Gazze'de hastaneler çöküşe saat sayıyor

Gazze'deki hastaneler, abluka sebebiyle hayati öneme sahip malzemelere erişemiyor. Bebeklerin yaşaması için gereken ilaçlardan yoksun kalan şehir, yeni bir felaketi daha çaresizce bekliyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

İsrail'in senelerdir dünyanın en büyük açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze, daha da büyük bir insanlık trajedisinin yaşanmasına saat sayıyor.

Ablukanın şiddeti artırılarak hayati kaynakların bile girmesine izin verilmeyen şehirde, bebekler resmen ölüme terk ediliyor.

Doktorlar, abluka sebebiyle tükenmek üzere olan medikal malzemeler ve ilaçlarla çalışıyor. Bu kıtlığın bedelini ödeyenlerin arasında ise hayatla daha yeni tanışmış bebekler yer alıyor.

Bebeklerin yanı sıra doğum yapan kadınlar da çok zor şartlar altında yaşamlarına devam ediyor. Binlerce kişi evleri bombalandığı hastanelere sığınıyor. Kapasitesinin çok üstünde çalışan hastaneler hijyen standartlarına uyamıyor.

Gazze’de hala faal olan sayılı hastanelerden Şifa Hastanesi doktorları konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı;

-“Erken doğumlarda bir artış gördük. Bir fetüsün erken doğumunu ölmek üzere olan annesinin rahminden gerçekleştirdik. Bu bebeklerin çoğu yetim kaldı. Akrabalarına ne olduğunu ya da kim olduklarını bilmiyoruz bile”

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

-“Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Tıbbi malzeme, solunum cihazı ve temel hayat kurtarıcı ilaç kıtlığıyla karşı karşıyayız. Artık elimizde yoklar özellikle de erken doğum yapan bebeklerin yaşamlarının ilk iki saatinde verilen ilaçlar yok. Herkesten yardım istiyoruz. Böylece erken doğan bebeklere tıbbi hizmet sağlamaya devam edebilelim”

-“Yerinden edilen insanların çoğu buraya sığındı, o yüzden çok kalabalık. Çalışanlar çeşitli hastane departmanlarında hijyen ve sanitasyonu sağlayamıyor. Hastanemizde çalışma şartları felaket. Malzeme, alet ve çalışan sayısında kıtlık çekiyoruz. Bir kadın buraya doğum yapmaya geldiğinde doğum sonrası dönemde ya bizimle kalıyor ya da sığınak merkezlerine gidiyor. Kalacak bir evi ya da sığınak merkezi yoksa hastanede bizimle kalıyor. Bu da malzemelerde, yataklarda ve hareket alanımızda kıtlık olması anlamına geliyor. Hiç yer kalmadı, yarım metremiz bile yok”

 

 

 

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow