hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Eski ABD Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanı CNN TÜRK'te

    “Kırım’ı alırlarsa her şey değişir” ABD’nin eski Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Ben Hodges Ukrayna’nın hazırlandığı karşı taarruzla ilgili bunu söyledi. CNN TÜRK'e konuşan Amerikalı Korgeneral Hodges, Türkiye’nin Finlandiya’ya NATO için yeşil ışık yakmasını memnuniyetle karşıladığını söyledi. Detaylar Dış Haberler Muhabiri Hilken Doğaç Boran'ın özel röportajında.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hilken Doğaç Boran: Bildiğiniz gibi Ukrayna karşı taarruza geçmeye hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Zelenski, Batı’dan gönderilen tankları ve zırhlı araçları almaya başladıklarını duyurdu. Sizce bu taarruz nasıl olacak? Ukrayna, Batı’dan aldığı gelişmiş sistemleri en iyi nasıl kullanabilir?

    Ben Hodges: Şu anda “fırtınadan önceki sessizlik” döneminde olduğumuzu düşünüyorum. Rusya’nın saldıracak kapasitesi kalmadı. Savunmaya odaklandıklarını düşünüyorum. Ukrayna tarafıysa talim, hazırlık yapıyor. Lojistik altyapıyı güçlendiriyor. Rusya’nın lojistik hatlarını ve karargahlarını hedef alıyor. Ukrayna’nın nihai hedefi Kırım. Kırım’ı özgürleştirmek. Bu karşı taarruzun amacı Kırım’ı izole etmek diye düşünüyorum. Amaç, daha fazla uzun menzilli silahı Kırım’a olabildiğine yakın konuşlandırabilmek. Bunlar tabii benim görüşlerim, gizli bilgilere vakıf değilim. Bence oldukça başarılı, profesyonel ve güçlü bir taarruz göreceğiz. Bizim “Müşterek Harekat Taktikleri” adını verdiğimiz bir yöntem kullanacaklar. Yani tanklar, mekanize piyade, zırhlı mühendis birlikleri ve kundağı motorlu obüsleri bir arada kullanacaklar. Ukrayna Hava Kuvvetleri’nin de yardımcı olacağını düşünüyorum. Amaç, oldukça dar bir cepheyi delip, Azak Denizi’ne kadar ulaşmak olacak.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hilken Doğaç Boran: Önceki röportajlarımızda Ukrayna’ya daha fazla askeri yardım yapılması gerektiğini söylediniz. Artık ana muharebe tankları da veriliyor. Ancak savaş jetleri hala verilmedi. ABD, şu an jetleri göndermenin uygun zaman olmadığını söyledi. Pentagon, bu uçakların şu an için cephede fayda getirmeyeceği görüşünde. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    Ben Hodges: Yönetimin, Ukrayna’ya kazanması için gereken her şeyi verme konusundaki çekimserliği beni oldukça şaşırtıyor. Neden F-16 ya da başka bir uçağın verilmemesi gerektiği konusunda o kadar çok bahane duydum ki… Tabii ki zorluklar olacak. Ama bu politikanın gerekçesini anlayamıyorum. Ukraynalılar bizi hep şaşırttı. Yeni teçhizatlara çok hızlı bir şekilde kullanmayı öğrendiler ve sistemlerine entegre edebildiler. Bence burada hükümetler mesele. Sadece ABD değil, diğer ülkeler için de bu geçerli. İstediğimiz stratejik sonucun ne olduğunu net bir şekilde belirlemediler. Hedefimiz ne? Çıkarımız ne? Bunlar net değil. Bu yüzden Ukrayna’nın kazanmasını sağlamak yerine kademeli olarak kaynak sağlıyoruz. Umarım jetleri teslim edeceğimiz noktaya geliriz. Tabii ki Ukrayna’nın buna ihtiyacı var. Hem kendilerini korumak hem de kara harekatlarını desteklemek için.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hilken Doğaç Boran: Yerle bir olan Bahmut kentiyle ilgili bir sorum var. Ukrayna komuta kademesi hala tahliye emri vermedi. Sokak çatışmaları sürüyor. Bu kararın stratejik olmadığı yönünde eleştiriler var. Siz ne düşünüyorsunuz? Buradaki yıpratma taktiği Ukrayna’nın lehine mi? Yoksa çekilmeliler mi?

    Ben Hodges: Bence Ukrayna burada büyük bir fedakarlık göstererek en doğru olanı yaptı. Bu, doktrinde “kuvvet tasarrufu” adını verdiğimiz bir taktik. Bir bölgeden fedakarlık ederek, asıl hedefiniz olan başka bir bölgedeki kapasitenizi artırıyorsunuz. Tabii buradaki ana hedef, muhtemelen önümüzdeki 1-2 ay içinde başlayacak, savaşın gidişatını belirleyecek karşı taarruz. Ama bunun olması için Ukrayna’nın Rusya’nın Bahmut ve diğer bölgelerdeki saldırılarını geri püskürtmesi gerekiyordu. Bunu başardılar. Genel kurmay bu noktada çelik gibi sinirler gerektiren bir şey yaptı. Yeni tankları ve teçhizatı kullanmadan bunu başardılar. Çünkü ileride kullanılacak bu zırhlı tugayları muhafaza edip eğitmeleri gerekiyordu. Bu ancak muazzam bir disiplin ve çelikten sinirlerle yapılabilecek bir şey. Aynı zamanda siyasi güç de gerekiyor. Çünkü Cumhurbaşkanı “bunu yapmaya devam edeceğiz” dedi. Bence Ruslar orada Ukraynalılara kıyasla çok daha fazla kayıp verdi. İleride dönüp baktığımızda, bu kararın ne kadar doğru olduğunu göreceğimizi düşünüyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hilken Doğaç Boran: Kırım’dan bahsettiniz. Tabii ki karşı taarruzun nerede olacağını bilmiyoruz ama büyük ihtimalle yarımada yakınlarında gerçekleşecek. Rusya’nın Kırım’a kara bağlantısını koparmak için yapılacak. Ama sorum şu: Rus güçlerinin Kırım’da mevziler kazdığını görüyoruz. Bunu nasıl yorumlarsınız? Sizce Ukrayna’nın Kırım’ı geri alacak gücü, kapasitesi var mı? Böylesi büyük bir taarruza girişmeliler mi?

    Ben Hodges: Öncelikle, tıpkı siz ve izleyicileriniz gibi bu siperlerin görüntülerini ben de gördüm. Hep görüyorum. Hiçbirinin üstünde koruma yok. Bildiğiniz açık hendekler bunlar. Savunmada etkili olacağını sanmıyorum. Çünkü iyi bir savunma için obüs atışlarına, drone saldırılarına vs. sizi koruyacak siperlere ihtiyacınız var. Onlarda bu yok. Siperler tabii ki uzun ve derinlemesine. Ancak mutsuz, kötü yönetilen, kötü eğitilen ve orada olmak istemeyen Rus askerlerle dolu. Ukrayna’nın saldırısının dar bir cephede olacağını düşünüyorum. 900 KM’lik hattın tamamına saldırmayacaklar, zaten buna gerek de yok. Şunu da unutmamak lazım. Kırım, belirleyici toprak. Ukrayna burayı alması gerektiğini biliyor. Rusya, bir çeşit müzakere sonucu Kırım’ı işgal ederse Ukrayna asla güvende olmayacak. Asla ekonomilerini yeniden inşa edemeyecekler. Bu yüzden Kırım’ı geri almaları gerek. Bahmut’un 200 KM civarındaki tüm Rusları öldürseler de stratejik gidişat değişmez. Ama Kırım’ı alırlarsa her şey değişir. Tabii bunu direkt dümdüz bir saldırıyla yapmayacaklar. Bence uzun menzilli güdümlü silahları kullanarak Kırım’ı Rusya için tutulamaz hale getirecekler. Sivastopol’daki deniz üssünü vuracaklar. Hava üslerini, lojistik merkezlerini vuracaklar. Karargahları vuracaklar. Böylece Rus askerlerinin buraya tutunmasını imkansız hale getirecekler.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hilken Doğaç Boran: Finlandiya, Türkiye’nin de onayı sonrası tarihi bir törenle 31. NATO üyesi oldu. Böylece NATO-Rusya sınırı iki kattan fazla arttı. Bu konuyla ilgili görüşünüz nedir? Rusya, Ukrayna işgaline gerekçe olarak NATO genişlemesini gösteriyordu. Şimdi sınırları iki kattan fazla arttı. Bunu nasıl yorumlarsınız?

    Ben Hodges: Bu, Kremlin’in “NATO bizi tehdit ediyor” peri masalını ortadan kaldırdı. Sınırın en güvenli noktası her zaman NATO kısımları oldu. Kimsenin buradan saldırmayacağını hep biliyorlardı. Şimdi, saldırganlıkları yüzünden Finlandiya ve İsveç kendi güvenlikleri için NATO’ya grime kararı aldı. Bu da, Vladimir Putin’in yaptığı en büyük stratejik hatalardan biri olarak tarihe geçecek. Tabii ki müttefikimiz Türkiye’nin Finlandiya’nın üyeliğine onay vermesini memnuniyetle karşıladım. Umarım İsveç için de aynı kararı verirler. Bunun neden hala sorun teşkil ettiğini çok iyi anlıyorum. Biliyorsun, 2 yıl İzmir'de yaşadım. Türkiye uzmanı değilim tabii ki, ama neden bazı konularda diğer ülkelere kıyasla farklı bir bakış açısına sahip olduğunu anlıyorum. Bu, ABD’nin Türkiye’yle ilişkisini düzeltip, güçlendirmesi gerektiğine de işaret ediyor. Aynı şekilde Karadeniz için kapsamlı bir stratejiye ihtiyacımız var. Türkiye ve diğer ülkelerin bölgeye bakış açısını anlamalıyız. Türkiye bu savaşta kritik bir rol oynuyor. Umarım ABD ve NATO’nun kalanı Karadeniz’deki çabalarımızı artırır. Zor bir mahallede bulunan müttefik Türkiye ile iyi ve güçlü bir ilişkimiz olmasını sağlar.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow