceza Muhakemesi Kanunu daha da fazla ihlal edilmiştir.
7. Polisin özellikle hedefinde görünen dava dosyaları dâhil olmak üzere, avukatların bilgisayarları ve diğer sır saklama yükümlüğü kapsamındaki evraklarına el konulmuştur. Polis aynı zamanda ÇHD’nin üye listelerine, ÇHD’nin hukuki yardımda bulunduğu bazı işçilerin mücadelelerine ilişkin dosyalara el koymuş ve Hrant Dink’in cinayetine ilişkin dosyalara ve başka dava dosyalarına el koymak istemiştir.
8. Bu avukatları tutuklayarak Türkiye Devleti, sadece onları mesleki görevlerini yerine getirmekten alıkoymamaktadır, aynı zamanda müvekkillerini kendilerinin seçtikleri bir müdafii tarafından temsil edilme haklarından da mahrum etmektedir. Bu iki davranış da, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 6, fıkra 2 ve BM Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler 1. Maddesinin ihlalidir. Üstelik Temel Prensiplerin 18. Maddesi uyarınca avukatlar müvekkilleri veya müvekkillerinin davaları ile özdeşleştirilmemelidir.
Avukatların tutuklanmasını BM'ye taşıdılar
ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş'in de katılımıyla dün İstanbul Barosu'nda bir basın toplantısı düzenleyen heyet, avukatların tutuklamalarını protesto etti. ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, derneğin İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay ile derneğin üye ve yöneticileri Güçlü Sevimli, Günay Dağ, Betül Vangölü Kozağaçlı, Şükriye Erden, Naciye Demir, Ebru Timtik, Barkın Timtik'in tutuklanmasını büyük bir endişe ile öğrendiklerini belirten heyetin üyeleri, 11 Şubat'ta konuyla ilgili BM İnsan Hakları Konseyi'ne başvurduklarını kaydetti. Avukatların tutuklanmaları ve haklarının ihlal edilmesini kamuoylarına da duyurduklarını vurgulayan avukat örgütleri temsilcileri, ÇHD'nin uzun yıllardır Dünya'da İnsan Hakları ve Demokrasi için Avrupalı Hukukçular'ın bir üyesi olarak hak savunuculuğu yaptığını vurguladı.
"Avukatlara yönelik davalar siyasi sebeplerle"
Heyet basın açıklamasında KCK kapsamında Silivri’de 46 avukata karşı yürütülen davanın da siyasi sebeple olduğunu gözlemlediklerini ifade etti ve ÇHD'li avukatların da aynı şekilde siyasi gerekçelerle tutuklandıklarını tespit ettiklerini kaydetti. Heyetin yaptığı açıklamada, "Bir kez daha avukatların görevlerini yerine getirmeleri sebebiyle müvekkilleri ile ya da müvekkillerinin davaları ile özdeşleştirilmelerini büyük bir endişe ile izlemekteyiz" denildi.
"Serbest bırakılmalılar, Türkiye hukuka uymalı"
Uluslararası avukat örgütleri, daha sonra olay tespitinde bulunarak hazırladıkları raporun ardından şu talepleri açıkladılar:
1) Tutuklanan avukatlar derhal serbest bırakılmalıdır.
2) Avukatlar, görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilmemelidir.
3) Türkiye Devleti;
a. Avukatların mesleklerini icra ederken herhangi bir gözdağı, engelleme, taciz ve uygunsuz müdahale ile karşılaşmamasını;
b. Avukatların, müvekkilleri ile yurtiçinde ve yurt dışında, herhangi bir engelle karşılaşmaksızın görüşebilmelerini ve bunun için özgürce seyahat edebilmelerini;
c. Bununla birlikte, avukatların, meslek tanımları kapsamında belirtilen görev, standart ve etik kurallar çerçevesinde gerçekleştirdikleri fiiller yüzünden, idari veya cezai soruşturma ile tehdit edilerek veya zarar görerek ekonomik ve diğer türlü herhangi bir yaptırıma maruz bırakılmamalarını sağlamalıdır.
4) Adil yargılanma hakkı ile ilgili olarak Türkiye tarafından kabul edilmiş tüm Uluslararası kurallar ve tüm Avrupa kuralları, örneğin; Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Madde 14, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 6, tam ve eksiksiz bir şekilde Türkiye Devleti tarafından uygulanmalıdır.
5) 'Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler' Madde 7, 8, 16 ve 18, tam ve eksiksiz bir şekilde yürürlüğe konmalıdır. Haklarında herhangi bir suç isnat edilmiş olsun olmasın, tutuklanan ya da gözaltına alınan kişilerin tümü için derhal avukat temin edebilme hakkı bulunmalı ve bu hak gözaltı ya da tutuklamanın gerçekleştiği andan itibaren 48 saati hiçbir şekilde aşmamak koşuluyla kullanılmalıdır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İstanbul Emniyet Müdürlüğü il içi atamaları 2024: İstanbul'da hangi ilçelerin emniyet müdürü değişti?
Şam'da önemli buluşma! Madde madde detaylar
Barış masası Ankara'da kuruldu! Düğümü Türkiye çözdü
Blinken'ın Ankara ziyaretinin kodları! Peş peşe önemli görüşmeler
Dikkat! Meteoroloji il il uyarıp saat verdi... Kuvvetli rüzgar ve fırtına alarmı!